29 Haziran 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

29 Haziran 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Türk Safosunun Hayatı ar © — Ne ricat edeceğiz. dedi, ne reddüt. Açık sahrada imparator © Ordusuna hücum eyliyeceğiz. Şev. — ketlü efendimiz de başımızda bu. © dunacak, din uğrunda ve kendi “ uğrunda can veren bahadırları getirecek. Bunun aksini dü. şünenlerin imanından ve padişa- “ba sadakatinden şüphe etmek hak. © kımızdır. Çünkü bu devlet kuru. abdanberi, hiç bir padişahın se. © bepsiz düşmandan yüz çevirdiği “görülmemiştir, işitilmemiştir. ünkârın başka türlü düşün. düğünü, selâmeti gerilerde » aradığını bilen bir kaç kişi — yü. 'rekleri yana yana — bu doğru — sözlere itiraz etmek zorunda kal. “Sdrlâr, “Zatı şahaneyi bir arşidük. i karşı karşıya getirmenin hata “olacağını, İediler. Onların mü. taleasına göre, Avusturya İimpa. “ yatorunun bir bendesiyle silâh si- Tâha gelmek hünkârın şerefine ya. Okışmazdı ve arşidük Maksimliye. ni bir vezirin tepelemesi lâzım di. Bu zümre, hünkâr mah. den aldıkları ilhamla olacak, lunun oğlu Hasan Paşayı “ orduya kumandan olarak tavsiye. « den de geri kalmıyorlardı. © Hoca Sadettin, itiraz kabul et- — mez bir eda takındı: — Burlar, dedi, boş sözler, yi. n imparatoru, arşidükü, balyo. olmaz. Yılan, yılandan Düşman : ii düşmandır. Onun için, şevket. ha efendimizin ordu başında bu. ) almliları gerektir. © Meclis, daha fazla tereddüt gös- ermeği. höcanın fikrini kabul e. “ derek, kararını — sadrazam va. . sıtasiyle — padişaha bildirdi. Fa. sadrazama, şu “Benim lâlâm, Seni o burada serder bırakıp benim b. ne mahzur © “Tegefül ve tecahül ederek, fik- rinde ısrar gösteriyordu. > Fâkât Sadettin, daha inatçı çıktı. rkak bünkâri yola getirdi. O. m be neticeyi elde etmek için sdişaha şu kısa sözleri fısıldama- a kâfi gelmişti: l Fitil iatifini hiç bozmadı, ve: “— Bir şeyi yok... Dedi. Numara yapıp duruyor yan geldiği yetişmiyor. « muş gibi, şimdi bir de bana doktor, ilâiç parası © verdirecek! Fakat ben, o &nayiliği yapmıyacağım! © — Melâhatim olanca kanı yüzline birikmişti: © “e Bari, dedi, Veznevilere koş ta, doktor Mem. kaltak... İşe &l sürmeyip, ilsizı, gaza sevabından hisse” — İstanbula gitmenizin imkânı yoktur. Çünkü kul tayfası birak. maz. Şayet aysk direrseniz, onlar dahi ardınıza düşer, ülkeler viran olur, âkıbet te pek vahim çıkar. Sultan Mehmet, Rocanın ne de. mek istediğini unladığından, de. rin derin içini çekti: — Pekâlâ, pekâlâ, dedi. Kala. ım, ıztirap çekelim, Zehir yuta. ım. Tek sizlerin keyfiniz yerine gelsin! Waziyet te bu uysallığı zaruri gösteriyordu. Zira iki ordu kar. şı karşıya bulunuyordu. Böyle bir anda padişahın geri dönmesi kaç- maktan başka bir suretle tefsir olunamazdı ve yeniçerilerle si. pahiler de — hocanın dediği gi. bi — böyle namertliğe kolay ko. lay müsamaha © gösteremezlerdi. Önür için Sultan Mehmet — 26 teşrinlevvel sabahı — harbe baş. Yamak emrini verdi. Kendisi, or. dunun ortasındaydı. Arkasında al. tı bölük halkı, sağında vezirler, solunda Rumeli ve Anadolu ka- ?askerleriyle beraber hoca Sa. dettin bulunuyordu. arp, öğleye kadar iki taraf. tan birinin o üstünlüğünü hissettirmiyen şekilde geçti ve or. dular yerlerini o muhafaza etti. Yelmz Türkler, mühim bir ba. #aklığın geçit yerine hâkim olan kiliseyi ele geçirmişlerdi, içine bir kaç top koyarak, oradan da düşmanı taciz etmek imkânını Bulmuşlardı. Fakat üğle üzeri Al manlarla Macarlar — yirmi bin kişilik zırhlı bir süvari kuvveti teşkil ettikleri halde — 'Türk or. dusunun merkezine doğru bir hü- cum yapmışlar ve ilk şaşkınlık. tan istifade ederek, hedeflerine de ulaşmışlardı. . Bu bal, büyük bir kargaşalık uyandırmıştı, niza. mı ve intizamı altüst etmişti. He- le padişahın vaziyeti pek acıklıy- dı. Öndeki safların birden dağıl. dığımı, orduda bir çözülme belir. diğini, atları ve kendileri demirle örtülü düşman süvarilerinin mız. raklarını sallıyarak kendine doğ- Tu gelmekte olduklarını görünce, zavallı adam fenalaşmış, “En son l TEFRİKA No. 87 Muharebe Übey © Padişah Ordunun Ortasında, Sağın Sağında Vezirler, Solunda Hoca Sadettin Efendi Bulunuyordu bana bunu mu gösterecektin bhoca,, diye Sadettin efendiye bir sitem kekeledikten sonra kaçmağa kal. kışmıştı. Hoca Saddetin, soğukkanlılığı. nı muhafaza ediyordu. Vaziyetin pek kötü olduğunu takdir etmek- le beraber, henüz ümitsiz değil di. O sebeple padişahı taşıyan a- tın dizginlerine yapışti ve firara hazırlanan hünkâra çıkıştı: — Ölmek var, dedi, kaçmak yok. Zaten kaçmaktan f#aydala. namazsın da. İşte düşman gelip çâttı. Nereye gideceksin? İyisi ye. rinde dur, askerine örnek ol! Onun bu tecellüdü büyük bir İnhizamın önünü aldı, hiç olmaz- sa, ricati umumileştirmedi ve biz. zat padişahın sdamlarmı dağıl maktan kurtardı. Fakat düşman süyarileri yaklaşıyordu. Biraz son. ra onların padişahı da, hocaları da esir etmeleri muhakkak gibi görünüyordu. Sadettin efendi, bu tehlikeyi elle tutulacak kadar a- çık ve yakın görünce, sakin sakin şu mütaleada bulundu: — Ağırlıkların arkasına çekile- lim, orada harbin alacağı şekli bekliyelim. Ve hünkârin atını yedekliyerek geriye çekildi. . Eğerde duramaz. bir hale gelen Sultan Mehmedi tehlike mıntakasından hayli &. zakta bulunan müteferrika ağası Yunus Beyin çadırına kadar gö. türdü: — Buyurun, dedi, inin, burada dinlenin. Unutmayın ki, nusret sıra ile, genişlik darlıkla bera. ik, hiç şüphe yok, güçlükle birliktir. Siz de sabre- din ki, kazanasinız. Güçlükle da. yanınız ki, kolaylıkla eresiniz!.. Şimdi düşman süvarileriyle pa. dişah arasında çadırlar, ağırlık de. nilen levazım yükleri bulunuyor. du. Süvariler, yüz doküz top ta zaptederek, ağırlıkların üzerine düşmüşlerdi. OO hattı geçerlerse, padişahı da yakalıyabilirlerdi. (Devamı var) .duh Şerif Beyi çağır... Hani sana aulattığım ihtiyar “doktor yok mu? İştç onu... Fukaralardan para al az ol © Fitil bu sefer de başka bir bahane buldu ve: © “ — Ben, dedi, yabanm hergelesine nikâhlı karı- © mın ötesini berisini elletemem!,, : Bu cevsp, Melâhati iyice hiddetlendirmişti. Da. pa fazla kendisini tutamıyarak, isyanla haykırdı: “.— Alçak herif. Eğer gidip doktoru getirmez. sen sen bilirsin: Atimallah, pencereleri açıp: © “— Katil var!,, Diye avazım çıktığı kadar bağı. © rınım! Sen, göz göre göre, öldürecek misin kadını!, © Fi), sadece bu tehditten korktuğu için, istemiye i Gistemiye © bedava doktoru çağırmağa giderken, bi- © çare Zehranın morarmış yüzüne, iğrenç bir kinle baktı! $ —i— « Fil Kadri, bodrum pelesu inen merdivenlerin © başından aşağı seslendi: -- Ayşs hanım!.. © Esranlıklardan, Ayşe hanımın kalın sesi cevap © verdi: © — Hmm — Tanıdın mı sesimi? — Fit sen misin? — Benim... Yalmz mısın? ğ — Ne vardı? — Sana söyliyeceklerim vardı da?, — Buyur öyleyse! © Bodrumda karşı karşıya geldikleri zaman, gülerek; ; O©<— Kusura baktna, dedi, konağın kapısını kü“ © matmayı unuttum!,, Fitil TAN BULMACA Dünkü bulmacamızin halledilmiş şekli 223 465 6 78910 BUGÜNKÜ BUL 133 45 69 a. dese SOLDAN SAĞA VE YUKARDAN AŞAĞI: 1 — Bir nota g Tebşir. 2 — Düz razi g Noksan. 3 — Elrafı deniz g Mevru, 4 — Bir harf © Kadınlar çoz kulle- nir g Sapı, 5 — İlâve © Bir hart değişirse, lâ olur g Bir harf. 6 — Bir ay © Parmağa sürülür, 7 — Mussyı halırlatır © Bir isim & gördüler. Hicap, 8 — Psikolojik g Bir sesli harf © Yapmak, 8 — Bir meyva © Foyduk. 10 — Bir hart gi YENİ NEŞRİYAT : » DİŞ TABİPLERİ GEMİYETİ MECMU. ASI — Bu aylık meslek! ve ilmi mecmu-| arın BI inci sayısı çıkmıştır, e BİLGİ YURDU — İlim, sanat, felsefe ve edebiyattan bahseden bu hin onuncu sayını & t BURDUR — Burdur Halkevi dergisinin 5 İnci sayım çıkmıştır. İstanbul Henci İflâs © « Memurluğundan : z . (Tashih) Bir borçluya ait ve Beyoğlu Alyan sokak Pirpiryani apartmanının ze min katındaki dairede mevcul kıymet il eşyaların satışı 17.939 cumartesi VR ye, Pu Biletler saat 14 te yapılması daha mu- İlk — Tahmin vafık olacağı cihetle cuma günü için teminat bedeli olan ilânm cumartesine tashih edil- diği ve pey verip te birinci artırma. 65,40 871,94 da kendilerine 6 parça eşya ihale e- dilen müşterilerin İlânda yazılı cu. (o 5938 (o 791/72 martesi günü sant 14 de kadar baki- ye paralarını getirip esyaları alma » dıkları takdirde icrâ ve iflâs kanu- nunun 118 inci maddesi mucibince mezkür 6 parça eşyanın dahi satıla- cağr ilân olunur. (18837) TEFRİKA No. 13 Ayşe hanım, renkleri solmuş diş etlerini göste. verek sırıttı: “— "Tabii, dedi, senin gibi serseriden başka ne beklenir? Babanın konağında kapı yoktu ya? Bunları söylerken, emzikteki bilmem kaçıncı 60. cuğunu kapkara bir köşeye biraktı: Ellerinin ser- besi kalmasını istiyordu. Fitili görmek için, diğer çocuklar da yanlarına aokulntuşlardı. Piti, onları yanlarından savdiktan sonra, hanıma: © “— Sana, dedi, bir teklifim var. Bu söz, Ayşe hanımı; bir müjde gibi sevindirdi: Çünkü her hangi bir teklifin, onların başına, her gün çektiklerinder daha beter bir işkence getire. bilmesine imkân yoktu: “.- Hayrola? Diye, merakla ve ümitle sordu. Bitik “.— Benim, dedi, meyhanede, bir yardımcıya Y- *#iyacını vir... Dün, düşünürken, aklıma senin Mü. rüvvet geidi!. Bu sözler, Ayşe hammi, nedense kuşkulandır. miştai “ Mürüvvet, dedi, daha parmak kadar kız... O ne iş görebilir ki? Fitil: Ayşe “— Canım, dedi, biz de ona dağ devirlecek de- ğiliz ya? Ev işlerinde; bizimkine yardım edecek. Ortalığı silip süpürecek, arasıra da, müşterilere bizmet edecek... “— No biçim hizmet but Ayşe hanım, bu suali sorarken, gözlerini Pitilin göz bebeklerine dilemişti: Onun ne düşündüğünü, ne yâpmak istediğini okumak istiyor gibiydi. Fitil, pişkin pişkin güldü ve: “ — Canım, dedi, ne işkilleniyorsun? Meyhane. nin hizmeti ne olur ki? Masalara, meze, ekmek, şu, bu götürecek... Boş tabakları taşıyacak... Fulan, filân «.- Senin hetun ne oldu? O hamarat kız, avuç içi kadar meyhanenin işine yetişmiyor mu? Fitil, siki clini beline koyarak, kollarını testi kulpu biçimine soktu, ve: “O, dedi, nah böyle şişti: Bilmem kaç aylık gebe... Doktor, yerinden kimıldanmasına bile izin vermiyor: Çünkü, hareket ederse, çocuk ta düşer. miş, kendisi de tehlikeye girermiş! Zaten, benim iki ayağımın bir papuca girmesi de bundarf ya? Ne yapacağımı şaşırdım kaldım. Ayşe hanım: “.« Demek, dedi, çocuk istiyordun?,, Cocuk...” Çocuk... Bu kelime, dalgın dalgın sual Hükümetin iştirakile EMNİYET - İSTANBUL, “BÜKREŞ Hava Postası Seferleri Istanbuldan : Pazarlesi, Çarşambave Cuma günleri saat 8,15 te hareketle : Ayni mahallere ayni gün muvaselst oden Budapeşte, Viyana, Ber. lin, Belgrad, Zagreb, Venedik, Milâno, Turin, Amisterdam, Varşo- hareket VAĞONLİ, SERVİS MARİTİM RUMEN acentalığı bürosunda satılır. İstanbul soran Ayşe hanımı, nedense içi iç düşündürüyor. 20-6.939 HER KESEYE ELVERİŞLİ “İHAS TRAŞ BIÇAĞI HER ÜÇÜ DE MEMNUN Çünkü yeni çıkan HAS bıçaklarile gayet mükemmel k ucuz traş olmak kabil olduğunu tecrübe ile 10 tanesi 15 kuruştur. HASAN ve PASLANMAZ Traş Bıçakları Dünyanın en mükemmel ve yüksek ve kibar zevatın ağıdır. en hassas traş Deposu: Hasan deposu; Sirkeci Liman han altında MOR EN SÜR'A: Rumen Hava Postaları SÜR'AT - İSTİRAHAT yanın en Modern, Ticari Tayyarelerile at 10,30 da Bükreşe muvasalat, eden tayyarelerle hemen aktarma yapılır. KATLA, İTTA ve Galatada Tabir Nanimda Belediyesi İlânları Darülâceze avlusundaki yaya (kaldırımların Çi. mento çini ve sahanlıkların Beton inşası Merkez efendi mezarlığı ihata duvarı konulacak Tel parmaklık ve kapı yapılması (4503) du; Onun karm, — sanki müzmin bir hastalığın u- ru gibi —muntazam fasılalarla tümseklenirdi. Ayşe hanım, doğan ve ülen çocuklarını düşünürken, tıp. kı yarasını yoklıyan bir insan gibi, eliyle — gayri ihtiyari — ikide birde tümseklenen karnını sıvaz“ yordu. Gövdesinden mütemadiyen kopan çocukla. rım yolunu kesmek için baş vurmadık çare bırak. mümıştı, Fakat bütün bunlara rağmen, çocukların dahu biri ölmeden, öteki doğuyordu. Ayşe hanım, doğurmamaktan “ümidini kesince, ölüme alışmış'ı. Şimdi artık doğumlara ve ölümlere karşı mütevek. kil ve âdeta lâkayttı. Doğan yavruları öldükçe, © kendi kendine; “— Ne yapalım? Diyordu, demek ki, bunun kıs. meti de bu kadarmış! Ya hiç doğmasaydı7 Bari bu kadarcık olsun, dünyayı görmüş oldul.. Sonra, içini acı acı çekerek, kendini teselli ederdi: “— Gözleri açık gitmiyorlardır: Zira o kadarcık zaman içinde bile, dünyanın, gelinmeğe, görülmeğe değer bir yer olmadığını anliyorlardir!,, Fitil Kadri: “— Evet... Dedi... Artık, başımızı sokacak bir yu- vamız var, Bir de yavrumuz olsun dedik! Fakat, çocuk doğuncıya kadar, bir yardımcıya muhtacız: Çünkü Zehra kafayı yastığı vurunca, bütün işler yüzüstü kaldı, Ben, ev işlerini becere. mem. Ev işlerine, Melâhatin aklı da benimkinden pek fazla ermiyor. Eğer Mürüvvet gelirse, rahat bir nefes alabileceğiz. Ayşe hanım yine dalgındı: “— Dur hele. Dedi, bir kere düşünelim. Zira sen, benim Mürüvveti, neliklerle yetiştirdiğimi bi- lirsin. Benim sana emniyetm yok değil sma, kızın gahşucağı yer midemi bulandırıyor, Orası ne de ol. sa, bir meyhane... Sarhoşü da gelir, hayırlısı da, ba. yırsızı da... (Devamı var) « üzerine Tahmin bedelleri yukarda yazılı işler açık eksilimeye konulmuştur. İhale 7/7/939 Cuma günü saat 14 de daimi encümende yapılacaktır. Şarlname Zabıt ve Musmelât Müdürlüğü kaleminde görülebilir. Ta- Bplerin teminat makbuz veya mektuplarile ihale günü muayyen saat. te dulmi encümende bulunmaları.

Bu sayıdan diğer sayfalar: