20 Ağustos 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

20 Ağustos 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

20-8-939 i/ hile > ars Suikast Meselesinin Sait Mollanın Tezviri Olduğunu Ve Meseleyi de Eniştesinin Hallettiğini Bilmiyordu Vahdeddinin sararan çehresi 80. murtmuştu da. Hakkıda vardı. Çünkü, suikast meselesinin, Said Mallanın tezviri eseri olduğundan haberdar bulunmadığı gibi hal'i teşebbüsü işinin de eniştesinin e- seri tertibi olduğunu bilmiyordu tabii. Entrikacı Ferid, bu 'tertibi ile Vahdeddini tehdit ve mevkiini tahkim etmek istiyordu. Yoksa, Vahdeddine söylediği gibi ne böyle bir tasavvur ve ne de teşebbüs var dı. Açıkçası, maksadı padişahı korkutmak ve hükmü altında tut maktı. x Mü Varlığı, OÇatalca ve havalisinde temsil ve müda. faa eden Dramalı Halil Beyle ar- kadaşları “Babankaş,, köyü civa. rındaki Harbiye tabyasını kendi- lerine merkez edinmişlerdi. Buna da sebep, Kalfaköy, Dağ Yenice ve Kestanelik Rumlarının, o sirada »ssiz ve muhafazasız bulunan İs. tihkâmlara alt binaları yıkmağa, keremit ve kerestelerini köylerine taşımağa kalkışmaları olmuştu. Hattâ, bu nankörlerin, kamaları alındığı için ruhsuz birer ceset gi- bi oldukları yerlerde uzanan top. ları bile tahrip edecekleri haber alınmıştı. Müfreze, Harbiye tab'. yasını kendine merkez edinmekle, hem bu alçakça teşebbüslere mâni olmuş, hem de fırsat buldukça et- rafa saldıran çetelerin şerlerinden, civardaki müslüman köylerini ko. Tumuş oluyordu. Dramalı Tatât Avemm kuman. dasında bulunan diğer kuvvetli bir milli müfreze de; icabında Ça- talcayı muhafaza etmek üzere, kasabaya hâkim bir mevkide bulu- nan Ferhad Paşa camisinin geri sindeki tepede bulunuyordu. Bu müfrezenin devriyeleri her gün muntazaman Büyükçekmeceye ka. dar iniyor, oradaki milli teşekkü. lü idare etmekte olan Nusret Bey» le temas ediyordu. Nusret Bey de her gün devriyeler çıkarıyor, Kü. çükçekmece imamı Mehmet, aha. liden Kadri ve Dede Ahmet Efen. diler gibi canlarını ve faaliyetleri- ni milli emeller uğruna hasreden fedakârlarla Çatalca müfrezesi a. rasındaki bağlılığı koruyordu. B: sıralarda, Milli teşkilârm Yeniköy şubesi, Damad Fe. rid hükümetinin ani bir baskınına uğramıştı. Köylerini müdafaa ve baskıncılara mukavemet imkânını bulamıyan milli müfrezelerin ihti. yat efradı, silâkları ile ancak ke- çabilmişlerdi. Baskmetların başı, köyün jandarma kumandanı Tev. fik Çavuş ile Arabacı Mehmet ağa. yı, milli müfrezelere yardım etmek suçile tevkif etmişti. Bulunduğunu haber aldığı cephane ve silâhları ele geçirmek için de birçok evleri aramış, sahiplerini hirpalamıştı. Fakat yaptırdığı zulümlere rağmen biç bir şey bulmağa muvaffak ola. mamıştı. O gün, Yeniköyün bu suretle basıldığını haber alan Dramalı Ha MI Bey, mukabil bir baskın ile kö- yü ve köyde saklı silâhları kurtar. mak için Harbiye tabyasından ye- niköye gitmek üzere yirmi feda. kârla yola çıkmıştı. Hızlı adımlar- İs Dursun köyüne doğru ilerliyor. lardı. Ne yazık ki, Damad Ferid hükümetinin, Yeniköyde bulunan kuvvetten başka iki kuvvetli müf. rereyi de kendilerini derdest ve #mhaya memur ettiği haberini he. nüz alamamışlardı. O sıralarda, sarayda çalıştırılan İhanet sürüsünde, yepyeni bir şah- siyet belirmişti. Kasdi menfaat mi, yoksa şöhret mi kazanmaktı bili. pemez, bu adam, diğerlerine naza. ran dâha çalışkan ve atılgan gö- rünüyordu. Arap Mehmet Ali adı- n! tasıyan fakat, dini ve milliyeti Tefrika No. 138 Vahdettinin Çehresi Sararmıştı anlaşılamıyan bu kara yüzlü düş- man uşağı “İstavri,, isminde Bo. ğaz köylü bir Rumun klavuzluğu ve avcılık bahanesile İstanbuldan çıkmış, Büyük ve Küçük Çekme. celer arasında bulunan “Anarşa, köyünde yuva tutmuştu. Bu köyün papazı Kostantin vasıtasile elde ettiği birkaç rankörü de yanına &- larak uzun bir keşif seyah çıkmıştı. Feyruz köy, Ömer çiftlikleri, Yarımburgaz köyü, Ak- çeburgaz ve İskeçe çiftlikleri civa. rile Büyükçekmece gölünün şimal kısmında, Muha ve Hadımköy is- tikametlerinde beş on gün dolaş- Gezdiği yerlerde, kaldığı çiftlik ve köylerde, kendisine zen- gin bir av meraklısı süsü veren ve su gibi para harceden bu habis, o civarlarda bulunan ve barınan mil. li müfrezelerimiz hakkında bir hayli malümat edinerek İstanbula dönmüş, verdiği malâmat ile uşak lığını ettiği efendilerinin sevinçten başlarını döndürmüştü. İhanet ocağının şahlanan ©. lebaşıları Arap Mehmet Ali fle başbaşa vermişler, Milli müfre- zeleri avlamak için, akıllarınca dört başı mamur bir takip plânı meydana getirmişlerdi. Bu plâna göre, Kürt Mıstığın kumandasında bulundurulacak kuvvetli bir müf. reze Küçükçekmeceden, ve polis merkez memurlarından (S) Beyin idaresine verilecek diğer bir müf. rez& de Eyüpsultandan hareket e. deceklerdi. Bu iki müfreze rastla- AN EE Ki ENE ARA KADINLARDA UR HASTALIĞI Bayanların da uzuvlarının he- men her yerinde ur çıksbilirse de en meşhuru çocuk yatağında pey- da olan urlardır... Bir hekim ho. casının istatistiklerine göre, beş kadın üzerine bir tanesinde bu urdan bulunur. OoAncak hocanın tuttuğu İstatistik, yalnız kendisi- nin gördüğü kadınlar arasında ol. duğundan, onun görmedikleri de hesaba katılınca, bu nisbetin mü. balâğalı olduğu meydana çıkar. Bununla beraber, bir hastalıktan dolayı kadın hastalıkları müte- acaat eden bayan- ur hastalığına tu- Bütün urlar gibi, çocuk yatağın- da peyda olan urun da asıl sebebi bilinmez, Şu kadar ki, çotuk yata. ği urunun, daha ziyade, hiç çoruk. suz yahut tek çocuklu kadınlarda çıktığına hekimler pek eskidenbe- ri dikkat etmişlerdir. Bundan de- lspı kadınlık hormonlarının iyi işlememesiyle ur çıkması arasın- da bir münasebet olduğuna inan- Bu fikre kuvvet y, cocuk yatağında ur bulunan bir kadın gebe kaldı. Bı vakit, urun yumuşaması, kü- çülmesi, © bazılarında çocuk doğ- duktan sonra büsbütün kaybol masıdır... Kadınlığın sonbahari da da, bir coğunda, ur küçülür, küçülür, âdeta kaybolur, Bu da w- run kadınlık hormonlariyle müna. sebetini gösterir: Bu sefer azal. masından doları değil, artık ewtla alış verişi okalmamasından dolayı... Bu hastalığın soya çektiği de şüphesizdir. Cürkü ayni aileden bir kaç kadında birden görüldüğü ölür, Hastalığın alâme#leri AK ile 50 Yaş srasında meydana e'karsa da ur 25 ile 30 yas srasında büyü- ma« haslamış sayılır. alâmet, cok kan kaybetmek- tir, fakat durup dururken değil, Pemen daima kadınlığın muavven günlerinde. O günlerde hem kan öneeki zamanlardan daha fazla gelir, hem de o günler, önceki za- ve fundalıkları araya taraya iler. liyerek tayin ettikleri bir nokta. da birleşeceklerdi. Bu müfrezele. re gezecekleri havalide gözcülük ve habercilik suretile yardımda bulunmak üzere, yirmişer de açık- göz ve tecrübeli karakulak verile. cekti. Ayrca Rum köylerinin de muavenetleri temin edilecekti. Yapılan bu plâna göre bütün hazırlıklar bir bafta içinde bitiril. miş ve silâhlandırılan çeteler iha. net yolunda harekete geçirilmişti. | Bu kara kuvvetler, birbirleri ile bağlılığı koruyan kuvvetli posta- lar halinde ve geniş bir cephe Üze- rinde ilerliyor, Rum köylüleri ile Karakulaklar da gözcülük ve ha. bereilik hizmetleri görüyorlardı. Bu defa gerçekten çok tedbirli ve | intizemli hareket ediyorlardı. BIL hassa hedeflerini, yürüyüş istika- metlerini Türk köylülerden saklı. yor, etrafa yanlış haberler yayarak ve yaydırarak milli müfrezeleri tuzağa düşürmeğe uğraşıyorlardı. İşlerinde gerçekten muvaffak da olmuşlardı hani, Bu kara kuvvetlerin gözcüleri Dursun köyüne vardıkları gece, Dramalı Halil Bey ile arkadaşla. rı da bu köye girmişlerdi. Fakat, Halil Bey hissettiği herhangi bir lüzum üzerine arkadaşlarını orada birakmamıştı. Müfrezeye klavuz. Tuk eden Halil Ağa ile beraber, “Hacı Maşlı,, ya göndermiş, ken- di de ertesi sabah hareket etmek | üzere Dursun köyünde kalmıştı. (Devamı var) manlardan daha uzun sürer, Se. kiz gün, on gün, on iki gün. Ur bulununca o kadınlığın son'ahar mevsimi de çok defa gecikir. Ba- yan elli yaşına, elli iki yaşına ge- o günler hâlâ devam eder. Hastalıksız olsaydı, hoşa gidecek bir hal ama, sebebi hastalık olun- en. — Bazılarında vr bulunduğu halde hiç kan gelmez. Buda ur çocuk yatağının içinde yahut ke- narlarının arasında olmayıp ta, di- sarısında olursa... Çok kandan sonra da beyaz a. kintılar. Kimisinde de arada sıra. da birdenbire sade su boşanır: Renksiz yahut, açık limon yarısı renginde bir su, bir litreye kadar. Daha sonra da ağrılar, Fakat ağrılar, kan kaybettirmiyen, ç0- cuk yatağının dışarısında, karnın içinde büyüyen urlarda olur. Ta- bli Obir yeri tazyik etmesinden. Tazyik ettiği yere göre da ağrının yeri değişir, En sonra da karnın büyümesi. Ur ne kadar büyükse, karında © kadar çok belli olur, Otuz, hattâ elli kilo ağırlığına kadar büyük urlar görülmüştür. Ur, kendi haline bırakılırsa, bü- yümesi durabilir. Eiç bir rahatsiz hık vermemesi mümkündür. Fa- kat türlü türlü marifet gösterdiği de vardır; Bükülür, kangren olur, mikrop kapar ve sarkom olabilir. Sonradan ne olacağını, (o önceden kestirmeğe de imkân yoktur. Onun icin, belli günlerin fazla uzamasından ve cokça kan gebne- sinden dolayı urdan süphelenince, mütehassıs kadın hekimine müs- yene edilmek lâzımdır. Müehassıslar, çocuk vatağında urn İlâelerla, konhealarla, elet trikle, rönteen ısıklarivle, radi- yomla, en sonra An, ameliyatla te- davi ederler, Tahif. uruna ve onu tasıyan havanın haline göre, Bu zamanda temiz femiz ame. liyat yanıp, uru çıkarttırmak pek kolay olduğundan, mütehassıs he- kim smeliyata lüzum gösterince, tereddüt etmeğe hic bir sebep yoktur. /223333323332333333333333333333333333233353 Casusluğa Ait Hikâye Serisi BEYAZ ZENCİ Yazan: Arthur Mills - Çeviren: Cevat Şakir hada) 23233333332 X Mi? Klotz gerek burada, gerek Pa- riste güzel bir malümat parçası e- le geçirmek fırsatını bulur da, hiç tehlikelidir, diye ele geçirmez olur mu? Asıl mesele onu nasu tuzağa düşüreceğimiz? Evvelemirde onu Parise gitmiye razı edeceğiz. Ondan sonra güzle. rinin önüne güzel bir malümat pgrçusı sallandıracağız. O, hah ke. lepiri buldum, diye davrandı mı idi, kafese girdiğinin resmi olacak.,, — Ne dersiniz? Fransız ikinci büroya haber versek te onlarla el- ele çalışsak?,, “ —Onu ben çoktan düşündüm. Fakat tehlikeli oyun. Çünkü Xran- sada bu gibi işlerde her zaman bir ajan provokatör, yani kışkırtıcı bir #jan kullanıyorlar. Şu Dreyfüs i- şinde yapılmış olduğu gibi, bu iş te de, Fransız zabitinin biri, Drey. füs hâdisesindeki usulü takip et- mekle Fransaya büyük bir hizmet elmekte olduğuna kafi olur. Hak buki Klotz, mutlaka kendisine oy- nanmak istenen oyunu çakar, Fran- sızların verecekleri (o yalanciktan malümatın yalancıktan olduğunu anlar ve mantara basmaz. Bu fik. ri terkedelim, Mesele şudur: Klotz'un göz ö- üne tutulacak malümat ne biçim malümat olmalıdır ki, o malümat uğrunda kendisini tehlikeye koy- mağı göze alsın. Senne dersin? Klotz acaba Parise gider mi?,, “— Gitmesine gider. İşin o ka- darı oldu bitti, sayılabilir. Fakat Fransızların onu göz altında bulun- duracaklarını her halde bilir. “— Bittâbi bilir. Burada da ta. kip edildiğini pek kat bak meselâ bugün, bunu bildi- ği halde, hiç yapacağını yapmak- tan geri durdu mu? Ben bir mom- leketin kontrespiyonajına, Klotz kadar ehemmiyet vermiyen bir &- dama daha rastgelmedim.Şimdi Misj Wood pazar günü Parise büyük at yarışına beraber gitmeleri için o. na teklifte bulunur. Pazar günü sabahleyin tayyare ile buradân kal karlar. Ve pazar gecesi Pariste ka- lırlar.,, “— Böyle gece kalışlı seyahat- lere Mis Wood razı olur mu, maz mı bilmem.,, ol “— Oluru olmazı yok. Mut | laka gidecek.,, “— Bir insan bir kadını birer. kekle birlikte Parise gidip kalmı- ya mecbur edemez ki.,, “— Edebilir. O harbiye nezare- | tinin emrindedir.Onun evrakını ms | liye şubesinden geçir. Kızı Misis Wallace ole alp düzeltsin.,, “— Pek iyi efendim!, hore aldığı emri yerine ge. tirmek üzere kapıya doğru yürürken Albay Marshall: “.— Adı resmen kütüğe gaçtik. ten sonra, eğer plânımız mucibin- ce hareket etmek istemiyorsa, her zaman İstifasını vermekte serbest olduğunu kendisine bildir. Ben şim- diye kadar hiçbir ajanı, verdiğim emri arzusu hılâfına yerine getir- mek mecburiyetinde bırakmadım. Fakat ajan olarak kalınacak olduk. tan sonra emir yerine getirilmeli. dir. Hizmetten çıkıp çıkmamağı hep kendi arzularına bırakırım. Böylece hareket etmekle iş randı- manını çoğaltırım. Çünkü işi yar pan ekseriya istekle yapar.,, Shore Albay Marshall'e baktı. Artık tamamen ağarmak üzere 0 lan o kır saçlarile, ve o babacan bakışile, çok iyi yürekli ve müsa. mabakâr bir adama benziyordu. Fakat Shore, onunla berâber e. peyce çalışmış olduğu için, Mar- shall'in esas itibarile, ne çelik İ- radeli, gözü yılmaz adam olduğu- nu biliyordu. Hele, Avam Kama - rasının sualsiz, itirazsız verdiği tahsisatı mestureden maaşını çek. miye bir başlıyakoysun Mis Wood da Marsmall'in ne çetin. seciyeli olduğunun farkına varacaktı. is Favel, Ebury sokağındaki M eve doğru yola düzüldü. Mi- sis Wallace ona saat dörtte telefon etmişti. Ve sebebini bildirmeden, gelip kendisile beraber çay içme- sini söylemişti. “Sen sâat beşte bana gelip çay içeceksin., demişti. O kadar. Mi. sis Wallace'ın sesinden, artık Mis Favel'in, eskisi gibi her aklına e seni yapmakta hür olmadığını bil- diren bir diklik vardı. Artık dev- letin maaşlı bir hizmetkârı olmuş. tu. Misis Wallace'ı o gün gidip gör mek Mis Wood'un pek hoşuna git- miyordu. Rapor edilecek, bildirile. gün, Klotz Gan bir haber gelmemişti. Klotz'un ya telefon edeceğine, yahut kısa bir mektup göndereceğins emindi. Ama Klotz ne birini, ne ötekini yap mn GELE BLAKE Tam saat beş olunca Miş Wood, Misis Wallace'in kapısını çaldı. Ka- pıyı evvelce görmüş olduğu bir er- kek hizmetçi açtı. Faverin, bu, ü- çüncü uğrayışı idi. Adamın yü- zünde eski bir aile dostuna rasige- len emektar bir hizmetçi halı var- du. Her halde teşkilâta girmiş ol. duğu kendisine söylenmiş olacak- tı. Favel' «— Misis hemen gelecek., dedi, Kızı salona götürdü. “Misis Wal- Ice, Çin çayını mı, Hint çayı tercih ettiğinizi soruyor, du. Favel: © '— Hangisinden içerse, ben de ondan içiveririm,, dedi. Etrafına baktı. Şöminede ateş canlı yanıyordu. Şöminenin önüne karşılıklı iki koltuk sandalyası konmuştu. Kol. Wkların yanı başında da bir mar sa üzerinde, çay fincanları, şeker- danlık, keykler ve çay öteberileri vardı. canlı (Devamı var) Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü Rektörlüğünden : Bu yıl Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsünün Ziraat veteriner fakülte sine kiz ve erkek, orman fakültesine yalnız erkek parasız yatılı, paralı yatılı ve yatısız talebe alınacaktır. Enstitüye yazılabilmek için aşağıda. ki şartlara uymak gereklidir: I — Türk iabiiyetinde bulunmak, lise mezunu olmak ve olgunluk im- tıhanını vermiş bulunmak, (Türk liselerine muadilliği Maarif Vekâle- #lnce tanınmış ecnebi liselerin şahadetnameleri kabul olunur) veya Üniversite veya yüksek bir mektep mezunu bulunmak şarttır. 1 — Üniversite ve yüksek mekteplerden nâklen geleceklerin tabsil- lerine göre hangi sınıflara kabul edilecekleri hakkında rektörlük karar verir, HI — Enstitüye girecek yatılı talebenin yaşı 17 den aşağı ve 25 den yukarı olamaz. Nehari talebe yüksek yaş kaydına bağlı değildir. IV — Parasız yatılı talebeden beden kabiliyeti ve sağlamlıkları hak. kında tam teşekküllü bir hastane raporu lâzımdır. Rapor nümünesi Enstitüden veya ziraat orman, veteriner müdürlüklerinden tedarik ©- lunur. Bu nümüneden başka alınacak raporlar kabul edilmez. V — Enstitüye yuzılan parasız yatılı talebe iki ay içinde yeniden sağ- ik ve sağlamlık muayenesinden geçirilerek mesleklerinin istediği beden kabiliyetini gösteremiyenlerin enstitüden ilişiği kesilir. VI — Ziraat fakültesine girecek talebe bir devlet çiftliğinde staj gör- miye mecburdur. Bu sta! nihayetinde talebe imtihana tâbi tutulur. Stajdan sonra talebenin enstitüde nazari derslere devam edebilmesi için bu imtihanda muvaffak olması şarttır. Staj müddetince talebeye 30 Yira aylık verilir. Yatacak yer parasız olarak çiftlikte gösterilir. Staj talebenin yemesi ve içmesi de enstitüce temin edildiği takdirde kendi. lerine bu 30 lira verilmez. VI — Parasız yatılı talebeden staj veya okuma devresi içinde her ne svretle olursa olsun kendiliğinden stajım veya tahsilini bırakanlardan veya cezaen çıkarılanlardan hükümetçe yapılan masrafları ödeyecekleri hakkında, verilecek nümuneye göre holerlikten tasdikli bir kefaletname alınır. Enstitüye girmek isteyenler, yukarıda yazılı sağlık raporundan başka Mse ve olgunluk diplomasını veya tasdikli örneklerinin ve nüfus tezkerelerini, polis veya belediyeden alacakları hüsnühal kâğıdını aşı rapoturlu orta ve liselerde görmüş oldukları askeri dersler hakkındaki ehliyetnamelerini iliştirerek el yazılarile yazacakları pullu bir dilekçe Me ve 6 tane forografla birlikte doğruca Ankarada Yüksek 7: t Ens. titüsü Rektörlüğüne müracaat ederler. Talipler dilekçelerinde hengi fakülteye kayıt olmak istediklerini bildirmelidir. IX —— Pulsuz veyr usulü dairesinde pullanmamış olan ve yukardaki maddede yanlı evrak ilişiğinde olmıyan dilekçeler muteber değildir. X — Parasız Yatılı talebe alınmakta birinci ve sekizinci maddeda ya- zili vesikalarla vaktinde başvuranlar arasında pek iyi veya iyi dereceli ve fen kolundan olanlar tercih olunur. XI — Veteriner fakültesi tahsil müddeti bu seneden itibaren yeni ka- bul edilöeek talebeye şamil! olmak üzere beş senedir. XII — Cevap isteyenler ayrıca pul göndermelidir. XII — Baş vurma zamanı 15 Ağustos 939 tarihinden Eylülün 30 wn. cu günü akşamına kadardır. Bundan sonraki müracaatlar kabul edil. mez. “2705. “6167.

Bu sayıdan diğer sayfalar: