24 Aralık 1934 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 6

24 Aralık 1934 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYIFA & — Loyd Corc sahnede Yeni tekiiflerle bütün fırkaları bir Ruzvelt siyasetine çağırıyor! . Bay Loyt Corç yası mesaar Başında. Loyt GCore'un bütün fırkaları ulusal bir kurtuluş hareketine çağırması, poli. tika adamları tarafından hayretle karşı- lanmamıştır. Bu eski ingiliz başbakanı- min sön zsamanlarda sryasal faaliyetler göstermemiş olması, harb hatrralarına dair yazmakta olduğu kitabla farla uğ- raşmasından ileri geliyordu. Son haftalarda liberallerden ve mu.- hafazakârlardan bir çok genclerle konu. şan, münakaşa eden Loyit Corc, niha- yet İngiltere'de bir Ruzvelt politikası güdülmesi lüzumunu duymuş onun için böyle genel bir teklifte bulunmuştur . Henüz bu teklif tamamlanmamış ve proje bitirilmemiş ise de birçok yerleri dolaşarak oralarda bulunan - seçicilere ökonomik plânlarımı, iş bulmak, iş bö- lüşmek hususundaki düşüncelerini ve İngiltere bankasını uluş kontrolu altına almayı teklif eden para sıyasasını izah edecektir. Her ne kadar bugün 7i yaşına gel mişse de avam kamarasında giriştiği t Corc kendisinden mlardan daha fazla canlılık ve enerji göstermiştir. Loyit Corc'un yeni teklif edeceği plânlaşma plânı bir kitab halinde çıkacal: ve yeni yılın Ük günlerinden birinde verilecek bir ziyafette iyrad olunacaktır. Bu yeni teklif, sryasa adamlarına ol. duğu kadar bankerlere, sanayicilere, çiftçilere ve her türlü düşüncedelti adam lara hitabetmekte, hepsini vazileye ça- gırmaktadır. Haber aldığımıza göre Loyit Corc, hiç bir fırkanın yardımı olmaksızın &- yasal bir harcket yapacaktır. Kendisi, seçicilerden bir çoklarına busünkü fırkalar sisteminin artık bir mana ifade etmediği kanastinde olup genel secimden evel, bu yolda propagan münakasalarda L gök genc olan a da ile başlanacak olursa, bir çoklarının bu harekete taraftar çıkacaklarımı, bu su retle muhafazakârların da, sosyalistle . rin de ekseriyet alamıyacaklarını düşün mektedir. Mubhafazakârlarla — liberallerin İleri düşünceli olanlariyle avam kamarasında hükümeti bu yeni politika sistemine uy mağa mecbur etmek kabil olacaktır. Son aylarda Loyit Core'un istikbali hakkında birçok şayialar çıkmıştı. Bunlar arasında kendisinin bugün. kü ulusal partiye katılacağı söylendiği Kibi, sosyalist fırkasma üye olacağı da söylenmişti. Orta yerde kati olan bir şey varsa o da İngiltere'nin savaş — yılları başvekilinin, bu ilerlemiş yaşında artık kıyasıya kavgalara girmek niyetinde olmadığıdır. B. Loyid Corc, kendisiyle evinde konuşan gazetecilere yeni sıya- sası hakkında şunları söylemiştir: — Bugünkü acun durumu ve şartla- rı karşısında ulusal bir kalkınma ve dir. ik kurmak için, ihtiyar ve tecrübeli bir sıyasa adamı taralından bütün fırkalara düşünmek ve işe başlamak teklifi yapı. hyor. İşsizlik meselesine gelince bu bü- Yük derd için geçici, hafif çareler salık vermek doğru ve faydalı değildir. Benim kanaatimce Bay Ruzvelt bu yolda bütün dünyanın uyması gereken bir vol tutmuştur.,, B. Loyit Corc, İngiltere bankası hak kındaki fikir ve kanaatlerini de şöylece bulâsa etmiştir: — Ben dalma İngiltere bankasının ulusal bir kontrola tâbi tutulmasına ta. raftar olmuşumdur. İngiltere, elinde bulunzn ve bir devlet bankası demek olan bir kurumu kontrolu altında bulun- durmayan bir tek ülke olarak kalmıştır. Onun için teklifimde bir inlelâp ma- hiyeti yoktur. Fransada yabancı işçiler meselesi Yeni fransız hükümeti zahire paza- rına olduğu kadar yerli işçi kuvvetle. Tinin de korunmasına çok chemmiyet vermektedir. Bakanlar meclisinin daha ilk top- Tantısında bu meselenin halledilmesi için iki encümen kurulmuş ve bu en- €ümenler derhal umumi kararlar — ver. mişlerdir. Zaten, yeni hükümet başba- kanı iktidar yerine geçtiğinden bir gün Öönce zahire meselesi ve işçi sıyasası hakkındaki düşüncelerini söylemişti. Çiftçilerin kriz dolayısile çektikleri ve işsizliğih soysal ve iç sıyasal reaksi. yonları ökonomi kriz'ine büyük ölçüde milessir olduğu göz önüne getirilince, böyle çabuk ve enerjik bir biçimde ha- rekete geçmenin sebebleri daha kolay anlaşılmış olur. | Sıyasal sıkıntının - azaltılmasrı için kriz vaziyetini doğuran bütün mesele- lerin halli ile alâkadar tedbirleri alma. dıkça hükümetin bir şey yapamıyacağı şüphesizdir. Ancak bazı teşebbüsler halkın haleti ruhiyesine mücssir olabi- lecek ölçüde elverişlidir. Hükümet sı. yasası bu bakımdan araştırılırken bil- hassa yabancı işçilere dair olan kısım dikkate değer mahiyettedir; çünkü makul düşünen herhangi bir hüküme- tin, hassatan Pransada, yalnız kendi İşçi kuvvetlerine güveneceği akla ge- tirilemez. Tutulan yolun engelli oldu- ğu hükümet mehafilince de bilinmiyor değil; ancak öyle sanılıyor ki, yabancı ülkeler rekabeti kazşısında yerli işçile. rin korunmuş olduğu anlaşılıncıya ka- dar bütün vasıtaların kullanılması iste- necektir. Bugüne kadar bu sahada harcanmış olan uğraşmalar sonucunda frensız İş. çi pazarını yabancı işçilerin kaplaması tehlikesinin hermen hemen ortadan kalk. mış denecek bir ölçüye geldiği de giz. li bir şey değildir. Hattâ, yabancı işçi- lerin iş alanından çektirilmesi hakkın- da tedbirlere devam edilmesi fransız ö. konomik yaşayış faydalarına aykırı bir iş olacağı da ileri sürülmektedir. 1930 da sayısı 1,.3 milyona varan yabancı işçi sayısı, bugün resmen 0,6 ve en gok 08 milyon olarak gösterilmektedir. Fransadaki yabancı işçi sayısı dünya savaşından önce de bu miktar etrafın- da dolaşıyordu. Büyük savaşta kaybo. lan işçi sayısı göz önünde tutulacak olursa bugünkü yabancı işçi miktarı makul bir ölçüyü göstermiş olur, Buna bir de kendi alarılarında yerli İşçisi ol- mıyan birçok ökonomi kollarında top- lanmış olan yabancı - İşçileri katmak lâzımdır. Savaştan beri fransız işçi pa. l verebilir. zarmın geçirmiş olduğu değişikilk se- beblerinin — derinliklerine — girmeden, ULUS ingiıizî Amerikan münasebetleri İngiltere'nin eski Dışarı İşler Ba- kanr Sir Osten Çemberlayn'ın aşağıda- ki yazısını, 16 ilkkânun tarihli La De- peş gazetesinden alıyoruz: Bükingham sarayından Deniz Ba- kanlığına giden geniş caddede, ingiliz deniz zabit ve askerlerinin, cenub Afri- kası savaşiyle Çin'de Bokserlerin ayak- lanmasında ölen arkadaşlarının hatıra- larının teyidi için yaptırdıkları bir abi- de görülür. Bu abide, etrafı gözetliyen bir deniz askeri ile, onun önünde yatan * bir arkadaşını gösterir. Abidenin kai- desinde iki kabartı vardır. Bunlardan birisi, büyük toplarla Leydismit müda- faasını yapan bir deniz — müfrezesini gösterir. Öteki de, Pekin'in müdafaası» na aid bir safhayı ve bütün ingiliz za bitlerinin hastalık veya yaralanma do- layısiyle savaştan harie kaldıkları bir anda, müfrezeye bir amerikan sabitinin kumanda ettiğini hatırlatı. Bu ame- rikan zabiti, etrafını çeviren askerler arasında, Üniformasının biçiminden ö- türü kolayca tanınmaktadır. bu kabart- maların mevzuları, deniz askerleri ta- rafından seçilmiştir. Başka hiç bir Ü- kede ölen arkadaşlarının — hatıralarını taziz için askerler tarafından — dikilen abidelerde, onlara başka bir ülkenin za- bitinin kumanda ettiiğ anı seçerek ve onu tesbit eden bir kabartma daha var mıdır? İngilizlerin amerikalılar hak- kında besledikleri arkadaşlık ve hısım- gılık duygusunu bundan daha eyi bir misalle anlatamam. Belki bazen bu akrabalığı çok ileri- ye vardırıyoruz. — Umuümiyetle hiç bir ingiliz bir amerikalıdan, — yabancıdan bahseder gibi bahsetmez. Biz amerika- İrları kendilerinden ayrıldığımız, ma- alesef iki defa kavga ettiğimiz ve bir- çok defalar uyuşamadığımız fakat dal- ma bize yakın olan, bizim dilimizi ko- nuşan, tarihimizin bir parçasını payla- şan, aynı din kitabını okuyan ve İn- gilterenin edebiyat alanındaki şerefle- rine bizimle beraber tevarüs eden h- sımlar gibi telakki ediyoruz. Adalarımızı terkedenler — arasında yürekleri acı dolu olanların ne kadar gök olduklarını unutabilirir. Wattâ, A- merika' şimdi bir parçasının haşka kaynaklardan gel- diğini, bizimkilere benzemiyen — âdet- ler, başka sempatiler ve başka ananele- re malik olduğunu da unutabiliriz. Pa- kat aramızdaki farkların doğru bir he- sabını yapsak bile, bizim amerikalrla- ra, ingiliz camiası dışındaki bütün u- haslardan daha yakın olduğumuzu ve ikimizin Ve aynı taraftan olduğumuzu sanıyoruz. İngiltere'nin en büyük menfaatinin barışta olduğunu söylemek, ingilir sı- yasasının en basit hakikatlerinden bi- ridir; fakat İngiltere ile Amerika ara- sındaki bir savaş birze öteki savaşlara göre o kadar aykırı, © kadar — tabiate mugayir ve o kadar “kardeş öldürücü,, geliyor ki, bunu bir ihtimal olarak bi- le göz önline almağı istemiyoruz. Bil. diğime göre ingilir hükümeti hiç bir zaman, Amerika'dan gelecek bit taar- ruza karşı nasıl bir korunma yapılma- 8: gerektiğini düşünmemiştir. Kanada ile Birleşik devletler arasında 5000 ki- Tometreden fazla usunluktaki — sinir tahkim edilmemiştir. Her iki ulus bu sınırda, koruma kıtaları olmaktan zi- yade, polis vazifesini gören kuvvetler nüfusundan büyük — ——— köylerden şehirlere yapılan akınların sonucuna, doğan yeni sanayie ve yerli işçilerin büyümüş olan yaşayış zaru. retlerine işaret çtmek isteriz. Fransanın gerek maden ocaklarında gerekse çiftçiliğindeki boşlukları kriz yılları içinde de dolduran yabancı İiş- çiler olmuştur. Eğer bu işçilere yol ve- rilmiş olsaydı, fransız ökonomi maki. nesi büyük arızalara uğrardı. Nitekim, Fransada birçok husust mahiyeti olan sanayi vardır ki, bunların yerine yerli işçi bulmanın imkânı yoktur. Fransa'. niın ökonomi dinamiğini gözetlemiş olan her kişi bilir ki, uygun işçi bulu. namamazı yüzünden fransız sanayi ya- yılması çok duraklamış ve zamana uy- mak isteklerine de krizin sürdüğü müddetçe çok aykırı gelmiştir. İşte bu bakımdan dar bir görüşle iş pazarına yüklenen otarşi sıyasası — Fransa'da, başka herhangi bir yerde daha az fayda 10 ilkkânun 18i Noye Zürher Saytung'dan bulundurmaktadırlar. İngiltere'ye aid olup Bermüd'lerden Karaib'lere kadar uzanan adalarda da aynı güven ve ıti- bar örneği görülür. Avrupanın hiç bir sınırı bu kadar muhafaza altında değil dir. Hiç bir ulus bu sınırlara — yakım yerlerde yaşıyanlar kadar endişesiz bir güven içinde yaşamamaktadır. Buna muhalif olarak jleri sürülecek en basit bir söz bile bizim düşüncele- rimize ve sıyasamıza uygun değildir. Biz yalnız Ameriha ile barış içinde ge- çinmek değil, onunla en samimi, en sı- kı münasebetler kurmak istiyoruz. Bu istek, son yıllar içinde ingiliz sıyasa- sının inkişafı üzerinde, gittikçe artan bir nüfuz yapmıştır. Amerika ile İs- panya savaştıkları sıralarda, ingilizler açıktan açığa amerikalılardan — tarafa ıkmışlrdır. Bu asrın ilk yıllarında Çin de, Amerika ile beraber, “Açık kapı,, Yrensipini koruduk ve muslihane, fakat ktati bir surette, Çin topraklarını baş- ka hükümetlerin ilhak etmesine karşı Surduk. İspanya'daki Aljeziras konfe- Tansında, ingilir ve amerikan delegele- *İinin amacları birdi ve onlar, karşılık- k, biribirlerine yardım ettiler. Daha yonra, Versay konferansmda da ingi- Hz ve amerikan heyetleri, diğer itilaf Jevletlerinin isteklerine uygun olmr yan bütün noktalarda mutabık kalryor- dardı. Birçok vaziyetlerde, müşterek men- faatler ve ananeler, düşünce benzerlik- Teri, İkl ulusu, tam bir mutabakatle ha- rekete sevkettiler, Amerikan efkârı u- miyesinin ingiliz sıyasası — Üzerinde yaptığı tesirlerden birini, 1905 te yapı- lan ingiliz - japon andlaşmasının ipta- linde, yani bu andlaşmanın 1921 deki Vaşington konferansında — Amerika, Fransa, İngiltere ve Japonyanın katıl- dıkları bir andlaşmaya tahvili esnasın. da da gördük. Bu iş bilhassa alâka vericidir. Yir. mi yıldır ingiliz - japon — andlaşması, ingiliz gryasasının başlıca temellerin. den biri olmuştur. Bu, ve İngilterenin Fransa ile anlaşması, geçen yüzyılın sonuna doğru bütün ingiliz fırkaları- tin takib ettikleri “ayrı kalmak,, sıya- sasına nihayet v işti. Ayrıca bu and- laşma Avusturalya ve Yeni Zelanda et- rafından, kendi güvenleri için bir te- minat telakki ediliyor ve hepimiz bu- nun Büyük Okyanus'ta bir “barış du- varı,, olduğunu düşünüyorduk. Bunun- la beraber, Amerika'da anlaşamamaz- lıklar doğurduğu, İngiltere ile Ameri- ka arasında dostluk ve güvenin kurul- masına engel olduğu için biz bu mua- hedeyi iptalden çekinmedik. Bu and- dasmanın yenilenmesine en cok Kana- da'nın mani olduğunu da unutmamak e-rektir. Menfaatleri İngiltere ile Amerika ara- sında daima anlaşamamazlıklar doğu - ran Kanada, bu sefer — tıpkı başka va- ziyetlerde İngilterenin Amerika ile Av- rupa arasında irtibat vasıtası olması gi- bi — İngiltere ile Amerika arasında ir- tibat vazifesini görmüştür. İngilterenin Amerika He Avrupa a- rasında irtibat vazifesini gördüğü hal- Terden biri de Kellog misakı işinde ol- muştur. Savaşı kanun harici yapan bir andlaşma tanzimini, ilk önce, Aristiâ Briyan düşünmüştür. Pakat fransızlar bu projenin Amerikadan tahakkuk et miş bir şekilde geldiğini görünce şaş'. tılar, hattâ biraz telaş bile ettiler. Kel- log misakı İngilterede ve dominyonlar- da bütün efkârı umumiyece hararetli bir surette karşılandı, fakat Fransada ilk zamanlarda pek sıcak karşdanmadı ve fransızların cevabı ingilizlere de, A- merikalılara da, umduklarından daha az samimi göründü. Bundan sonraki sıyasal konuşmalarda İngilterenin, her İki tarafın maksatlarını ve çekingenlik Terini tefsir ederek mühim ve faydalı bir Tol oynadığı, istediği ve elde ettiği dostça izahatın anlaşamamazlıkları d fotarak anlaşmayı temin ettiği düşlin- cesindeyim. İngilterenin acunun biç bir kıtası- na mensub olmaması ve fakat bunla rın her birinde temsil edilmiş bu. — va- sı, bize bir nevi istiklal vermekte ve Avrupa işlerinde bizi, Amerikanınki- ne yakın bir vaziyete koyarak, eski ve yeni dünya arasında bir “bağlayıcı çiz- Bi yapmaktadır. Amerikanın menfaat- Teri inkişaf ettikçe ve bir acun devteti sıfatile Amerika bunların tanınmasın - dan doğan neticeleri kabul ettikçe, v - 24 ILKKA 1934 PAZARTESİ luslarımızın daha iyi anlaşmaları gerek- tiğine inanryorum. Bu suretle ikimiz de müşterek menfaatler tarafından sevke öz dileceğiz ve birbirine muvazi sıyasalar kullanmamız ihtimali bundan doğacak- tır. Onun için ihtilaldenberi Amerika - nın hayret yerici bir tarzda büyümesi « ni, kıskanmadan gördük ve bunun en büyük delilini de, deniz «llaktarında hak birliği düsturunu kabul ederek gösterdik, Bu fedakârlığı başka hiç bir ulusa yapmazdık ve hiç bir ulusa da yapmak niyetinde değiliz. Deniz, bi - zim için bir nevi kale duvarı demektir, O, bizim için hem bir müdafaa vasıtası hem de büyük bir yol, İngiltere ile Dominiyonları arasında biricik İrtibat vasıtasıdır. Tarihf sebeblerden dolayı, bir ordu — acünun diğer uluslanada olduğu gibi — hiç bir zaman ingiliz u- lusunca donanma kadar - sevilmemiştir. Bilakis, halk daima donanmaya tapm- mış ve donanma bakımından yüksekli - ğimiz, Monroc doktrini — amerikalılar için ne kadar mukaddes ise, bizim için de andlaşmanın belkemiği — olmuştur. Bununla beraber, Amerika ile hakca be T&ber olmayı çekinmeden kabul ettik. — Ş$imdiye kadar ingilizlerin Ame - rikaya besledikleri duygulardan bahşet- tim, Acaba Amerikanın — İngiltereve karşı olan duyguları nedir? Bu, hayli mühim bir sualdir ve acunun — olduğu kadar İngilterenin durumu da buna bağlıdır. Amerika bugüp dünyanın n büyük hükümetlerinden biri almuştur. Bu sıfatla söz söylemekte ve bu srfatla dinlenmeyi istemektedir. Fakat hiç bir kimse ve hiç bir ulus, güdtüğü hoklar- dan doğan mesuliyetleri kabul etme- dikçe bu haklarımı süreceği surrtte te. madi ettiremez. Her İmtiyazın bir mec- buriyet tarafı da vardır. Amerika Av- rupanm işlerine karışmaktan çekinebi- lir, fakat genel savaşta da görüldüğü üÜzere, bunlara büsbütün yabancı kala: maz. Amerikanın ticareti arttıkça ve menfaatleri genişledikçe, Avrupa ile yaptığı iş birliği de büyümektedir. O- nun için, amerikalıların, hadiselerin &- kıbetine tâbi olmaktansa, onları idare etmek gerektiğini düşünmeleri icab et- mez mi? Ben bu suali sormakla iktifa ediyor ve buna cevab vermeğfe kalkışmıyorum. Yalnız ileride hadiselerin amerika - İları buna (evet) demeğe sevketmesi takdirinde, müşterek menfaatlerin ve düşüncelerin Amerika İle İngiltereyi, hürriyetin ve barışın korunmaşı yolun- da, elele çalıştıracağını söylemek ikte - rim. Belki de büyük Okyanos'taki me-, seleler Amerikayı daha fazla alakanar ettiği için o, eski dünyanm tehlikele- rine ve güçlüklerine pek aldırış etmi - yor. Uzak doğuda yeni cereyanlar hâ- 14 harekettedir. Yeni ve belki de kati bir devir açılıyor. Bu inkişaflar karsı- sında Amerikanın vaziyeti ne olacak - tır? Amerika sıyasası karanlıktır, bel ki de henüz bir karar vermemiştir. Hal buki her şey Amerikanın vereceği ka- rara bağlıdır, bütün direktifler andan gelecektir. Bir ingiliz yalnız, İngiltere ile Amerikanın sıyasalarının bir oldu« ğunu, bunun da Çin'in bütünlüğünün muhafazasıc, her ulusun ticaretine ve teşebbüslerine açık tutulması olduğu - nu söyliyebilir. Bu müşterek hedef, bir müşterek sıyasa doğurabilecek mi? Barış, bu sualin cevabına bağlı olabilir. fakat bu cevabı da ancak Amerika ve- rebilecektir. Japonya, deniz silahlarına aid Vaşı$$* ton andlaşmasından vaz geçiyor (Lavoro Faşista'dan)

Bu sayıdan diğer sayfalar: