2 Mart 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2

2 Mart 1937 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Şena e BĞ e L ULUS 2 Politika bahisleri Karagöz Geçenlerde, Halekvleri'nin yıl- ö ü günü, Karagöz, sahneye şu sözlerle çıtktı: Perde kurduk, şam'a yaktık Halk- evinde biz bugün; Cümle yaran gelsin artık, seyre bak- sınlar bugün; Yepyeni bir âlem ile başlamakta bu di Ş Himmet ettik Halkevi'ne girdi artık Karagöz! Prolog, bundan daha uzundu. Biz yalnız bu kıtayı kaydediyo- ruz. Ve bu kıta, esasen, bütün hâ- diseyi anlatmıyor mu? Karagöz hakkında, şimdiye ka- dar birçok yazılar yazılmış, nere - den geldiği, ne ifade ettiği şahıs- larının karakterleri anlatılmıştır. Biz, bu noktalar üzerinde duracak değilir, Karagöz, eski şeklinde, eski karakterleri ve dialogları ile yaşa- yamaz. Onu içimizden bir kısmı anlasa bile, hicivlerini teyid ede - cek hâdiselerden ve içtimai hal - den eser kalmadığına göre, ister istemez bir pastiş tesiri bıraka- caktır. Demek oluyor ki, dava, Karagöz'ü günümüze uydurmak, günümüzün içtimat hali (e'tat so- cial) içinde diriltmektir. Bunu nasıl yababiliriz? L — İdeolojik kısım. O günü, halk çocuğu Karagöz, enderun artığr hacivad'a vaziyeti anlatmağa çalıştı. Halkçılığımız- dan ve yeni dil hareketinden kuv- vet alarak, “mustalah konuşma meraklısı,, Hacivad'ı alaya çek - meğe başladı. Yani Karagöz ile Hacivad arasımda, roller değişti - rilmiş ve âlim mevkiine Karagöz cahil mevkiine de hacivad geçiril- misti. Bu buluş keskin bir hicivden ziyade propaganda tandansı taşı- mağa mecburdu. Eğer buna bağlı kalırsak, Karagöz'ü bir “halk ha- tibi,, yapıyoruz demektir. Fakat bu, Karasöz'ü sevimli olmaktan derhal çıkarır. Ve onun sâf bir halk çocuğu olmak karakterini derhal bozar. Halbuki, Karagöz, somaltın gibi seom halk çocuğu kalmalıdır. Asla ukalalaşmama - hdır. Karagöz için önce yeni bir sos- yal türkü bundan sonra da yeni dialoglar ve maceralar tertib e - derken dikkat edeceğimiz en mü- gîııı noktalar bizce şunlar olmalı- ) 1. Karagöz oyunu bir açık tan- dans vasıtası yani bir propaganda organı haline getirilmemelidir. 2. Karagöz'ün kendisi, açıkça hiciv edebilmeli ve halk ağzı, halk mantığı, halk doğrugörüşü ile, l:lîckin hücumlarını yapabilmeli - lr. 3. Hacivad, “günün ukalası” mevkiinde kalmalıdır. 4. Bütün bunlara rağmen, Ka- ragöz oyunu, hem yeni sosyal gö- Tüşlerimize uygun olmalı hem de bizi eğlendirmeli, bize neşe ver- melidir. Görülüyor ki, dava, hiç de ko- lay değildir. Karagöz çünkü hal- k'ın bir sembolüdür. Eğer onu, yu- karda da dediğimiz gibi, “ulusal bir halk hatibi,, vaizyetine koyar- sak, kendisi hacivadlaşmış olaca- ğına göre hacivad'a lüzum kalmı- yacak ve oyuncu kıtlığından oyun derhal bitecektir. Bundan baska. halkın dehasını aksettiren oyunlara müdahale, mukabil bir deha çıkarılamadığı takdirde hiç olmazsa derin bir kültüre ve kâfi bir zekâya ihtiyaç göstermez olur mu? J. — Teknik kısım Karagöz, eskiden, kahvelerde yani nihayet 50 - 100 kişinin önün- de oynanırdı. Bugün onu büyük tiyatro salonlarında oynatmağa çalışıyoruz. Bu bizim karşımıza, elbette ki, bir teknik dava çıkar - mıs oluyor. Müsamere günü, Karagöz per- desinin arkası elektrik lâmbala - rivle avdımnlatılmıstı. Doğru bir şey. Şu halde, perdeyi bir sinema perdesi kadar büyültmeğe, figür- leri büyültmeğe ve derhal birkaç Karagözcüyü birden çalıştırmağa imkân olacak demektir. Hattâ, bunların önüne birer bar-mikrosu koyarak, sesleri takviye etmeğe imkân vardır. Bu takdirde çünkü, alışık olduğumuz “intonation,, lar oynatanların avazları çıktığı ka - dar bağırmaları yüzünden bozul mıyacak, buna rağmen h-" aki en büyük salonda, herkes, hem perdeyi mükemmel görecek hem sözleri mükemmel işitecektir. Pek t>bii bir şey ki, bu, bizim teknisyenlerimize, perde arkasın- da daha büyük figürlerle cereyan edecek oyun için bazı vazifeler tahmil etmiş olacaktır. Ve, bir Karagözcü'nün yerini birkaç ta - nesi yani bir “Karagöz tröpu,, al- mış olacaktır. Bunlar, şimdilik hatırımıza ge- len şeylerdir. Ankara Halkevi'ne ilk teşebbüsü için ne kadar teşek- kür etsek azdır. Şimdi lâzım olan bir “Karagöz komitesi,, nin topla- narak bu işi muayyen bir program dahilinde ele almasıdır: a) Muharrirlerimizi yeni diya- loglar ve sahneler icin seferber et- mek, para mükâfatları ilân etmek. b) Bir Karagöz kü'üpdanesi meydana getirmeğe çalışmak. €) Yaşayan karagözcüleri bir kongreye çağırmak, * d) Yeni karagözün yeni ideolo- jisini ve yeni tekniğini hazırla - mak. e) Salon Karagöz'üne geçiyoruz. diye eski yani bir tek karagözcü ile idare edilen perdeyi asla öldür- memek ve bilâkis teşvik eylemek. Yalnız, kontrol etmek ve mevzu - larla beslemek. Burada bir mütaleamızı daha söyliyelim. Hep hatırlarız, Meşru- tiyette bir “Canlı Karagöz,, teşeb- büsü yapılmıştı. Muvaffak olma- dr. Sebebir Karagöz canlı yani plastik olamaz. Bütün hususiyeti bir perde ve gölge oyunu olmasın- dadır. Fakat bu perdeyi ve bu göl- geleri büyültmekte ve Karagöz'ü bir bakımdan ve kendi bünyesine uygun bir şekilde sahneleştirmek- te mahzur olmasa gerektir. BURHAN BELGE ri Amerikadan şu baberi alıyorl. “Amerikan terziler bil 'en iyi giyinen adam” mükâfatı- nı reis Roosevelt'e vermişlerdir. Cum- hur reisi meşhur sinema aktörü Fred Astaire'i bu işte zar zor mağlub etmiş- tir. Şimdi terziler birliği reisini dinleyi- niz: “Roosevelt, bizim, tören kılıkların- da güve yenikleri olmıyan ve elbise hususunda oldukça muhafazakâr sayıl- mak lâzım geldiği halde bir kaç moda çıkarmış olan ilk devlet reisimizdir. Fred Astaire'e gelince: bu zat, frak'ın gülünç bir kostümlü balo elbisesi olma- ğunu amerikalılara öğretmiş olmakla if- tihar edebilir.” Japon kavgacılığı Tokyo şu haberi veriyor: Politika- rine düşman ettiği iki mebus, sosyalist Maçumoto ile muhafazakâr Nanjo, ordu encümeninin bugünkü toplantısında döğüşmüşlerdir. İki kav- gacıyı ayırmak imkânı bulununcaya ka- dar biribirini © derece hırpalayıp yara- lamışlardır ki ikisini de derhal hastaha- neye kaldırmak icab etmiştir. Bu haberi, İspanyada olup bitenler- le karşılaştırıp ideoloji mücadelelerinin, yalnız milletleraasında değil, milletlerin kendi içinde de ne neticeler verebilece- ğini kendi kendinize düşününüz, İspanyada harb Oviedo'da Buonovista futbol sahası- nın yanındaki bir binayı dinamitle atan bükümetçiler bu binada bulunan iki yüz yıp en dürüst kıyafetlerden biri oldu- - Türkkuşu tayyarecileri İzmirde Cuma günü, iki tayyare ve iki plânörle altı kişilik bir grup ha- linde ve yüzbaşı B. Zekinin - filo kumandanlığı altında Eskişehir - İzmir - Bursa üzerinde yolculuğa çıkan türkkuşu tayyarecileri dün Bursadan İzmire geçmişlerdir. Tayyarecilerimiz 1250 kilomet- relik bir seyahat yapmaktadırlar. Bu seyahat, türkkuşu tayyarecile- rinin ilk büyük memleket turudur. Bundan evvel yalnız Ankara - Kayseri ve Ankara - Eskişehir yolculuğu yapılmıştı. Tayyarecilerimiz gittikleri yer- lerde büyük bir sevgi ve alâka ile karşılanmaktadırlar. Filo, Eskişe- hir, ve Bursada plânör uçuşları ve atlamaları binlerce paraşüt hareketler seyredilmiştir. halktan 20 - kişi grup halinde yapmış, bu halk tarafından Yalnız Bursada uçurulmuştur. Memlekette havacılık sevgisini yaratan ve yayan memleket gezi- lerine devam edilecek ve bu arada bu ay içinde Adanaya kadar uçu- lacaktır. C — Hayvan sağlık zabıtası Trakya müfettişliği Ziraat Vekâleti Merkezi Trakya ol- mak ve doğrudan doğruya vekâlete bağ- İr bulunmak üzere (Hayvan sağlık za- bıtasr Trakya mıntakası mücadele mü- fettişliği) kurmuştur. Vazife hududu, Trakya umum müfettişliği hududu için deki saha olan bu müfettişlik, hayvan sağlık zabıtası kanun, nizamname, tali- matname ve emirlerine aid bütün tat- bikleri kontrol edecektir. Muğlanın plânı Belediyeler İmar heyeti Muğla şeh- rinin su plân ve projelerini hazırla- mıştıra.Yakı lacak- tır. Satranç şampiyonu Müsabakaları başladı Ankara satranç kulübünün tertib et tiği santraç şampiyonluğu müsabaka- larma Eti Palas otelindeki kulüb mer- kezinde başlanmıştır. Müsabakalar bir kişiyi, böylece, diri diri gömmüşlerdir. Oviedo'nun dış mahallelerinde yıkılma- mış bir tek ev yoktur. Yangınlardan ve atılan kumbaralardan çıkan dumanlar bu şehrin havasını teneffüs edilmez bir hale getirmiştir. Bomba, gülle ve dina- mit gü leri cehennemi bir konser halinde sürüp gitmektedir. Manzara gözlerinizin önüne geliyor mu? Musiki lehinde yeni bir hamle mi? İngiliz terbiyeci kadınların açtıkları büyük sergide, teşhir edilmiş olan 2850 liralık (paramızla 18500 liralık), bilmem kaç tane piyano, bir çeyrek saat içinde satılıvermiştir. Piyanoya gösterilen bu itibarı acaba musikiseverlerin radyoya karşı bir re- aksiyonu sayabilir miyiz? Diğer taraftan yine ingiliz gazeteleri, Ingilterenin bazı taraflarında, telleri sö- külüp piyanoların reçel dolabı haline getirilmiş olduklarını haber veriyor ve ilâve ediyorlar: “Çünkü radyo, musiki ile bizzat uğraşma ihtiyacını bırakma- mıştır.” Bu son cümleyi radyolar lehinde bir mevi reklâm farzedecek olursak yukarı- ki suale verilecek cevabın yerinde oldu- ğuna hükmedebiliriz. Almanyada evlenmek için Bir fransız gazetesi şu haberi vesi- yor: Almanyada evlenmek istiyen su- baylara şu sual varakası verilerek ce- vabları istenilmektedir: .vwvoo 2 -3 . 1937 —— Zeytinciliğimizin inkişafı için bir proje hazırlandı Projede zeytincilik için alınan bütün tedbirler sayılmaktadır Ziraat Vekâleti, geçen ay içinde şehrimizde toplanmış olan zeytin« cilik kongresinin tesbit ettiği esaslar içinde, zeyti fına ve alınacak tedbirlere Projede, zeytin ve zeytinyağ istihsalimizi kısa bir zamanda ar- tırmak ve zeytin mahsullerine ha- kikt kıymeti verebilmek için el konması ve üzerinde ehemiyetle durulması icab eden başlıca iki mevzu vardır: 1 — Mahsul verim kabiliyetini arttırmak, 2 — Bugünkü yağ istihsal endüstri- mizi teknik bir disipline tabi tutmak- tadır. Yabani zeytinliklerin aşılanması, fidan veya dikme ile yeni zeytinlikler tesisi projede gayeye varmak için iki mevzu olarak ele alınmıştır. Projede idari tedbir olarak zeytin- liklere otlatma maksadiyle hayvan so- kulmasının meni, zeytinliklerde çift sürme veya nakilde kullanılan hayvan- lara iş sırasında ağızlık takılması, ya- zın zeytinliklerde yangın çıkmasına meydan verilmemek üzere zeytinlik alt- larının otlu bulunmamasını temin için zeytinliklerin ilkbaharda sürülmesinin mecburi tutulması, zeytin bakımına en- gel olan ve bir çok anlaşmazlıklara yol açan zeytinikerde ağaç ve toprak mem- leketlerini- birleştirilmek suretiyle hal- li, zeytin bakım teşkilâtı mütehassısla- riyle bakım memurlarının ve zeytinci ustalarının çalıştıkları mahallin en bü- yük mülkiye âmirlerinden azami yardım görmelerinin temini ve zeytin muhafaza teşkilâtmın kurulması teklif edilmekte- dir. Projede alınması teklif edilen sınat tedbirler arasında taze zeytinlerin ay- larca bekletilmesinin meni, fabrikaya geldiği tarihten itibaren azami bir hafta içinde tâsir edilmesi mecburiyeti, gün- de 50 çuvaldan fazla zeytin işleyen tâ- ü “santrifuj — kullanılması, sirhanelerde temizliğe azami itina gös- terilmesi, iş sırasında cigara içilmemesi, açıkta ateş yakılmaması ve bütün dı- varların kireçle badana edilmesi, yeni- den kurulacak fabrika veya tadil edile- rek ıslâh edilecek yağhanelerin plân ve makine tesisatının vekâlet tasdikin- den geçildikten sonra tatbik mevkiine konulması vardır. veren zeytinliklerin — Nişanlınız saf alman kanından mı- dır? — Nişanlınız iyi şöhret sahibi midir? — Vatansever midir? — Hürmet telkin eder mi? — Genç kızın ana babası hürmet tel- kin ederler mi? — Vatansever midirler? — Kuracağınız yuva, para bakımın- dan, sağlam bir temele dayanacak mı- dır? Genç evlilerin sıhhati hakkındaki kanunun hükümlerini biliyor musunuz? Bu sualler arasında, her evlenecek genci düşündürmesi lâzım gelenler yok mu? Mayısa iki ay kaldı Paris, inci çiçeği kıraliçesini seçmiş- tir. Güzel kıraliçe, mayıs ayında yapı- lacak olan çiçek bayramına başkanlık e- decektir. Gazeteciler genç kıza soru- yorlar: — Kıraliçe seçilmenize sevindiniz mi? — Çiçek bayramına başkanlık ede- ceğime seviniyorum. Fakat bol çiçeğe kavuşabilmemiz için daha iki ay bek- lemek lâzım. — Çiçekleri bu kadar çok mu sever- siniz? — Sevmesini bilen bir kadın için çi- çekten fazla sevilebilecek me vardır? Düğünümde onları, ölümümde onları is- terim... “Düğünümde ve ölümümde onları...” Çelenk aleyhdarlarının kulakları çın- lasın. gimizin inkişas dair kanun projesini hazırlamıştır, Demir fabrikamızı kuracak mühendis- ler geliyorlar İstanbul, (Telefonla) — Karabük fabrikasının kuruluşunda çalışacak mül hendis ve teknisiyenlerden mürekkeb 50 kişilik bir grup mümessili Makene zen ile beraber ayın beşinde İstanbula gelecektir. Yumurtalar nasıl nakledilecek? Son defa Cenevrede milletler arasırt da akd ve hükümetimiz tarafından da imza edilen enternasyonal mukaveleler gereğince yumurta naklinde sağlık ve menşe şahadetnamesi aranmaması karafı laştırılmış olduğundan bu husus hak» kında konulmuş bütün kayıdlar kaldı» rılmıştır. Bu suretle iç memlekette trenlerle yapılacak hayvan ve maddeleri naklik yatında aranılacak vesikalara dair evvelt ce verilen emrin yumurtalara aid hükk mü de ortadan kalkmış bulunmaktae dır. Çocuğunu sokakta Bırakan anne Mahkemeye verildi İstanbul, (Telefonla) — Bugün 16 »yaşında genç bir veril ana adliyeye aBa kadın “Toğürduğu. çocuğuna fakirliği yüzünden bakamamış, sokağa bırakmış, çocuğunun kimsesizler yur« duna konduğunu öğrenince idareye baş vurmuş kendisini süt anne olarak ka, bul ettirmiş, çocuğuna bakmış, fakat kendisinin çocuğu sokağa bırakan ana olduğu öğrenilince bu suçlu mahkeme- ye verilmiştir. Fabrika ve Müesseselerin konrtrolu İş dairesi İş kanununun 93 üncü mad« desine göre fabrika ve müesseseleriri kimler tarafından mürakebe ve kontrol edileceğine dair bir nizamname projesi hazırlamaktadr. Alacağımız vapurlar hakkında görüşmeler İstanbul, (Telefonla) — Son döviz vaziyetinin almanlara sipariş edilen vâk purların inşa faaliyetini durduramayaca- ğ burada teyid ediliyor. Bugün krup delegeleri deniz yolları idaresinde top- lanarak görüşmelerine devam ettiler. C mavam Havaiar isiniyor Meteorooji ensurusünden asuıgımız malümata göre dün şehrimizde hava kısmen bulutlu geçmiş ve günün en yük sek suhuneti sıfırın üstünde 15 dere« ceye kadar yükselmiştir. Dün yurdun Kars, Rize, Giresun çevreleri diğer yerlerde hava umumiyetle hafif bulutlu geçmiştir. Yağış Karsta kar, diğer yerlerde yağı mur şeklinde olmuştur. Hava evvelki güne göre dün memleketin her tarafın- da 1. 3 derece arasında ısınmıştır. En düşük suhunetler sıfırın altında olmak üzere Boluda 2, Kırşehir ve Diyarıbekin de3, Erzurumda 6, Karsta 8 derecedir, En yüksek suhunetler sıfırın üstünde olmak üzere Manisa, Adana ve Dörtyolu da 19, İzmirde 20 derecedir. yağışlı

Bu sayıdan diğer sayfalar: