Aboneler yüksek görüntüleme limiti, sayfa indirme ve diğer özel özelliklerden yararlanır.
—— ULUS | Iıîhî meseleler | Kutba giden Sovyet heyeti neler yapacak? Bu heyet ne maksatla hareket ediyor ne gibi netibeler almak istiyor Savyet!erin şimal! kutbuna gönder- derdikleri heyetin maksat ve geyesi şimdiye kadar gönderilmiş olanlardan tamamiyle farklıdır: bunlar, bir defaya mahsus olmak üzere değil, devamlr ve sürekli bir surette ilm? müşahedelerde bulunmak ve bunların neticelerinden a- melf bir surette faydalanmak arzustm- dadırlar. Biz, Sovyet Rusyanın şimal buz de- nizindeki sahilleriyle buralarda bulu- nan adaları fasrlasız bir surette hava ra- Badı yapan istasyonların ağlariyle ör- müş bulunuyoruz. Bundan başka tam kutup noktasında ilmi bir rasat istasyo- nu, bir de kuvvetli radıyo merkezi kur- duk. Orada ziyaretçi sıfatiyle değil, yerleşmiş adamlar fatiyle oturuyoruz. 6 nisan 1909 da Robert Peary, kendi yaptığı hesablara göre, kutup noktasına varmıştı. Bu, büyük bir muvafafkiyetti. O, birçok cesur adamların giriştikleri bu teşebbüsül ilk defa başarmıştı. Onun için şöhreti asırlarca yaşıyacaktır. Fa- kat onun elde ettiği ilmi netice ve fay- da, yaprlan bunca fedakârlıklar ve mas- raflar yanında pek ehemiyetsiz ve pek küçük kalmıştır. Kendisi, kutup nokta- sında ancak bir gün kalabilmiştir. Esas le, kutup nol keşfetmek de- ğil, orada kalıp çalışabilmektir. Kutup havzasındâ en fazla kalabil- mek rel şhur Amundsen 1925 senesinde tayyare ile yaptığı seferde kırmıştır. Bu seferin maksad' ve hedefi A dsen'in kendi sözleriyle şitr idi> “Pitsbergen ile kutup noktası ara- sında henüz keşfedilmemiş olan nokta- ları keşfedip buralaradi ne var, ne yok anlamak...,, kalmak ve şimdiye kadar büyük bir ce> saretle yapıldığı halde büyük ve ehemi- yetli ilmi neticeler vermiyen teşebbüğ- leri tamamlamaktır.. Hava tahminleri ava. elemanlarını sistematik bir su- rette rasat etmenin birçok ilmi, fa- ideleri olacaktır. “Hava şimalde yapılır.,, Biz: şimalin emn uzak noktalarında Bulunan istasyonla. rımız vasıtasiyle hava kayıdlarını tut- makta idik. Fakat bugüne Kadar esas kutup noktasındaki havadan malümat * sahibi bulunmuyaorduk. Teori sahasın- da “soğuk: hava burnut,, dediğimiz. mü- sellesler, şimdi bizim kutuptaki istas- yonumuzun çalışması neticesinde kati- leşecektir. Bu surette hava rasadları ve hava tahminleri imkân altına girmiş ve kolaylaşmış. olacaktır. Buzların. umumiyetle şarktan garba doğru: hareket ettiğini biliyorduk. Far kat bunun teferruat ve tafsilâtı ve bu hareketin hangi noktaya kadar gittiği hakkında pekaz şeyler biliyoruz. Bundan başka, şimal kutbu Okyano- sunun merkezde ne kadar derin olduğu hakkındaki malümatımız da pek azdır. Burada üst ve orta tabaktada bulumnan suların hareltetini anlamak, bunların şi- mal kutup olkyanosunun şarkından doğ- Seyahati tertib eden Prf. Simid Taymis gazetesinde izahat veriyor , at ru mu, yoksa Atlas okyanosunundan doğru mu, geldiğini öğrenmek pek ehe- miyetli bir meseledir. Biz, fiziki müşahedeler ve kimyevt tahlillerle, sathım pek altında vukua gelen bu hâdiseleri anlıyabileceğiz. Biyolojik çalışmalar sayesinde bu- rada hangi noktalara kadar hayatın mevcud' olduğu da öğrenilecektir. Bu okyanosun merkezindeki şartla- rı öğrenmek suretiyle sahillerdeki buz- ların hangi kanunlar altında hareket et- tiğini de keşfedehileceğiz. Bundan başka, kutub civarındaki mıknatıs sahasının kuvvet ve istikame- ti hakkında da hiçbir şey bilmiyoruz.. Bu malümat elde edilecek olursa o zaman, bundan sonra, kutub üzerinden uçacak olan tayyareciler, puslalarını ne suretle tashih edeceklerini öğrenecek- lerdir. Kutub havzasındaki ilmi istasyonun, ayrıca, radyo dalgalarının yayılması ka- bilinden bir takım geofizik meselelerin halli. hususundaki yazdımları: da: küçük olmıyacaktır. Kutub uçuşları almız bu: vazifeler bile bizim mem- leketimizin kutba- böyle heyetler gönd &b h da yaptığı f larla: harcadığı emeklerin lüzumlu ve haklı olduğunu göstermeğe kâfi sayıla- bilir. Kaldı ki başka: bir mühim: vazife daha vardır. Kutbun civarında ilmi bir istasyon kurmak suretile biz, kutub böl- gesinde yapılacak uçuşların emniyetini de:tesis etmiş bulunuyoruz. Avrupadan Amerikaya, kutubları a- şarak uçuş yapmak fikri, tatbikat saha> sına getirilebilir. Eğer kutub bölgesin- de devamlı bir esas nokta bulundurula- cak olursa, ondan sanra buradan geçen daimi bir muvasala ve muhabere yelu da vücuda getirilehilir. “Kurtulda: bir istasyon,, demiyerum ; çünkü böyle bir istasyon, daima yerini değiştirecektir. Bunda biz zarar, bir zi yam yoktur. Bu istasyan, devamlı rasat ve seyahat heyetleri için merkezi bir vaziyet ve mevkide bulunacaktır. Bu sefer heyetinin organize edilme- si, bizim bundan önce yapmış olduğu- muz faaliyetlerin mantıki bir neticesi- dir, Bu netice de bizim, şimali keşfet- olduğumuz, kollektif — araştırmaların vardığı bir merhale olmuştur. Şimal kutbu istasyonunda, yıllarca şimal is- tasyonlarında çalışıp tecrübe sahibi ol- muş birçok bilgili"işçilere malik bulu- nuyoruz. Papanini bu heyete kumandan seçer- ken düşündüğüm şey, yalnız bu adamın Fransuva Josef erazisinde, Çelyoskin burnunda uzun müddet kalrp buralara dair birçok tecrübeler edinmesi, malü- mat sahibi olması değil, aynı zamanda önüne çıkacak her türlü tehlikeleri ye- necek bir azimde bulunmasıdır. İdro - biyolojist ve idrolojist olan Şirşov da Sibiryokov ve Çelyoskinde benimle bir- likte bulunduğu zaman liyakat ve eh- liyetini ispat etmiş bir arkadaştır. Genç astronom ve magnetolojist Fe- derov da Fransuva Jozef erazisinde ve Çelyoskin burnunda kalarak tecrübe ve bilgisini göstermiştir. Bu seyahatte bizimle beraber bulu- nan tayyareciler de kendilerile birlikte bulunmak bize şeref ve haz verecek kimselerdir. Kutba giden bu hava heyetini hazır- lamak £ nda memleketimizde bu- lunan birçok fabrikalar, büyük hizmet- ler gönmüş, yardımlar etmişlerdir. Kurtubda bir istasyon kurmak, Sov- yetlerin yıllardanberi devam eden ku- | Bibliyografya | 17-6-1937 eaf Cephe sohbetleri Andr& Maurois bugünün fransız mu- harrirleri içind leketimizde en fazla tmrlanı, anlaşılanı ve sevilenidir, diyebiliriz. Bu muharririn, yüksek bir sanat kalitesini, büyük bir vuzuh ve sadelikle birleştirmesini bilen kabili- yeti, onu, lekdaşları a FEŞTER popülerlerinden biri yapmıştır. Maurois dır. Memleketind geniş sükseler temin eden birçok To. manları medeni dillerin hepsine çevriL miştir. Bu arada “İklimler,, isimli ro- manı da, B. Haydar Rifat tarafımdan, bir romanı da “Aile çemberi,, adiyle İ. H. Alişan tarafından türkçeye tercüme edilmiştir. Maurois mükemmel bir biyograf'tır, birçok tarihi şahsiyetlerin hayatlarını romanlaştırmış ve bu eserlerdeki mu- vaffakiyetle Fransada romanlaşmış ha. yat tarzının moda olmasına bile sebe. biyet vermiştir. “Shelley'nin hayatı., isimli eseri Nurullah Ataç tarafından tercüme edilerek bir mecmuada basıl- mıştı. Fakat Maurois aynı zamanda mü. kemmel bir müşahid, bir tetkikçi, bir tahlilcidir. Ne roman, ne de doğrudan doğruya tetkik olmryan bir tarzda eser. ler de yazmıştır ki bu tarzın da cidden üstadı olduğunu ispat etmiştir. Esasen bu tarzdaki ilk eserleri, “Les silences du colonel Bransble,, ve “Dis- cours du docteur O'Grady,, harbtan sonra biribiri ardından intişar edince, kendisine, pek kısa bir zaman içinde, haklir bir şöhretin kapılarımı açmıştı. Harb esnasmda mütercim sıfatiyle fransız cephesindeki ingiliz orduları nezdinde çalışmış olan Maurois, bir yandan harbın psikolojisini tahlil im- kânlarını bulurken, bir yandan da in- giliz milletini yakından tanımak için kendisine verilmiş olan bu fırsattan istifade etmişti. Onun ilk eserleri, bu çifte ihtisasın yüksek bir meyvasını teşkil işti. İngiliz rul anlamak | ve anlı kta gösterdiği meharet ve uğrayanlara yardıma koşan Kzılaya üye olunuz nüfuz ingilizlerce çok takdir edilmiş ve Maurois Manş ötesinde kendisine geniş bir itibar temin etmişti. M is birkaç kitabından ve pek çok dağmık makalelerinden sonra şim. dide ilk eseri olan “Les Silences dü colonel Bramble” dilimize çevrilmiş bu- lunuyor. değer — müşahidlerin Çok dikkate “Yüniş,, Mağazası Metrosunu 495 kuruşa sattığı kumaşların satış bedelinden yüzde beşini Kızılaya teberru etmiştir. Kızılay Ankara merkezi Yünişin bu alâkasına alenen teşekkür mek hususunda şimdiye kadar yapmış notlarını teşkil eden bu faydalı eser Sabri Esadın kalemiyle tercüme edil. miştir. Şiir sahasında bize güzel eser. ler hediye etmiş olan Sabri Esad, Frank daki tahsil hay sonra, şimdi üniversitemizde değerli bir eleman ha- linde çalışırken bir yandan da, ilmi ve edebi birçok eserleri dilimize kazan. dırmakla memlekete iki ayrı cepheden faydalr hizmette bulunmaktadır. Sabri Esad bu eserin türkçesine “Cephe sohbetleri,, adını vermiştir. Tercüme, misal teşkil edebilecek bir sadakatte olmasma rağmen, Sabri Esa- dın zevkli üslübu, bu kitabda tercüme kokusunu hissettirmiyor. “Cephe soh- betleri,, cidden zevkle okunacak bir e- serdir. Kitabın başma Hasan - Âli Yücel beş sayfalık bir önsöz yazmış ve burada Mauwrois'nın sanatını ve husüsiyetlerini kısaca izah ederek kitabı türk okuyu- cularına takdim etmek vazifesini üze- rine almıştır. Bu izah, kitaba ayrı bir kıymet ilâve etmektedir. *“Cephe sohbetleri,, İstanbulda Rem- zi kitabevinin başlamış olduğu bir ter. cüme serisinin yedinci sayısını teşkil ediyor. Bir sene gibi kısa bir zaman i- çinde, memlekete en kıymetli garb eser- lerinden yedi tanesini kazandırmış olan ve bu yolda süratle devam eden tâbii de ayrıca takdir etmeliyiz. Tercüme kül- liyatı için seçtiği eserlerin kalitsei ka- dar tercümelerin doğruluğuna da itina edilen bu eserler, hep aynı şekilde ve güzel cildler halinde — neşredilmekte, nisbeten ucuz bir fiatla satılmaktadır. Türkofis aylık bülteni Türkofis tarafından her ay neşredil. mek üzere ayrıca bir aylık bültenin neş- rine başlanmıştır. Haziran tarihli ilk sayısını gördüğümüz bu bültende şu yazılar vardır: İktısad vekilimizin Büyük Millet Meclisinde İktısad vekâleti büdcesi münasebetile irad ettiği nutuklar, iki aylık dış ticaretimiz, Türkiye - Po- lanya ticareti, Türkiye - Arjantin tica. reti, İngiltere yaş üzüm piyasası. Endüstri kısmında; ev mahrüukatı meselesi ve ormanlarımız, Türkiye doa- kumacılığında Denizli, Deniz ticareti: türk ticaret filosu- nun yenileşmesi, deniz sigortalarında harb ve greve mütedair yeni hükümler, ispanyol sularında tesis edilen deniz kontrolu. Dokümantasyon: devalüasyon - Fran- | sada para kanunu ve evelce münakid mukavelelre olan tesiri. Deniz ticareti: 1916 da cihan ticaret filosu mevcudunda vuku bulan azalma- lar. Cihan navlun piyasası. Avrupaya gönderilecek hâkimlerimiz Muvaffakiyetleri bir meclis karariyle tesbit edilecek hâkimler arasından se. çilecek birkaç hâkimimiz, Adliye Ba.- kanlığınca ilm? incelemeler yapmak ü- zere Avrupaya gönderileceklerdir. Tefrika Ne.53 Şekspirden Hikâyeler Yazanlar: Mary ve Charles Ları.. Çeviren: Nurettim ARTAM . d Simbiin Yakimo'nun bahsi kazanmak hususun- i arzusu, artık kendisini başka bir yolda yürümeğe sürüklemişti. Bu maksadla İjmo- gen'in hizmetçilerinden birisini rüşvet vere- rek elde etti ve onun vasıtasiyle bayanın yatak odasına girrek orada bir sandığım içe« risine saklanıp İmogen istirahate çekilince- ye ve uyuyuncaya kadar kaldı. Sonra ora- dan çıkarak odanın her tarafını güzelce göz- dne geçirdi ve bütüm gördüklerini bir kâğı- da yazdı. Bilhassa İmogen'in boynunda bu- lunan bir bene dikkat etti; ondan sonra u- sulca kolundaki bileziği çözdü. ve tekrar Bandığın içine girdi. Ertesi gün Romanın yolunu tuttu ve o- raya varınca Posthumus'e, İmogen'in: yatak oda-ı-?4 bir gece geçirdiğini ve kadının bi- Bu uydurma hikâye, şöyle bir konuşma ile anlatılıyordu. Yakimo dedi ki: — Yatak adasında ipekli ve sırmalı halı- lar asılı idi; ve üzerinde Antoni ile mağrur Kleopatra'nın buluşmaları hikâyesi işlen- mişti. Posthumus, — Bu doğrudur, dedi, fakat bunu sen görmedin, birisinden duymuş olabilirsin. Yakimo: — Peki, dedi, hele odanın cenub tara- fında bulunan şöminenin odasında “banyo eden Diyana'” nım bir tasviri var ki ömrüm- de bu kadar canlı bir resim görmedim,. Posthumus: — Bunu da duymuş olabilirsin, dedi, Yakimo, odarnnı tavanını gayet doğru o- larak tasvir ettiktem sonra dedi si: — Az kalsın, üzerinde iki tane gümüş- ten küpidon resmi bulunan. maşayı unuta- caktım. Bunu söyledikten sonra Bileziği çıkardı ve: — Nasıl güzel bir mücevher değil mi? eliyle kendi kolundan çıkardı. Halâ, gözü- mün önünde, bu hareketi o kadar güzel yap- tı ki... Bunu bana verirken bunun bir za- manlar, kendisine hediye edilmiş olduğunu da söyledi. Nihayet, kadınnı boynunun üzerinde gördüğü benden bahsetti. Uydurma hikâyeyi buraya kadar büyük bir şüphe ile dinleyen Posthumus, artık İ- mogen'in aleyhine dönmüş bulunuyordu. Bunun üzerine, bu bileziği alabildiği tak- dirde Yakimo'ye vereceğini vadettiği el- mas yüzüğü Yakimo'ye verdi. Bunun üzerine Posthumus, kıskançlığın verdiği öfke ile, kendisine uzun zaman sa- mim? dostluk etmiş olan ve İmogen in mai- yetinde bulunan Pisanio isminde birisine bir mektub: yazıp: gönderdi. Bu mektuhta karısının kendisine nasıl! ihanet ettiğini ve bunun nasıl sabit olduğunu: anlatan Post- hurnus, dostundan İmogen'i Gal limanların- dan birisi olan Milford. - Haven'e götürüp orada öldürmesini rica ediyordu. Ayni za- manda İmogen'e de bir mektub gönderdi. Bunda da kendisini sörmemeğe tahammül leziği kendine verdiğini öğünerek söyledi. diye sordu. Bunu bana kendisi verdi. Kendi edemediğini, Britanyaya dönmesi de ölüm cezasiyle yasak edildiğini, fakat Pisanio ile birlikte Milford - Haven'e gidecek olursa o- raya gelip kendisini görebileceğini bildiri- yordu. Hiç bir şeyden şüphelenmiyen, kocasını her şeyden fazla seven ve oru görmeyi ken- di hayatından ziyade özliyen iyi kalbli Ba- yan, mektubu aldığı gece hemern Pisanio'- nun yanına giderek onunla birlikte yola Seyahatleri tam nihayet bulmak üzere iken, Postlhumus'e her ne kadar sadık ise de, onun istediği kötü işi yapmak tıynetin- de olmryanı Pisanio;, İmogen'e, kocası Post- humus'un mektubunda kendisine yüklediği işi ve verdiği emri açtı. Sevgili kocasını görmeyi beklerken 0- nun tarafından ölüme mahküm edildiğini öğrenen İmogen'in duyduğu istirab ve tees- süre son yaktu. Pisanio kadıncağızı yatıştırmak istedi: bir gün gelecektir ki Posthumus. yaptığı yanlış ve haksız işi anlayacak, nedamet ge- tirecekti İmogen bu teessür içinde, artık, Devarm var