1 Şubat 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

1 Şubat 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AYAK /abıla ve bekçi > bir müddet evvel Tu sütunda yazdığımız bir makaledc medeni şehirlerde asayişi temin etmek mefhumunun gün geçtikçe daha şümullendi gini işaret etmiş ve zabıta mes- leğinin bir ihtisas haline geldiği şu sıralarda mahalle bekçisi denilen ümmi adama artık zabıta safında mevki vermenin zait o'duğunu o söylemiştik. Dünkü Vakıtın neşrettiği ilâvede Nev York po'is koleji hakkında bir miktar malümat vardı. Bunu görenler zabıta mesleğinin kes- | bettiği mühim manayı bir kere daha hatırlamışlardır. Birkaç gün evvelki gazeteler- de Yeşilköy bekçisinin bir hırsız çetesine baş olduğunu yazıyor- lardı. Ben eminim ki, ak bekçi eine düdük ve sopayı alıp da işine başladığı zaman fena ni- e'li bir adam değildi. Lâkin tün O fenalıkların (hepsinden daha fena bir kusurla malüldü: Cahildi, tahsil, bilhassa asayişin temini usullerini gösterir bir tahsil görmemişti. Onun için şerir insanların elinde bir oyun- cak oldu. Bu misal üzerine bir daha teyit ve israr edebiliriz: İnzibat işi bir ihtisas işidir. Muayyen bir tahsile ve kabiliyete tevak- kuf eder. Binaenaleyh her yerde bu mes'eğe bu kadar fazla ehemmiyet o verirken (o bizim be-çi nemi altnda ümmi ve kurunu vustai bir adama zabıta safları arasında mevki verme- miz doğru değildir. *k Zonguldakta feci “Zongu'daktan bildirildiğine gö- re, çarşamba akşamı geç vakit Süleymas Sırrı Bey maden oca- ğında grizu patlamış ve bu sı- rada ocakta bulunan amelenin bir kısmı ölmüştür. lenlerin miktarı on rak tahmin ediliyor. Grizunun pat adığı yere yakın bu'unan Altı ameleden dördü çağır, ikisi hafıf surette yara'an- mıştır. Hadiseden sonra arkadaşları- na bakmak üzere içeriye giren iki amele de derhal ölmüştür. Maden idaresi mühendisleri kur- tarma ameliyesine başlamışlardır. Şimdi içerde kaza neticesinde çöken yerler temizlenmektedir. bir ola- | Yarım asır evvelki : VAKIT 1 Şubat 1880 Tüccar yazıcılar ve kabz mallara hademei sairenin he- yete sokularak bunlara bir kethüda ve bir meclis ile üç aza masbolunup cümlesinin kefaleti kaviyeye rabtoluna - cağına dair şebremaneti alıye- sinden alınan bir ilânı resmiyi neşretmiştik. Bunun üzerine matbaaya vürut eden bir kaç varakada bu teşebbüse izharı teşekkürle beraber kadın hizmetçiler ile eshabı hayır tarafından abret- lik namile terbiyesi der'uhte edilecek bikes çocuklar hak- kında dahi böyle bir teşeb- büste bulunulsa da şu sokak. larda dilencilikle sürünen ço uk “çocuk kadınlar biraz azalsa insaniyete pek büyük hizmet ve hizmetci arayanlara bir vasılai sühulet olmuş olacağı bevan o'unuyor. (Üst tarafı 1 inci sayıfarmzdadır) vekâletine kongrenin tazimatının arzını teklif etmiş ve kabul olunmuştur. Bundan sonra idare heyeti ve hesap müfettişleri raporu oku- narak tasvip edilmiştir. Mütcakiben idare heyetinin bir takriri okunmuştur. Bu tak- rirde cemiyet onizamnamesinin 3 üncü maddesinin «A » fıkra- sının tadili ie lâboraluvar $a- biplerinin ve müstahzırların da asli aza arasına geçirilmesi, bun- ların da idare heyetine int bap olunabilmeleri teküf ediliyordu. Bu tekiif muvafık görülmekle beraber eczacı mektebi mezun- larının hepsinin de intihap et- mek ve edilmek hakkına sahip olmaları istenilmiş. bu mesele bir hayli münakaşaları mucip olmuştur. Şimdiki halde vaziyet şudur: Eczane sahibi oan eczaclar cemiyetin asli azasındandırlar ve bu itibarla idare heyetine dahil olmaktadırlar. Eczane erde müstahdem eczacı'arla asker ve memur eczacılar, eczacı mekte- binden mezun olup da mualiimlik ve saire gibi başka iş'erle meş gul olanlar ise eczacılar cemi- yetine ancak fahri aza olabil- mekte, yani idare heyetine da- hil olmamaktadırlar. Bu vaziyet genç eczacıların hemen hepsini müteessir etmek- tedir. Cemiyetin ismi mademki Türkiye Eczacıları cemiyetidir . Bundan dolayı cczacı mektebin- den diploma almış olanların hepsi ayni hakları saki. olatak cemiyete -aza' o'maları.icap.eder.. Halbuki bugünkü cemiyet ec- zane sahipleri cemiyetidir. Lâboratuvar sahipleri için ni- zamnamenin 3 üncü maddesi tadil edilirken diğer eczacıların da mağduriyetlerine nihayet ve- rilmelidir. Bu mesele hakkında bir çok genç eczactar hararetli müda- faalarda bulunmuşlar, O eczane sahiplerinden Nizamettin B, fab- ri aza olan bu eczacıların ni- zamnâmenin tadil müzakereleri- ne iştirak edemiyeceklerini söy». liyerek bu gibilerin saionu ter- ketmelerini teklif etmiş, bu teklif hakaret teâkki edilerek Nizamettin Beye şiddetle muka- bele edilmiş, bu aralık gürültü- ler olmuş, kongreye iştirak edenlerin bir kısmı içtima! ter- ketmişler, bir kısmı müzakereye hararetle devam etmişlerdir. Lâboretuvar sahiplerinin asli aza arasına girmesi kabul edilmiş diğer eczacılar için ayrıca bir takrir verilmesi kabul edilerek mesele kapatılmıştır. Bundan sonra idare heyeti intihabı yapılarak reisliğe Tokat meb'usu Hüseyin Hüsnü, ikinci reisliğe Enver, umumi kâtipliğe : İhsan Müeyyet. muhasebeciliğe veznedarlığa | Hüseyın (o Hüsnü, Ferit, aza'ığa Nizamettin, Celâl Niyaz, Zya Nuri beyler intihap edi.miştir. Emme ae Rİ ER B nlerce İspanyol... Londra, 30 (A.A.) — Deyli Meylin istihbarına yi sabık hükümet zamanında İspanyadan çıkmış veya çıkarılmış olan bin- | lerce İspanyol büyük kafıleler ha'inde memleketlerine dönmek- tedir, Eczacılar toplandı Tasarruf mu, perhiz mi ? İ pm eserlerinden, şöh- retini tedavis nin netice- i lerinden almış bir doktorumuz ! var. İstanbul şöyle durşun fakat bütün Türkiyede onun adını bil- miyen yok g'bidir. Şeriki yoktur, ve tıp tarihi- mizde naziri gelmemiştir. Hadi artık bu mes'ut daktorun adını söyliyelim: Mazhar Osman bey... Ondan niçin bahsettiğime ge- lines ; Dünkü “ Vakıt ,, üstadın yeni bir himmetinden sütunlar nak- tetmişti, Ben on'arı okudum ve gece rüyamda üstadı ziyaret ettim. Pek az rüya gören ve sabah olur o'maz hepsini unutan br adamım. Ama bilmem niçin Mazhar Osman Bey'e konuştuk- YY zumızın hepsini birer birer ve en küçük teferrüatna kadar hatırlıyorum. Doktor, son tasarruf heyeca- rından ilham alarak yenı bir İ besi usulü keşfetmiş. Aylık sof- | ra adı altında bunları sıralıyor. Tarhana çorbası, bir elma ve bir bardak Su. İşte nefis ve İ kuvvetli bir yemek diyor. Rüya- da meşhur (omideperverlerden Musa Süreyya Bey ve bizim kapıyo'daşı Toplu iğne de be- nmle beraberdir. Musa Süreyya Bey bir teviye: — Nasıl olur efendim, bizi acımızdan mi öldüreceksiniz? Diye yulkunarak itiraz edi- yor, Toplu “iğne: EŞ ei çe rr Diyor ve yeşil hilâlin bayrak- tarinı en hisli yerinden iğneli- yordu. Sıra bana gelince: — Aziz üstat, dıye başladım. Görüyorsunuzki tevazu göster- miş, baştan (gövdeye (yani akıldan oOmideye (o inmişsiniz. açığın — felsefesini © yaptıktan Komalı'arın zengin sofra arında iştahımızı biledikten sonra tutu- yor bizlere zeytin tanesile elma kabuklarından Ziyafet çekiyor- sunuz. Bu söyleriiklerinize bi- zim gibi kocaman insanlar değil, kedı yavruları bile doyamaz. Siz besi çaresi düşünmemişs Diz, sert bir perbizle o insanıktan açlık denilen korkunç ihtiyacı kaldırmak sevdasına düşmüşsü- vüz . Başlarken kurduğunuz felsefe sistemine göre böyle bir netice ye varmak zaten lâzım görünü- yordu. Bu noktada atışınız tam isaabetlidir. Fakat körpe kuzu etleri camekânlarda sıralanan ve iftar hazırlıkları görülürken korkarım ki bu €ski perhiz suya düşecektir) Sadri pirincinden yapılmış nefis bir pilâv karşısın- tesirlidir. Her ne ise doktarcuğum siz bu Jâfları, sayısız cepheli beşer cinnetinin kimbilir hangi fas- lna ait hezeyan sayacaksınız. Burası sizin bieceğiniz şey. Yal- nız sakın bize gücenmeyiniz. Rüyaya d lık, malümya her- kei din yi müsellâh bı- rakır. Karilerden de bu acayip saçma hakkında af dilemiye ha- cet yok. Onlar Mazhar Osman Beyin huzurunda o duğumuza el- bette dikkat etmişlerdir. Üsta- dın huzuruna çıkanların makul konuşmadıkları ise en büyük hakikattır. # Seyyah BRUY | da sütun sütun nasihatlern daha | — — 4. — VAKIT 1 Şubat 1930 | vekvar Jİ IŞ Otomobil altında (C18PA ei Dün Kule meydanından geçen | İdareli yemek Davit isminde bir şahsa 2045 Bi okdedm Ak Kodrt' imi numaralı otomobil çarpmış, Da- | mektubu gönderdi N vit ayağından ehemmiyetli su- Pp“ muhterem Efendi rette yaralandığından Balat has- günkü “Vakıt,, te tanesine yatırılmıştır. ii İarag Vpn ez e İdi yefendinin çok meraklı ” Bir lira için ? mek listesini okudum. Muhtef* Üsküdarda Çavuş deresinde doktorumuza bakılırsa, hep bakkal Kadri Efendinin, Valdei- | loyumsuz bir çok şeyler Yİ atik mahallesinde Çınarlı tekke muşuz, meğer en büyük sokağından tütün amelesi Mus- lihna, pırasa, zeytin ve İİİ tafadan bir lira alacağı varmış. helvası imiş! Fakat bu İli Bu parayı bir türlü a'amıyan | esasen İstanbul halkının Kadri Efendi rastgeldiği Musta- doksan dokuzunun yemek list fa Efendiyi sol dizinden yarala- | siğir ve garip bir keyfiyet ve mak üzere hepimizin yanağı! kan damlıyacağı yerde, en fazla bizim memle tabribat Or, Harbi umumide açlık | yüzünden - muhterem do muzun yemek histesini ta © etmek (mecburiyetinde Almanyada 1914 senesinde 60,000 kişi ölmüşken, öl miktarı 1913 de, yani li tatbikinden 4 sene sonra tam ! 294,000 e baliğ olmuştu. A€ | insanlar tam bu isteye larken ömürleri mi vefa et Her ne hal ise, beni en Zi) düşündüren keyfiyet şu Muhterem doktorumuzu tanı! ilar bilirlerki, kendisi vd ia. nazardan — sal Tepebaşı tiyatrosunda bu akşam saa! 21,30 da. Tersine SEHREMANE akan nehir! İ 3 Perde | İl “ez AM Yerii mallar Ramazanda her gece temsil 1Perde cs. geceki ay Cumartesi kulak'ı, çifte gerdanlı, pebli 1) vücutlu. bir zatı muhteremö” Ben doğrusu o çift gerdanın çorbası ve tahin helvası * Şubat teşekkül edemiyec: n derili Evim m Kyünde b an yazın her gün muhtef€ e Feneryolundaki, K Tkinun,, önünden geçerdim, ! defasında köşkün n mükemmel bir sofra kurulu i ' Hem de üzerindeki yemek | kıymetli lâhna ile tarhana Ç basına hiç benzemiyordu! 1930 Hamsin tptidası Görele Zİ olak 723, Ayın doğuşu mizin le RAMAZAN 1348 iftar 17,25 imsak.5,31 Namaz vakitleri Sabah Oğe İlind Akşam Yat 3 640 1439 180n a ia Acaba yegâne deli mete ——— ——— sısımız o«halka verir (tal Bugünkü hava kendi yutar saskımı » kaide Has» ekseriyetle bulutlu baff yağmer temel rözgâ: cenva 'et kametinde mütehavsi ne mi riayet ediyor? Tİ BU yg yy gg yy yy yy Müsabakamız Güzel gözler resimleri tamamlandı Müsabaka kuponlarını 14 gün müddetle kabul edeceğiz. Bu 14 gün içinde matbaamıza müsabakı kuponlarile birlikte gelecek cevapları terkik ede- ceğiz ve doğru cevap veren karilerimiz arasında kur'a çekerek kendilerme çok cazip hediyeler takdim edeceğiz. Hediyelerimiz arasında 1 — Muson müstahzaratından podra, lavanta tıraş takımı, kolonya, losyon, sabon... v. 8. 2 — Zenit gramofonu. 3 — Bilek ve cep saatleri, 4 — Gramofan plâkları, 5 — Yazı makines. 6 — Altı tane fotograf çektirmek hakkı... 7 — Sinema duhuliye karnelari... 8 — VAKIT ismini taşıyan bir halı seccade , WE v8 vardır. | -Okuyucularımız eksik nüshaları idarehanemizdef her zaman tedarik edebilirler — d İnka Dk km tl yy Ayyy Og Ayyy yy gg yy gg ya

Bu sayıdan diğer sayfalar: