22 Mart 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10

22 Mart 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 10 — (3 l MEMLEKETTE VAKIT VAKIT 22 Mart 1930 z İ Minimini şömendöfer Çarşamba hattı tıpış tıpış işliyor- Yersiz rekabetler-Milli sermaye heder olmasın v Samsun sahil şömendöferi Samsun muhabirimizden: Karadenizin . yeşil sahillerin- de ilk lokomotif düdüğünü öttüren Samsun sahil demiryol- ları idi. İstiklâl harbinden çıktı- ğımız ilk senelerde bazı müte- şebbis OTürk (o sermayedarları feyyaz Çarşamba ovasını limana bağlıyan bu küçük hattı yaptr lar ve yalnız Türk devletinin değil hatta hususi Türk serma- yesininde demiryolu yapabileceğini ispat ettiler. Bunu tetkik ettim: Bu minimini bat çalışıyor mu? kazanıyor mu? tespit edilen yer- lere kadar uzatılabilecek mi? Samsunun iki tarafında, vata- nn en feyizli parçaları teşkil eden Kızılırmak ve Yeşilırmak deltalarım — limana © bağlamak gayesile başlanan hattın ancak bir cenahı, Samsun-Çarşamba kısmı yapılabildi. Halbuki 37 kilometrelik bu kol daha 20 kilometre ileride Termeye ulaşacak, diğer ucu da 50 kilometre mesafede Bafraya, hatta Alçam iskelesine gidecekti. İlk senelerde bu demiryolunun zarar ettiğinden bahsedilmişti. Sonra devletin de iştirakile bir âhonim şirket haline kalbedildi, ve bu hat hükümetin umumi demiryolu prensipleri meyanına girdi. Fakat temdit işine başla- mak için henüz bir karar veril- miş değildir. Çarşamba hattı bu bereketli ovanın istihsalâtı üzerinde çok feyizli bir tesir yapmıştır. Hattın tesisinden beri bu saha istihsalâ- tının üçte bir nispetinde çoğaldığı istatistiklerle (e sabittir. Vaklile araba ve kayıklarla bataklıklar- dan geçerek sekiz saatta Samsu- na gelen köylüler, şimdi tönnez- züh için, yahut üç beş okka şeker, tuz ekmek için öğleden şehre inip dönüyorlar. Her gün küçücük vagonlarile dört beş küçük katar şehrin kumlu sahili üzerinden tıkır tıkır hareket ede- rek Yeşilırmağın bir tabak kadar düz ovasına açılıyor ve tıpış bı- — pış dönüyor. Bu ovanın nüfusu 70 bini bu- lur; senevi istihsalâtı 100 bin tona yaklaşır. Giden gelen ka- tarlar boş değildir. Alış verişçi köylüleri taşır halât malı götürür; ovanın be- reketli mahsulü mısır ve fasulya getirir. Buna rağmen Çarşamba ' ve her türiü it- | hattı kendisini idare edebiliyor- sa da kâzanmıyor. Bunun sebeplerini oararken ! memleketin umumi bir derdine karşı çıktım: Yersiz rekabet; esasen çok mahdut olan milli sermaye- nın dar sahalarda birbirile bo- guşması, Vapurcularımızın kabo- taj işlerinde rekabet yüzünden maruz kaldıkları zararlar iktisa- diyatımızın atisini düşünen her vatandaş kalbinde iç ağrısı oldu. Halbuki ithalât mızı taşıyan İtalyan vapurlarının İstanbul limanındaki muamelesi- , nin, hala Türk, vapurlarının to- najını tecavüz ettiği işaret edi- iyor. Çarşamba hattı gibi Sam- sun-Sıvas hattının da kazanma" dığı, Bursa ve Kasaba demir yollarının kamyon rekabeti yü- zünden zarar ettiği söyleniyor. Buna mukabil memleket içerile- rinde halâ kağnı nakliyatı cari, Gemicilerimiz (o açık (denizlere açılamıyorlar, otomobilcilerimiz memleket içerlerine uzanamıyor- lar. Niçin? Bunun sebebini im- kânsızlıkta iktisadi zarüretten İ ziyade sermayedarların cesaret- sizliğinde ve fıkri icattan mah- rumiyetinde buluruz. ! Bir misal: Çarşamba hattında tirenin zararına çalışan 50 ka- dar kamyondan mühim bir kıs- mı şirketin tarifelerde yaptığı mühim tenzilât üzerine Samsun- Malatya seferleri tertip etmiş- lerdir. Şimdi şirkete hayır dua ediyorlar. Fakat diğerleri halâ yeni bir çalışma sahası keşfede- memişler hala yok pahasına şir- ie ve kendileri zararına işliyor- Ar, Çarşamba hattının senevi nak- liyatı 15 bin tona yaklaşıyor yolcu mikdarı 250 bin kadar- dır. Fakat bu mktar umumi nakliyatın nısfını çok tecavüz etmiyor. Hattın inkişafı ve tem- didi bu yersiz rekabetin berta- lan vapurlarımız gibi zararına işliyen kamyon ve otomobilleri- mizin memleket iktısadiyatına nafi olacak sahalara sevkedil- mesi bir zarurettir. Yapısı, ve istihlâk ettiği benzin ve Jâstik yüzünden memleketin ak akçası- ni barice çıkaran bu vasıtalar bari memlekete fayda'ı olsunlar, Milli sermaye ve milli say he- der olmasın. Bangn oğlu Tahsin ve ihracatı- | raf edilmesine bağlıdır. İşsiz ka- | > oDulmaâcâc Dünkü bulmacamızı hallede- medinizse bugünkü halledilmiş şekle bakarak yeni bulmacamı- zın sırrını meydana çıkarabilirsi- niz. Bunun için aşağıdaki tarife- yi tatbik ederek üç beş dakika | meşgu! olmanız kâfidir: 34567891011 >iN 1 'D m G > z lm İma > u>im >> gi SN 5 lm — >> ZAİM m za) > —<B > m 4 eli MM) X>E>x3—-> fa Bem ep | va ce Ol in Le wii z > | 2 ii xi —İcimizi> <|- <>im lw caislaKs ene ZOMİZ > N- ul im Dünkü bulmacamızın halledilmiş şekli 23 45b 76 91011 Soldan sağa: mede umumun hakkını Lokanta Kibar (4), 7 — Harbi ümümide hariçte bir cepbes 1, maden kâse (31. 8 — Payitaht (6. 9 — Derviş evi (5), saç düzelten slet TS. 10 — Elle yapılan kumaş (47. 1 Eğlence (41, yemini (9 Yukardan aşağı: — Parisin en meşhur artisti fg). 1.3 — İki dost Yyakışmıyan bal (9), 4 — Küçük şah oyunu (4), küçük kasaba (84-5 “- Erer (47 doymamış (2), erkek (21 6 — Ağ irik (51 Nom (9) 7 — Y ın son kirali (01. 8 — Ma Ermenice nida (21. 9 Arkada taşi gramolon (71 (0 — Zaman (4), herke sin istediği şey (41. 11 — En hafif ev K haberler belerine devâm edilmektedir. Yeşilköy Bandırma arasın» da matlâp süratin temin edildiği görülmüştür. yapılan tecrübede Bu tecrübe evelki gün tekrar edil. miştir. Geminin iki vüZ ateğçisi vardır. Tecrübelerin ikmalinden sonra seline boyanacak ve Kısa bir müddet devam edecek olan ameliyeyi müteakip Avrupadan celbedilen mütemmim bazi siparişlerin yerlerine Konması için sefine tekrar havuza alınacakör, Göleükte demirliyecek, tefrişatı yapılacakcır. mesi muhtemeldir. İ bahriveden bir Sürat tecrübelefine reisi iştirak etmiş, nanma kumandanı Fahri Beyle ecnebi müşavirler hazır bu İufmuştür. Tecrübede bulunmak üzere Gölcüğe | gelmiş olan Sen Nazer umum müdürü M. Levi ile Gölcük inşaat reisi M. Dehiş Ankaraya gelmişlerdir. Bu zevat tamira kumanda mevki, tn İkmali münasebetile hükümet erkânını ziyâret etmişlerdir. A Dahiliye Vekâleti tarafından be- ledi suçlara ve esnafa tarhedilecek ceza- nin şekline dair mühim bir kanun lâyihası hazırlanmaktadır. Lâyiba esnafı haksız mwameleye nğratmaktın koruyan yeri ahkâmı ihüva etmektedir. Bu İâyihaya göre belediye suçlarına ait zabıtlar her hakie mabâtlerinde tanzim olunacaklardır. A Şebrimize gelen Fransız maliye müfettişleri o Piverloti vapurile OBeruta gitmişlerdir. A İnhisar idaresinde maaşla müstah dem mütekaitlerden bir kitmının tekgüt Yavuzun iki ay sonra Malaya gir. | Belediye kanunu Muhterem Efendiler; Şehrimizin ıslah ve imar ih- tiyaçlarma cevap verecek nizam ve idare prensiplerini ihtiva et- tiğine kani olduğumuz bu li- yiha hiç şüphe yok ki mükem- | mel ve mütekâmil şeklini Büyük | Mecliste alacaktır. rımıza halle muhtaç ve muntazır bir çok ibtiyaçlarile salâhiyet ve vasıta yoksulluğundan müş- teki oOve muvsffakiyetsizlikten mustarıp (heyetlerile bakımsız ve tutumsuz kasabalara geliyor. Bundan milii vicdan mutema- diyen mustarip oluyor. Bu ma- Jüm, fakat acı hakikati tekrar- dan duyulan ıstırap ta dertle- rini anlamış, davasını bulmuş olanların ümit ve heycanları da vardır. Milli mes'elelerde alâka ve endişenin umumileşmesi ya- kın muvaffakiyetlerin muharriki hem de mübeşşiridir. Demokra- side her tülü icraat ve faaliyetin mesnedi halkın reyi, duygusu, arzusudur. Milli hakimiyet teessüs ettiği gündenberi Türkiye demokrasisi de âmme vicdanının şehirlerimiz hakkındaki temayülüne ittibala şehirlerimizin imar ve ıslâhile meşgul olmuştur. Fakat şebir- lerimizin her memleketin eski şehirleri gibi kuruluşlarına ait büyük ve ıslâhı müşkül kursları vardır. Bunlar eski zamanların şehir ve şehircilik telâkkisinin mimari tekniğinin mahsulleridir. Her eski şehir, bu kusurlarla ve bu müşküllerle mahm.dür. Bu noksanları ve güçlükleri mu- ayyen bir plân ve müsbet prog- ram dahilinde zamanla hallet- mekten başka ameli çare büulu- namamiıştır. Bundan başka, E- fendiler (o medeniyet ocihanında şehircilik ilmi ve san'atı doğ- duğu ve şehirler hususi itinalara mazhar olduğu zaman bizim şehirlerimiz milli hayat ve faa- liyetin ber sahası gibi sultanlar istibdat ve anarşisinin ihmaline uğradı. Sonra da bir çoklari yakın maaşlarını aldıkları ve bunun kendilerini philsar idaresinde maaşla çalıştıklarının biliismemesinden neşet ettiği anlaşılmıştır. Tütün inhisarında çalışanlarda aldıkları paranın muhasâasat diye yöscerildiğini, binaenaleyh kendilerinin de ücretli olduk- ları tekaüt maaşlarının kesilmemesi icap edeceğini beyan etmişler, keyfiyet Vekâ- lete bildirilmiştir. A Nisten gelen haberlere göre teda- vi için bir müddettenberi orada bulunan Şehremini Muhittin Bey hayret edilecek derecede zayıflamıştır "Vakip edilen tedavi usulü sayesinde şeker hastalığının hemen hemen tmamen geçmiş olduğunu söyli ven Muhittin Bey hastalığın geçmesin. den çok memnundur. A Köstence balık tacirleri şehrimiz. den balıkçı istemişlerdir. Kefslette vere- ceklerdir. A Bir fen heyeti Müreftede petrol İ saharrisile meşgul olmaktadır. A Polis müdürü Şerif Bey bir hafta mezuniyetle Hayraboluya gitmiştir. Orada kayınpederine misafir olacak ve gelecek hafta dönecektir, A Yolda kaşbolan, Gazi köprüsü projesinin ikinci sureti emanete gelmiş ve tetkik edilmeğe başlanmıştır. Projede köprüye ait en İnce telerrüst mevcuttur, A Anadolu sahilinde geçen sene yapılan sivrisinek mücudelesine bu sene de devam edilecektir. A 928 senesinde kömür havzasında 1200.000 tona 929 da we 1400000 ton kömür isubsal olunmuştur. Bugün belediye denilince hatı- ! Türk kadınları veteşrii meclisle Dahiliye vekilimizin mecliste söyledi! mühim nutkun metni zamanlarda hâlâ hatıranızı yak istilânın seneler süren ateş * demir kasırgalarına tutuldu. İstilâdan kurtulanlar işgal fel İ ketine uğrıyanları kurtarmak ifİ | bizzarur ihmal edildi. Eğer bugün şehirlerimizde | evlerimizin bir kısmı ahşaptil ve kerpiçten ise, sokakları bir çoğu kaldırnmsız ve ışıl ! değilse şehir hizmetleri tama: görülmiyorsa, medeni, içtimai, teşkilât ve müesseselerimiz | sa veyahut tasavvur ve temel ettiğimiz miktar ve seviye | bulamamışlarsa emin olmalıYif İ ki bunların büyük bir kıs | istibdat ve istilânın milli seri İ ve refaha açtığı rahnelerdendif İ Netekim Efendiler istibdat istilâ refedilip te millet mi kadderatına hâkim olur olii Türkün yaradılışındaki med ve içtimâi yüksek kabiliyet def hal inkişaf etti. Bu kabiliyf milli her sahada olduğu gibi # zamanda şehirlerimizde de es&f lerini göstermeğe başladı. | Efendiler | lâyihada bilhasii vazife ve salâhiyetlerin tayin “€ tesbitine ehemmiyet verilmişti! İlgasını teklif ettiğimiz kanundi kararla icra, icra ile mürakab” birbirine mütedahildir. Sail “€ mesu'i belli değildir. Halbuki cümhuriyette âmme mlesself rinde mes'uliyet deruhte < her vatandaşın mes'ul Ol hareket ve halkin nihayi burada millet vekillerinin bus runda hesap vermeğe mecb” bir makama bağlı olması esasi O kanunda bütçe ve hes işleri de sağlam esaslara bağla” mış değildir. Demokrasi he: den evvel hespların muntaz#f ve dürüst olmasını âmirdir. B£ nun da en emin yolu dürüst © mak, varidat ve sarfiyatı mun) zam bir bütçeye bağlıyarak te silât ve safiyatı kanun ve kaidelere göre yapmaktır. Muhterem efendiler: Belediy€! lerimizin teşkilâtı esasiyesi ÖĞ mek olan bu ana kanun böy” iskılâbımızın bir cüzü ve eseri Muhterem efendiler, bü lâf! hanın açık vasıfıarından ve if | lâpçı hükümlerinden biri de Tö| kadınının Türk erkeğile 7a'* | müsavi olan şerefli hakkımı © lediye işlerinde de tamami tayin etmesidir. : Türk tarihinin her sahasınd! ve her safhasında erkeğile ya yana her fedakârlığı yeğ millet ve vatan işlerinde bul feragatle her mahrumiyete, gif cefaya ve her aciya katlanan. Xp letin, vatanın felâket ve saad lerine ayni hisle iştirak 2 büyük kalpli ve yüksek ye letli o Türk Okadını müşt€ eseri olan bu cümhuri d elbette ve elbette kendi eyi nin işlerinde (olduğu ei belediye (işlerinde de * ve ciddi omevkiini alacak ( Bravo sesleri, alkışlar) İst ve cehalet devirlerinde. ği kalan kötü ve sakat zihniy€' sakil ve sakim mülâhs””” cümhuriyet ve inkılâbın temi? faziletli muhitinde yeri yok ( Alkışlar ) kadınlarımızın ğe senelerde teşrii meclisler” ede faziletkâr mevkilerini ibra” ceklerine şüphe yoktu. (A

Bu sayıdan diğer sayfalar: