22 Mart 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

22 Mart 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© M.Valko Macar Hariciye na- zırı yarın geliyor Hariciye vekilimize iadei zi- yaret için Ankaraya gelecek o- lan Macar Hariciye nazırı M. Valko dün Peşteden hareket etmiştir . M. Valko yarın şehrimize mu- vasalat edecek ve Perapalas ©- telinde misafir edilecektir. Mi- safirimiz iki gün sonra Ankara- ya hareket edecektir. Beden terbiyesi Şehrimizde gençler kıy- metli bir teşkilât vücu- de getiriyorlar Haber aldığımıza göre tale- beyi vücudünün inkişafına ve tah- siline mani olan sigara, içki gibi muzir adetlerden mesun etmek ve muntazam beden hareket- lerine alıştırmak maksadile seh- rimisde yeni bir teşkilât vücüde | getirilmiştir. (Beden terbiyesi teşkilâtı) namı verilen bu teşek- | kül arasında bir ay evvel mektepliler doğmuş ve şimdiye kadar bini mütecaviz aza kay- dedilerek maarif cemiyeti yeşil hilâl azaları ve eski muallimlerle bazı meb'uslar fahriyen iştirak | etmişlerdir. Cemiyete her Türk mektebinde tahsilde bulunan ve 13 yaşını doldurmuş o'an müslimler faal aza sıfatile iştirak edebilecek ve bunlardan senede 5 kuruş ücret alınacaktır. Talebenin çok faideli olacağını zannettiğimiz bu teşkilâtı için maarif vekâletine resmen müra- €caat edilmiştir. Tasdik emri geldikten . sonra bu ayın 3l inci günü 17de Galatasaray o lisesinde terbiyei bedeniye umum müfettişi Selim Sırrı Bey tarafından bir könfe- rans verilerek cemiyetin teşek- kül ve gayesi halka bildirile- cektir, miştir, Genalecildiin muhakemesi Bugün Bursa ceza mahkemesinde cereyan edecektir. VAKIT ın tetrikası: 126 Yazan : Hüseyin Rahmi Benim bu süküt ve nezaketi- mi o sui istimal etmiye başladı. Asıl vazifesinin haricinde başka işler de der'uhte ettiğini haber aldım.. Bu gzli hizmetlerden kazandığı paraları benden sak- lıyordu. Saffet Bey kâh morarır kâh sararır bir çehreyle söze atıla- rak: — Hepsi kadin iftiraları.. Hep bunlar isteri hayalâtından doğma asılsız, isnatlardır. Avnüsselân — Rica ederim Beyfendi, Hanım bitirsin sonra SİZ... Sahire Hanım — İftira mı? is- nat mı? Hayalâtmı ? şimdi an- laşılır.. Beyi bekliyordum. Or- | talk karamyor daha gelen ol- | mıyordu. Küçük apartömanımızın dar odalarında kafeste yalnız 1930 i “ Kahrolsun emperyalıstler!,, Avam kamarasında şimdiye kadar görülmemiş Londra, 20 (A.A) — Avam kanun İâyıhasının müzakeresi esnasında halka mahsus bir hadise ! kamarasında* kömür madenleri tribünde bulunmakta olan bir adam kamaranın orta yerine bir paket risale atarak kahrolsun emperyalistler kahrolsun amele hükümeti diye bağırmıştır. Bu esnada, bir kadın da keza bir takım risaleler at- bırakınız diye bağırmıştır. Mü- zakeratı ihlâl eden bu iki şahıs hemen dışarı çıkarılmıştır. Risale- | | | mış ve mevkuf Hintli'leri serbest | İ lerde bir senedenberi Merut'ta mevkuf bulunmakta olan amele | sınıfına mensup 3İ liderin tah'isi talep edilmekte idi. Dün geceki facia Bir otomobil iki otomo- bile birden çarptı 2 ölü,ikisikadın 9 yaralı! | meme Dün gece yarısı Beşiktaşta | Kılcalipaşa camisi ile Ortaköy İ arasında pek müthiş bir otomobil İ çarpışması olmuştur. Hadise Karaköy tarafından gelen beyaz bir otomobilin bir | buk otomobilile çarpmasından | çıkmıştır.Birinin mehmet adındaki şoförü olduğu anlaşılan iki kişi ölü bulunmuş, iki ağır yaralı ile 6 hafif yaralı (Beyoğlu hastanesine kaldırılmıştır. Ölenlerie birbirine geçip ta- rumar olan otomobil ankazı saat ikiye doğru müddei umuminin gelmesine intizaren sokakta idi. Otomobillerden biri açık 1649, öbürü kapalı, birinin numara 1955 rengi sarıdır. Bunlardan biride | Beşiktaşlı Tahsin efendinin ma- lıdır. Çarpışma © kadar şiddetli olmuştur ki ta Ortaköyden ge- len şoförlere birbina yıkılmasını andıran bir gürültü ile aksetmiştir, Çarpan otomobilin şoförü tar- la başında peşgirci sokağında | Tmumarada oturan İsmai! Hakkı İ ağır yaralı bir halde koşarken | 5,6 yüz metre mesafede bekçi- | ler tarefından yakalanmıştır. ciyan apartımanında Çarpışan otomobillerde bulu- nanlar arasında Zeki, İbrabim Siret isminde, Pangaltıda k ser- İzmi! 4 üç fabrikatör , altın bakkala 4 numarada Turan, Sıraserv erde 104 numarada Suzan adlı ik: de hanım vardır. Zeki, Ibrahim , Siret beyler ağır yaralıdır. Turan hanımın ayağı kırılmıştır. Suzan hanım elinden, dişinden “hafifce yara- lıdır ; hastaneden tekrar mer- keze gönderilmiştir . Yaralılardan üçü de şoför mu- avinidir . Kedikpaşada oturan Migırın yarası hafiftir . Beşiktaş merkezinde alıkonulmuştur; Pavli ile İlyanın yaraları ağırdır. Ölenlerin ikincisinin kim ol- duğusaat dörde kadar anlaşıla- | mamıştır . Otomobillerden biri fenerini yakmamış imiş, Polis bütün gece facıanın mes'ullerini, içinde bu- lunanların o hüviyetlerini tetkik ile meşgul oluyordu. Çıkacak netice ne ? muhakkak sarhoş- luk ve kaç kişinin ömrü pahasına! | muvakkat kalmış bir kuş gibi çırpına çır- pına gezinirken karnımda ki ağır- lığı hissettikçe bayğınlıklar ge- çiriyordum. Vücudümde böyle hayırsız babadan günden güne büyüyen bir yumurcak taşımak.. Saffet Bey — Tabire dikkat buyurunuz yumurcak... Avnüsselâh — Hanım devam | ediniz. Sahire Hanım — Erkeğin bu kayıtsızlığı karşısında hâmil ka- din karnında ki çocuk için ne iyilik düşünebilir? Hâmil zaten tabiatin kadına reva gördüğü bir gaddarlığıdır. Bu müddet | zarhnda erkegin kadına rahim, şefik bir muzahir olması ve onu taziz etmesi lâzım gelir. Böyle bedbinlik içinde doğurdum: Üç beş gün süren lohusalığım za- İ manında bana bakınası için bir hizmetçi kadın bulduk. Fakat onun bogaz ve | aylık mesarifine bütçemizin ta- hammülü olmadığı için bir müddet sonra savmak mecburi- yetinde kaldık. Dünyaya getir- diğim güzel bir kızdı, karnımda çıktı. Koynuma girdi. Memeye sarıldı. Yüzünü görünce ona kanım kaynadı. Analık hissile yüreğim yumuşadı. Analık hissi- ni, bu rikkatli sevgiyi duydum. Fakat bunun yanı sıra bir de analık vazifesi vardı. Şimdi vü- cuduma zembil gibi asılan bu küçük mahlüku taşımıya, emzir- miye, yatımıya, kaldırmıya, te- mizlemiye mecburdum Bu analık vazifelerini yapmak- tan yüksünmiyordum. Lâkin bun- ları tamamile ifaya hal ve za- man müsait mi idi? Biz geçinmek için iki kafa dört kol çalışıyorduk. Şimdi bu maişet makinesinin bir tarafı iktisadi ben işime gidemiyor- dum. Zevcimin kazandığı yaşa mamıza kifayet etmiyordu. Onun eline bakmak zilleti bana her şeyden ağır geldi. Ben işimden VAKIT ın telgraf ve telefon haberleri Reddettiler! Amele hükümeti mu- | vaffakiyetini liberalle- re medyun | Londr, 21 (A.A) — Kömür madenleri kanununun bazı kısım- larının çıkarılmasına ve bazı ahk- Âmının tadiline dair muhafaza- kârlarca avamda ileri sürülen iki teklifde 45 ve 54 reylik ekseri- | yetle reddedilmiştir. Hükümet muva!fakiyetini liberallere med- yundur. | Fransadaki feyezan Meclisimiz beyanı teessür etti Paris, 19 (A.A) — Meclisi meb'usanda reis Türkiye Büyük Niilet Meclisinin Cenubi Fran- sadaki feyezan münasebetile | gönderdiği teessür telgrafname- sini ve buna verilen cevabı okumuştur. a e ei Bahri konferansta En büyük müşkül ne imiş ? Londra, 25(A.A) — Bahri konferansın maruz bulundugu en büyük müşkül, İtalyanın to- naj miktarına ait erkamı sarih surette .bildirmekten istinkâf et- mesidir. 80 milyon lira! Yarım saatte" temin edilen bir istikraz Londra, 21 (A.A) — Ruvay- | ya Doyç namındaki Felemenk petroi şirketi, Nevyork banka- | larından ikisile yarım saat ik bir | telsiz telefon mükâlemesinden | sonra 40 milyon dolarlık bir | istikraz temn etmiştir. i Fransız - Yunanıstan Atina, 21 (A.A) — Fransız- Yunan muvakkat sureti tesviye- İ sinin imzasından sonra kat'i bir itilâf akdi zımnında başkaca müzakerat cerayan dedecektir. muvakkaten ayrılmıştım. o Para vermiyorlar. Fakat yerimi açık | tutarak başkasını almıyorlardı. | İhtiyar patronum vefat etti. Ye- rine varislerinden biri geldi. Şimdi iş değişti. Bir haftaya | kadar devam etmediğim takdir- de vazifeme hitam verileceği haberini aldım. O akşam fe'âketi zevcime anlattim. O bu haberde zannolunduğu derecede bir ve- hamet görmiyerek: — Şimdi bir çocuğa malikiz. Sen analık vazifesini gör. Ben de düşen babalığı başarmıya çalişirim. — Ben hayakırdım: — Ben hayatımı kazanmaktan çekilerek çocuk dadılığı edece- ğim... Akşam sen ne getirirsen ona kanaat göstereceğim.. Hayır yüz kere hayır.. Erkek boyunduru ğundan kurtulmıya uğraşan ka- dınlığa karşı böyle fena bir mi- sal göstererek büyük analarımı- zm asrına dönmek istemem.. Hayir.. Hayır bu irtica benden bekleme... Oo — y nasıl edeceğiz? İ en makul cevap Kadın ara 'ntihap nakk Meclisinde müzakere” nan be cd.y8 kanunu ylarıymıza belediye | intihabatında © vermek hakkını kabü: etmiştir! Bu - suretle kadınıar! siysi hayata karışmak nokt#* sından ilk adımı atmış o uyor” lar, İbtimat ki na şöyle olacaktır : — Acaba yeni !âyibayı tam zim edenler neden dolayi kadın ara be ediye azası intir habı hakkını verdiler Ode belediye meclis'ne aza intbap B.M. sine âyihası ka Türk bazı arının hatır bir sual varit olunmak hakkını vermedi er? Fikrimizce bu sume kari şudur : Türk kadın'arını hem siyasi hayat için yetiştirmek, hem de bir tecrübe yapmak | Vakıa kadın ar birliği azast kadınlar mam ve hesabın beediye intihabatı için değil, hatta M. Meclisi intihabı için bile hakkı rey istiyorar. Ba” kaim bütün Türk kadınlar! bu hanım efendilerin fıkrinde midir? Bu suale en doğru cevabi yeni kanunun (kabulünden sonra yapılacak belediye inti- habına iştirak için kadanlar tarafından gösterilecek alâka” nın derecesi verecektir. Eğer bu intihaplara memleketin her tarafındaki Türk kadınları alâka ile iştirak edecek olur” larsa artık Türk Hanımlarının | içtimai hayat gibi siyasi ha yata da filen iştirak etmeleri zamanının ge miş olduğu am laşılacaktır. * Ondan sonra kadınlar bes | lediye (o meclislerinde, dahâ sonra vilâyet meclisi umumi lerinde, nihayet Millet Meclis" lerinde erkeklerle beraber mev- | ki alabileceklerdir.. Yok eğer kadın'ar belediye intihabatında kendilerine «verilen O intihap etmek hakkını istimal etmez” ler, yahut istimal edemezlerse | teşrii haklarını almaları için daha bir zaman beklemek icap ettiği anlaşılacaktır. Görülü- yor ki yeni belediye kanun lâyıbasını yapanlar bu mese lede çok ustalıklı bir şekilde hareket etmişlerdir. en — Bazı kuşlar vardır ki yuvayı erkek dişi beraber y#” parlar. Yavruları beraber besli” yerek büyütürler, O — Tabiatta türlü analık” lar, babalıklar vardır. i Ben — Bu türlüleri tetkik€ dalacak değilim. Bu çocuğu” ben anası isem sen de babasi” sın.. Her işine münavebe ile b#”| karak büyüteceğiz. ; O — Nasıl? Ben — Çocuğa bir gün s€” bakacaksın bir gün ben bak” cağım.. : O — Ben işimi nası serebi" lirim,, i Ben — Orasını bilmem.. ; O — Sonra beni hizmeti” den kovarlar, | Ben — Aynı felâkete ben 9* maruzum.. Tatil zamanlarınd3' gayri bir gün evde ka ama” Çalıştığım ticaretaneye bir hncak kurarak çocuğu götür” . mem yal! O — Üzerinde gene nöbet var galiba tuhaf söylüyorsun ”.. a ” d i hire.. Çocuğu bir gün e

Bu sayıdan diğer sayfalar: