26 Mayıs 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

26 Mayıs 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜŞKÜNLER:3 Oğul Yazan : Sadrı Etem Madam Nerinin tavsiyesi on- ların derhal kir otomobil sahibi olmalarını temin etti. Fahamet çok ama pek çok memnundu. Fakat her nedense Sacit ona yakınlık duydukça o inadına ak- sini yapıyor. Sacit nedese ak- sine ters ters cevap veriyordu. Muhakkak Fahamette bir izzeti nefis hissi vardı. cit ona ruhunu kesesini, zekâsı- acaip nı verdikçe o deruni bir minnet | duyuyordu. Fakat bir günah gibi bir kabi- hat gibi içinde © gizlemek istiyordu. Çünkü bu bağdadi ka- burgaları sırıtan evlerin insanla- rı yükselmiye başladılarmı Zu- lüm yapmakta dünyanın en meş- hur zalimleri merih” gibi kalır çünkü ikbal yolu için saklanan hırsı susmaz, küçük burjuva bu: dur, küçük burjuva mütemadi- yen samanlıkta yatıp hünkâr rü- yası gören mahlüktur. Onun için kaldırım üstünde yalınayak do- laşırken dostlarıma zeplinde zi- yafet vermeyi düşünür. Bu öyle bir hülyadır ki düşü- nüle düşünüle katılaşmış ve mu- kadder bir hakikat halini almış- tır. Bu hülya içinde yaşıyan bir kadın veya erkeği: otomobile bindiriniz, ayaklarına bakmadan: “— Buda bir şey mi?'der.. İş- te Fahamet hanım da böyle idi, Hanımefendiliği, zenginliği, refa- hın kendisi için mükadder bir akibet addediyor ve bütün dün- bu minnet ya insanlarını kendisinin refabına | çalışmıya memur birer mahlük ta- nıyordu.Fahamet Sacidi de böyle , görüyor. onunda bu iş için hal- kolunmuş bir insan olduğuna inanıyordu. Bunun için Sacit Fahamete, “— Al bak ne güzel diye u- zattığı inci dizisini dudak bü- kerek karşıladı. “— Bunlar dedi, boyna takıl- maz ki. Fahamet bu sözleri Söylerken pek samimi idi. İnci dizisini eline aldığı zaman gözleri hayalinde parlıyan elmasla rın parıltısı ile kamaşmıştı. Elin- deki kıymetli ve çok pahalı inciler ona birer kalır boncuğu gibi geldi. “— Bunları ben takmam, dedi Fakat incileri çantasına yerleş- i. İnci dizis çantaya yer- leştiriş oşekilde idi ki, bilmiyen- ler görseler “Fahameti bir ha- yır cemiyetinis makbuzunu çan- tasıma (yerleştiriyor (o zanneder- lerdi. O kadar lakayit ve o ka- dar manasız bir şeyi alıyormuş gibi idi. Fabamet artık beyaz plakalı | hususi otomobilden inmiyor.. Hikmetin, Mis Mollisini göre- bileceği yerlerde dolaşıyorlardı. Onlar için bu otomobil faslı yeni bir terbiye zemini oldu. Yeni itiyatlar peyda etmiye başladılar, Bir inceldiler, bir inceldiler ki pe siz sorun, ne de ben söyleyim. Sa- | Fahamet herşeyde alafranga laştıkça alafranglaşıyordu. Sine- malarda artık artistlerin güözel- liğine çirkinliğine değil, kibar lann otomobillerine “nasıl binip nasıl oturduklarına, nasıl indik- | lerine dikkat ediyordu. Evvelâ | şoförlük öğrenmek için çalıştı.. Onu bir türlü obeceremedi, ikinci günü bir adamın koluna çarptı. Bu kaza onu epeyi kor- kuttu. Bugünden sonra o gene şoför eldivenleri © elinde spor kıyafetile gözüktü ve direksi- yondan hiç ayrılmadı, fakat ha- kikatte otomobili idare eden, muavin yerinde oturan şofördü. Sonra elendim nelerde neler öğrenememişti... o Yalnız birşey öğrenmedi : Geceleri otomobille gezerken içerdeki lâmbaları söndürmek. bund asla tahammül edemiyor- du.İnsanlarm önünden sessiz ve silik bir halde geçmek onun için ölümle beraberdi. Onu son gördüğüm zaman bana ; — Bu şoförden memnun de- ilim; ““Kibar'bir Rüs şoför tut- inak' istiyorum dedi.'Sonra ilâve etti, — Bu otomobilin dedi kor- nası herkesinki gibi ses veriyor bunuda bir değiştirsem. Mösyö Neri at yarışlarında Sacidi bir kenara çekti: — Madam size darılıyor, Sa- cit Bey bizim çaylara gelmiyor diyor; siz ş'rketimizin ve ailemi- itimadını kazanmış hüsnü temin etmiş bir memurumuzsunuz. Bizi yabancı memlekette yalnız bırakmayınız. Sacit ezildi, büzüldü.. Ultima- tomun manasını anladı. — Rahatsız ederim efendim diye cevap verdi.. zin teveccühürü (Bitmedi) Her yerde arayınız Şişelerimiz 2383 numara ile alâmeti farika olarak tescil edilmiştir. İhanet mi? Şeyh Saidin oğlu Ne yapmak istiyordu ? Maslup asi şeyh Saidin oğlu ile bir kısım arkadaşlarının Er- zurumda yakalandıkları ve mu- hakeme olunmak üzere Ankara- ya getirildikleri yazılmıştı. Ve- rilen tafsilata göre Erzurumda, gayesi o havalide isyan çıkar- mak olan 9 kişilik bir fesat te- şekkülü keşfolunmuş ve azaları tâmâmen * yakalanmıştır. Teşek- külün başında şehy Saidin oğlu Salâhattin. vardır. Babası asıldığı sırada Bağ- datta harbiye mektebinde tah- silde bulanan bu adam bir ara- hk İngiliz kumandanı Sir Hamil- tonun . himayesine girmiş, bu suretle tahsiline devam etmiştir. Salâhatin Bağdatta kaçak kürt- lerle temasa başlamış ve bura- da birde Kürt muhipleri cemi- yeti kurulmuş, Türkiye aley- hinde faaliyete girişmiştir. Sa- lâhattininde rüesasından bulun- duğu bu cemiyetin Şam ve Ha- lepte şubeleri açılmıştır. Salâhattin tahsilini bitirmiye henüz üç ay varken mektebi terkederek Kürt istiklâli gayesile cemiyet işlerile uğraşmıya baş- lamıştır. Bağdatta bu hususta sarfettiği mesaiden bir netice çıkmadığını gören Salâhattin affı umumiden istifade ederek Türkiyeye dön- mek ve burada faaliyete geç- meğe karar veriyor. Salâhattin iptida Bağdattan Mardin Diyar- bekir tarikile- Hınısa sokulmuş ve burada bir müddet gizlenerek mahalli bazı rüesa ile temas te- minine çalışmıştır. Bunlardan yüz göremeyince, Salâhattin (OErzuruma geçmek çarelerini araştırdı. Bu seyaha- tın gizli kalmayacağını anlayan Salâbattin ortaya çıktı ve hem- şiresinin sıhhi abvalini ileri sü- rerek onu tedavi ettirmek vesi- | lesile Erruruma geçti. Burada | Memduh Ef, isminde tanıdığı “bir şahsın eyine misafir oldu. Bu Memduh Ef. nin babası şapkanm kabulü üzerine irtica hareketine teşebbüs ederek bir müsademe neticesinde öldürül- müş idi. Bundan dolayı bu Mem- duh da babasının intikamını al- mak gayesini güdüyordu. İki şerir birleşince yapacak- ları işler hakkinda mutabık ka- kyorlar ve bundan sonra faaliyet sahasına geçiyorlar, Bu gafiller faaliyete on dört mühür bastırmak suretile başlı- yorlar. Bu mühürlerin yedisi mü- devver ve diğer yedisi mustatil şeklindedir. Müdevverlerde şu | ibare vardır. “Şimali Kürdistan cemiyeti Bu yazının ortasında hançer tutan bir el resmi var- dır. Bu mühürlerle hainlerin hâzır- ladıkları bütün vesaik ve muha | i berat elde edilmiştir. Ankaraya getirilen mevkuflar hakkında tahkikat başlamış ve müstantik tarafından ifadeleri i alınmıştır. Salâhattin ifadesinde | i Bağdatta Sir Hamiltonla olan " münasebetlerini ve ondan parâ aldığını itiraf etmiş, fakat bunun Türkiye aleyhinde bir Yeni anketimiz NE OKUYACAĞIZ ? Anketin neticesi Harf inkılâbının kabul edildiği günü kitap bayramı yapalım Bugünkü okuma vaziyetimize ve milli kütüpanemize dair yap- tığımız anket bitmiş bulunuyor. Vakıt her şeyden evvel bu mü- bim memleket meselesinin her tarafta derin bir alâka uyandır- masından ve meselenin bütün münevverlerimiz tarafından bü- yük bir itina ve dikkatle tetkik edilmesinden haz duymaktadır. Bugün ankete iştirak eden fi- kirlerin bir hülâsasını yapmak ve bu hülâsaya sadık bir netice aramak için meşgul olurken bü bahis üzerinde Anadolu refikleri- mizde intişar eden fıkraları, bil- bilhassa önümüzde bir yığın teş- kil eden kari mektuplarını kısa- ca işaret etmeden geçmek doğ- ru olamıyacaktır. Anadolu gazetelerinde « Yeni Asır » refikimizde Hik- met Turhan B. okuma vaziyeti- nin fenalığını iki büyük harp | geçiren milletin eğlenmek, ken- dini eğlendirecek yazılar bulmak istediğini, bulamadığını işaret etmiştir, “Sonhaber,, de A. Mahir B. hükümetin neşriyata müzahere- tini, müellif ve mütercimlere forma başına prim verilmesini istemiştir. “Hizmet, in bir edebi ilâve- sinde “Fikret ve onlar,, serlâv- hasını taşıyan bir musahabe var ki Şüküfe Nihal Hanıma ce- vap veriyor ve Şüküfe H. “eski eserleri baltaladıktan sonra Fik- ret kısmen alınabilir diye Fikrete lütfen bir cemile göstermiş gibi oluyor,, diyor. Kariler ne diyor? Karilerden en geniş fikir Eren- köyünde Dr. Nejat beyin fikri- dir. Dr. NejatB. ziraat ilmine ehemmiyet verilmesini, yüksek tabsili pek mahdut bir zümreye hasretmeği, liseleri azaltarak bu- raya pahalı ücretlerle talebe ! kabul etmeği, gençlerin ekseri- sini asır ve hayat adamı olarak yetiştirmeği teklif ediyor. Şimdi hülâsaya gelelim; oku- ma vaziyetimize verilen cevaplar okuma o vaziyetinin fenalığında hemen hemen ittifak etmektedir- ler. Fakat bu yalnız bugünün vaziyeti değildir, ayni zamanda dünün de vaziyeti böyleydi. Bunun sebepleri şunlardır: Lâkaydi, harpler ve ıslırap- ların verdiği yorgunluk, okuma ihtiyacının kıtlığı, iktisadi buh- | ran, kitap fiatlarında ihtikâr, gözel eser yoksulluğu, sinema, spor ve hafif muaşakaların ge- nişliyerek Oo okumadan (alınan zevki paylaşması. İ hareketi istihdaf etmediğini m) dia etmiştir. Şam ve Halepteki fesat cemi- yetleri ile olan münasebetlerini de inkâr etmiyen Salâhattin | güya bu cemiyetleri teşkil eden | hâinlerin arasına girip maksat- larını öğrenmek ve hükümete İ ifşa ederek Türkiye cümhuriye- tine bu suretle hizmet eylemek gayesini takip ettiğini iddia ey- Temiştir. | dikkati celbedecek birer İ ramı günü olarak kabul İlhsan Şük Okumayı teşvik ve okumt ? tiyacım doğurmak için göst rilen çareler: İ — Çocuk ve halk Kitap , leri tesis etmek, mektepleri timai merkez yapmak, meli i ait eserleri ehlinden istemek! | mütercim ve müellifleri daye” mak, seyyar Külüpaneler fakir ve işçi çocuklarına vi tahsil kapılarını “serbest mak, ameli hayata âzım €f' vücuda getirmek, ayranlı mendi! yerine kitap vermek : ki kitapları yakmak, , deydi cak eserler yazmak, mektepli” de talebeden 10 para topbif” rak kitap almak, demokrüi inkişaf ettirmek, raklâm, & / bayi şekillerini ıslah etmek bir. halk neşretme Eski eserlere gelince; pati Nedim, Baki, Nefi, Puma tanzimat devrinin sem serisi biyatı cedidenin müstesna larını bilhassa Fikreti, halk * irlerini çevirmek ve antoloji Y£ mak fikirle.ini ekseriyet de görüyoruz. Eski harfleri renmek, eski eserleri asıl okumak fikirleri akalliyette lıyor. # Ecnebi eserler bahsinde*” faka yakın ekseriyet k ei klâsik ve şaheserlerle Ame” Rus, İngiliz edebiyalının e mesine kuvvet vermektir. Neticeye gelince; bu bar en iyi güzel ve en mi neticeyi çıkaramanın vekilliği hükümete ait bir iş olduğü atindeyiz. Yalnız çareler a da kaydedilen Seyyar kütüp iyi ve ucuz kitap, bayi teşk mektep kütüpaneleri, yi larda mendil yerine kitap “4 yesi bir halk kitapanesi neşfi ) tahsil: her sınıfın çocukları , kolaylaşiırmağa işaret ed pi olarak buluyoruz. ue” Bu arada harf ink ap tatbik edildiği günü biri bayramı olarak kabul ©€* o gün bülün vatandaşları yi ' birlerine kitap hediye *t gi rini teklif ediyoruz. Umumi bik tarihi 1929 kânunusa” birinci günün olduğuna »* pi 1 kânunusani günleri kita? kitap hediyesi yılbaşı pedi” yerini de tutabilecektir. Doktor çö Sinir hastalıkları mürehe Cuma ve pazardan maada 7 yoğ Tepebaşı za Tek < 862, Kadıköy #? r Profesör DoKtÜ M. Lutfi e Gülhane ve Cerrahpsf Maram şerik. müsili” yi Dahili ve intani hastalarını Gemi yiyen mada her gön iddet — yi ekarei Sokak NTde a Şe elele

Bu sayıdan diğer sayfalar: