27 Mayıs 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

27 Mayıs 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

biri pe wn “2 —7 —VAKM 27 Mayıs 1 Amerikalı tayyareciler Misafir tayyarecilerden üçü dün şehrimizden hareket etti Ankara uçuşları cok güzel erkeklerden daha cesur Amerikalı tayyarecilerden 3 tanesi dün sabah şehrimizden hareket etmiştir. Misafir tayya- | recilerden binbaşı Hel de bugün hareket edecektir. Binbaşı Hol, dün tayyare ce- miyetini ziyaret etmiş ve bu zi- yaretinde Ankarada, Eskişehirde, İstanbulda gördükleri hüsnü ka- bulden çok mütehassis oldukla- rm söylemiştir. Ankarada Amerika tay- yarecileri Amerika tayyarecileri tarafın- dan Ankarada yapılan uçuşlar- da en ziyade binbaşı “Doltil,,in avcı tayyaresi ile yaptığı ma- nevralar nazarı dikkati celbet- miştir. Tam süratle yere doğru amu- diye yakın vaziyetle yapılan iniş- ler, sonra ayni şekilde ani çı- , benzini kesmek suretile yere pek yakın yüksekliklere yapılan hareketler tayyarecilik- ten anlıyanları çok alâkadar et- miştir. Göklerde adete mahir bir binicinin at üzerinde gezdiği gi- bi serbestçe (gezen binbaşı “Doltil,, yalnız Amerika tayya- reciliğinin değil, bütün havacı lık âleminin sayılı adamlarından biridir. İngilterenin Şnayder sü- rat kupasını kazanmış olan bu hava kahramanına, bir muhar- ririmiz süratten çok heyecan duyup duymadığını sormuştur. Sürat denince üç yüz kilometre derecesinde bir şeyler anlıyan binbaşı “Doltil, cevap olarak demiştir ki : “— Sürat bana artık hiç bir heyecan vermiyor. Bir deve ü- zerine| binerek yavaş gitmenin heyecanını duymağı pek istiyo- rum. Tesadüf, bu arzumun tat- minine imkân vermedi.,, Amerikalı tayyarecilerden her Ankarada ( bulundukları müddetçe kadın ve erkek yirmi, otuz kişiyi yolcu tayyaresile uçurmuşlardır. Binbaşı O Doltil kendi uçurdukları hakkında s0- rulan bir suale şu cevabı ver- — Yolcularım arasınki kadın- larda cesaret seviyesini umumiyet itibarile erkeklerden fazla bul- dum. Uçuşları yaparken şöyle düsündüm: İyi, havada beş, on dakikalık bir uçuş insanda hiç bir heycan xasıl edemez. Asfalt yol üzerin- ie mükemmel bir otomobille * İ yare ile müsademe olmuş, kadınların oldukları anlaşılmıştır gitmek gibi bir şeydir. Uçuşu az, çok heyecanlı bir hatıra ha- line koymak için biraz ivicaçlı kavisler çevirdim. o Yolcularıma yan gözle baktım. Korkmadık- larını zevk duyduklarını görünce devam ettim.JKorktukları zaman yolcuları derbal yere indirdim. Çünkü bunlara uçuşun az zamanda kâfi derecede helecan verdiği gibi bir zevk teşkil edeceğine de şüphem yoktu. Mülazim Doltil ile mülakat eden muharririmiz (o Amerikalı tayyarecinin hanımlarımızın ce- sareti hakkındaki sözlerini erkek yolculardan O birine nakledince bu zat vaziyeti şöylece izah etmiştir: — Yerle gök arasında mu- allâkta durmakta her halde bir tehlike vardır. Erkekler hayat- taki tecrübelerinin (fazlalığına nazaran bu tehikeyi daha ya- kından görüp hissediyorlar. Bu tehlikeyi gören adam da elbette korkar. Meseleye cesaret zavi- yesinden ziyade, hayat tecrübesi zaviyesinden bakmak lâzımdır. Mektep tayyaresile © uçuşlar yapan yüzbaşı Kanon Amerika askeri tayyareciliğinde avcı ted- risatının şefidir. Yaptığı mahirane hareketlerin çoğu bir avcı otayyaresinden beklenmiyecek (bir - tarzda idi. Bilhassa yere yakın benzini kes- mek suretile yaptığı bir hareke- tin son derece mükemmel ol- mıyan bir tayyarede yüzde yüz ölüm demek olduğunu mütehassıs- lar söylemişlerdir. Yüzbaşı Ka- i non du hareketi dört beş defa tekrar eylemiştir. Bu yüzbaşı 1923 de havada diğer bir tay- etmiştir. Her iki tayyarede (bulunanlar öldüğü halde kendisi mucize ka- bilimden hayatta kalmış, yalınız layyareye çarpan yüzü yamyassı olmuştur. 13 ay hestanede ka- larak tedavi görmüş, mahir öpe- i ratörler adeta bu yüzü tecdiden imal etraişler. Keşif tayyaresile uçan w ve av cı ile birlikte) uçtuğu zaman iki tayyarenin yapışmış gibi bir hal- de uçuşunu temin eden mülazim Parker Amerika ordusunun baş tecrübe pilotudur. Amerikalı tayyareciler, uçuş» ların arifesinde ne içki, ne tütün içmemek esasına sıkı surette VAKIL ın teirikası: 183 Yazan : Hüseyin Rahmi Ozamanın bu, büyük hursız- ları kendi bileklerine geçirile- cek kelepçelerle kanunu zencire vururuşlar, insafsız tehditler taz- yıklarla her şeyi kendi lehlerine söyleterek, eller yukarı baydut- hğile böğürenler gibi bilâ ma- nia memleketi soymuşlardır. Bu soygunculuk zamanlarında neler olurdu? Erbabı istihkak maaşlarını tamam alamazlar he- men yarı yarıya sarraflara kır- dırırlardı. Küçük sarraflar da Ml öğr, a ik Karneci gibi büyüklere satarlar- dı. Bu suretle elden ele geçen suretler sön merhalede buyur- tulur paralar alınırdı. Asıl sâ- hiplerinin o zaratna, hırsızların nefine bunları buyuran hangi kırılası parmaklardı ? Madem ki bu paralar hazne- den çıkacaktır. O zamanın nem- rut kafalı mes'ulleri, (doymaz haramileri bu işi meşrüiyete döndürecek çareyi bulamazlar midi? yere inmenin de büyük | öğe A Süte 0 FveTE LEFOM| Askeri memurlar Rüşvet alırlarsa nasıl cezalandırılacaklar Bu hususta hazırlanan lâyiha mecliste Ankara, 26 (Telefon) — As- | keri memurların irtikâp cürüm- lerinden dolayı muhakemelerine dair olan kanun Jâyihası meclis rüznamesine alınmıştır. Bu lâyibaya göre bu gibi cürümlerden maznun olanlar hakkında askeri müfettişler ve mürakipler deliller elde ettikleri takdirde işi kolordu kumandan- larına ihbar ederler. İrtikâp ve- ya rüşvet maznunları gerek ken- dilerinin ve gerekse zevcelerinin bütün servetlerini yaşayış tarz- larını bir beyanname ile bildir- mek mecburiyetindedirler. Diğer lâyihaya göre zabitan ve ordu mensubini varidatları karşılık olarak yapacakları istik- razlarla fazla borca giremezler. Ayni zamanda vazifesile alâ- kadar kimselerden borç alamaz- lar, Aksi sabit olanlar hakkında disiplin cezası tatbik olunur. Bertinde banka Bartın, 26 (Vakıt) — Adapaz zarı Türk Ticaret bankası şube- sinin yarın açılma mraasimi ya- pılacaktır . riayet ediyorlar, Buna mukabil ara günlerinde içmek ve eğler- menin ölüme daima maruz olan bir tayyareci için tabii bir bak olduğunu söyliyorlar. Tayyarecilerin hepsi memle- ketimize olan ziyar.tn hayatla- rının en tatlı ve cazip hatırala- nndan birini teşkil edeceğini söyliyorlar. İstiklâl harbinin ve Türk inkılâbının aklın ve mam tığın fevkinde bir mucize oldu- ğunu, memleketteki inkişaf sey> rinin ancak tayyare devrine mah- sus sürat mikyaslarile ölçülebi- leceğini söyliyorlar. Cumartesi akşamı Türkiye teyyare cemiyeti tarafından Türk Ocağında bir ziyafet ve müsa- mere tertip edilerek Türk ve Amerika tayyarecileri birleştiril- miştir. Ziyafet ve müsamerede Rıyaseticümhar başkâtibi Tev- fik, ser yaver Rusuhi beyler, tay- yare cemiyeti reisi Fuat, cemiyet heyeti idaresinden sabık dahi- liye vekili Cemil, Halk fırkası kâtibi umumisi Saffet beyler, Büyük milet meclisi askeri en- cümen reisi Naci Paşa, Milli müdafaa kara müsti Seyfi Paşa ve müsteşar ili Şefik bey, o Afyonkarahisar meb'usu Ali ve Ruşen Eşref, Meraş meb'usu (Mithat, (o Çanakkale meb'usu Ziya Gevher beyler, Bu maaş su'i istimallerinin sergerdelerihden bazılarının su- ret toplamak hırsızlığile iki yüz liraya iki bin liralık iratlar ko- naklar aldıklarını bilen adam- lardan) bu gün halâ yaşıyanlar vardır. Herkesin ruhunu, hürriyetini sıkan istibdat cenderesinin s0- munlarımı her gön biraz daha kıvırarak müstebidin o zölmünü, hâkimiyetini Otemdide uğraşan heritlere hizmetlerine mükâfaten bol bol maaşlar, ihsanlar, çift- likler, maden imtiyazları, rütbe ler, nişanlar verilirdi. Yokluk halk içindi. Bu doymaz ejderler bütün va- ridat menbalarını çevirmişlerdi. Bu zalim, bu cahil bu çapulcu İ idareden şikâyet edenler âsi sa- yaptılar Hükümete verdikleri ka- rernamede neler var? Atina, 26 (Apo)— Dün firari İstanbullu Rumlar muhacir meb- 'uslar ve âyanın da iştirakile Kotopuli tiyatrosunda aktettik- leri bir mitingte M. Venizelosa verilmek üzere bir kararname hazırlamışlardır. Bunda erbabi istihkakın muvafakati alınmadan ve kendilerine (tazminat temin edilmeden evel o Türkiyedeki mülklerinin terkine razı olmama- sını ve 1923 senesinden beri İstanbulda vazıyet edilmiş bulu- nan mölklerinin nısıf kiralarının kendilerine tediyesini ve vaktin- de beyanname vermemiş bulu- nan gayri mübadil firarilere tas- fiye beyannameleri vermeğe mü- saade edilmesini talep ediyorlar. “Ormanlar lâyihas. Ankara, 26 (Vakıt) — Orman- larımızın işletilmesi ve büsnü muhafazası için bir teşkilât lâ- yihası hazırlanmaktadır . başvekâlet yaverlerinden Fikret bey ve askeri erkânımızdan ve tayyarecilerimizden . diğer zevat Amerika maslahatgüzarı mister Patersen, ataşe kommersiyalı mis- ter Glassi hanımlarile beraber | hazır bulunuyorlardı. Türk tayyare cemiyeti reisi ve Rize meb'usu Fuat B. irat ettiği | bir nutukta geçen sene Misis Lindberge verilen ziyafet ve bir hava heyetimizin Amerikayı 2zi- yareti münasebetile bundan ev- vel Amerika tayyareciliği ile olan | temasları hatırlatmış, tayyareci- lerimize Amerikada gösterilen hüsnü kabule teşekkür etmiş ve misafirler hakkında samimi te- mennilerde bulunmuştur. Bu nutka binbaşı Hol Fran sızca olarak mukabele ederek österilen fevkalâde hüsnü ka- ule teşekkür etmiş, Amerikaya giden Türk heyetinin meslek malümat ve alâkası, centilmenlik ve dürüstlük itibarile son dere- <ede hüsnü tesir bıraktığını, Türk tayyareciliği ile beraber Türk- lüğü Amerikada iyi tanitmağa âmil olduğunu, kendileri ve Tür- kiye için pek çok dostlar ka- zandıklarını anlatmış ve Türk tene hakkında temenni- e bulunmuştur. Müsamere sabaha kadar baki- ki bir samimiyet içinde devam yılır. Hemen sürülür. Mazlümla- ra gik dedirtmezlerdi. Matbua- tın ağzina ısıran köpekler gibi müzuar (takılmış, kalemlere pranga vurulmuştu. Şair, edip ye- tişmiyor — fikirler £ kaynadıkları kafalar içine kilitleniyordu. Muharrirler zulmü alkışlamak için yazdıkları sütunların yarısını medayihi seniyyeye, şükran, du- aya hasretmek mecburiyetinde idiler... İçinde yaşanılan cehen- nemi çennet gülzarı göstermek için müdahin kalemler biribirile yarışırlardı. . İlim, fikir adamı memleket haini demekti... Zahi- tanım nezareti altında yaşardı. Ufak bir vak'a hudusunda en evvel bunlar tevkıf olunurlardı. HABERLERİ Firari Rumlar | Gizli cemiyet Bir tiyatroda miting | İki sabık meb'usuh i cemiyet teşkili ittihamile Sansör gazetelere yazdutmaz. | Hafiyeler halkı derileşmiye bı- | ismi mi geçiyol yi Ankara, 26 (T elefon) — uh şe e kemeleri yapılacak olan Saidin oğlu Salâhattini 9 dâşı meyanında iki sabık usun da bulunduğu Pi tedir. Cemal Hüsnü B. Devlet bankasi m mü olacak? Ankara, 26 (Telefon) — let bankası umum müdü Maarif vekili Cemal Hüsnü yin getirileceği kuvvetle niyor, Kitap, gazete Postaneler abone kaf dedecekler Ankara, 26 (Telefon) — * tanelerin gazete ve kitap”. abone kaydi hakkında hükü ten meclise bir lâyiba vet dahiliye encümeninde kabul 6 muştur. Lâyiha meclisten © devrede m Tüberkinii Gi müdürlüğün tayin olunacak Ankara, 26 (Telefon) — 4. fa sular umum müdürlüğü ' çenlerde memleketimizde (©. katta bulunan Holandalı su tehassısı M. Tüberkinin mukarrerdir. Sular umum pe i Tağşiş Tiyihası Ankara, 26 ( Telefon) — tısat vekâleti meclise altı sevketmek üzeredir. bl rü Fehmi Bey şirketler mü olacaktır. p biri ihracatı tağşiş Pane Bu lâyiha heyeti vekilede edilmiş ve ancak ceza 2) tesbiti için lâyihanın bir de liye vekâletine gönderilmesi isi sip olunmuştur. Harice rilen malları ve mahsulleri şiş 'edehlere ağır cezalar © edilecektir. 100 bin lira vers” Ankara, 26 (Telefon) kara defterdarlığı tayyare yetinden yüz bin ira vergisi iste vektedir. nın dibinde olan” biten a Yetişecek istidatlı g: kaba “ e dirilirdi. geçinenler mallarının © pe lâk istidatlarımın k yan san'atkârlatın, rakmaz, bükümetin ! gizli hastalıklar gibi üstü cereyan eder, Türkler bae haberlerini ancak A telerinden alabilirlerdi. Nİ ei mal camal fikirli adamların idareleri alti Bugün o zamanın ee ğundan kalma iratlar, e hakiki omutasarrıfları olmadığım bilmel: de aç menedi'en Ez lerinin ibrazına üsand ai ç cinayet sayılarak km süründürü enlerindir i

Bu sayıdan diğer sayfalar: