12 Temmuz 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

12 Temmuz 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mler kongresi Z Ağustosta toplanacak olan kongre ve Türk grameri hakkında... Ahmet Cevat B. ne diyor? Bundan evvelki | sayılarımızda | ! (düşünce ve Haan) ismindeki eseri | ö ç : İzmir, İskenderiyeye gitti Vapurun hareketinden evvel hususi merasim yapılmış ve bir öğle ziyafeti verilmiştir Vapur pazartesi günü Iskenderiyeye varacak, orada merasimle Ankarada ağustousun ikisinde lise ve orta mektepler Türçe ve edebiyat muallimlerinin iştirakile bir kongre açılacağını ve bu su- retle mekteplerimizde Türkçe tedrisatının daha (faideli bir şekle konulacağını yazmıştık. Bu kongrede gramer (o hak- kında sekiz, imlâ hakkında bir konferans verecek olan dil hey- eti azasından Ahmet Cevat Beyi dün muharrirlerimizden © birisi ziyaret etmiş ve kendisile bu mesele etrafında şu yolda bir mülâkat yapmıştır. 3 Gramer tedrisi hakkındaki” fikir ve mütalâanız nedir? — Gramer tedrisi son sene- lerde yalnız bizde değil, bülün Avrukada büyük tenkitlere uğ- Fâmıştır. Eski s'stemin her şeyi şürütülmüştür. (Eski sistemin esası tarifler, tasniflerdir."Halbu- ki bu tarif ve tasnifler hiç bir ki bu tarif ve tasnifle hiç bir | lisana uymayor. Hatta menşe o'an (Grek) lisanına bile. an'ane ile devam edegelmiş şeylerdir. Bazı islâhat ile iktifa edenler, radikal, surette gramer tedrisini değiçtiimek istiyenler var, Ha- sılı umumi bir memnuniyetsiz- lik büküm şürüyor. Biz de esa- sen Avrupada olduğu gibi ciddi bir gramer tahsil ve tedrisi mevcut değildi. En ziyade çocuk lara aksamı kelamı öğretmek ve 7 ve nahvı tahlil yaptır. maktan başka bir sey düşünül mıyordu; Bu da basit bir surette yapılıyordu. Şimdi düşünülen şudur: Bu tariflerden, tasnifler- den, tahlillerden talebe hakkile istifade ediyor mu, etmiyor mu? Başka memleketlerde buna menfi cevap veriyorlar. Bunun için ameli gaye olan lisanın bütün inceliklerile, derinliklerile talebe- Ye öğretilmesi kabul ediliyor, le ki lisan tedrisi bir başka O KU TEZ EGM e OE Yazan: $. 5, Van Deyn (Dünkü kısmın hülâsası) İNevyorkla ALVEN İL BENSON isimli Zengin ve maruf bir adam katle- dilmiştir. Aak'a 14 haziınn günü duyu luyer. Hikâyeyi işsizlikter. macera mers- kine düşmüş bir avukat ağzından din- İiyoruz. Avukat babasından miras kalan Yazhaneyi kapatmış. çocukluk arkadaşı Yansın servetini idare etmekle meşgul “olmıya başlamışur. Vans kimdir? Ne iş Yapar, nasıl adamdır? Nakili diyor ki “Yapılacak pek az iş vardı. Doğru #unu söylemek izm gelirse Benson | Sİnayetinin — keşfedildiği güne kadar bu “azife bana hayli sıkınıılı geldi. Brodvev- 190 numarah (o binanın kapısına kilit vurduğum için bayağı pişman olma- Es başlamışım. Fakat bu tarihten sonra kararındaki isabeti anladım. Düşünün tam dör sene bir dekika durup din İenineden hep birbiri ardı sıra sökün €den esrarlı cinayetler, karanlık muam- Mâlarla meşgul olduk, Bu benim gibi Genç bir avukar için bulunmaz bir nimet demekti, Dört #enede yüzlerce müzlim facia önümde resmi geçit yapılar ve ben | hep bunları kaydettim. Vans bu faciaların belli başi Pân biri idi. Zabıta ve Adliye her vak- ii e li ii. Cavat B. j mahiyet kazanıyor. İfade tedrisi ifade bilgisi haline alıyor. Çocu- ğa bir ifade iktidari ve bir üs- lâp vermek en ziyade düşünülü- yor. Nahiv ve mantık tahlille- rinden artık bir faide uman kal- mamıştır, — Telif ettiğiniz gramer bu esaslara göremi yazılmıştir? — Evet, grameri yazmağa başlamadan evvel gramer tedri- sine karşı olan bütün itirazları tetkik etmek lüzumuna kani oldum. Başlıca üç büyük müel- lifin eserleri bendenize rehberlik etti: Bu eserler hem eski siste- min tenkidini, hem de yeni dü- şünülen metodun tatbikini ihtiva ediyorlardı. Bu müelliflerin biri “Otojespersen) dir ki -eserlerile her yerde istişhat edilir. Bu zatın (gramer felsefesi) namile kıymetli bir eseri vardır. Diğer bir müellif de İsviçre darülfünun profesörlerinden (Şarl Bali) dir. Bu zatın ( hayat ve lisan ) ile (Fransız stilistiki) eserleri gayet makbul eserlerdir. Nih yet bir de Paris darülfünun debi at fakül- tesi reisi (Ferdinant Bürro) nun | z Nakleden ; Ömer Fehmi ada aizllyorlar, acınacak - kadar muvaf- fakiyetsizlik, beceriksiziik kösterivorlardı. Neticede Vans imdada yetişerek hiç kimsenin kullanmadığı bir tahlil “e keşif wulle içe müdahale ediyor, düğümleri çözüyor. esesüzl; görünen Bet meselenin anahtarını Kanun adamlarının ellerine veriyordu. , 14 Haziran sabahı avukat, Vansn evinde misafirdir. Kahve içerlerken kapı çalınıyor ve içeri Nevvork müddet umu: misi MARKAM giriyor. Müddei umumi telâşlıdır. ” Vans, acele işim var, diyor geve- zeliğe vaktim yok, Duraya bir vadimi yerine “getirmek için geldim. “ Benson katledildi? eve Miz MA Can X, Markam dört sededen beri Nevyork müddeij umumisi idi. Gazeteler gerçi kendisini çokluk (o sevnezlerdi , Fakat doğrusunu söylemek lâzım gelirse onun için hiçten, kıymetsiz bir adam denemezdi. Bütün zabıta | ve adliye memurları arasında N Sahan haklı bir şöhret kazanmıştı. Uzun söze ne hacet Markamın mu- çok mühimdir. Bu müellif yeni metodu bütün teferrvatile fran- sızcaya tatbik etmiştir. İşte be- nim de yaptığım tecrübe buna benzer, yeni metolu türkceye tatbik etmek olmuştur. — Bu eser yakında basılacak mı dır? — Şimdiye kadar beş kısmı yüzer nüsha olarak teksir edil- miş ve muhtelif zevat, bilhassa | dil hey'eti tarafından tetkik olunmuştur, Şimdi de tab edilmek üzere Devlet matbaasına emir verilmiştir. Metodu izah eden mukaddemesini O hazırlıyorum. Yakında tab,na başlanacaktır. — Bu eseri nezamandanberi hazırlayorsunuz? — Harf inkilâbından sonra Gazi hazretleri bendenize bir gramer yazılmasını emir buyur- muşlardı. O zamandanberi bazir- lıkla ve mütalâa ile meşgul olu- yorum. Dil bey'eti de bundan dokuz ay evvel böyle bir gramer Projesininin hazırlanmasını bende- nize havale etmişti Iki işi bir arada yapmış oluyorum. Gramer kendi tedrisatında ! şekliyatımıza ehemmiyet vermek lâzım gelir. Şimdiye kadar hep Arap ve Farisi şekliyati ile meşgul olurduk. Yeni gramerde kendi şekliyatımıza, her türlü ifadelerin © edâsına ehemmiyet verilmiştir, — Iştikak hakkındaki fikriniz ne dir, bütün lisanı kıyas yapmak fikrin demisiniz? — Bir lisanın bütün şekilleri, lâhikaları, kıyas olamez. Fakat iktidarları musaddak olan edib- ler, “muharrirler “ve” Dil e o£ imeni azası semai görünen lâhikaları 'da bazan kullanabilirler. Hiç şüphe yokki lisanı alt üst edebilecek keyfi teşekküllere mahal yoktur. Yeniden yapılacak kelimelerin manasi derhal anlaşılmalıdır. | böyle kelimeleri teşkil ederken lâhikalara çok dikkat etmek lâzımdır. vaffakiyetleri halkın efsane gibi hâlâ söylenir, İri bir vücut, tüysüz, adaleli bir çehre, kır düşmüş saçlar, sert bir bakış lüzumundan fazla görünen bir ciddyet, çelikler kadar sağlam asâp ... işte Markam ! Bugün nedense bir az daha fazla sert ve ciddi görünüyordu. Kahvesini içti . Fincanını masanın üzerine koydu. Beş dakikadan beri mütemadiyen onu seyreden Vans nihayet dayanamadı: — Ne oluyorsun kuzum Mar- kam, Benson öldü diye nerede ise ağlayacaksın, Üterinde vic- dan azabı çeken bir cani hali var. Sakın Bensonun katili sen olmayasın. Markam bugün şakaya taham- mül edemiyordu. Aksi aksi cevap verdi: — Bırakın şimdi bunları, Ben Bensonun evine gidiyorum, Gelecek misiniz $iz de? Şayan dikkat cinayetler olursa tahki- kata iştirak etmek İstiyordunuz, Ben sözümde duruyorum. Hay- dil Hatırladım; on beş gün kadar evvel bir akşam kulüpte bera- berdik. Faili bulunmıyan, neti- cesiz kalan cinayetlerden bah- sediliyordu. Vans böyle bir vak'- Seyrisefainin o İzmir © vapuru dün saat tam 13te Istanbul -ls- kenderiye seferini ilk defa yap- mak üzere Galata rıhumından hareket etmiştir. Ilk sefer dola- yısile rıhtımda hususi mahiyette merasim yapılmış, vapurda bir öğle ziyafeti verilmiş, ziyafette Kahire sefirimiz Muhittin paşa, Seyrisefain umum müdürü Sadul- lah B, ve diğer bazı zevat hazır bulunmuşlardır. Seyrisefsinin İskenderiye pos- tası çok rağbet görmüştür. İzmir vapurunun hemen bütün kama- raları tutulmuştur. Biletler muh- telif gişelerde satıldığı için şeh- rimizden kaç yolcunun Mısıra seyahat ettiği ancak bugün an- laşılacaktır. Mısırdan o gelecek yolculara azami kolaylık gösterilmesi ka- rarlaştırılmıştır. Bu cümleden ol- maki üzere * Mısır “yoldülarinı burada uzun uzadıya kontrol muamelesinden kurtarmak için Seyrisefainin Mısır postası ya- pan vapurlarda bir sürk polis bulunacak kontrolu vapurda ya- pacak, vapur rıhtıma girdiği zaman yolcular serbestçe şehre çıkabileceklerdir. Bu hususta tet- kikat yapmak, üzere polis düncü şube müdürü Sadettin Bey dün- arzusunu göstermiş Markam da olursa haber vereceğini vadet- Vans gülerek: — Mersi,mersi dedi.Biliyor mu- sunuz Markam sizin müthiş bir hafızanız var. Ben unutmuştum. Sonra saatine (bakarak ilâve etti: — Ne diyorsunuz daha saat dokuz. Bu vakit sokağa çık- mak! — Gelmek istiyorsanız çabuk olun. Hem bakın sizi (böyle rop döşanıbrla,, terlikic gölü- remem, beş dakikaya kadar giyinirseniz neâ lâ, Daha fazla vekile çok acelecisiniz! Bu isticalin biçare Bensona ha- yat vereceğini zannetseydim.. Markam sabırsızlanıyordu; — Haydi, kımıldanın! Ben sizin gibi şaka etmiyorum. Ne karar verdiniz? Vans ayağa kalkmıştı. Kıskıs gülerek geniş bir reverans yaptı: — Kanunun bü;ük mümessi- lini kemali hürmet ve şükran ile takip edeceğim! Dedi. lam yl hem de zili çalıyordu. Köri geldi. Vans hakikaten süratle gi- yiniyordu, O meşgulken Marka- Izmir Mısıra doğru yol alırken İm anlatmıya başladı: 4 karşılanacaktır a m posta ile İskenderiyeye git: miştir, ş eyrisefainin işletme müdürü Burhanettin B. Iskenderiyede bazı tesisat yapmak üzre İzmir vapu rile hareket etmiştir. İzmir vapuru bugün öğle üzeri İzmirde bulunacak, pazartesi gü- nü de )skenderiyeye varacaktır Seyrisefain vapurlarının doğru posta yapması, diğer ecnebi va- pur kumpanyalerının yaptıkları ve yapacakları seferlere faikiyet temin edecektir. Vapurlarımızın navlun ücretleri de son derece ehven görülmüştür. Zehi enir Yemeğin içine akrep düşmüş | Dün Beykozda şöyle bir 2 hirlenme hadisesi olmuştur: 4 Mısır sefirliği memurlarından Abidin beyin zevcesi Zehra H. ile çocuğu Necdet, komşusu Sel- ma banım dün eski muhacir komisyonu reisi Hüseyin Hüsnü beyin evinde yedikleri ye- mekten bir akrep çıkmış, bunlarda zehirlenme alâmetleri başlamış, derhal gelen doktorun gayretile kurtarılmışlardir. RM ea il A İNE şk Lİ il Alven Bensonu tanır m | sınız? Öldüğünü evvelâ ihliyar dadısı farketmiş. Sabahleyin o- dasına girdiği zaman efendisini her zaman oturduğu koltukta 3 kanlar içinde bulmuş, Kafada geniş bir kurşun yarası... Zabır ta vaka'yı derhal bütün merkez- lere tamim etmiş. Bana da ha- ber verdiler. Tahkikatı m a tiklerden birine havale edecek- tim. Aradan yarım saat geç- meden maktulün biraderi kur mandan Benson telefon etti, Kumandanı yirmi senedenberi tanırım. Mesele ile bizzat meş- gul olmamı istdei, Ricasını red- dedemedim. Derhal geyindim, sokağa çıktım. Bensonun evi 48 inci caddede. Sizin evin önünden geçerken vadimi hatır- ladım. Uğradıdım. Aynanın karşısında düzelten Vans: — Çok iyi ettiniz diye mu- kabele etti. Sonra bana döndü: — Haydi beraber gidelim dedi al Markam Vansın bu teklifinden memnun olmadı, Halile yanında kalabalık istemediğini anlatıyor- dv. Fakat Vans işi pişkinliğe vurdu. Doğrusu ya ben de ne- zaket gösterip “Hayır ben git- ME meyim!,, demedim. vd © devamı yarın) i gravatını ii

Bu sayıdan diğer sayfalar: