25 Temmuz 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

25 Temmuz 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bitlisli Ahmet Ef. ilâve ediyor: “ Eğer alıp bir yere kapattılarsa dava açarım ha!,, Istanbul gümr'iğün Bitlisli Ahmet . hammal 15 gündür ne Ahmet Ef Nimet H. çalışıyor, ne de geceleri gözüne uyku giriyordu. Semt smet Istanbulu dolaşıyor. Ve kaybettiği bir şeyi arıyor. Ahmet ne para, ne de saat flan gibi bir şey aramaktadır. Aradığı şey karısıdır. Ahmet bu gün Kadıköyünde lürse ertesi gün Bakırkö- yünde kapı kapı dolaşmaktadır. Ahmet tam on beş gündür iki gözü iki çeşme sevgili karısısının izini bulmaya çalışıyor.. Ahmet dün Polis müdürlüğüne müracaat ederek nikâhlı karısının hükü- met tarafından buldurulmasını | rica etmiştir. Ahmet uzun bir aşk macerası geçirdikten sonra bu gün gaip- lere karışan karısı Bitlisli Hasene H. : s1 i>et H. ile evlen- miştir. Ahmet vu kadınla evlen- meden evvel de tam üç sene nişanlı kalmış nihayet üç sene #"-< nikâhlanmıya muvaffak ' tur. Nimet H. polis tara- 4..can arafmaktadır.” Diğer taraftanda bize müraca » etti. — “On b” gündür gözüme uyku girmiysr. Karım nikâhımda iken kimsenin metresi olamaz eğer biri kapattı ise aleyhine dava açarım... Ahmet Biz zeyrekte | Çırçır Haydar | meydana çıkmı » VAKIT ın tefrikası: 14 BU KADIN Yazan: $$ Van Dayn id Çok memnunum. Markam, benim için, doslsgumuzun hürme- ne bu işin sonuna kadar meş- ğul ol Bana ibtiyacın olursa emret, bazirm! Kumandan gitti. Arkasından el I dedi — Bi adam! dedi. ağaya Eli ile ağzım en: ya için? diye sordu. Sonra (istemediği bir söz söylemiş gibi yavaşca tasbih etti: — Öyle ya doğru... Biçare | —6— 8 Mass Cumartesi ak şam onat 7 Üçümüzde susmuştuk. Cıgara- larımız çekiştirmekle rg il ncereden (dişarı Vans ze Pin kain © “kulüp müessisinin dıvara asılmış silik, yağlı boya resmine gözlerini dikmişti. İemişti. Vans birdenbire başını çe- virdi, Bariz bir istibza ile: —— Markam, dedi düşündükçe pa ME “Karımı kaybettim; ha- beriniz var mı ?, caddesinde 13 numaralı evde oturuyoruz” Nimet H. ın nerde olduğunu bilen varsa Allah aş- kına bana malümat versin, dedi.. Zaro ağa — Bu yaşlı edem hakkınd . her gezete bir türlü söylüyor | Son posta ile gelen Deyli | Meyl gazetesi Zaro ağa hakkın- | da yazdığı kısa bir başmakale- de diyor ki : « Acaba Türk hamallarından olan Zaro ağa, kendi iddin etti- ği gibi hakikaten 156 yaşında mıdır ? Bu münakaşaya değer bir meseledir. Türkçe rakamlarda umumen | haç vardır. Oitibar- a buna inanmak old r | kül olur. gri Zamanında İngilterenin « ihti- yar, ibtiyar, pek ihtiyar adamı » ünvanını almış olan Tomas Par. 1635 senesinde 152 yaşında ol- duğunu söylemiş ve o yıl öl- müştü , Her halde gerek bu ada:ı, gerek Zaro ağayı gölgede bira | kan © yaşlılardan bırsi 1670 | teribinde (o 164 yaşında ölen Henri Cenkinstir. Bu adam © zaman İngilterenin eski rihine ait bir takım vakaları hi- kâye etmişri, Rıhtım antrepolarında 400,000 liralık mal kaçırılmış Rıhtım şirketi antrepolarına Dişçi Haçik Jamgoçyan ! selesi olmmemekla beraber beni | Haçik Jamgoçyan C/. Kenan B. isim- | okuyuş mesleki tebabetin cittiy« konan sahipsiz eşyanın 15 sene- denberi gizlice kaçırılarak satıl dığı anlaşılmış ve tahkikata başlanılmıştı, u bususta 22 gündenberi yapılan tahkikat neticesinde ka» çak eşyanın 400,000 lira kıy- Cevap Ef. mukabele ediyor Bir dişçiler « diş tebipleri me- | imtihana çağıranlar İ Oet- #klerini anlıyacaklarc... ,, Diş tabipleri ile dişçiler ara- sındaki mesele malümdur. Diş tabiplerinin owekufsuzluğu hak- kındaki beya- natı ile bu | meseleyi çıka- ran Haçik Jam- goçyan Efendi mektepten bu sene çıkan li bir genç tarafından imtihana davet edilmişti. Haçik Jamgoç- yan Efendi dünkü nüshamızda çıkan bu mektuba şu suretle mu- kabele ediyor: Bu sabah bir çok ehibba ve muhterem meslekdaşlarım Kenan beyin mektubuna sükütla muka- belede bulunmaklığımı tavsi" ettiler. Hakikaten bu mey« tile kabili telif olmadığından müstagnii cevap isede, meselenin efkârı umumiye indinde tevazzu- bu ve bu gibi neşriyatla istihdaf olunan hakiki gâye ve maksadın meydana çıkması için muhtasa- ran cevap vermeyi zaruri gör- düm: Evvelâ, .i samim'yetle arz ederimki,: 54 seneyi geçen diş- çiliğim müddetince hiç bir za- man ve hiç bir yerde ilmi, fenni istihfaf ve istihar etmedim. Esa- sen etmemin de imkânı yoktur. Pek muhterem meslek taşlarım olan genç tabip beylere gelince onlar hakkında yalınız kıssı hür- metle mütehassisim. İstikbal ve muvaffakıyet daima gençlerindir. Kenan beyin mektubundanda bahsedeyim, Herkes bilmelidirki orta da iddia olunduğu gibi bir dişciler ve diş tabipleri meselesi yoktur. Sui tefehhümden ibaret bir Şekip Rifat Haçik Jamgoç- metine baliğ olduğu ve bazı İyane ihtilafı vardır. Bu da Ettibba ai KATİL DEĞİL 7) Nakleden; Ömür Fehm şaşıyorum. Demek siz markalı bir mendil; sokak ortasında görülen bir araba ile en ağır ve kat'i hükümleri verebiliyorsunuz, ha | Peki ama böyle adi, zahiri ve ehemmiyetsiz şeylerle bir mua- mmanın düğümünü çözmeğe kal- kışmamak lâzımgeleceğini size nasıl anlatmalı? Bu ani hücüm karşısında Mar- kam da, bende şaşırıp kalmıştık, |runda yapılmazlar, Vans lâtife etmiyordu. Müddei (görüyormusun, yanlış bir fikir da- umumi; —Zahiri delillerimi? Diye tekrar- ladı. Bunu ispat edebilir misiniz? Zi Şüphesiz, onlar zahiri de- gil hatta tehlikeli şeylerdir. Ku- zum #z bir cinayet tahkikatına başladığınız zaman onun failini bep ya bir tumarhane ğine İhtimal veriyorsunuz da bir câninin o İzi setir için icap e İşahidi vardır. Mes'ele nedir bilir- failn | kaçkını İsinde duran (salibin nuzulü) isimli vr m da burnunun | tablosunu pek âlâ bilirsin. Tamam. e e rmiyecek bir budala | birisi gelsedesana «hayır Rubens — addedersiniz? Bir taharri me- | bu tablo yapılırken memuriyeti murunun bir izi keşfedebilece- | mahsssa ile Çine izam edilmişti» i memurların alâkası bulunduğu İodası haysiyet divanınca derdesti tetkik ve intaçtır. Genç tabibin den tedbirleri (alacağına niçin ihtimal vermiyor sunur? Sinir- leri bir cinayet işliyecek kadar kuvvetli olan kimse neden bu- nun delilerini meydandan yok edecek derecede akılsız. olsun? Iz, delil, ip ucu. Ah ben bu bas- ma kalıp hikâyeyi pek iyi bili- rim, — Allaha çok şükür, biz si- zin gibi düşünmiyoruz. Eğer be- ğenmediğniz o izler, ip uçları, deliller olmasa bir çok cinayet- lerin failleri cezasız kalırlar. Ya, azitim böyle.. Hem bilmelisin ki cinayetler alelekser şahit huzu- runda yapılmazlar. Onları aydın- latan... — Sözünö kesiyorum, af et, Cinayetler alelekser şahit huzu- diyorsun. Bak ha. Her cinayetin mutlak bir misin, o mesele (yalnız fül anında görülmemesinden iba- rettir. Cinayetler, san'at eserlerine pek alâ benzetebiliriz. Şimdi bak meselâ meşhur senatkâr Rubensi €le alalım. Bunun Anvers kilise- 3 — VAKTI 25 Temmuz 1950 .İi Verem hastanesi Cerrahpaşadaki paviyon 20 | güne kadar açılacak | | Em: st arsa bulursa veremliler için yeni bir pansiyon daha yaptıracaktır Bikes verem hastanesi 3 yeni rakamla 11l e baliğ ola” caktır. Haber aldığımıza göte li teki Bahriye hastanesinin verem hastanesi haline ifrağı için mev cut tasavvur müspet bir netice vermiştir. Emanet arsa temin etti takdirde Cerrahpaşada veremli” ler için yeni bir paviyon daba | yaptırılmağa karar vermiştir. o | İnşaatı bitirilen yeni pa' ağustosun ortasına doğru mej simle açıacaktır. bilfiil müşterilerini memnun bi- | rakmak süretile iktidar ve liyas| katini isbat etmek mümkündür. Cerrahpaşa hastanesinde ya- pılan yeni paviyonun tesisat itibarile ikmal edildiğini yazmış- tk. Çok mükemmel şekilde yapılan yeni paviyonun yatak adedi, diğer paviyonların da buna ilâvesile 200 olarak tesbit | edilmiştir. Bunlardan 50 sinin veremlilere tahsisi henüz kat'i kerar verilmiş bulunmamasına rağmen çok kuvvetlidir. Emanetin veremliler için muhtelif yerlerde mevcut bulunan 6l yatağı bu balâ pervazane meydan okuyu- şuna bir kelime ile cevap vere- ceğim, bu genç mes Jektaşı- maahaza Kenan Ferit Beyin mes- | mın pek alâ bilmesi iktiza lektaşını imtihana davet etm. N eder ki, erbabi ilm için | nederece hataya düştüğünü b Şöhret, mesleki omuvaffakıyetin reklamlarile temin edilmez, Rek- lamla temin ve elde edilen şöh- ret kâziptir, talaş ateşine ben- ter, parlamasıle sönmesi bir olur. Genç meslektaşime (tavsiyem şudur: Eğer kudret ve kabiliyeti ilmiyesini göstermek istiyorsa telâş etmesin, bunun için firsat ve imkân eksik olmaz, tatbikat sahasında, sandalyesi başında Nasıl olupta böyle bir mütalaa serdedebilirsin? Velhasıl demin de söylediğim gibi Markam “ci- nayetler alelekser şahit huzurun- da yapılmazlar, demek kılasik bir tekerlemeyi tekrardan başka mâna ifade etmez. “böyle bir neticeye nasıl varılır? diye 80- rabilirsin? Yine aynı misali geti- reyim: Bir tablonun Rubens'e ait olduğu ne şekilde anlaşılırsa... çünki ortada delillerin en kuv- vetlisi vardır. Bu resmi Rubens ten başkası yapamaz. Resim o- nun şahsiyetini, zekâsını, mehare- tini ve dehasını gösterir, bunla- na gayrı kabili izale damgasını taşır. Markam : — Yok dedi ben böyle sana- yü nefiseden getirilen misallerle bir şey anlamam. Ben adliye- ciyim. Riyazi kat'iyetlere temas seden neticeleri tere.h ederim. — Eyi ama bunlarda sizi ta- miri kabil olmiyacak hatalara sürükler. Vans bir cigara daha yaktı. Dumanını tavana savurdu. Sonra İ yavaş, müsterih bir sesle devam etti: — Bu mesele de vasıl olduğu- disat isbat edecektir. yak e Tevziat komisyonu ya rın işe başlıyor Beyiye ve pazar tasfiyesi an bir nisbet üzel malülin ailelerine yapılacak te' zat için vilâyette alâkadar er şubeleri reislerinin rakile bir komisyon teşkil miştir. Bu komisyon yarm başlıyacaktır. nameniz için kâfi delillere malik olduğunuzu söylediniz. Yani © kadını #ttiham edeceksiniz, ©| masum ve günahsız kadını... Markam kendini zaptedemi yerek bağırdı. , — Bir masum mu dediniz masum olduğunu nasıl bir bazlıkla meydana çıkardı; öğrenmek isterdim. — Hakiki katili görmüyo nuz. Göremezsiniz; çünkü hüviyetini bildirecek en ufak delil, bir iz bırakmamak akıllı lığında bulunmuştur. ? — Haydi canm siz de... her türlü ihtimalleri görecek, dü necek kadar mabir bir yoktur. En ufak bir iş, bir kendinden evvelki veya kend den sonraki diğer bir fii İ mutlak bağlıdır. Canım bu bir mütearifedir: Cani ne kad zeki olursa olsün kendisini verecek bir şeyi mutlak iln eder. — Bir mütearife mi? Çocu «öz, batıl bir itikat deyin, ancak Pinkerton roman görülür. Siz Markam, siz böyi şeylere inaniyorsunuz, bal — Boş sözlerle vakıt kayb pa ! dese inanırmısın ? Eyi ama Rubensi bu resmin başında görmedin? miyelim! nuz neticelere bir bakalım. Demi» kumandanla konuşurken iddia: (Bitmedi)

Bu sayıdan diğer sayfalar: