9 Ekim 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

9 Ekim 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

* N ve * w mabaat) ARLARI buyurdular ki, tarafından haide bunun menaflini )u sözün hakikat iz ve temettüle- klarına tevzi edilmiş Halbuki İstanbul i (500) bin ası devletin- en devlet ile o hizmeti İarındır. (40) in ve teessüsü €s- di almış olan kimse ayetinde hasıl üç buçuktan fazlası Mütebaki Ktsmı örmekte olan m lira da sında b memur se se olan hisse se lik olduğu vel vaktile bu Idıkları için aj mış olduklar; tlere mukabil mavu- cılara ve lir. Ancak onda bir rin malik olduk) kendilerine vaziyet karş tevzi edilmektedir. t bu » hiç bir let b e bunların me- "t-elde - etmektedir, tedir denilemez. « bayün serma sin- iraya iblâğ körfez da- etmektedir. nin famamı devlete nik e fyiz temin hisse anbal W- bulunan) derlet tara- nde daima « kabildi ve bunu e ağıl liman hiz) «htm hizmetini devlet kendi! Tms olacak demektir. Bu “Ar. üzre m aralarına verilen dan bahsolunuyor. t yaptık, beye- ketindeki mec nl uzur olarak İn sene için (7) | lira, nihayet! Şirketle olduğu gibi temettüden del dörtyüz lira, yani minhayselmec- İzmirdeki edilen hizme indır iu (8,409) tir nağıl şirketin esas fine ve emsali 5 İsğfu takdirde hiç bir âkit itiraz « ek bir madde değil . Fakat bu hal bununla böyle bir| fi ifa eden ve programımızda ar-| nddeye nisbetle mühim bir ti eseri olan bu şirkeleri mazar- in, kıymetten düşürecek, şirketler ü- inde leke ha < surette tenki- Je bundan dolayı yürümek bendenizce,| MW miağruren orum, haki YOLLAR Gene hi etin devletçilik siyase- Bi tenkit ederi tn mühte-| da tutmuş kkmda 1s etmis olduğ öyarak, hk & budur, yase- ettiler, Be ki bugün İngilte- lâyetlerindir. Yol) ların hüsnü muhafa-| kkat meremmetini vi &mek hiç bir vakit devlet lemek değildir.) in peyikleridir. en ı£ dahilindeki k ve umumi menfaat) den âmme hizmetleri| aleyh yolların vaktile vilâyet yolları, rı diye taksime tabi iken| ve “i İ evlet. yollarını vilâyetlere —VAKTT 9 Teşrinevel 1930 Meclisindeki Harare , tli Münakaşalar Nasıl Geçmişti ? esi Tırka Liderinin adli, mali ve iktısadi cephelerdeki tenkitlerine karşı Vekiller tarafından verilen cevaplar vazıh ve kuvvetlidir Orta Anadoluda Seyahat Mektupları : 20 Ilgazlılar ve Tosya pirinci e ad) ein Bu meşhur mahsulün nefasetini nasıl ihlâl ediyorlar? lâyetten devlete, devletten vilâyete devrolünüuyor. Bu her sene bir çok mi- sallerle gösterilebilir. Hatta orada hel- İde yolları, kır yolları diye yollar var. dır. Onlar da vilâyetlerden belediyele- re ve belediyelerden vilâyetlere intikal diyor. Bu o iktidar mevkiine gelenlerin muayyen Yolları inşadaki tasavvurla. rına göre vücuda gelmektedir. Binaen- isleyh bu misallerle hükümetin bu esa- | s1 iktasadi bir prensip olarak ortaya koyduğu devletçiliği tehzil etmek ka- İbil olamaz. FETHİ BEYİN PRENSİPİ NEDİR? Buna mukabil Fethi Beyefendiden mademki devletçiliği kabul buyurmtü- yorlar, bihakkin bekliyebilirdik ki ken- dileri hangi prensipi kabul ediyorlar, onu söylesinler. Millet efradı da bilsin ki milletin prensipleri hangi yoldan i- dare edilecektir. Bunu anlasak... (a kışlar, brao sesleri) Bir program kcn-| muş prensiplerin ne yolda anlaşıldığı! -İsöylenmiş iken buna karşı verilecek! cevap kendisinin ihtiyar ettiği prensipi ortaya atmak ve izah etmekle olacak- noktai nazarlarını iktısadi prensipleri- ni izah etmelerini kendilerinden -bil- hassa rliea ederim. Beyefendiler muh- telif zamanlarda Başvekil Paşa Hz. -lçok vazıh ve açık lisanlarile devletçi- »-|likten ne anlamakta olduklarını beyan ettiler. Bir milletin iktisadi vaziyeti o milletin medeniyeti merhalesini ifade ediyor. Bir milletin iktrsadiyatı hak- kımda tatbik olunacak prensip o mille- tin medeniyet omerhalesile, mazisile, hatta coğrafi veziyetile mütenasip © lur. Onun icabatı haricinde tatbik edi. lecek herhangi bir prensip o milleti iz- mihlâle götürür. Bugün eğer hükümet devletçiyim diyorsa bundaki bütün dü- sindüğü şudur: Bu memleket, simdiye kadar milli iktısat namile hiç bir mef-i il hum kavrıyamamıştı. Bu memlekette -İ milli iktısattan bahsetmek bir vakitleri bir kabahat gibi idi. Bir vakitler de maammadan bahsetmek gibi bir yaya b Hükümet devletçiyim demekle kendisi.! nin bir milli iktisat mefhumunu kav- ramış olduğunu beyan etmiş olur. MİLLİ İIKTISAT Milli iktısat mefhumu da şu ibarede hulâsa edilebilir: Memleket dahilinde- ki iktisadi menfaatler kendi kendine ve alabildiğine anarşik surette ha- rekette bulunacaklardır. Onlar yüksek bir ahenk ve müvazeneyi temin etmek f için bir noktaya doğru sevk ve tevcih edilecekler, fakat bu noktaya doğrü sevk ve tevcih edildiklerinde devletin faaliyeti yerine kaim olmüyacak ferdin faaliyetinde ne gibi engeller varsa on- ları berlaraf edecek ferdin faaliyetle- rinin biribirlerini nakzedecek, biribirle- rini izrar edecek suretle yürümelerine mâni olarak onları umum camianın müşterek ve umumi menfaatini koli yacak surette sevk ve tevcih edecektir. Her ferdi menfaatte, şuurlu ve iktisadi faaliyette ancak diğer ferdi menfaat- leri kendisi tamamlıyacak, ve gene kendisi bir müteazzıv küllün cüz'ü ol- duğunu kavrıyacaktır. Hükümet, devletçilik dendiği 2 man bunu anlar ve bu gaye yi temin etmek için müdahaleyi esas tutmuştur. Filhakika bu hususlarda devlet müdahale etmiyecek olursa mem leketimizin gerek dahildeki ferdi men- faatlerin iktisadi faaliyetinde, gerek harici ferdi faaliyetlerin memleket da- hilindeki faaliyetlerinde (o memleketin M. Rivas bekleniyor Biterafler karar için ken- disini (o bekliyorlar. Mübadele komisyonunda Türk ve Yunan heyeti murahhasaları arasında halledilmemiş meseleler lerin bitarafların (hak il arasında bir de emlâk icarı me- selesi var, Geçenlerde kendisile görüştü- üz bitaraf reis M, Holştat tefhimi için mezun bü- lunan M. Andersenin gelmesini gene mezun bulunan M. Riva- er ——... EN nazarı malüm olduğunu emişti, imdi Hv — Andersen gel mü; lunuyor. Kararı öğrenme! Gine dün bitaraflara müraca- at ettik bize ümit etmediğimiz bir cevap “ verdiler: — Karar verebilmek için M, i Rivas ile muhabere etmek ve tır. İzahını görmediğimiz “kendilerinin! yahut onun gelmesini beklemek mecburiyetindeyiz. Kendisine telgrafla Meksikaya müracaat etti ve bugün aldığımız bha- bere nazaren M.Rivas Avrupaya müteveccihen vapura binmiş, bi- naenaleyh Atlantik denizi orta- sındadır, Noktai nazarını almak için muhakkak kendisile muha- bere etmemiz lâzım. Avrupaya gelince muhabere kabil olacak, O zaman ya kararı hemen tef- him edeceğiz yahut kendisinin esasen bu ayın 24 veya 25 inde vaki olacak avdetini bekliyeceğiz.» EL mal ul Çün! a aldığımıza Ki M. Rivas noktai nazarini en müdellel raporu-! nu vermiştir. Diğer iki bitaraf- aza da buradadır o halde ne Bize öyle geliyorki bitarafla- rm arasında bir ihtilâf vardır. milk vecd Di Fakat zaman gygiğini ide na- zarı itibara alı lâzım değil mi? Zira, vaktile işlerin uzamasını her iki heyeti murahhasaya at- eden gene ayni bitaraflardı. olacaktır, (Zravo sesleri). On senedenberi istihsal edilmiş ne ticeler diyorum. Fethi Beyefendi şikâ- yetnamelerinde bazı hususları tenkit edip duracakları yerde biraz da hasıl olan neticeleri görmeleri lâzım gelir ve onlardan da lütfen bahsetmeleri icap ederdi. Beyefendiler, bir vakitler bu memlekette, şimendiferler, bankalar, ticaret, sanayi, milli şirketlerin hisse senetleri, hatta en iyi tarlalar ve şehir. ler dahilindeki en iyi emlâk Türklerin değil, ecnebilerin idi. Bugün bu mem- lekette bankalar teessüs etmiştir ki doğrüdan doğruya Türklerin elinde. dir. Bankâlar bu memleketin iktısadi- yatında arzettiğim muayyen hâkim nok talarm ikinci derecesine sahip olanlar- dır. Bu memlekette şimendiferler ta- mamen devletin eline geçmiştir. Bu memlekette ticaret şirektlerinin hemen ekserisinin sermayesini mevzil Türk sermayesi teşkil etmekte bulunmuştur. Bu memlekette artık topraklar baştan dır (alkışlar) ve bulunacaktır. Toprak vahdetini ve hatta mevcudiyetini - teh-İnihayete kadar Türke ait bulunmakta- likeye koymasına gözyummuş demektir İktısadiyatta muayyen hâkim nokta. lar vardır. O hâkim ikktisadiyattan çıkmış olanları her halde 6 memleketin efradını men. faatlerine âlet olarak kullanabilirler. İnsanm insan tarafında istismar edil- mesi budur. Hükümet hâkim noktaları daima vej tamamen kendisi işgal edecek ve bül k prönsiy üzerinde bir inhi- olmak demek de| etirmi, et noktalara! İsahasındaki hükümetin muayyen siya- seti kendisinin eserini her gün göster- mektedir. O da ayrıca programımızda izah edilmiştir. Hükümetin milli iktı. sadiyatı anlaması şekli hükümetin dev- letçilik prensipini takip etmesi şekli arzettiğim neticeleri meydana koymuş- tur. Bu neticelerin tafsilâtıma girerek hatta bunları uzatarak sizleri rahatsız. etmek istemem. Bunlar hepimizin ma- sayede memleketin efradı tarafımdan yapılan hususi faaliyetleri himaye & Tümümuzdur. İşte henüz arzettiğim esaslar dahi. « Fakat bundan sonra yollar di- debilmiş olacaktır. Eğer o hâkim nokİlinde olan iktısadiyatı milli mahiyetin- ir kanun e ikiye tefrik edildi: taları liberalizmin anarşik vaziyetine'de kavrıyarak ayni mahiyette lâyık ol- v yolları, terkedecek olursak, efendiler on sen&'duğu iktısadi mevkiine isal etmek yo- arzederim ki denberi istihsal edilmiş olan neticel&jlunda devam edeceğiz. (Bravo sesleri). 'üsum yolfer elyevm vi-jrin hepsi de üç senede bertaraf edilmiş; (Devamı var) Tosya: Tosya pirinçleri ve boğday- larile meşhur olan bir kazamızdır. Pirinç istihsalatında en büyük bir amil olan “Devrez, çayı Tosyayı hazinelere garketmek- tedir. Karğı ile Tosya arasın- da kızıl ırmağa dökülen Devrez diğim için tenbihte bulunamı- mışım ve nihayet aç kalmışım. Tosyada nazarı dikkatimi cel- beden bir meseleden bahsede- yim: Seyabatım esnasında , her gittiğim otel ve handa gelen yolcunun hüviyetinin tesbiti için imlâsı lâzım gelen bir cüzdan var. Her yerde bu cüzdanın vadisi bep çalışkan Tosyalılar | muhteviyatı birbirinin ayni, Yal- tarafından ihtimamla ekilen ve bakılan çeltik tarlaları ile dolu- | nız Tosyadaki çok orijinal bir halde... Diğerleri hüviyetin tes- dur. Bilhassa era mm biti için adı, babasının adı, işi, doğru bu vadi ucu lunmıyan bir yeşillik meydana şıkmaktadır. Tosyalıların ektikleri çeltik tarlalarının mesahası 75- 80 bin dönümü geçmektedir. gücü, ne zaman geldiği, he za- man gideceği, beraberinde kim- se olup olmadığı Vs... Tosyada- ki defteri hakanı kayıt defter- leri gibi kalın, enli, battal bir Köylü tarafından işlenilen bu | defter bir sahifede belki 25 ha- erazinin Ohemen hepsi Tosya kasabasında oturan olduğu ki ik işlerinde Mink 5 ik $ e sabab- biriyle. vi tan akşama kadar kızğın tem- muz güneşinin altında çalışarak ne var. Misafir bu sütunlarda sorulan ber şeyi yazmak mec- ayet bir tanesine cevap vermediniz mi büyük bir cürlim işlemiş oldunuz. Ve otel- ci derhal size cürmünüzün te- kazandığı çeltiğin yarısını hiç bir | mas ettiği ceza kanununun me- güna emeği sepket etmemiş bulunan ağaya tevdi etmeğe mecbur kalmaktadır. Tosyanın senedeki pirinç mahsulünün mık- vaddı mahsusasını hatırlatır. Bu sütunlarda şunlara cevap vermek mecburiyeti vardır. Boyu, bosu, sikleti, suratının tarı 3,5 milyon kiloyu bulmak- | biçimi, bıyıgının şekli, gözlerinin tadır. Fakat bu sene Devrezde su az ibi, Tosya pirinç- be bütün bütün rengi, şişmanmı, zaifmi, elbise- nin rengi, biçimi şapkanın cinsi, arasında bir noksanlık varmı.. kaybettirecek bazı hareketle is- | Hatıımda kalmadı. Daha buna tibsalât üzerinde fena tesirler | benzer acaip acaip bir sürü gem rene inle ırı vilâyetinin daha ilerilerin- dedir, Yalmız Çankiri Ilğaz kâ“ |" sulardan birisi de “Bedestan,,dır. i zam, Tosyada çeltik âdet olalıdan- beri bir cantimetre murabba: bile çeltik Oekmediği halde son iki sene zarfında çeltik yap- mak hevesine düşmüş ve çeltik için (hiçbir (Ousul bilmiyerek beyhude yere Devrezin suyunu yaptıkları çeltik tarlalarına çe- virmişler. Bu suretle Tosya çel- tiklerinin bali susuzluktan fena- laşmış, Ilgazlılarda cahil olduk- larından bir menfsat temin ede- memişlerdir. Ilgazlıların Devreze olan bu fuzuli müdahalesi Tosya çeltiklerinin fena halde sinirlen- nazaalar olmuş Benim Tosyada um si rada iki kaza arasında çıkan bu ibtilâfın halli için Çankırı ve Kas- Tosyada tetkike. değer m Çok eski zamanlardan kalma, her tarafı kalın taş duvarla kap- h olan bedestanı çarşının orta- sında bulunuyor. Bedestanın de- mirden birde kapısı ve ibtiyar da bir bekçisi var. Yazn bağ- lara giden ber tosyalı evinde kıymetli olan eşyasını bir sandı- ga yerleştirerek getiriyor. Be- destanın bekçisine teslim ediyor. Ellerinde (o fazla zinet eşyası olanlar, o mağazalarında malları olanları olan tüccarlar hep bütün mallarını getirip be- destana koyuyorlar. Hem de san- dıkları kitlemeye bile lüzum gör- miyorlar. “Buraya bırakılan eşya uzun tamonu ; vilâyetlerinden bir he- | seneler kalabiliyor. Hatta'sahip- yet gelmiştir. leri ölmüş, kimin olduğu: belli Tosya princinin nefaset ve şöh- olmıyan 50-60 senelik eşya var- retini ihlâl edici bir mahiyet ar- | mış. zeden İlgazlıların bu fuzuli mü- dahalelerine her halde bir niba- yet verilmesi icap etmektedir. Tosyalılar, Yaz geldiği zaman hep bağlara çekiliyorlar ve Ka- sabada bir kaç memurdan baş- ka kimse r. da akşam merk ine binerek bağların yolunu tutuyorlar, Ge- ce oldu mu artık ne bir lokan- ta, ne de bir açık dükkân bul- mak imkânı olmuyor” Tosyalıla- rm bağa gitmelerinin acısını, a- sl yabancı olonlar çekiyorlar, Daha doğrusu ben çektim ve tam bir gece aç kalmak ve aç yatmak betbahtlığında bulundum. Bedestanın demir kapısının Nuh zamanından kalma iki bü- yük demir kilidi var. bekçi, her iki kilitle kapıyı sıkı- ca kapadıktan sonra anahtarın âstyA > fazla; Akşam * birini hiç kimsenin haberi olma- dan usulca bir tüccara teslim » ediyor. Ve oradan uzaklaşıp gidiyor. j Sabahlayın kapıyı açacağı za- man. akşam bıraktığı yerden anahtarin birini alıyor. Esasen ikinci kilidin anahtarı kendisin- de... Kapıyı açıyor. Kapı açılır- ken siftah parası vermek İcap ediyor. Bu suretle bedestan bir hırsız tehlikesinden masun kalı-. yor. Bir tüccara bırakılan anah- Tosyada gündüzleri yemek ye-| tar, ikinci gün başka birine ö- nebilecek şöyle böyle bir aşçı | bür gün bir başkasına veriliyor. dükkânı var. Akşam yemek yi- | Bu suretle ikinci anahtarın kim- yecekler gündüzden yemek ten- | de kaldığı belli olmıyor. bih edeceklermiş ... Ben bilme- Talâf Mümtaz j

Bu sayıdan diğer sayfalar: