24 Ekim 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

24 Ekim 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 4 — VAKIT 24 Teşrinevvel 1931 | Balkan konferansının ikinci içtimaı ( Use tarafı 1 inci sayıfada | gaye itiharile Akvam cemiyeti zihni. yetine muvafık olduğunu söyliyerek konferansa muvaffakleyt temenni et- ti Sulh bürosu ikinci reisinin sözleri M. Cummings'ten sonra reis konfe- ransta müşahit sıfatile hazır bulunan beynelmilel Sulh Bürosu ikinci reisi! Dr. M. Ludvig Kid'e söz verdi. Beyaz sakallı yaşlıca ve sevimli bir zat olan M..Kid hitabet kürsüsü- ne yaşından umulmıyacak bir çevik- Yikle ve âdeta koşa, koşu geldi ve Fransızca olarak: — Konferans müzakeratı Fransız. ca olarak cereyan ettiği halde Alman- ca söz söylememe müsaade ettikleri! için muhterem reis Hiz, ne teşkkür derim.,, Dedikten sonra mütereddit bir Ti- sanla ve âdeta kekeliyerek sözlerine devam etti, Fakat bir aralık Fransız. ca olarak başladığı eüümleyi tamaml. yamayınca: “— Almanca söylemek daha iyi?, Dedi, Ve herkesi şaşırtan bir heye. canla Almanca çok güze! bir hitabel söyledi. Muhtelif yerlerinde alkışlar. Ta kesilen bu hitabede bilhassa dedi ki: — Bizim buradaki vazifemiz çok basit ve mütevazıdır. Çürkü biz bu- rada ihtiyacınız olduğu takdirde si- ze yardım etmek üzere Obulunu yoruz. Maamafih bizim yardımımıza muhtaç olmadığınızı görmekle daha mes'ut ve bahtiyar olacağım. Burada, bu kadar parlak bir fikri takip et- tiğini gördüğüm Balkan konferans nın birincisini Atinada toplamak te şebbüsünü geçen sene muvaffakıyetle başarmış olan M. Papanastasyoya »ilhass teşekkür ederim. Beynelmilel| Sulh Bürosu namma büyük muvaf. fakıyetler temenni etmekte olduğum Balkan konferansı, büromuzun tam mâna ve mefhumuna dahil bulunu- yor. Birleşecek ve kuvvetli olacaksı. nız. Fakat o zaman unutmamalısınız ki menşe ve mebdeiniz Sulh bürost- dur. Am ve şamil bir şekilde kendi menfaâtlerini göz önünde bulundur-; naksırm dünyada hiç biz muvaffakı- yete erişmek kabil değildir. Dalma mefküre, adalet ve beşeriyet için ça- Tışmiak lâzımdır. Hiç bir mâni sizi bu yolunuzdan alıkoymamalıdır. Azmile bugünkü konferanstan yarınkine vel yârinkinden daha sonrakilere doğru sebâtla ve hedefinizi kaybetmeden yürüyünliz. Ve Avrupa ile beraber dünya sulhunu tarsin ve tahkim edi- niz. İlerideki nesillere vereceğiniz milli mirasın en büyük ve en mühimi bu hediyeniz olacaktır... Münakale komisyonunun raporu Şiddetle alkışlanan bu mutuktan sonra rels Hasan bey: — Münakale komisyoyunun Tapo- rü okunacaktır. Söz komisyortün maz- b#ta muharriri Reşit Saffet beyin. dir, dedi. Reşit Saffet bey kürsüye gelerek raporunu okumaya başladı. Raporda, birinci Balkan konferan. sında münakalât komisyonunun muh- telif projelere aft mese'sini tömam- lamak için lâzım gelen unsurlara ve| fen adamlarının yardımına mazhar olmadığından müsbet bir netice alı. nâmadığı hatırlatılıyor ve geçen bir sene içinde çok büyük terakkiler el. de edildiği kaydedilerek deniliyor ki: Bu sene Karadanizden Adriyatik denizine ve Balkanların en şimal noktasından en cenup noktasına ka- dar gidecek birer demiryolu inşası meselesini tetkik ettik ve gelecek kon- feransta bunlarm tahakkuku için de| fen adamlarının ve mutahassısların içtima söyaset komisyonunun yardımını İstedik. Bundan (başka altı Balkan memleketi mümessillerin- den mürekkep birer tali komisyon te- sis ettik. Mutahasssların verecekleri raporlar konferans umumi heyetinin tasvibinden geçtikten sonra tasdik « dilmek üzere alâkadar devletlere ve rilecektir. Balkan posta ittihadı Bundan başka komisyonumuzda | bir Balkan posta ittihadı vücuda ge-| tirilmesi için çalıştık. Balkan kara yollarının ıslahı ile deniz yollarının kısaltılması için en muvafık gördüğü. müz tedbirlerin tatbik kabiliyetlerini tesbite çalıştık. Belki temennilerimi- zin umumiyet itibarile tahakkuk et. mesinin biraz müşkül olduğu söylene- cektir. Fakat bunların alâkadar Bal kan devletlerince kabul edilmesi bile konferans için büyük bir kazanç ola- caktır. Reşit Saffet bey rapordan sonra münakale komisyonu tarafımdan alı- nan kararları okudu. Bunlardan en muhimi Balkan pos- ta birliği hakkında verilen karardır. Balkan devletleri tarafından tas- dik edilmek şartile bir Balkan posta ittihadı o mukavelesi hazırlanmıştır. Buna nazaran Balkan memleketleri posta nakliyatı noktaj nazarmdan ta- mamile bir memleket addedilecek ve| 6 balkan memleketi diğer ecnebi mem Iketlere tatbik ettikleri tarifeden da- ha ucuz ücretle aralarında posta nak- liyatı yapacaklardır. Bundan başka üzerinde “Balkan Posta İttihadı, ya- zılı pullar çıkarılarak Balkanlar ara- sındaki muhabsratta Okullanılacak- tır. Reşit Saffet beyden sonra Yunan murahhaslarından M. Verdelis daha sonra da Yunan baş murahhası M. Papanastasyo söz aldılar. Yunan baş murahhasının sözleri M. Papanastasyo dedi ki: —Görüyorum ki münakalât komis- yonu müsbet bir neticeye varabilmek için büyük gayretler sarfetmiştir. Şimdi bize teveccüh eden münaka- şa ve müzakereleri süratle bitirip ko- misyonun tekliflerini kabul etmiş ol duğumuzu göstermektir. Bundan baş ka mesaimizin muvaffakıyetle hitam bulması; iyi bir eser meydana getir. meye uğraşarak çalışmış olduğumu- zun da bilinmesi lâzımdır. Hepiniz bi- Tiyorsunuz ki buradaki mesaimizle milletlerin mukarenetini meydana ge tirmek istiyoruz. Filhakika posta itti- hadınm bir an evvel tahakkuk etme si arzusunu da izhar ettik. Fakat farzediniz ki altı Balkan devletinden birisi her hangi bir sebeple bu mukaveleyi imzadan imtina et miş olsun; © zaman bu mukavele, konferansın bir ikinci mukaveleyi ka- rarlaştırmasına intizaren muallâkta mı kalacak? Öyle zannediyorum ki posta ittihadı mukavelesinin iki veya üç Balkan devleti tarafından tasdik edilmesini müteakip mer'i olacağını ifade eden bir maddenin ilâvesi bu temennimizin hemen tatbikini temin için çok faydalı olacaktır. Bu maddeyi ilk imza eden devlet. lerle birlikte (imza koymamış olan devletlerin bilâhare aynı hak ve salâ- hiyetlerle imzalarını koyabilecekleri hakkında bir fıkra ilâvesi de muvafık olur. Öyle tahmin ediyorum ki bu en muvafık bir tarzdır ve bunu diğer mukaveleler hakkmda da tatbik ede biliriz. Bu süretle mesalmizin hem tamamen akim kalmamış olmasmı hem de yaptığımız işlerin bir an er- vel tahakkuk edebilmiş olması te min etmiş olacağız. Binaenaleyh raporda “altı Balkan devletinin kabulü şartile,, cümlesinin tayyedilmesini teklif edloyrum. Onun yerine mukavelenin iki devlet tara fından tasdikini müteakip mer'iyet mevkiine gireceği cümlesi kaydoluna- bilir. Yunan baş murahhasınm proje nin tadil edilmesi teklifi reye konu- larak alkışlarla ve müttefikan kabul edildikten sonra minakale komisyo- nunun raporu da kabul edilmiştir. raporu Bundan sonra Sihhat ve İçtimai siyaset komisyonu raporunun müza- keresine geçilmiş, komisyonun rapor- törü doktor Akil Muhtar bey kürsü. ye gelerek raporunu okudu. Raporda merkezi İstanbulda ol- mak üzere (Balkanlar arasında biri sıhhi istihbarat bürosu tesisi ve bu büro tarafından sıhhi bültenler neş- (Devami 6 ıncı sayılada | Litvinof Geliyor İ Baş makalemizden mabsat | vetmek için bütün garp âlemi en insafsız bir ehli salip hareketine girişmiş olduğu bir zamanda a- tılmış olmasıdır. “Eyi dost kara günde belli olur.,, diye babala- rımızdan kalmış olan darbımesel hepimizce malâmdur. Kaldıki Rus dostlarımızın bize karşı gös- terdikleri samimiyet başladığı zamanlardaki derecesinde de kal mamıştır, Gün geçtikçe her iki taraf daha ziyade biribirini an- lamış, bu anlayış nispetinde Türk- Rus dostluğu da kuvvet ve kığ- wet kazanmıştır. Şimdi ihtimalki her vakit oldu- ğu gibi “Rusya hariciye komiseri M. Litvinof niçin Ankaraya ge- liyor?,, diye merak edenler ola- caktır. Bunlara verilecek en kısa cevap Türk - Rus dostluğuna işa- ret etmektir. Vakıa M. Litvinofun Ankara ziyareti, ismet Paşa ile Teyfik Rüştü Beyin Atina ve Peşte se- yahatlerini takip ediyor. Bu nokta nazarı dikkata almınca M, Lit- vinofun Ankara ziyaretini muh- telif şekillerde tefsir etmek iste- yenler bulunabilir, Fakat bu yolda yanlış tefsir- | lere mahal kalmamak için şu ciheti unutmamak lâzımdır; Eğer M. Litvinofun >iyareti yalnız si- yasi vaziyetlerin icabatından mü- tevellit bir siyasi hadise olsaydı Rus hariciye komiserinin Anka- raya kadar gitmesine hacet kal- mazdı; Avrupaya giderken İs- tanbulda bir gün tevakkuf et- mesi ve esas€n İstanbulda bu- lunan Tevfik Rüştü B. ile birkaç saat görüşmesi kâfi gelirdi. Binaenaleyh M. Litvinofun An- kara ziyaretinde mlelâde siyasi ziyaretler fevkisde bir mana vardır. Bu manânm mahiyetini anlayabilmek için de ziyaretin bilhassa Cümburiyet bayramı mıza tesadüf ettirilmiş olmasına dikkat etmelidir. Hatırlarda olduğu üzere ge- çen sene Cümhuriyet bayramın- da M. Venizelos ile Kont Bet- len iki dost memleket namma Ankarada bulunmuşlar, en bü- yük milli bayramımız olan bu merasime iştirak €tmişlerdi. Bu sene de Rus Hariciye komiseri M. Litvinof Türk-Rus dostluğu- nun kıymetli bir tezahürü olan ziyaretini gene Cümhuriyet bayra- mımıza tesadüf ettirmekle . çok güzel bir an'ane tesisine vesile vermiş elacaktır; Ayni zamanda Türk-Rus dostluğunun kıymeti ve derecesi hakkında en parlak bir misal göstermiş bulunacaktır. Mehmet Asım Attik Meşhur muganni ve kompozitör i dr. i Kadifeyi, kürkü, danteli sevmez. Son- İsveç yıldızı kadifeyi, kür- | kü, dantel i sevmez! Garbo kansızlığı kendine mal edinmiş, onu istismar eden yegâne insandır ! ğ # Yazan : Rilla P. Palmborg gu Greta - Cilbert yeni bir film daha çevireceklerdi Metrgeldvin, Greta Garbo ile Con Cilberti karşılaştıracak bir filme da- ha başlıyordu. o Bu filmin adı (Ask) olacaktı. Tolstoyun meşhur (Anna Karenina) sından Iktibas edilmişti, Holivut, bu haberle yeniden çalkan- Ve Garbo o bu filmden itibaren mülâkatlardan kat'iyyen nefret etme- ye başladı. Garbo nası! giyinirdi ? Garbonun filmlerile mühim bir kı. yafet meselesi baş gösterdi. e Garbo, herkes gibi giyinmezdi. (o Kendisini giydirip kuşatmalarını da sevmiyor. da. Bir defa; “Ah demişti. Şu elbi- seler birer çuval gibi ve hep biribiri- nin aynı olsaydı ne külfetsiz giyine-| cektik.,, Metro Göldvin ressamlarmdan bi-| ri: “Garboyu hazırinmak çok güctür diye anlatır. Giyinişe dair fikirleri bize tamamen yabancı, Uzun etek tercih edileceği yerde kısasını İster. ra hiçbir artistinkine benzemiyen bir vücudü var ki: insanı saatlerce uğ. raştırabilir... Yıldızlık, Garboyu sıkıyordu. Va» zifesini bitirir bitirmez ilk işi, bütün © tuvaletleri sırtından atmak olurdu. Sonra: Greta Garbonun tamamen benzeri olan ve icabında kendisine rol verilen Jeraldin dö Vorak onları giyer, saçlarını aynen Garbonunki gi bi geriye Atar, böylece toplüntılarda Garboyu temsil ederdi. Ve bu ziman- larda Garbo, rahat elbiselerine tek- rar kavuşmuş, şapkası gözlerine ka- dar inik; çoktan evinin yolunu tut muş bulunurdu. Bir gün Garbo işinin başında gö- rünmedi. “Garbonun gene damarı tut tu,, dediler. Fakat Garbo, kilosu art- tığı için az yemeğe başlamış ve bilne- tice (fakrüddem) baş göstermişti. Bir muharrir, Garbonun bu dev- resini münakaşa ederken: “Atıl, u-! yuşturucu güzelliği; sadece kanı çe) kilmiş bir kızın hususiyeti diye gös-| terir. O yarı açilan gözlerde hataet! ve derin bir ihtirasla süzülen bakış- lar, hasta bir kızın yorgun bakışları- dır. Greta Garbo, kansızlığı kendine mal edinmiş. onu istismar eden yeği- ne İnsandır. Garbo, altı hafta stüdyoya gelme- di. Altı hafta, vaktini yalnız güneş banyosu, temiz hava, iyi gıda İle ze çirdi. Bu müddet zarfında bir haylı toplandı, o kadar ki: Bütün dünyayı kendine bağlıyan güzelliğini bile kay- betmesi ihtimalinden korktular, Fa. kat Garbo - Cilbert sergüzeşti tekrar bu akşam en son mu- vaffakiyetli | şarkılarım Glorya Sinemada: Mahkümun kızı hız almakta gecikmedi. Ve yıldızlı sahnelerini, oynamaktan ziyade şamağa, yeniden başladılar. Metro Goldvin Greta ile Cilber”” tin beraber oynıyamıyacakla* rını İlân etti Sonra Metro Goldvin, Greta Gar boyla Con Cilbertin artık beraber 0) nıyamıyacaklarını ilân etti, Bu isi çocuk huylu yıldızın günün biriniğ bir filmi yarıda o bırakacaklarındaf endişe ediliyordu. i “Ilâhi kadın, filmi için, erkek Fr Jüne Garbonun meşhur memleketli? Lars Hanson seçildi. Bu büyük saf” atkârı Stokholmdeki tiyatrolarır yk rinden çekip aldılar. M Bu Sildi YALDOYU gurmen “re stüdyöya gittim, Con Cilbertie ©” lenmek ihtimali olup olmadığını renmek istiyordum. , Greta Cilbert için ne diyor? Giyinme odasındaydık. Ellerii# dizlerini tutarak: “Sehile açık kö nuşacağım, dedi. Buruda biraz d tozduğum bir Amerikalı varsa 6 a8 Con Cilberttir. Con Cilbertle mün sebetime dair bir hayli rivayeti döndü. Fakat bizimki yalnız ark” daşlıktan ibaretti. Onunla evlene değilim. (Bitmedi) Darülbedayi Temsilleri bağ “İSTANBUL BELEDİYESİ vi a İha | Ul Tenzilâtlı, Halk, Gecesi Yazan: Carbuccio Tercüme eden: I. Galip sahnesinde tagan- ni edecektir. Nadia Sibirskaya tarafın dan temsil edilen bu şaheser kızının saadeti uğruna kendini feda eden bir pederin " romanıdır.İlâveten Fox Movieton News Yerlerinizi evelden temin ediniz. Telefon Beyoğlu 1656 Yarın akşam Majik sinemasında Taç Deviren Jeneral LMI John Barrymor TARA FINDAN

Bu sayıdan diğer sayfalar: