24 Ekim 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

24 Ekim 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

gi Lik Maçları başladı Galatasaray - Fener muhteliti Kur- tuluşu 0—8 yendi Dünkü maçın tekrarladığı hakikatler | Dün İstanbulda yeni lik maç- larma iyi bir hava ile başlandı. Saha çamursuz tozsuz ve olduk- ça yumuşaktı. Rüzgâr yoktu. Bu itibarla tribünlerde seyirci safları sık ve kalabalıktı. Birinci (o maçı Istanbulsporla Süleymaniye ikinci ( takımları yaptılar. Neticede Süleymaniye sıfıra karşı iki sayile maçı ka- zandı. Fâkat Istanbulsporlular muhtelitin maçı dolayısile bir gün içinde değiştirilen maç sa- etlerinden dolayı çok eksiktiler. Maça yedi oyuncu ile başladı lar. Oyun sonuna doğru tamam- landılar. o Şikâyet (ediyorlardı, bunda hakları da vardı. Istanbulspor - Süleymaniye Ikinci maç ile birinci takımlar arasmda lik maçlanna başlan- mış oluyordu. Bu sefer Istanbulsporla Süley maniye birinci takımları karşı- laştılar. Istanbulspor pek muvaffaki- yetli bir oyun gösteremedi. Ne- ticeyi ancak sıfıra karşı bir sa- yı ile kazandı. Veta - Beykoz Bundan sonra Vefa - Beykoz birinci takımları (karşılaştılar. Birinci devrede Vefa nisbeten düzgün oynadı ve devreyi bir sayı ile bitirdi. İkinci devrenin başlangıcı yene Vefa lehinde idi, Maç baş'ar başlamaz Vefa- mıh sayıları ikileşti. Beykozun sıfıra karşı dört beş sayı ile mağlöp oolmasını (o bekliyenler çoktu. Fakat oyunun manzarası değişmiye başlamıştı. ( Beykoz kendine has bir şevk ve gay- retle oyunu açtı. Bunun neticesi olarak Vefalılar biraz asabi ve düşüncesiz oynamıya başladılar, Pasları boşa gidiyor, dağılıyor- du. Bu esnada Beykoz penaltı cezasından bir sayı kazandı. U- zun bir gayret sarfından sonra güzel ve ferdi bir atılma ile de i sayısını yaptı. Netice iki tarafın da kazanmaya uğraşlık» İsrı galibiyet sayısını vermedi, yılmamak için nefsimle ediyordum. ler akmağa başladı. ağırlaştı. Sağa sola bir süratle dönüyordu. dı: — Itiraf etmeden evvel bir yudum su yok! po Fikret ve Rebii Beyler u netice ile bitti. Beykozlule | rı tebrik ederiz. | Mahtelit - Kurtuluş Sıra, gelecek bafta Yunan muhtelitine karşı oynıyacak Ga- latasaray-Fener takımının, karşı tarafın kuvvetli Rum takımların- dan Kurtuluş ile yapacaklar hazırlık maçına gelmişti. Muhtelit sahaya çıktığı vakıt şu şekli gösterdi: Kaleci: Avni, Jikinci kısımda Rıza), Müdafiler: Burhan, Mitat Haflar: Cevat, Sadi, Reşat, fikin- ci kısımda: Suphi, Cevat, Reşat) Mubacimler: Niyazi, Muzaffer, Zeki, Fikret, Rebii. Takım bu suretle dört Gala- tasaraylı, yedi Fenerli oyuncudan teşkil edilmişti. Nihat Eeyin a- yağından rahatsız olması dola- yısile, diğer çağırılan oyuncula- rın da muhtelif sebeplerden gel- medikleri | söyleniyordu, £ Maç başladı ve maçın dörtte üç bu- çuğu hemen hemen Kurtuluş kalesinin önünde oynandı. Birin- ci devre muhtelitin hücum kış- mı Fikret, Rebii ve Niyazinin, | 55 | Gizli Kunueler içinde Cevap vermek için düşünürken ba- mücâdele Alnımdan soğuk ter. Üzerime fena- lık geldi. Bacaklarım O kurşun gibi sendelerken düşmek üzere idim. o Gözlerimin ö- nünde rengârenk (halkalar müthiş Nöbetçiler. den birisi beni palaskamdan tuttu, Şuşkin söylenen sözleri anlamadığı. mı söylüyordu. (Son kuvvetle doğ. ruldum, (Boğazım kurumuştu. Bir yudum su rica ettim, Şuşkin bağır. eden; n | Tercüm, Yıldız yor. Biraz daha biraz daha.. Hepsini itiref edecek. Tekrar konuşmağa büşlamıştım. — Ne ismim Maks Vildir ne de ca- etmek susum. Vatanıma hiyanet | mümkün değildir.. Reis: miyelim. geden Zeşiyorduy, mı attığım anda düştüm, | şüpheli olan mıntakalarını bırak- ! mak, seyirci poktasından stad- — Kaymakam bey Yapacak bir şey kalmadı. Kendisine fazla zahmet et Beni odama götürürlerken bir bah- Güneşe karşı sr. ra üzerinde biraz oturabildim. Güne- şin hafif hararetile biraz kendime gel miş gibiydim. Çimentolu odaya ayağı Olduğum yerde bütün gere uyumuşum. Bir as. Reis: — Elan söylemiyecek misiniz? di- yordu. Söylemek arzu etseydim bile milmkün değildi. Çünkü bu dakikada ağzımı açamaz olmuştum. kerin dipçik darbesile tekrar uyan- dım. Ayni odaya bir esir daha tık. tılar bu avusturya ordusundan hir mülâzimi evvel idi. Bu zabit icin bir ot yastık getirildi. Bundan Omaada zabitin üzerinde bir de kürk © vardı, Avusturya zabitinin bana tevcih etti. Stadyom meselesi Vali ve belediye reisi Muhid- din Beyin sözlerinden anlıyoruz ki stadyom işi nihayet balledil- mek üzeredir. Yer olarak Şeh- remini tarafı kararlaştırılmıştır ve inşaata da nihayet iki üç ay sonra başlanacaktır. Istanbul sporcularının sabasız- lık yüzünden neler çektiğini ve neler kaybettiklerini gecen iki üç ay içindeki spor hadiseleri pek güzel isbat etmiştir. Bunun içindir ki sabanin ya- pılacağı haberini, geçte olsa, memnuniyetle karşılamak tabii- dir. Yalnız senelerden sonra yâptırılması (kararlaştırılan bu spor sahasının yerini ve tarzını tesbit ederken biraz daha et- raflı düşünmek ye acele etme- mek lâzım gelir kanaatindeyiz. Bir stadyomun yerini seçerken, muhtelif beynelmilel (temaslar dolayısile, dikkatli davranmak, şehrin yakın senelerde iman yom ile şehrin mubtelif nokta- ları arasındaki nakil vasıtalarını dikkatle düştinmek zaruridir. Daha ucuza mal oluyor diye en muvafık ve merkezi kısımda yapılması mümkün olan sahayı daha az muvafık taraflarda yap mak belki bir stad meydana getirmek suretile ilk bakışta müsbet bir eser verebilir. Fakat İş yalnız bundan ibaret degildir. Bunun içindir ki bu kadar ge- cikmiye rağmen acele etmiyelim demek istıraaında kalıyoruz. n309 asa vana 000800 Cevadın sayesinde güzel ve a- henktardı, Uzun koşmalar, kan ter içinde bunalacak derecede şalımlı jestler yoktu. Paslar kı sa ve yerinde idi. Müdafilere gelince kat'iyyen haf kısmı da Reşadın ve biraz tazyik görmemelerine rağmen ağır ve gevşek idiler, Devre 3-0 Muhtelit lehine bit- ti. İkinci kısım karanlık çökme- si yüzünden nizami müddetten aZ oynanmasına rağmen daha müsemier netice verdi ve muh- telit 5 sayı daha kazandı. Fakat bu sayıların kazanılma- ği ilk sözde O karşımdakinin ne mal olduğunu anladım, Bu, Şuşkinin de- sise olarak odama Zönderdiği bir Çe- koslovakyatıydı. Beni bir defa Ja bu tarzda tecriibe etmek istiyorlardı. Bu budala herif benim Ağzımdan söz mi gayret ediyordu, aç kelime konuştuk, Sonra! hapis © arkadaşım Sranm üze * rine uzandı. Başının altına ot yas tığı yerleştirerek kürkü sırima çek- ti. Kendisini zahiren uyumuş gibi &östermeye başladı. Galiba düşün- müştü. Rir sigara yaktı ve Ruslara küfretmeğe başladı. Rusların ken disine fena muamele © gimelerinden hiddetlenmişti. o Ben hep ayni tarz da cevaplar veriyordum, o daha faz la söylenmeğe başladı. Biraz sonra bana öyle basit ve acemice sunlleri sormağa başladı ki sabrım tükenmiş ti: “Siz galiba bu meslekte maharet kazanmışsınız. Fakat bu kadar basit sualler soracak kadar aptal olduğu- muzu bilmiyordum. Şunu iyi biliniz ki) hakiki bir Avusturya zabit; böyle bir, hapisane höcresinde esir nrkadaşma ya kürkünü ikram eder yahut bir si- Yeni Milli 5 — VAKIT 24 Teşrinevvel 1931 sx 7 takım nasıl yetiştirilecek ? Antrenör dün izmirli gençleri görmiye ve ayırmıya başladı Gecleek senenin martına doğru yapılacak dünya birinciliği mü sabakalarının bir cüz'ü olan, Bal- kan kupası maçlarına iştirak & decek Türk milli takımını seç- mek ve yetiştirmek için fntbol antrenörü ile Federasyon üç dört güden beri faaliyete geçmiş bu- lunmaktadır. Evvelce verilen karâra göre antrenör evvelâ İzmire gitmiştir. Oradaki maçlarda bulunarak o yuncuları tetkik edecek, en ka biliyetli gördüğü gençleri tesbit ettikten ve kendilerine yeni fut- bol tarzı etrafında malümat ver- dikten sonra Ankaraya geçecek orada da ayni seçme ameliyesini yapacaktır. Üç ay tahmin edilen bu seyahati müteakip Antrenör şehrimize dönerek lik maçlarının ikinci devresinde de Istanbullu gençleri tetkik edecektir. Mevsuk olarakaaldığımız ba- bere göre yeni milli takım ta- mamile ve yeni futbol kavaidine h sı muhtelitin daha iyi oynaması yüzünden değil, kurtuluş kalesi- ne daha sık şüt atılmasından dolayıdır. Hakikatte muhtelit i- kinci kısımda birinci kısımla kı- yas. kabul. etmez şekilde daha az muvaffak oldu. Dünkü maçın bir “kere daha tekrarladığı esaslı (o hakikatler şuulardı: i Zeki Beyin meşhur ve ani şütlerini artık kaybettiği. Sadi Beyin acele ve bermutat sert oyunlarından kurtulamadığı. Mu- zaffer Beyin Zeki Beyin müte- madi işaretlerine rağmen yerin- de muvaffak olamadığı ve gol- lerin kendisi tarafından yapılma- $ı arzularını yenemediği, Dünkü maçın ferah ve ümit verici tarafları da Fikret, Rebii ve Niyazi idi. Bilhassa Fikret ve Rebiinin pasları, sürüşleri ve-birbirlerile anlaşmaları hayret verecek de- recede ahenk taşıyordu, * A.S, gara verir. Bundan maada Ayustur- ya zabitinin liyakatin; takdir edemi- yorsunuz. Sizin bana tavsiye ettiğiniz sualleri bir Avusturya zabiti sornınz. Hem sizin konuşmanız Avusturyalı olmadığınızı isbata kâfi, Utanınız ki kendinizi başkalarmın âlet ediyorsu- nuz. Bundan böyle benimle bir keli- me bile olsun konuşmayınız. Sizinle konuşmaya tenezzül etmiyorum. İs. terseniz bu söylediklerim; sizi bura ya gönderen âmirlerinize de bildiri. niz.1,, Çekoslovakyalı tek hir kelime da- ha konuşmadan kalktı, kapıyı açtır. dı ve kayboldu. Ot yastıkla kürkü askerler geldi götürdüler, Rununla istirahate kavuşmuş değildim. Reis içeri girmişti. Beşiiş bir çehre ile ko nuşuyordu: “Israr etmekte haklı olduğunuzu EZE i Mili takımı yetiştirmek için çalışmaya başlıyan futbol anttenörümüz göre yetiştirilecek gençlerden terekküp edecektir ki bu husus” ta kararın çok muhik ve ye- rinde olduğu muhakkaktır, Üç mıntakaya ait gençler s€- çildikten sonra balkan kupası maçlarına iki ay kala Istanbulda tamamile antrenörün emrinde ve- rileceklerdir, işin en güç kısmı İstanbullu olmıyanları buraya o getirtmek imkânı temin etmektir. , Basitten mürekkebe ndiğimize göre antrenör Istanbulda şimdiye kadar gör- düğü ve kendilerile meşgul ol- duğu futbolcuların mühim bir kısmında, hayretle karşıladığı bir çok zihniyetlere ve eksiklere tesadüf etmiştir. Bunların çoğu basit olmakla beraber antrenör bilhassa bunların üzerinde dur- muş ve en çok bunlara ehemmi- yet vermiştir. Çünkü kendisi ev- velâ basite sonra mürekkebe taraftardır. Sonra yine antrenörün tetkikatı ometicesi futbolcuları- mizden çoğunun yeni futbol kavaidi ile bunların ortaya at- tığı netice ve sistemlerden (o ha- berdar olmadıklarını ve bunla- rm tabii bir neticesi olarak ge- rek defansta gerek hücum hat- tındâ oynayanların vazifelerinin ne olduğunu bilmediklerini veya yanlış olarak bildiklerini mey- dara çıkarmıştır. Yeni ofsayit kaidesinin tatbi- ki Avrupa (takımlarının tekniği üzerinde çok esaslı tesir bırak- mış ve muhacim hattında bilhas- sa iç oyuncularla merkez mu hacimin rollerini büsbütün değiş- M iştir. ir akbel antrenörü Türk milli takımını bunun içindir ki tama- mile gençlerden tertip etmek ve takımı tabir mahsusile çekir- dakten yetiştirmek taraftarıdır. Böyle düşünmekle © antrenörün çok iyi düşünmüş olduğuna hiç te şüphe etmiyoruz, Doktor Hafız Cemal biliyorum. Fakat mesele çok sasik/| Dahili hastalıkları mutahasasii bu oyunda sizin hayatımız mevzuu) çıra numarasını beklememek bahistir. Düşününüz ki size büyük) yerler, kabineye müracaatla (veya bir servet vadolunuyor. Kazanaen.|telefonla randevu saati almalıdırlar. ğımz para miktarı bir milyon ruble. (O Cumadan manda her gün öğleden ye iblâğ olundu. Sizi Kırrma gönder.|sonra saat (230 dan 5 e) kadar İstam bulda, Divanyolunda 118 numaralı hü meyi de düşünüyoruz. Orada bu para| ust kabinesinde dahili; hAsealiklari ile şahane geçinirsiniz... muâyene ve tedavi eder, Telefon; İz —Bitmedi— tanbul 2398

Bu sayıdan diğer sayfalar: