17 Temmuz 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

17 Temmuz 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Rpm | Son siya hâdiseler karşısında | | İİİ Kayzer Komünizme Sabık Ateş Püskürüyor! Harbı biz kazansaydık, İngizlere kral Corcu atınız mı diyecektik? ngiliz muharrirlerinde: - ley - Birt Almanyanın vii iz taloru ikinci Vilher, apük im. yeğ ol ikinci Vilke'm ile görü- o— muhtelif meseleler hakkın - ia: söylediği sözleri Deyli Ekspres Çor meşretrnişlir. Anama ral Japonya ve n da 5 ; demiştir şu sözleri let, çaPonya çalışmalıdır ve ata - sark geze lmemelidir Japonya İevyetir. şevikliğe karşı en büyük 'manya da Rusya ile hemhir uttur. O da garpta Bolşevikliğe yen» büyük kuvvettir. Fakat anyanm bu vazifeyi ifa et - me imkân verilmiyor.., k kayser Almanyadan ve a işlerinden şu (o şekilde, setmiştir; İ de *rsav muahedesi ortadan ka!| kğ hıdır, Bu munhede muha Yö © ve aklıselime istinat etmi - manyanın bu muahedeyi *tmesine maddeten imkân je Almansanın bu muzhede ah| wi tatbik etmesi onun canın bed mını emamiştir. Versay mua - “sini, Avruna ahvalini bilmi - © Onun coğrafya ve elnongraf- #mi bilmiyen sivasiler hazır - ka” bize yüklediler. Bunlar bir em darbesile yeni devletler vü fak” #etirmiş, ve bunların muvaf- iz olup yasayıp yaşıyamıyacak - ti hic düsünmemislerdir. Bun- e mill halimivetten, her er m kendi mukadderatına b ol Müsndan bahsettikleri halde Al - âhya ve Avusturya gibi muaz - milletleri bu haklardan mah-| y- ettiler ve Hohenzolernlerle ahisburglarla müzakere etmiye- erini söylediler. Harpte biz gil tak olsuydık acaba biz, İn- izlere, siz kıral C atınız Sabık kayzer Vilhelm bir cümhuriyet tesis ediniz de öy le konuşalım mı? diyecektik, B harp meydanında mağlüp edil di medik. Arkadan vurulduk. Almanya bu gün en | adamlarının basa geçmelerine ve| onu vefaha götürmelerine muhtaç | tır. Komünizm, bir illet gibi inti - şar ediyor. Fakat komünistlerin fikirleri tecrübe edilmiş ve bun; ları sakat olduğu anlaşılmıştır. Almanyanın refaha ermesi için ba şa geçen demagogların düşmeleri, iktidur mevkiine tahsil, (tecrübe ve an'ans itibarile İiyakatleri mü- sellem olanların geçmeleri lâzım « dır. Almanya (ön dört seneden beri İiderlerinden (o mahrumdur. Bunlar bir tarafta durarak mem- leketin duçar olduğu mihnet ve meşekkatleri ıstırap içinde seyre - diyorlar. Fakat Almanvanm rstı - raplarr nihayet bulmak üzeredir.,, Sabık kayser İngiltereye kat'iy | mun değildik. Çö yen düşman olmadığını söyliyerek sözlerini bitirmiştir. Afrikaya Doğru İtalya Hangi Sahalarda Genişlemek Istiyor?. , Bu hafta içinde , ereayı istimlâk etmesinin ellin - iye esini tes'it münasebetile, İ. ml İtalyanın, E-! di anların yeni müstemlekeler e- leri ve istimlâk ruhunun a- İeflendirilmesi için yeni tezahür « vukubulacaktır. İtalya hükü - inin yeni müstemlekeler edin- nk için ber imkân: tetkik ettiği- kısa bir zaman evvel sinyor Grandi, İtalya meb'uslarına irat Mtiği bir nutukta izah etm >— Sert derili, ağzı soğan, sa- Hsak kokar, yüzü çilli, saçları Bil gibi sert bir şey olacak. sizin Rum karılarınızı Be- kat * gördüm. Suya bakarlar fa- içeri girmekten çekinirlerdi. eş sözlere içerledi. Kadının gü- Ki güzel, derisinin kar gibi be 1; Yanaklarının gül gibi pem- taşi, Sağunu gayet terbiyeli, muk- & i Haatlı olduğunu söyledi. Ta- bir ş Bittiği zaman kendisini tatlı in Pessümle karşılar: “Tagami dermiş. (Japonca bu demektir.) e kavay,, Ha, sevgili Tagami m sordum: Yor mu? Rum kızı Japonca bilir Yor. Hayır, dedi. Rumca söylü- H balim ki Tagami bir tek Rumca zamandan beri İtalyada ayni me- sele mevzuu bahsolmakta ve her fırsattan istifade ederek İtslyanın| bu hakkı ileri sürülmektedir. İtalyada hükümferma olan ka nsat, Almanya gibi, “Düveli mu - azzama,, arasına girmekte gecik -; mesi, onun için bir talisizlikti, İ- talya, bu yüzden bir çok fırsatlar kaçırmış, Tunusu bu yüzden kay- betmiş ve İn; tere ile de Mısırda Türk Futbolcuları 5 — VAKIT 17 Temmuz 1937 — Leri il 800900 441099 0040 090000888 09 b yem saeveveraa BONAAUYANAAR ARAMAYA R Haber Halepte Fena şeraile rağmen gençlerimiz kuvvetli rakiplerini yenmiye muvaffak oldular Adanada “Toros spor, kulübü genç leri geçen hafta Helebe gitmişler ve büyük takdirlerle kendilerinden bah. sedilmişti. Dünkü posta ile gelen (Türk Sözü) refikimizde Halepte yaplan ve Türk gençlerinin galebe-| sile neticelenen maçın tafailite var »| dır. Memleket gençliğinin şerefli bir muvaffakıyetini anlatan me gozun if tiharia aliyoruz: “Uzün ve yorucu bir seyahati mü-| tenkip Halebe geldik. Öğleden evvel ziyaret ettiğimiz sahalan hiç mem - bu saha muntâ- zam bir halde değildi. Bir tarafı il diğer yanı arasında-99 santimetrelik bir weyil vardı. Sonra sahanın top- rağı da gayet yumusaktı ve üzerine basılınca ayak istinadını bulamıyor ve İreri eöküvordu. Ru pis saha Üzerinde pazar günü snat 17 de“ oyuna basladık. Halep ta kımında 4 Fransız, 1 Italyan, 2 Rum ve 4 Suriyeli, şu şekilde mevki almış; bulunuyordu. Transuva, Türk, Jül, Fevzi, Cleo, Tome, Haddat, Ancelo, Rezuk, Surunei, Skiyas. | Oyunun ilk anlarında sıkı bir ta- arruza geçen Türk takımının muha - eimlerin! tevkif hususunda Tlalep müdafaası büyük müşkülâtla karşı - Jaştı. Oyun ve teknik kuvvetile bu akın- ları durduramıyacağını anlıyan mü - dafiler hata üzerine hata yapıyor; el, çelme vesaire, Gibi memnu hare- ketlerle bu şiddetin önüne geçmiye çabalıyordu.. Ve maalesef kl ha de hiç bi çin — bü - tün hüsnü niyetine Yağmen — bun . ai ları tecziye etmiyordu. Böylece oyunun. Jlk. 20 dakikasm- da üst üste üç gol fırsatr elde eden Türk takımı bunlardan istifade ede - medi, Çünkü Türk takıminın hak et. miş olduğu iki adet pensliryr hakem vermedi, Bu müşkül devre geçtikten sonra Halep takımı biraz harekete geçti. Şimdi, bilhassa ortadan ve soldan İn| «den akımlar karşısındayız. Bi. teşriki mesai edememiştir. İtalyanm hangi sahalarda ge- nişlemek istediğini sinyor Grandi nulkunda izah ederek Afrikanın buna müsait olduğunu söylemiş - ti, Fakat bugünkü vaziyete göre! İtalyanın yalnız Fransa hesabına bu şekilde tevessü etmeyi ümit etmediği anlaşılıyor. Bu mesele ye dair İtalyada vukubulan neş - riyattan ezcümle Le'oltremare ga zetesinin neşriyatından - İtalyanın! noktai nazarı doha fazla tavaz - zuh etmektedir. Yazan: Im. Rube janski Mahut Rum dilberile han gi dilden konuştuklarını imkânı yok söyliyemedi. OO vakit neza- ketle kızı bekletmemesini rica et- tim. Çekinmeden: — Hayır bu akşam beni bekle- miyor. Kendisine ihtiyar karımın geldiğini haber verdim. Dedi. Ben ihtiyar karı ha! O Vallâh Rum karısı hikâyesine inanmr yordum. Maamafih bu sözler ü- zerine içime bir nefret hissi gel- di uzaklaştım. Doğrusunu istersen, ey defter- cik, bu sırada çok meyustum. Ya doğru söylüyorsün... İ Ne müthiş Mr 2 e ktamı bulmuştu. Ben de muka- bilinde Viyanada sarı kıvırcık| saçlı, mavi gözlü, heykel gibi vir) cutlu bir âşık bulduğumu söyle- dim. Tagami humurdandı: — İbtiyarın birisidir. Şu merdi- vende tesadüf ettiğim adam de-| ğil mi? Yüzü domuz kıçı gibi yuri varlak bir şey. — Hayır, o değil... Benim âşı- kımın ismi Sigfrid Valter'dir. Bu ismi ben afişlerde okumuş! tum. Böylece Viyananm en me$- hur sinema aktörü olan Alman| yıldızını âşıkım diye ileriye sürü- yordum. Bu sözüme pek te inan- mıyarak sordu: — O halde niye benim yanıma geldiniz? — Bensiz kalınca azap çektiği- zannettim de. — Bir Samiray bir kadınm uğ- Tuna azap cekmez! Sustuk. Bilmem ne düşünüyor-| du. Fakat ben de yatağın kenârı- na kadar çekilmiş, söylediği söz“ leri düşünüyordum. Birdenbire ne; oldu bilmem. Kendimi pek bed- ! ka! Saatlarca trenin sıcak havası! baht hissettim ve hüngür hüngür zim müdafaa biraz bocalıyor.. Ali ve Sabri bu çok iyi oynuyorlar, İki tarafın semeresiz kalan atın- ları ve cansiperane gayretleri iç | de oyunun birinci devresi hitama er-| İkinci devreye başlarken Türk ta.! i Ve dört | kımı tabiyesini defistirdi. muhaeim, dört muavin sistemini tat bika karar verdi.. Ve oyuna baslar! başlamaz bu tabiyenin müsmir olaca gtnr da gördü. Çünkü rakip takimin bu tabiye sayesinde, hiç bir tanesi demarke vaziyette kalmadığı için hü cnm hattındaki müsesiriyet sıfıra indirilmiş oldu. Müdafi ve muavin - lerin iyi başlaması oyun - daki tesi göstermekte gecikm Takımımız derhal oyun © üzerindeki hakimiyetini tesise muvaffak oldu. Aziz ve Ali buğün harikalar ya - ratıyorlar. Bu iki gencin gösterdiği yüksek muvaffakıyet (hatta seyirci ierin bile mazharı takdiri olmuştur. İkinci devrenin 20 inei dakikasma doğru merkezden bir pas alan Aziz, Önüne gelen bütün oyuncuları höyük bir meharet ve çalâki ile h'rer, birer atlatarak altı pasa kadar sokuldu. Artık herkes derin bir oh!. çekeceği»! u» katiyyen kanaat getirmişti. Çünkü, Âzizin altı pastan şüt cek- mesi ne demektir, bunu Adanalılar! çok iyi bilirler, Fakat, ne yazık ki, ayağı o pis sahanın, kumlu, çamur. lu toprağını gömülen Aziz; topu avu-! ta ait, "Türk takımı talihsizlikle mücade -| le ediyor... Fakat, o, bugün Halep sa! hasında mutlaka galip cıkmuıya azmet mişti.. Bu azim ile akmlarmı sıklaş - tuean Türk takımı, Halep müdafaası na gene buhranlı dakikalar geçirimi- ye başladı. İkinci devrenin 35 inci dakikasın- dayız. Bu sırada, Ragıptan bir pasa lan Aziz bir kişiyi üzerine cekip at. Taltıktan sonra topu Necatiye verdi. | Ye o da kaleye çok sıkı bir sfit çekti. Topu yanlış bir vaziyette Moke et - mek İstiyen Fransız kalecinin elinden top kaçıverdi., Gol!1. bir çok geniş sahaları, beyaz in - sanlar tarafından uzun bir za - man işgal edilmiye müsait değil-| di. Onun için İtalyanlarm, Rodes ye, Angola, Nyassalana, Tangani - ka, Katanga ve Kenya gibi sathı bahirden vüksek, yerli ahalisi nis peten az olan sahalara ehemmi -| yet vermeleri tavsiye oluruyor. İtalyan muharrirlerden biri şü sözleri söylemektedir: “Afrikanm şarkındaki yüksek havaliye muha ceret, yukarda ismi geçen yerlere hulül için mükemmel bir vesile ağlamağa başladım. Artık kaba:| dayılık etmiyordum, bekliyordum. — Heyhat! Bedbaht Natsaşeç- içinde bunal, bu kadar sefalet! çek. Üç ay bu adama sadık ol, Ne- tice ne oldu? Bir tatlı söze bile mazhar olmadım. Gözyaşlarım onu şaşırttı. Üze- rime doğru eğildi: — Bana sadık mı kaldınız? | O vakit göğsünün üzerine ken-| dimi attım. (Kendisine ihanet et- mediğimi Ayos nike mozo3) na-' mına yemin ettim. oAyosa olan! hürmetimi bilir. O da kendisinin. yalan söylemiş olduğunu, Rum ka» rısı dostu olmadığını temin etti, Erkekti, şüphesiz ben yokken ba- 31 kokotlarla görüşmüştü. Fakat! hiç biri ile anlaşamamıştı. Niha-| yet dedi ki: | — Tagami sizi mükâfatlandı.! racak, Siz Viyanada iken Pariste yaşamış arkadaşları ile görüştü. Onlardan hakiki bir Avrupalının)| Sahadaki Türklerin sevincine pA - yek. Top orlaya geldi. Halep hacimlerinden topu kapan muavin r topu Azize kadar verdiler.. O da hüner ve çaliki ile ÜK atlatarak müthiş pli- Me iknci gölü çak Üstadane lde atmıya muvaffak oldu. içinde yapılan bu iki gol Ha- a halde şışırtmış; ve me şti. Bu şuşkınlık içinde iken oyun da bir, iki dakika sonra hemen bitmişti... müstesna Dir üste iki kişiy Gg avi Türk tskımı sahanın çok fena bir balde w yüzünden asıl oyununu gi l; olamamıştır. esnasında da Aziz ve Ali çok güzel oynamışlar, ve yüksek oyuncu Sını « Her ğ İ dından olduklarını biltijl ispat eyle « mişlerdir. Hatta, daha ileri giderek iyebilirim kiz Türk takımı Halepteki muvaffa « kıyetini bilhassa bu iki gence med » yundur. Bu iki yüksek oyuncudan sonra diğer oyuncular da galibiyeti temin hususunda ellerinden geleni k p takımdan, başta kalecileri afileri olmak üzere bütün mü ve muaviüler, hatalı ve haşin iş alarına rağmen, vazifelerini ta mamen ifa eylemişler; muhacimler » den ise sade sol açıklarile merkez mukacimleri muvaffak olmuşlardır. Antakya Türk takımını (0 — 1) yenen bu takım, Adana takımının yük sek oyunu ve tekniği karşısında mu - vaffak olmuş sayılabilir. Ecnebi bir toprakta kazanılan bu şerefli galibiyetten dolayı Türk ta « | Kırat oyuncularını yerin yegân tebrik etmek ne kadar bir vazife ise, Türk takımının (Halep) e muvasalatı ünım- dan mlifarakati tarihine kadar müte. madi Jütuf ve meavepetlerile kıymetli ve yüksek müzaheret ve irşadarını biz- den hiç esirrememiş bulunan OHslep konsolosumuz pek muhterem Atıf be- ye sporcularımızın lâyezal minnet, merbutiyet ve şilkranlarmı İfade et » mek de o kadar borcumuzdur. Toros Spordan Ramp , teşkil eder, Meselâ kuvvetli bir İ- talyan kütlesi, Tanganikadaki İn giliz ve Alman kolonistlerine il « tihak edecek olursa, milletler ce» miyeti bu sahanın mukadderatını tayin etmeden evvel: İtalyanların haklarını da nazarı itibara alı « ya mecbur olur.,, Bu hattı hareket sayesinde Ital yanların, nüfus tazyikımdan kur tulacakları, ayni zamanda Afrika da kendilerine yeni bir saha te - min edecekleri beyan olunmakta» öğrendi. Bunu si- ze ispat edecek, Gülmemek için cebri o nefse- diyordum. Kafasını © sallıyarak humurdandı. Ne yapa cağıni bilemiyordum. Nihayet doğruldu ve mahcup bir tavırla mırıldandı: — Affedersiniz! Tagami d ği tam Avrupalı olamadı. Daha İz | yade tenezzül etmekten işe kendi. mi Harakiri ederim. Zavallı İtti, alnı ter içinde idi, | Küçük porselen bir bebek gibi ba şını ileri geri sallıyordu. Memnun olduğumu fazla bir sey istemedi. ğimi söyledim. O vakit sevinerek; — Vatasiva Anatas Ajsinasu | (Japonca sizi seviyorum) dedi. Cevap verdim; — Obojayu tyrbiya! (Rusça sana perestiş ediyorum). ne İyi, ne sevimli, ne nezi i i ezih bir muhabbetle seviştik, ? (Bitmedi)

Bu sayıdan diğer sayfalar: