2 Eylül 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

2 Eylül 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yle teferrüat kabilin- lerin n eldiven ve çanta gibi bilg, mtihabı kolay bir şey İ z Di Bilhassa çanta seçmek Mai bir iştir, Zira çantanın va İN, ee içine dudak boyası, Küheylan para gibi şeyleri AZa etmek değildir. Çanta- ik in mühim vazifesi, giy- ” aleti eldivenler, şapka My Pinler kadar tamamlamak *mektir, * Zaman ? ve nasıl çanta? , Mer i İş ** Zamanın kendine mahsus Kaş vardır. Sabahleyin, ve m taş yör ile büyücek ve deri iş Mta seçmelidir. Öğleden son Ny» derili veya kalın ipek çan Münasiptir, k b damalı, lameli, taş- Gelin — Kaynana derdine hâlâ bir çare bulunamadı. İçtimai se- viyenin bu kadar yükselmesine rağmen, bu müzmin ve ezeli der- de deva bulmak imkânsız.. Bunun neticesi olarak kadın muharrirler, yazdıkları romanlar- da, bu derdi ifade etmekte de- vam ediyorlar. Son haftalar içinde Londrada çıkan müteaddit kadın romanla- rında bilhassa kaynanalara şid- detli hamleler var. İngilterenin maruf muharrirle- rinden Mis Nasris son eserinde su sözleri söylüyor: “Hayatta her şeye, tahammül er | “e Kadifeli kuraşlarla dar ke Ra >> bunlara kese demek ca- k taşınır, iy şük keselerin . muhtelif vardır. Renk hususunda ! çe bir serbesti vardır. Tuva - iğ, “Uyan renkler intihap edil- Ns tezat teşkil © edecek — k, ahenkli bir-tezat — renkler ilir, Hângi renkler hâkim? beyaz ve beyazın hâkim muhtelif renkler çok kul- Say e beyaz, mai beyaz, Yay çantalarla beraber, | Pönkte eldiven ve iskarpin - tik &iyiliyor, Hangi kumaşlar kullanılır? yaz deri ve gayri muntazam Kl ekl beyaz derili çan- şık oluyor. aş çantalar da modadır. İk, İved, acem kumaşı, empri- e emini icim kar Yapılmış çantalar ta - arı eski ipek ve seten kullanılıyor. Bunların ka Yerleri stras ve markanit madenlerden olduğu ka - ydi taşlardandır. ve. spor tuvaletlerile “* büyücek şekildeki çanta- Bidep, : iie « Bunlar timsah derisi, 4, derisi gibi derilerden ya - İN ileri dört köşe olur, açılır, zarf gibi o- NN seyahatlerde veya gayet pratik ve daya - Dİ srmn; b & gilard olduğu kadar şehir- | edebildim. Frkaralığa, hastalığa, her şeye!.. Tahammül edemedi- ğim bir şey varsa, kaynanam- dır!.,, Mis Helen İstvud şu fikirde: “Bir kaynananın ne olduğunu bilir misiniz?. En çok sevişen ka- rı koca arasını bozan, oğlunu ne kadar fazla seviyorsa, onun aile hayatımı o kadar bedbaht eden be- lâdır..,, His Bruosn Morrison da fikrini şöyle ifade ediyor: “Katerin Domediçi ile Mari Situ- art hastanm yatağı kanarında o turuyorlardı. İki kadınm tenef- İ lenseniz.. Ona bütün füs ettiği hava düşmanlıkla meş- budu. Nihayet Mari söze başladı: “ Madam, yoruldunuz.. Has- tayı bana bırakınız da biraz din- varlığımla hizmet ve dikkat edeceğime emin olabilirsiniz!,, “.- Bir valde oğluna bakmak- tan, oğlunu beklemekten yorul- maz. Senin de bir oğlun olsaydı, bunu anlardın. İkimizden biri buradan çıkacaksa oda sensin. Oğlumun bir karısı olmadan çok zaman evvel, annesi vardı.. “. Haklısınız madam, oğlu- nuz bir anneye malikti, karımı sonradan seçti!,, En son şapka modelleri bir vu- alle de süslenmektedir. Ve vualin başlıca güzel yerini monokl tak - mış gibi göstermesidir. £ Vualin monokli taşıyan kısmı sol gözün önüne getirilmekte ve bu svretle simaya başka bir zarafet veril « mektedir. Avrupâ ve Amerikada çıplaklıkile mücadele güneşten istifade etmek için çıplak dolaşanlar aleyhinde Av - rupa ve Amerika memleketlerin- de şiddetli bir cereyan başlamış, ve yarı çıplaklar aleyhinde tedbir- ler alımmıştır. Çıplaklığın en çok taraftar bulduğu memleket olan Almanyada çıplaklar aleyhinde şiddetli ahkâm tatbik edilmekte, diğer memleketlerde eski kanun- lar yeniden canlahdırılmakta ve Yukarda resmini gördüğünüz kadınlar, Mongolistanda yaşıyan Kalmık kadınlarıcır. Kalmık | polise şiddetli talintet verilmekte- kadınlarının başlıca meşguliyetleri halı dokumaktır. Malüm olduğu üzere halıcılık makine sanaylinin haricinde kalmış bir san'attır. Bunun için Kalmık kadınları, resimde görüldüğü gibi halıları çok iplidal bir tezgâhta ve âdeta yemek pişirir yaziyette dokurlar Bir kız bir erkeği boğulmaktan - — kurtardı ; di i R Zlli Vera isminde 17 yaşlârım. di olan bu genç kız Fransa sahil- lerinden birisinde boğulmak üze- re bulunan Serbin isminde bir genç erkeği kurtarmıştır. Matma- zel Vera, sahilde dolaşırken: — Bir adam boğuluyor!. Diye sesler duymuş, çok tehli- keli bir yer olduğu için kimse nin onu kurtarmağa teşebbüs et- mediğini görünce hemen elbisele- rile denize atılmıştır . Fakat bu gibi hallerde hemen ekseriyetle olduğu gibi, Mösyö Serlin ona sarılmış, Matmazel Verada şiddetli bir yumruk vura- rak ,onu bayıltmış sonra çekerek sahile kadar yüzmüştür. | Yanlış / Ç Daha çok füsunkâr ve daha çok . .|e meziyetlidir “Yeni kadım,, bugünkü dünya- nın henüz lâyıkile kavrıyamadığı bir varlıktır, Onun için, ikide bir- de onun aleyhinde bir çok şeyler söylenir. Bir kaç gün evvel Oks- ford'da vuku bulan bir içtimada yeni kadm aleyhinde söylenmedik söz kalmadı. Yeni kadın sabahtan akşama kadar yüzünü bir kaç ke- re değiştirdiği, yeni kadmın, pek nahif olduğu, ve incelik pahasına güzelliğini kaybettiği söyleniyor. Bunların hepsi yalan yanlış id- dialardır. Bugünkü kadın, her , devrin kadınından daha çok gü- zel, daha çok füsunkâr ve daha gok meziyetli ve faydalıdır... Dikkat edilirse, her devrin ka- dmlarınm bu gibi tenkitlerden kurtulmadığı görülür. Her kadın nesli, daha evvelki neslin hücumu- na uğramış, her neslin ileri ham- lesi, daha evvelki nesil tarafından takbih olunmuştur. Bunun sebebi çok aşikârdır. Her yeni nesil, eski nesle göre bir tarakkiyi temsil eder, Eski nesil ler, yeni nesillerin tarakkisini haz medemedikleri için, ona taarruz ederler ve onu küçültmeğe çalışır- lar, Amerikalı kadınlar bir hava rekoru yaptılar Mis Marsalis ve Mis Telen (Solda) isimli iki Amerikalı tay- yareci kadın, bundan bir kaç gün evvel havada mukavemet mesa - fe rekorunu kırmak üzere uçuşa başlamışlardı. Bu iki cesur tayya- reci “Uçak tualet adası, isimli tayyarelerile hiç yere inmeden ta- mam 126 saat, yani beş gün ve 6 dir. Fransada polis çıplakları son derece şiddetli takip ediyor. Esa - sen Fransada çıplaklar pek azdır ve çıplaklar kulüplerine devam & denler pek mahduttur. Macaristanda bütün polis kuv- vetleri çıplakları şiddetle takip e diyor ve çıplaklığı ortadan kal - dırmak için çalışıyor. Amerikada plâj polisleri, fazla açrk saçık olan mayo giyenleri teskif ederek bunları daha kapa“ İı mayolar giymiye mecbur edi - yor. Nevyorkta üç çıplaklar kulü- bü vardır. Bu kulüpler de polis ta rafmdan basılmıştır. İtalyada çıplaklıkla yarı çıp - Avusturyada polis çıplak ve yarı çıplaklarla mücadele etmek- le beraber sıcak dalgası esnasın- da çıplak veya yarı çıplak dola - şanlar ve yıkananlar o kadar ço « ğalmışlardır ki bir aralık zabıta ir şey yapmaktan âciz kalmıştı. Almanyada, yarı çıplak bir halde lokantalara girmek meno- lanmuştur. Prusya diktatörü doktor Breht çıplaklık aleyhinde şiddetli ted - birler alarak bunu sureti kat'iye » de menetmiştir. Memnuiyet bütün Prusyaya şa saat geceli gündüzlü havada kal- | mildir. mışlar ve rekor tesis etmişlerdir. Pek tabii tayyareye havada u- çarken benzin verilmiş, iki kadın tayyareci de münavebe ile uyu- mak şartile uçmuşlardır. Yemek- lerini de evvelce hazırladıkları için “Uçan tualet adası, nda ye- mişlerdir. Bir mayonun açık veya açık ol madığını zabıta tayin edecektir. Polisin biri, bacakları görünen İ bir kadını tevkif etmiştir. Avrupa ve Amerikada çıkan yarı ve tam çıplaklık cereyanı bu suretle kuvvetli bir sadmeye uğ « ramış ” -İunuyor,

Bu sayıdan diğer sayfalar: