September 28, 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

September 28, 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

gop Martayan'ın Konferansı arasındaki rabıfalar nelerdir ? (Baş tarafı 6 ıncı sayıfada) MERUS (“kemer,, “eğri yer,, manasm da) ermenicede KAMAK kelimesi de Yardır. İşbu oldukça zengin kelime sergisi int - Avrupa Hsanlarmın türkçe KIR kök kelimesile olan esaslı rabi- tayr ispat etmektedirler. Bu rabrtayı İspat eden yalnız KIR kelimesi değil r. Bu kelimelerden manda gramatik deliller de Hint - Avrupa dillerile 'Türk dili arasındaki rabıtaları ispat *tmektedirler,. Hint - Avrupa dillerinde bilhassa göze çarpan UMLAUT (yâni klime - lerin ilinde harf değiştirme) ha - disesi Türk dilinde de mevcuttur, Her kesin bildiği sessiz harflerin değiş - “OY *ypsapy) put UEpuMuNUEY ui Irk . Balığı, ekmek, ekmeği) daha de” rin UMLAUTar vardır. Meselâ: el - almak, halkım telâffuzu da bunu te- yit ediyor, zira SÖYLEMEK fiilin - den SÖYLEYECEK fiiline o mukabil SÖYLİYECEK fiilini çıkarıyor. İsimlerin ahvaline gelince FİN li- sanmda 17 nevi ahvali isim mevcut iken, türkçedeki ahvali isimlerin Hint Avrupa lisanlarının miktarma mua - dildir. Nominatif, accusetif, genetif, datif, locatif, ablatif ve instrumental, ETİ dilinde de bu ismi halleri aynen mevcuttur. Türkçede instrumental ha Konferanslardan Evvel : (Baş tarafı 1 inci sayfada) Rüknettin, Fethi Ismail, Ihsan, Sadri Etem, Ismail Sıtkı, Baha, Mehmet Vahit, Hakkı Nezihi, Ali Fevzi, Ismail Hikmet Beyler. Saim Ali Beyin konferansı Eocümenlere âzalar seçildik- ten sonra Kâzım Paşa doktor Saim Ali Beye söz verdi: Dektor Saim Ali Bey (Türk dili ile Hint - Avrupa dillerinin münasebetleri) ismindeki konfe- ransına başladı. Saim Ali Bey konferansında Hint-Avrupa dillerinin münase- betini birçok noktalardan araş- tırdı. Saim Ali Bey dillerin Filoloji noktasından tahlilini yaparak di- lin kendi anasırı ile başka diller arasında Fonotik münasebetleri tetkik etti ve diller arasında menşelerinden itibaren tabii bir müşareket mevcut olduğunu söy- liyerek noktai nazarını muhtelif misallerle tevsik etti. Konferanscı bilhassa Türk fi. lolojisi ve Türkçenin dünya dil leri arasındaki mevkii üzerinde tevakkuf ederek lisaniyat tetkik- lerinin aynı zamanda Kronolojik, Antropolojik ve Arkeolojik ana- Sırında yardımına rouhtaç oldu- ğunu beyan etti ve Türkçemizle avrupa dilleri, bilhassa Etrüsk lehçeleri arasında bir çok keli- meler üzerinde mukayeseler ya- Parak mevcut müşareket ve Müşabehetleri tebarüz ettirdi. Bu konferans bitince on dakika İttira at verilerek celse tatil e- dildi, Tatilde Gazi Hz. ve yan- i zevat salonu terkede- tek dairelerine çekildiler. Ikinci celse: Ahmet Cevat Beyin konferansı Ikinci celse açıldığı zaman re- İsli kürsüsünü gene Kâzım Pş. İgal etmişti, Yalnız. kâtiplik pevküinde değişiklik o olmuştu. beyin yerine Refik Ahmet Yy kâtiplik mevkiinde bulunu- » Celse açılınca Abmet Ce- ey söz aldı. (Türkçeile Su- enin münasebetleri) ni araş- va vu linin mevcüdiyetinden bahsedişim bel ki hazılarınm hayretini mucip olmuş- tur. Fakat LİNGUİSTİK. tetkiklerin eskiden türk dilinde bu halin mevcu- diyetimi ispat ettiklerini bilmemiz i - cap eder. Eski Türkçede mezkür ins- trumental hal İN edatı ile nihayet buluyordu. İsmi halleri MİKTARlarından mü- ada bazı hallerin ESASları itibarile de türk ve Hint - Avrupa dilleri mu- kayese edilebilir. Meselâ:: accusatif, çok defa N ile neticelenir ANTRO - | POS, ANTROPON YAKUT TÜRK li sanmda da ACCUSATİF N | hayet bulur. Göndürf de Hint | pa lisanları N ile neticelenir, Meselâ: KOT mda Wato - Watins ETİ Hsanında Watar . Watenas SANSKRİT lisanmda Udhar - Ud nas. LATİNCEDE Femur . Feminis Hint - Avrupa lsanları GENETİF LE rindekj bu N, Türk Tisanınıdaki GENETİF'in IN ine bağlıdır. Zi Türk dilinde de GENETİF İN ile ne- ticelenir. Misal o K k 'TABIN muzafünileyh hali gösterebi- liriz, Ru münasebetle şunu da kayde" delim ki, bugünkü ermeni dilinin is- mi halleri türkeenin hallerile aynen mukayese edilebilir, şöyle ki: ERMENİCE TÜRKÇE SINDUK Ahmet Cevat Bey, Türk tari- hi tetkik cemiyetinin milli kültü- rümüzde açlığı yepyeni çığırda dil işlerile uğraşanların da ça- lışmasını millet severlik borcu saydığını o söyliyerek izahatına başladı. Hülâsaten dedi ki: “Sumerliler yazıyı, riyaziyeyi, heyeti ilmini icat edemez ve en eski ve çok ilerlemiş bir mimar- lik ve beykeltıraşlık eserleri bı- rakan Türklerdir. Kendilerinden 4 bin sene sonra gelen ve ölmüş medeniyetlerile bugünkü Avru- payı dirilten Helenlerin bile geç- mediği bu milletin barikaları garbin bütün vaktini üstlerine çevirdi. Alimler ilkin onların Indo Evropeen ailesine mensup olduklarını isbata çalıştılar, mu- vaffak olamadılar. Lisanlarının arıyen olmadığı kat'i surette an- laşılmıştır. Ondan sonra Sumer- ceyi sami * lisanlarla karşılaştır- dılar.,, Amerikalı Ceneral geldi Gazi Hazretleri benüz ikinci celseye (o gelmemişlerdi. Yalnız kulaktan kulağa hafifçe bir ha- ber dağılıyordu: — Şehrimizde bulunan Ame- rikan erkânı harbiye umum reisi kurultaya gelecekmiş.. Filvaki biraz sonra koridorlar- da bir hareket oldu. Meb'uslar ayağa kalktı. Gazi Hazretleri yanlarmda misafirleri Amerikan erkânı harbiye umum reisi ol- duğu halde salona dahil oldular. Yerlerini işgal ettiler. Misafirle- rine de sol taraflarında yer gös- terdiler, Amerika erkânı: harbiye reisi resmi oniforma taşıyordu. Göğ i sünde omuzlarına kadar nişan- lar takmıştı. Kendisine hariciye | vekâleti memurlarından Orhan Bey tetcü- manlık ediyordu. Gazi Hazretleri tercüman vasıtasile erkânı harbi- ye reisine bir çok malümat veri- yorlar ve kendilerine iltifatlı sözler söyliyorlardı. Cevat Beyin konferans bitince salonda derin bir sessizlik başladı. | SANDIK | SINDUKI SINDUKİN S SINDUKEN SANDIKTAN Bundan başka ermeni olisünmda CEMEDAT mı teşkil eden NER türk dilindeki LER CEMEDAT ına teka- | bül etmektedir. Biraci ve ikinci şalvs- larda olsa bile zamirlerde ve fiiller - de dahi Türk ve ermeni dilleri ara - smda bir aynilik vardır. Esasen bir çok lisanlarda üçüncü şahs zamir gayri muntazamdır. Malüm olduğu veçhile Hint . Avrupa dillerinde hal (NDİCATİF PRESENT) ım birinci şahıslar M. ikinci şahıslar da S İle ne- ticelenir. Meselâ Sanskrit dilinde EMİ, E - Sİ (gidiyorum, gidiyorsun), ETİ İ; sanında, EŞMİ, İ (— IM — SİN), Ermeni dilinde (y) EM (y) ES, Birinci şahıstaki M harfini, Gök- Türk dilinin şahsı zamirini teşkil e - den MEN de (osmanlıcn BR ci şahıstaki S5 harfini â rinde görmekteyiz. 'T' iMer de aynj kalıp üzerine ts nur: GiderİM, (pronom passes: tayin edatmı teş- kil eden M harfi de hunu ispat etmek- tedir. Ayni tayin edatına (o mukabil | SUMER ve ETİ dillerinde de MU ve | MIŞ şekilleri mevcuttur. | Bundan başka Türkçede olduğu gi - Bu sessizliği reis Kâzım paşa- nın gür sesi bozdu : — Agup Martayan Bey.. Aza arasinda ve en geride otu- ran uzunca boylu matruş ve orta yaşlı gözlüklü bir zat ayağa kalk- tı ve kürsüye doğru ilerledi. Agup Martayan Bey uzun ! zamandan beri şark lisanları hak- kında tetkikat yapmakta idi. Bu sebepten kendisinin konferansına çok büyük ehemmiyet veriliyor- du. Netekim Martayan Bey bir Saat kadar devam eden (Türk- Suner ve Hint - Avrupa dilleri arasındaki münasebetler) mevzu- lu konferansında çok derli toplu bir şekilde münasebetleri buldu, misallerle ispat etti, Agop Martayan Beyin konfe- | ransını Gazi Hz. ve misafir bu- lunan Amerika erkânı harbiye umum reisi sonuna kadar tak- dirle dinlediler. Nihayet Martayan Beyin kon- feransı alkışlarla bitti. Kizim Pş. Hz, kurultayın ikin- ci celsesinin bittiğini ve bugün için sast 14 de toplanılarak iç- timaa devam edileceğini bildir- diler. Gazi Hz. ile misafirleri ve | | Getip geçmez kura günden tsandım. bazır bulunanlar salonu terket- tiler. Türk köylüleri Öz Türk dilinin Adana hava- lisinde bozulmıyan güzelliklerini kurultayda söylemek üzere sis Kozanlı Abmet çavuş, Misisli Hasan Efendi, ve Kozanın Kar- san aşiretinden Yiğit ağa, Ada- na ilk tedrisat müfettişi Ali Rıza Bey ile birlikte şehrimize gelmişlerdi. İki gündenberi ku- rultayın ictimalarma devam et- mekte olan üç köylü ile dün bir muharrimiz kunuşmuştur. Abmet çavuş, Hasan Efendi ve Yiğit ağa dilde yapılan yeni inkılâp hakkında diyorlar ki; — Biz oralarda öz Türkçe ko- nuşuruz. Bizim memleketteki ko- nuştuğumuz Jâfları, söylediğimiz şarkıları anlatmak için biz de kalktık. Istanbula geldik. Büyük bi ETİ dilinde zamirlerin cemi biri ci ve ikinci şahıslar VES ile SUMES tir ki, bunlarm esası VileS se dalarıdır, Netekim türkçe BİZ kelime sirin B harfine Gök - Türkçedeki V sedası tekabül etmektedir. e Barmak, varmak, birmek - vermek, yalbarmak- halde ETİ dilindeki re ŞUMES zamirlerini VİZ ile (Analogle) lerile karşılaştırabi - liriz. Türk ve Hint - Avrupa dilleri hak- kındaki bu sarfi tetkikatı derinleştir- mek kabil olmakla beraber çok uzün sürecektir. F sözümü bitirmeden fülleri kkülündeki şayanı dik - kat ayniliği de kaydetmek isterim, Hint . Avrupa lisanlarında fiille" rin müfret galip şahısların (posses- sil) şekilleri nihayetlerine — NT he- cesinin ilâvesile husule getirilmekte - dir, ETİ tisannda — NTARİ, SANS. KRIT lisanında BHARA NTE, Rumcada FERET te, Lâtincede LEGİTUR - LEGU TUR. “KOT, dilinde BAİRADA - BA IRANDA edatları da ayni işi görmek- tedirler, Hint - Avrupa lisanlarındaki: NT türkçenin N ile DIR edatlarına teka- bül etmektedir şöyle ki: Kaşımak - küşınmak, kaşındırmak. Bilhassa ETİ Gazimiz bizi yanlarına çağırdılar. Sizinle konuşacağım dediler. Biz böyle büyük emir üzerine burada kurultayda odinlemiye başladık. Bize de sıra gelince köylerimizde Aşiretlerde söyle- nen öz Türkçelerden anlataca- giz. Bundan sonra Yiğit ağa Adana civarında söylenen Türkçe ile şu manileri söyledi; Kurâca oğlan der ki Şu yana ne oldu Ak gözüm kan e doldu Saalim ay, günüm yı oldu Daday oğlundan: Başın görünmez de dumandan, pustar Başı eğriceli sopalar çeket Hastan Sağın Serecak, solun Hibüstan Elin Avşar değil, eiridin Binboğa Karaca oğlan derki ne fal kastin Al güydin de bağrıma bastın Zor ile de olsa alırım dostum Harcın ise güzel olmayaydın Türk Dili Tetkik cemiyeti nizam- | namesi Maksat ve umumi merkez teşkildtı Dün kurultay azasına (dağıtılan nizamnameyi aynen alıyoruz: Madde 1 — Türk dilinin öz güzel liğini ve zenginliğini meydana çıkar- mak ve onu dünya dilleri arasmda de ğerine yaraşır yüksekliğe erişti k maksadile 12 temmuz 1992 de Türk Dili Tetkik Cemiyeti adlı bir cemiyet kurulmuştur, Madde 2 — Türk dili tetkik cemiye tinin merkezi Ankaradadır. Madde 3 — Reisicümhur © Gazi Mustafa Kemal hazretleri Türk dili tetkik cemiyetinin hami reisidir. Madde 4 — Türkiye cümhuriyeti maarif vekili cemiyetin fahri reisi - dir. Madde 5 — Cemiyetin işlerine ve çalışmalarıma — umumi merkez heye - tince düzen verilir. Madde 6 — Umumi merkez heyeti. nin hir reisi, bir umumi kâtibi ve ye- di azası vardır. Umumi kâtip ayni za- anda cemiyetin mes'ul murahhası « Ur, | rihi Jisanındaki - NTARİ (Passif) edatı « nm türkçe KAŞINDIRMAK fiilinin - NTIR edatile benzeyişi son derece şayan: dikkattir. Yurttaşlarım, Sözlerimi burada bitirirken, söze henüz başlamış olduğumu hissediyo- rum, zira her türlü kabiliyetleri ve birçok lehçelerile asırlardan beri mev cudiyetini muhafaza eden Ana Türk dilinin heyeti umumiyesini örten a « sirdide perdenin ancak bir ucunu kal- dırmak kabil olmuştur. Şunu da ilâve edeyim ki, bu büyük perde açıldıkça Türkiyat ilmi ile Türk dili tarihinin tedricen Mongol muhitinden çıkarak tetkikine henüz başlanmış olan Alp ırkmın &onuştu « i fu lisana bağlı bulunduğunu görece ğimize derin bir inanışla inananlarda nem, Bu süretle, tam 1200 sene evvel ORHON nehri kenarında GÜL - TE « kin tarafından izhar edilen arzu on iki asik hir kayıtsızlıktan sonra Gazi Mustafa Kemal (Hazretlerinin yaratıcı elile tahakkuk etmiş olacak ve bütün dünya GÜL . TEKİN'in ta- rini tekrar edecektir. BENGEN İL . TUTA OLURTA - ÇISEN, TÜRK BUDUN, Yani, “Ey Türk milleti, sen ebedi bir im paratorluğu muhafaza edeceksin. Encümenler Yedi azanın her biri onuncu mad-' dede gösterilen iş ve çalışma kolları- mn başlarıdır. Bu yedi azadan fkisi umumi merkez heyeti tarafından reis vekili olarak seçilir. Umumi merkez heyeti, daimi ve ya muvakkat olmak üzere, lizum göre - ceği kadar yardimet aza seçer. Madde 7 — Umumi merkez heyeti kurultay tarafından seçilir. Madde 8 — İki kurultay arasında i relalikte, umumi kâtip'ikte ve azalık » larda açılacak yerlere yenilerini u - mumi merkez heyeti seçer ve İlin e der. Madde 9 — Cemiyetin veznedarı umumi merkez heyeti tarafından se - çilir. Madde 10 — Umumi merkez heye- tinin kuracağı iş ve çalışma kolları şunlardır: 1» Filoloji 2) Lengüistik 3) Etimoloji 1) Gramer ve senlaks 5) Lügat 6) Derleme T) Neşriyat Madde 1i — Umumi merkez heyeti memlekette bulunan her türlü teşki - lâttan faydalanmayı temin edecek » tir. B. DIŞARI TEŞKİLATI Madde 12 — Türk Dili Tetkik Ce- miyetinin her vilâyet merkezinde bir merkez heyeti vardır, Halkevi bulu » nan vilâyetlerde halkevinin dil, tarih ve edebiyat şubesj; vilâyet merkez he- yetinin yerini tutar. Vilâyet merkez heyetleri dil işleri- le alâkalı hususlarda doğrudan doğ- ruya emumi merkez heyetile muha » bere eder, Madde 13 — Henüz halkevi bulun - rryan yerlerde (kazalarla nahiye ve köylerde) umumi merkez heyeti kara rile şubeler kurulur ve ya muhabir azalar tayin olunur. Madde 14 M Vilâyet merkez he - yetleri ve şubeler teşkilâtile muhabir azaların çalışma programları ve tali- İ matnameleri umumi merkez heyetin - ce hazırlanır. C. UMUMİ HÜKÜMLER Madde 15 — Türk dili tetkik cemi yeti Türk olan veya olmıyan dil â- imlerine, umumi merkez heyetinin ka rarile, fahri azalık veya muhabir azalık unvanı verebilir. D. KURULTAY Madde 16 — Türk di kurultayı umumi merkez heyetince tesbit edile» cek zamanda ve yerde toplanır. Toplanma tarihi en az 3 ay önce ilân edilir. Kurultayın toplanma şekli, çalış « ma programı umumi merkez heyetin. ce tesbit olunur,

Bu sayıdan diğer sayfalar: