30 Eylül 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 1

30 Eylül 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Buğünkü sayımızda En eski Türk Dili yadigârları Yazan: Hüseyin Namık (9 uncu sayıfada ) Niçin içerler! Osman Cemal 15 inci Yıl * Sayı : 5290 —————— — — İdare Telefonu: 24370 CUMA , 30 - Eylül çouncuay) - 1932 Yarınki sayımızda « Ahmet Haşimin yanında bir saat Muharriris M.A, Türk tayyarecileriAmerikâya kadar uçabilecekler mi ? Tahrir Telefonu: 24379 Tayyareci VecihiBey Sayısı 5 Kuruş Deplet Teşkilâtında iktısadi : : zihniyet Devletin iktısadi işlerle meşgul olması artık bir emri vakidir. Bu- | na ister liberalizmin iflâs, ister etatizmin veya sosyalizmin gale- besi deyiniz, nasıl izah ereseniz | ediniz bugün her devlette hükü- | metin iktısadi faaliyetlerle alâka- sı meydandadır. Bu alâka Rusya | gibi bazı memleketlerde iktisadi işleri devlet teşkilâtı içinde sevk ve idareye kadar ileri gitmektedir. Diğer dünya devletlerinde hükü- metlerin iktısadi işlerde bu kadar doğrudan doğruya müdahalesi yok ise de onlarda da hükümetler muhtelif farklarla fertlerin iktısa- di faaliyetlerile milli iktısat nokta- sından alâkadar olmaktadırlar, Hele 1929 da Amerikada sanayi tesisatında başlıyan buhran bütün dünyayı sararak cihan buhranı ha- lini aldıktan sonra devletler milli hayatın zembereği olan milli iktı- sadi müvazeneyi koruyabilmek i- çin memleketleri dahilinde oldu- ğu kadar cihandaki iktısadi faali- yetleri de dört gözle takibe mec- bur oldular. Bunun neticesi, her devlette resmi iktisat organları, hususi ve ferdi iktisadi teşebbüs - leri murakabe ederek milli ve bey-* nejmilel bir ahenk tesisine çalışı-' yor, ve yine bu yüzdendir ki dev- letlerin bu resmi iktisat organları Ler güm biraz daha genişlemek we kudretleşmek temayülünü götteri- yor. Cihan buhranmdan Türkiye &- mütessir oldu. Ancak ziraat mem- | leketi olan Türkiyenin çıkardığı | “ham maddeler satılmak kabiliyeti » sok düşmiyen zirai maddeler ol- | duğu için bu buhrandan nisbetle en az müteşsir olan memleketler- dendir. Buhran içinde bu müstes- | na yerine rağmen, Türkiyenin ik- ısadi hayatı dünyanın geçirmekte olduğu bubrandan zarar görme- miş ve görmüyor denilemez. An- cak bir taraftan Türkiye mahsul- lerini dünya piyasası karşısındaki | rüçhanlı mevkii buhranın çok hat bir safhaya girmesine mâni olduğu gibi devletin iktısadi faaliyeti tan. | zim için gösterdiği alâka da buh- ranın vüs'at ve şiddet peyda etme- sine mâni olmaktadır. Bu alâka, Türk parasının korun- ması kanunu, Cümhuriyet Merkez Bankası tesisi, ithalât ve ihracatı tevzin için kontenjan © usulünün tatbiki gibi tedbirlerle tezahür et- tiği gibi bizzat istihsal sahasında müessir olabilecek teşviki -sanayi kanunu, buğday satın alma kanu- nu gibi tedbirler de devletin iktr- sat işlerine müdahalesinin istilzam eylediği tedbirlerin bir kısmıdır. Cihaidaki iktısadi o vaziyetin Türkiyedeki (o akislerinin lüzum gösterdiği bu tedbirlerin faydala- rı meydandadır. Bu tedbirler Türk Vatandaşlarının iktisadi teşebbüs- lerde ferdi faaliyetlerine engel ol- mıyan ve fakat bu faaliyetleri mil- li ve beynelmilel iktisadi şeraitle zime yarıyan tedbirlerdir, Bu- Mun haricinde devletin bizzat gi- TİStiği iktisadi işler vardır: Mese- Na. A, (Devamı 2 inci sayfada) <Syünden Kurultaya * * Köylüler JDiyorlar ki» &Nesorarlarsa (ona göre cevap Wereceğiz,Ama İGyle Efendi (Gok ki herkes öylüyer.Bize de sıra gele- cekmiş. Bu ka- * Kadınlar Diyorlar ki: “Buradaki Ha- vımlar Dil Kurultayında. bize * mani bilirmi. dar “kalaba- gil lıkta söylem meğesıkılırız,, ilyinm' “Öyaak * gelen köylü çi Dil kurultayı dün dördüncü toplantısını yaptı. Tafsilâh iç sayfamızda okuxacaktır. Kurul- tay bugün toplanmıyacak, yarın toplanacaktır. Kurultayda bulunmak üzre ev- velki gün Kütahyanın Ovacık köyünden ikisi erkek ikisi kadın olmak üzre dört köylü şehrimize gelmiştir. Köylü kadın ve erkekler köy- lü kıyafetlerle dün kurultaya gelerek içtimalarda hazır bulun- muşlardır. Dün bir muharririmiz bu kây- lülerle | görüşmüştür. Köylük diyorlar ki: — Biz evvelâ köylü değiliz, yörüğüz. Fakat az çok da yer- leşmiş sayılırız. Köyümüz ova- cıktır. Biz aşıretteniz. Babaları- mızdan analarımızdan işittiğimi- ze göre Karakeçili aşiretinin kolundanız. Gazi babamız bizi çağırlmış. Biz de geldik. Eksik olmasın. Dünya durdukça sağ olsun bizi yanına çağırdı. Bizim- le bal hatır etti. Sizinle daha konuşacajım,. dedi. , Bizde bildiklerimizi söyliyece- gIZz.,, — Ne biliyorsunuz? Sizden ne istiyorlar acaba? Ne sorarlarsa ona göre cevap vereceğiz. Ama bey.. Öyle efen- di çok ki herkes söyliyor. Bize de sra gelecekmiş. Biz bu kadâr kalabalıkta söz söylemiye *sıkılırız. Kurultaya gelen Kütahyalı köylüler Elit ve Emine Hilar * Kadınlardan Elif ve Emine hanımlar da şunları söylemişler- dir. — Bizim köye vali paşadan bir haber geldi. Ovacıktan iki erkek iki kadın gelecek, Genç olmıyacak. Aklı başmda olacak demiş. Bir de otomobil Bizi aldılar Istou- Dün konferansyverenlerden Hasan Ali Bey bula getirdiler. Ne memleket ne memleket. Meğer bizi Kemal Paşa çağırlmış. Kemal Paşatın yanına vadık. Bizimle konuştu. sonra bizi aldılar. Şimdi rahat rahat yiyip içiyoruz. Buradada sözleri dinliyoruz. Bunladan bir şey anlamiyoruzki.. Buradaki hanımlar bize (mani) biliyormu- sunuz? Diye sordular, Biz mani filân bilmeyiz. İşle konuşuruz o kadar..,, Bu esnada Elif Hanım şu söz- leri ilâve etmiştir: — Burada ne kadar kalaca- ğıx. Köyde işimiz de vardı. Siniz? diye s0- ruyorlar. Biz (8 mani filân bil- İN imeyiz, işte ko-' nuşuruz. Âca- ba ne kadar! kalacağız? Bil miyoruz ki... Ovacık köyünden * * Kurulaya getirilen diğer köylü Kurultayın » taRrirler ve tömenniler”entümeni * dühku Içtimaı Kemal Paşanın uğruna o da kalsın, Ne olacak. Yalnız Kemal Paşa ile tekrar görüşürsek birşey yalvaracağım. Ama bir kere size sorayım,Kızar mı? Benim oğlum Bandırmada asker.. Onu dünya gözile bir kere daha görebilir miyim? Ona izin verip benim yanıma getirirler mi? Kemal Paşanm eli her yere yetişir. Zaten oğlum onun askeri izin istesem kızma ya..,, Adanadan gelen üç köylü ile Kütahyadan gelen bu köylüler Muallim (mektebinde misafir / edilmektedir. pür silâh ... 24 saatta Yedi zelzele Merkezi Selânık çe civari yarım adasıdır. Istanbul rasathanesi son yirmi İ dört saat zarfında Si bafif 2si * şiddetli olmak üzere 7 zelzele i kaydetmiştir. Kuvveti iki zelzele- den birinin başlangıcı ayın 28inci günü 18 saat 53 dakika 13 sa- / niyede ikincisinin başlanğıcı ayın , 29 mcı günü 5 saat 58 dakika 20 saniyede olmuştur. Bunların cennbu garp istikame- tirden ve İstanbulda 380-400 kilometre mesafeden geldikleri tahmin edildiğinden merkezleri- nin ve fevkalmerkezlerinin Hal- kidikya yarım adasınm sırtına tesadif eylediği anlaşılmıştır. İsmet Paşa Urfada hararetle karşılandı Urfa, 29 (A. A.) — Dün saat 12,30 da Birecikten hareket eyli- yen Başvekil İsmet Paşa Hazret « leri Urfaya 15 kilometreden bin atlı ve otomobillerle istikbale ge « len zevat tarafından karşılanmış- tır. Bir müddet köy oyunları #ey- iredilmiş ve ondan sonra şehre ha reket edilmiştir, Yolun devamı müddetince bin atlı paşanın bin - diği otomobil etrafında at koştu- ruyor ve oyun oynuyorlardı. Paşa Hazretleri şehrin methalinde bü - tün Urfa halkmın çok samimi ve kalpten gelen tezahüratiyle karşı- landılar, Yunanistanda galiba fırkalar ortak kabine yâpacaklar? Atina, 29 (A.A) — Liberal fıkası ile Halkçı fırkasının kuv- vetleri arasında muvazene tees- süs etmiş gibi olduğundan M. Venizelos “ile (o reisicümhurun, halkçılardan cümhuriyet rejimi hakkındaki ibtiraz <kayitlerini geri almalarını istemek suretile teşriki mesailerini temine çalı- şacakları zannolunmaktadır. ERER anna a Ren AE AEERERRSEZ) Teslihatı tahdit konferansından hâlâ hayır yok! Sabıkalı — Güya silâhlar azalacak, milletler rahat yüzü görecek diyorlar ; ama el oğlu hâlâ tepeden tırnağa kadar

Bu sayıdan diğer sayfalar: