30 Aralık 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9

30 Aralık 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

30 Kârumuevvel 1932 Recep Beyin mühim bir nutku “ Halk Fırkasının esaslarından, ana vasıflarından biri olan memlekette sınıf tanımamak mefhumu iyi anlaşılmalıdır ,, Cümhuriyet Halk Fırkası Umumi Kâlibi Recep (Kütahya) Beyefendi, | Ankara vilâyeti Cümhuriyet — Halk Fırkası kongresi münasebetile Pa - #0rlesi günü gecesi verilen ziyafette | bir nutuk söylemişti. Bu mühim nut- kün aslını aynen yazıyoruz “Muhterem arkadaşlar; Cümhuriyet halk © fırkasının ra vilâyet kongresini bu - Bün vazife başında çalışırken baş- toplanmalara nümune olacak canlı bir çalışma halinde gördüm. Bu akşam da sizleri burada fırka sofrasının samimiliği ve sevgisi | içerisinde görmekle ve neş'enize İştirak etmekle bahtiyarım. Ar - aşlarıma evvelâ şunu temin *deyim ki kongrede fırkaya nis - | betle vazife yaparken sizlerde gördüğüm ciddiyet ve vazifeper - Yerlik manzarası fırkanın istik » bali hakkındaki muvaffakiyet ü - mitlerini nasıl kuvvetlendirmişse bu akşam bu sofranın etrafında biribirinize karşı gösterdiğiniz sa- i mimiyet ve bağlılık bilhassa tak- dir ile kayda lâyıktim (Şiddetli | alkışlar). Aziz arkadaşlarım, bugün An- kara halkevi salonunda toplanmış olân halk fırkası, rengi, şekli ve alışma mahiyeti itibarile bizi bi- lip anlamıyanlar tarafından gö » rülmeğe değer bir hususiyet ar - zediyordu (Yaşa sesleri). Kongre salonunda çifçi, işçi, | tüccar, esnaf, avukat, doktor, şair | bütün azanın bir sırada, biribirile aralarında hiçbir sınıf farkı göster İ meksizin memleketin müşterek iş- lerini, ayni alâka ile münakaşa | eden, ayni suretle duyan ve niha- yet müsbet kararlara götüren bir kabiliyet ve ehemmiyet gösteri - yor, canlı bir milli birlik manza - Tası arzediyor. Arkadaşlarım, Ankara vilâyet kongresinin bu çalışma manzara - 8ı üzerinde duruşum, kongrenin C.H. F.nın halkçılık vasfını teba- rüz ettiren şeklinden istifade ede- rek bize bankalara milli halkçılık- tan bir Onümüne göstermektir. Türkiye cümhuriyetinin mukad » 'deratını idare etmek mes'uliyeti - ni alan ve yazır kanun olan Tür- kiye B. M. M.de H. fırkasını ter- kip eden meb'uslar grupu da ayni şekil, ayni kuvvet ve ayni ma yet arzetmiyor mu? (Alkışlar). Aziz arkadaşlarım; C. H.F. nın belli başlı esaslarından ana vasıflarından biri olan memleket- te sınıf tanımamak mefhumu iyi anlaşılmalıdır. Biz bütün iş ve| meslek erbabını hususi menfaat güderek biribirlerile mütemadi - yen sürtünen biribirlerinin kuv vetlerini ikna eden zıt kuvvetler olarak tanrmıyoruz. Biz bilâkis bu unsurlar arasında derin sevgi- Yi ve karşılıklı anlaşmayı ©sas tutarak vatanın ancak bu müşte - rek çalışma sayesinde yükselece - ğine inanıyoruz. Biz bir smıfın tahakkümü ile bertaraf edilecek tezatlar vahimesi ile değil tek mil li gayeye ermek için bütün milli unsurları biribirini tamamlıya - cak asil ve yüksek kuvvet mem- baları sayıyoruz. (Şiddetli alkış- lar ve bravo sesleri). Arkadaşlar, kongrede bilhas - sa dikkatimi celbeden bir nokta- yı söyleyim: Mümessiller fikirle- rini söylerken ve münakaşalar cereyan ederken bir taraftan is - tekler ve dilekler ortaya konuyor , hatipler diğer taraftan da kendi hükümetinin fırka hükümetinin doğruluğunu, iyiliğini ve muvaf- fakiyetlerini takdir etmek olgun- luğunu gösteriyorlardı. Filhaki - ka bütün memleket işlerinin da- ha iyi, en iyi görülmesi hepimi « zin müşterek arzusudur. Fakat hepimizin her gün hissettiğimiz eksiklerin bir anda tamamlanma- sı imkânsızlığına müşterek bir bilgi ile inanmak da lâzımdır. Bütün işleri mevzuu bahsederken hükümetin ve Türkiye B.M.M. nin yapabilmek imkân ve çarele- ri olduğu takdirde behemehal ya» pacağına ve yapmağa imkân ol - | madığı takdirde onları imkâri ha- / sıl olacağı ozamanda yapmağa gayret edeceğine inanan bir hale- ti ruhiye memleketin hayra çok İ kıymetli bir kemal alâmetidir. Bütün arkadaşların sözlerinde bu hakikatı anlamış olmak göze çarpıyordu. (Şiddetli alkışlar). Arkadaşlar, Cümhuriyet ida « resinin mahiyetinden mes'uliyet hissi, mes'uliyet kelimesinin ma - nası barizdir. Fakat mes'uliyeti iki taraflı mütalea etmek lâzım - dır. Bunun bir tarafı kendisinden vazife istenen ve iktidar mevkii- ne sürülen vatandaşlara aittir. Fa- | kat bunun diğer tarafı da vardır. | Vazifeyi verdikten sonra iş iste- mek mavkiinde olanlar, müraka- be edenler, fırka ve halk dağıtıp parçalıyan #uursuz, hesapsız, im- kân hudutlarından aşırı bir iste - | Yiş ve tenkit yolunu tutarlarsa emniyetle, sükünetle işler bir hü- kümet kurulamaz, Bundan doğa- cak mes'uliyet ötekinden hafif değildir. İste ben bir (taraftan yeni şeyler isterken diğer taraf- tan meclis ve hükümetin tahakkuk ettirdiği memleket işlerinden do- layı memnuniyetlerirni kaydet - mesini bilen kongremizi dinler - ken bunları duyuyor ve kongre - nizi takdir ediyorum. (Alkışlar). | Şimdi arkadaşlarım, bu sofra başında beni dinliyenlerden ba - zıları ihtimalki, kendi çalışışla - rında benim uzaktan dinliyerek dikkat ettiğim ve şimdi huzuru - nuzda sayıp düktüğüm bu nokta- ları kendileri kongrede de tabii olarak vazifelerini yaparken bel- ki de farketmiş değillerdir. Fa - kat her vatandaş kendisine veril- miş olan vazifeyi yaparken diğer | vatandaşların dikkat gözü altın - da bulunduğunu daima hissetme- lidir. (Şüphesiz sesleri), Kongrede çalışan arkadaşlar, bir taraftan kendi kurdukları B. M. M.nin vücuda getirdiği hü- kümet otoritesinin işlerine temas ederken diğer taraftan da gene kendi kurdukları büyük ekseriye - ti idareci hususiyenin C. H. F, uz. vu olan ikinci müntehiplerin ver- dikleri reylerle vücuda gelen umu- mi meclis ve belediyeden istedik- leri şeyleri de tesbit ediyorlardı. Bu sirada bundan evvelki kongre- de ayni meselelere temas edile - rek tesbit edilmiş olan dileklerden yapılmış ve tahakkuk ettirilmiş noktaları da söylemek hususun - daki dikkati takdirlerle ifade et- meği vezife sayarım. Bu çalışışta bir doktor arkada- şm, bir avukat arkadaşın sözünün başında bir köylü mümessil arka- daşın ve İncik köylü İsmail efen- dinin kongredeki açık, kuvvetli ve kıymetli nutkunu takdirle din- ledim. (Alkışlar). Arkadaşlarım, liye akla bundan evvelki büyük fırka kon- gresinden evvel Ankara gibi her yerde vilâyetler fırka kongreleri yapılmış ve memleketin iyiliği ve hayrı için bir çok dilekler tes- bit edilerek bunlar büyük kongre- de müzakere olunmuş ve fırka » nın umumi dilekleri tesbit olun- | muştur. Şimdi bu fırsattan istifa- de ederek bu dileklerin hükümet tarafından ve vazı kanun olan | meclisin ekseriyet grupu fırkamız meb'uslar grupu tarafından bu -! günkü imkân ve vasıtaların müşa- adesi nisbetinde yapılmış ve yeri - | ne getirilmi olduğunu arzetmek (Şiddetli alkışlar) Eğer bazı noktalar yapılma - mışsa ve yahut sarih ve açık söy- lüyorum - isterim. yapılamıyacaksa bu, bunların yapılmasının imkânın: temin edecek şerait ve vaziyetin henüz hulül etmemiş olmasın - dandır. Arkadaşlarım, söz bu mecra - ya gelmişken çok mühim bir nok- tayı da izah etmeliyim: Bundan evvel: de memleket fırka hayatı yaşamışlır. Fakat fırka hayatında esaslı bir nokta - nın iyi tanzim edilmemesi yüzün- den zararlı bir takım acılar doğ- muştur. Eğer dikkat etmezsek ge- ne doğabilir. Bu acı nokta şudur: Bir büyük ekseriyet konuşsun, ça- lışsın, reyler versin kararlar alsın öte tarafta asıl tatbik edecek ma » kamlar sırasile bütün otoriteler, hükümet, hususi idare ve -beledi yeler hiç aldırmasın ve şuurlu bir milli çalışmanın muhassalâsı olan dileklerle istihfaf etsin. Bu felâ - kettir, Diğer taraftan fırka kendi kurduğu hükümetten, o devletten yaşanılan günün imkân ve şeraiti- nin yetişemediği bir takım şeyleri mütemadiyen istesin, hiç bir in - saf ve takdir hissi duymadan dey- leti ve otoriteleri mütemadiyen küçük düşürecek tarafları ele al - sın, söylesin, yazsın, hayatın için dan gördüklerini kendi hüküme- tine ihlâsla söyliyecek yerde yı - kıcı ve dağıtıcı darbelerle hırpa - layıcı bir yolu tercih etsin. Bu vaziyet karşısında hükümet- ler, ya derin bir ümitsizlik içinde iradesini kaybederek şaşalıyarak bocalar ve yahut bu şuursuz hü - İ cumlara bu imkânsız isteyişler ce- reyanına mukavemet yolunu tu »| tar. Bu daha büyük felâkettir. Bu asrm telâkkileri içinde besle- | İnip büyüyen hiç bir milli bünye-| İnin bu sarsıntılara dayanabilece - ğini otasavvur etmek mümkün| değildir. | Böyle bir fırka hayatında, fel « ce uğrıyan meşru çalışmalar yerine bir takım gizli kuvvetlerin nameş- ru ve mes'uliyet duygusundan uzak tesirler hâkim olur. Bu arzet- tiğim vaziyet içinde her tarafı kar- şılıklı ve aşğır bir nefret hissinin boğucu havası kaplar. Arkadaşlar, biz o fırka değiliz. C. H. Fırkası büyük işlerile dün - yanın takdirini kazanan yeni Tür- kiyenin idaresinde hükümetin ve | halkın biribirini duyup anlaması | ve biribirini anlayışından mütame- | diyen mülhem olması esaslarına ehemmiyet veren bir fırkadır. İ Tabii her ferdin arzusunu bir| bir tatmin imkânı yoktur, Fakat tekâsüf eden ana noktalarda ekse- riyet tarafından tesbit olunan bep beraber inanılıp bilinen ve arzu e- dilen ze7)ara umumi imkân yollan! vi gp , Sayıfa 9 nkara Mektubu! klemp ii Filân yerine ie Cins mahlük bezli sene tüyünü değiştirir; derler. Biz eşrefi mah- lükat olan asri şehirliler de sağ - dan soldan, gazetelerden kitaplar dan, ağızdan kulaktan, kürsüler- den hoparlörlerden birbirini nakız düsturlar işittikçe her sene değil, mevsim mevsim, hem yalnız tüyle- rimi eğil beyin, mide ve sair dahili uzuvlarımızı değiştireceğiz. Zengin ve rengin programlarile | tasarruf haftası, mt masraf haftası mı, her ne ise geldi geçti, Bu haf- taların senenin en uzun otuz birli | f ayı olan (Kânunuevvel) e tesadü: | fü tasarruf diskurlarını can kulağı ile dinlemeğe yardım etmiyor de- ğil. Kışm kapılarını açan, bahara | en uzak olan, palto, fanila, odun, kömür, doktor ve ilâç fasıllarile bütçesi allak bullak olan bu men debur ayın isimini öz türkçe ile (birinci kânun) diye vaftizlemek | değil, senenin ve ayların (nevru « zu) diye taltif etsek gene kolay kolay otuz biri bulmak kabil de- ğil Sobaları ikişer liraya kurdurup tonu otuz dokuz liradan alınan kömürü, arabasını bir liraya nak: lettirerek peşin maaşın yarı bel - den aşağısı çıplak kalınca tasarruf ve kumbara mevzularındaki kon « feranslar insana hazin bir huşu veriyor. Köşe başındakşi tamirci terziye astarlarını kalafatlattığı - nız paltonuzun yakasını poyraz tarafa siper edip tedarikini zihni- nizde icat ettiğiniz müstakbel kon tenjan listelerine ithal eylediğiniz | eldivensiz elinizi boş- ceplerini sokunca birbiriyle yarış ederek bi- rinciliği kazanmağa çalışan zen « gin vitrinleri seyretmek, sade yer li malından yapılmış nefis tatk meşherleri önünde O yutkunmak, yer yer önüne seyirci toplryan kar lı Noel ağaçları, Noel baba timsal- leri görmek insana İsa ile beraber göklere çıkıp yalın ayak bası ka - bak ruzu kıyameti görmüş ve tay» yarelerden atılan hediyeler — gibi bir damın üstüne inmiş hissini ve- riyor. Okuduklarından, dinlediklerin- den tasarruf mu, masraf mı yapa- cağmı şaşıran bir kısım halk sine- malara ve zengin Avrupa şehirle- rinde turneye çıkmış gibi ahiren Ankaraya nazil olan Raşit Rıza'- nın kablettarih piyeslerini seyre giderken bir pastahaneye iltica e- diyorsunuz. Yığın yığın gazete - ler... Her biri hararetle sütunlar dolduruyor: — Tasarruf ediniz tasarruf... . Mukabil veya ayni sütunda aksi bir tavsiye: — Yerli mallarma rağbet edi - niz. .. Şunu alınız... Bunu alınız... Bir başka sayfada bir nasihat, Telgaz'ın hoparlöründe mev'ıze: — Günde şu kadar, ayda bu ka- dar, senede bilmem ne kadar ayı - YINIZ. .. üzerinde tetkik olunarak yapılır. Bu aylarda vilâyetlerde fırka kongreleri yapılmaktadır. Bunla- rın neticeleri hakkında biribiri ar- dından aldığım haberler bu seneki İ kongrelerin daha canlı daha alâ - kalı olduğunu gösteriyor. Arkadaşlar, C. H. Fırkasının İ devlet idaresini tanzim için Halk fırkalarından ilham alması yalnız kongreler yoluyla değildir. Geçen büyük kongreden sonraki m rüşliRie büpiren Tür- © Karpiçe buyurunuz. Daha alt tarafı da var: — Paralarınızı gömleklerde de- il kumbaralarda, bankalarda bi- riktiriniz. .. Siz hangi paralardan bahsedildi - ğini düşünürken bir havadis: (Tasarruf maksadile bankalara yatırılan bin liraya kadar mevdu- atın haczedilemiyeceği. Ooooooh... Demeğe kalmadan hatırmıza geliyor: Daha tasarruf, banka hayallerinden evvel maa - şınız mahcuz.. Hem de dörtte bi - ri sğa 44) Gazetelere devam edelim: İ — Şeker yerine yerli malr, ü- züm, incir, fındık yiyiniz. .. Başka bir gazetede maküs mütalea: — Uşşak ve Alpullu fabrikala - rımızın şekerlerinin istihlâkini tes- hil ediniz... Ayrıca hayırhahane tavsiyeler: Ay başı, yılbaşı piyango bileti alınız.. Yirmide bir bilet, beş lira- ya bedava. . — Içki İM Fakat üzümleri- sürümünü temin için şarap bir miz içiniz. . — Tütün muzırdir. Fakat stok- İlar halinde tütünlerimiz kalıyor... Yılbaşı gecesi Ankarapalasa, Bir masa on . Fakat yiyecek ve içecekler- de akıllara hayret verici tenzili — Kitap okumayorsunuz. Kit» lar satılmıyor, sade yoyo satılı « / lira. yor... — Kahve yerine ayran... — Çay yerine ıhlamur... — Filân yerine falan... — Bilmem ne yerine bilmem ne... — Bu samimi ve hayırhah va- sayanın yüzde doksan dokuzunu hazfederek birine ittiba edebil. mek için muharrir, münekkit ve hatiplerimizin, yerine ne kullanı « lacağını bir türlü söylemedikleri bir nesne kalıyor.. —Para..,.. #5 Kıvılcım Sovyet - Lehistan uzlaşması Varşova, 29 (A.A.) — Sovyet —Lehistan uzlaşmasının metni | neşrolumuştur. Uzlaşma arazi mes selesine tealluk etmemektedir. ihtilâf halinde her iki taraf tes baasından tayin olunacak ikişer kişiden mürekkep dört âzalı bir uzlaşma komisyonu teşkil olüna « caktır. Bir tekzip Ankara, 29 (A.A.) — Yaptığı: ğımız tahkikat neticesinde Mısır | sefiri Hazretlerinin son bir ay zar- fında Türkiye matbuatına o resmi j veya hususi hiç bir tarafa mülâkat vermemiş olduğu öğrenilmiştir. ananaaaaanaaannneş kiye B. M. Meclisinin ilk tatil dev- rinde bütün fırka meb'usları inti- hap dairelerinde memleketin arzu larını mahallerindeki fırka teşki- nın nasıl çalıştıklarını ve nihayet merkezin düşüncelerinin taşra me- sailerinde biribirine uyar olup ol madığını ve fırka teşkilâtımızın faal uzuvlarının nüfuzlarmı istis» mar ederek halka bir zarar veşip vermediklerini yerlerinde tf ederek raporlarını verdiler, (Sonu yarınki nüshamızdaj

Bu sayıdan diğer sayfalar: