5 Şubat 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

5 Şubat 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İŞARETLER Devlet şairden ileri Bir bakıma göre lâyiklik sade dinle devletin münasebetini ifade eder, Lâyik devlet dediğimiz za « man dünya işlerini din işlerinden © ayıran devleti anlarız. Fakat (lâ- yik)lik cereyanını bu kadar üstten görmek, bu cereyanı sadece siyasi © bir hareket telâkki etmek üstün kö - rü bir bakıştan başka bir şey ol- MM Dini devletten ayıran bir cemi- yette muhakkak bir kısım insanlar vardır ki, onların hisleri de, dün- yayı görüşleride din çerçevesi © haricindadır. Hukukta lâyik olmayı pek tabit buluyoruz. İktisatta lâyik olmıyan kaidelere iltifat etmiyoruz. Fakat sanat ve edebiyat bahisle rinde lâyiklik nereden başlar, ne- rede nihayet bulur? M.DO “m Lâyik edebiyatı tanıyabilmek için onun tam zıddı olan (teokra - tik) edebiyatı şöyle böyle hatırla- mak lâzımdır. © Teokratik edebiyat estetiğini, estetiğinin ölçülerini ve bu ölçü - ie içini (omuhtevasımı dinden Ve e A Teokratik edebiyat içi itibarile © dine dayanır. Dünyayı onun mef - © küresine göre görür. Meselâ te - okratik edebiyata göre güzel — melektir. Koruyucu, yaratıcı kuvvet —tan kadar. ; Kuvvet, madde, hayat — meta- © fizik'Bir serdir. “Teokrat edebiyat sevgiliye: : Meleğim diye hitap eder. Onun © güzelliğini anlatmak için “sen gü- zellik peygamberisin,, der. Özle - diği kaşlarını aşkın mihrabı diye hatırlar, Divan edebiyatı, tanzimat ede - biyatı, feodalite devrinden kalmış > olan halk edebiyatı, derüni vasıf- Jarile edebiyatı cedide ve bunların © bakayası hep çiçeği burnunda bi- rer teokrat edebiyat nümunesidir. Yalnız Akifi değil, Namık Ke - mali de, Mehmet Emin de ve daha © genç şairleri de bir kaç müstesna” il sile halâ teokratik edebiyatın çer- i © Şevesi içinde görüyoruz. Vâkıa şairlere: i “ — Şair bey sen devlet gibi ru- © bunda lâyiklığı ilân et demek gü- R lünç olur. Fakat halâ yaşıyan ede- — biyatın bugün nazariyelere ve sır- © tandaki smokinine rağmen teok - we olduğunu söylemek te borç - t ». » Zekâlarımm unsurlarını madde- den, hayattan, müspetten alan in- sanlar estetiklerini de hayattan a- lırlar. Fakat neye yarar ki, bizde devlet dinle dünyanın hududunu tayin ettiği halde şairler lâyik bir cemiyet kalıbı içinde halâ Yunu - #un ve inkârlarma rağmen Akifin yahutta belirsiz, müphem bir mis- tisizmin karanlığı içindedirler, Şairlere şöyle yazın, böyle dü « şünün demeğe hakkımız yek, li - beral kanunlarımız onların hür - riyetini muhafaza eder. Fakat bu manzara ile şairin dev let makinesinden daha geri ruhlu olduğunu söylemek hakkı da be » nimdir. Esrar oldu! Dükkâna esrarı başkaları mı koy- dular acaba ? Bir müddet evvel, esrar bulun * durmaktan maznun olarak İstan - bul ağır ceza mahkemesine iki ki- şi verilmişti: Dellâl Şükrü ve elbi seci Mişon Efendiler. Şükrü Efendi, içinde esrar bulu nan keseyi kendisine, geçenlerde ölen tanıdığı bir adamın “şunu mu hafaza et, biraz sonra gelip alı - rım!,, diye verdiğini, kendisinin kesede esrar bulunduğunu bilme - diğini ve bunu Mişon Efendinin dükânmdaki rafa koyduğunu söy- lüyor, Mişon Efendi de oraya ke- se konulduğundan haberi olmadı- ğını, bu hareketi görmediğini ileri sürüyordu. Mahkeme şahitler dinlemiş, dük kânda keşif yaptırmış ve neticede, suçu usulü dairesinde sabit görmi- yerek, dün beraet kararı vermiş - tir. Bakırköy bez fabrikası Bakırköy bez fabrikasının geniş letilmesine karar verilmiştir. Bu hususta hazırlanan projeyi Iktısat vekâleti tasvip ettiği için yakında tatbikata geçilecektir. Bu proje mucibince fabrikaya yeni binalar ilâve edilecek ve Av- rupadan yeni makineler getirile « cektir. Bu tesisattan sonra fabrika nm imalâtı şimdikinin üç misline çıkacaktır. Ee iymiimmz Dairelerde yangına karşı ihtiyatlı bu- tunmalı Resmi dairelerde sık sık yangm çıkması dolayısile Dahiliye Vekâ- leti tarafından vilâyete bir tamim gönderilmiştir. Bu tamimde yan - gmlara mani olmak için tedbirler düşünülmesi ve müddeiumumiler- le istişare edilerek bu tedbirlerin tespit edilmesi, dairelerin ateşi derhal söndürecek aletlerle teçhi- zi ve bu hususta vekâlet tarafından da ameli bir talimatname hazır - landığı bildirilmektedir. adm 60 yaşında kaçakcı kadının mahkümiyeti Üsküdardaki evinde kaçak si - gara kâğıdı bulunan altmış yaşın- da Servet hanımın muhakemesi, Adliyedeki dokuzuncu ihtisas mah kemesinde dün neticelenmiştir. Mahkeme, Servet Hanımın altı ay hapsine, 121 lira 6 kuruş para cezası ödemesine karar vermiştir. li llağimm—> Romanyalı Prensesin konferansı geri kaldı Pazar 5 şubatta Romanya kadın lar birliği reisi Princesse Can - tacuz'ene tarafından Darülfünun- da konferans verilecekti. Prense - sin hastalığı dolayısile konferans tehir edildi. — e — Kaçak tütün Silivrideki evinde on bir kilo ka çak tütün bulunan Rıza Efendi, dün adliyedeki dokuzuncu ihtisas mahkemesince altı ay hapise, elli beş lira para cezası vermiye mah- Müzakere neden kesiliverdi ? Orayagiden heyetin raporu Ankaraya gönderildi Yunanistanla iktısadi müzake - ratta bulunmak üzere Atinaya gi- den ihracat ofisi müdürü Cemal Beyle ticaret odası umumi kâtibi Vehbi Bey şehrimize dönmüşler - dir. Cemal ve Vehbi Beyler dün | caret umum müdürü Naki Beyle | görüşerek müzakerat hakkında iza | hat vermişlerdir. Cemal ve Vehbi Beyler Atina - dan gelirken vapurun İzmire uğ - ramasından istifade etmişler, İz - mirde bulunan iktisat vekili Celâl Beyle de görüşmüşlerdir. Atina müzakereleri hakkındaki rapor dün Ankaraya gönderilmiş tir. Evvelce de yazdığımız gibi Yu nanlılarla aramızdaki müzakerat şimdilik inkıtâa uğramıştır, Bunun da sebebi şudur: Yunanistana olan ihracatımız 100 itibar edilirse Yunanistandan ithalâtımız yüzde 3-7 arasındadır. Müzakerat esnasında Yunanlılar bizden aldıkları eşyanm 9 65 şini para, mütebakısini de bono olarak vermek şartını ileri sürmüşlerdir. Verilecek bonoların da münhası - ron Yunanistandan alacağımız eş- yaya mukabil verileceği ve başka bir yerde ve işte kıymeti olamıya - cağı da şart koşulmuştur. Heyeti » miz bono nispetini44-20-ye kadar kabul edebileceklerini söylemiş, Yunanlılar 4435 te ısrar edince müzakerat durmuştur. Bundan baş ke diğer bazı maddelerde de ufak tefek anlaşamamazlıklar olmuş - tur. Heyetin müzakerata devam e- dip etmiyeceği hakkında İktısat vekilinin Ankaraya dönmesini mü teakip bir karar verilecektir. Tütün işçileri cemi- yetinde sui istimal görüldü Tütün işçileri cemiyetinde sui is timal görülmüş ve ticaret müdürlü ğü tarafından cemiyet feshedilmiş ti. Dün zabıta memurlarile müra - kabe memurları cemiyet merkezi - ne giderek evrakı almışlar ve ka- pıları mühürlemişlerdir. Sui isti - mali yapanlar müddeiumumiliğe yerileceklerdir. VAKIT Gündelik, Siyasi Gazete İstanbul Ankara Caddesi, VAKTT yurdu Telefon Numaraları Yazı işleri telefonu! 24379 dare telefonu 4 24370 Telgraf mdresi: Istanbul — VAKİT Posta kutusu No. 48 ilân ücretleri: Resmi (Anların bir satırı 10 Kuruş Ticari Hânların bir satın o 123 Kuruş Ticari ilâkların bir santim! 25 Kuruş Küçük ilânlar Bir defansı 30 fki dafamı 50 Oç detam #5 dört defasi 75 ve on defam 100 kuruştur. Uç ayhk Mân verenlerin bir defsar meccm- nendir. Dört satırı geçen flârlarm fazla 13 o 15 Yn evelk b 2 ir levha! Hindenburg'un Türk tahlisiye me murlarına hediyesi Geçen yıl, Karadeniz boğazı civarında bir fırtına (esnasında karaya oturan Alman bandıralı Gerez vapuru mürettebatı, tahli - siye umum müdürlüğünün Kun - duz derede bulunan raket istas - yonu memurları tarafından gös - terilen büyük gayret ve fedakâr- ık sayesinde kurtarılmışlardı. Bu vapur mürettebatına karşı gösterilen sür'atli ve müessir yar- dımı takdiren Almanya reisicüm- huru Mareşal Hindenburg, Kun - duz dere tahlisiye istasyonu me- murlarına teşekkür ve takdiri mu- tazammın bir levha hediye etmiş- ti. Bu levha evvelâ iktisat vekâ - letine gelmiş, oradan da Kunduz dere memurlarına verilmek üzere şehrimizdeki tahlisiye umum mü- dürlüğüne gönderilmiştir. Rumeli hanı cinayeti ve karısını öldürmek- ten maznun Şevket B. İstanbul Ağırceza mahkemesi, Rumeli hanında Madam Evanti « yayı parasına tama ederek öldür- mekten suçlu Sokratın muhake - mesine bu sabah başlıyacaktır. Sokrat, bu cinayetten suçlu o - lup Yuranistana kaçan Yaninin kardeşidir ve kardeşinin suç şe - riki olmaktan maznundur. $ Karısı İclâl Hanımı öldür - mekten suçlu güzel san'atlar aka- demisi sabık müdür muavini Şev- ket Beyin muhakemesi de, ayni mahkemede bugün öğleden sonra görülecektir. Sanayi ve Maadin bankası Sanayi ve maadin bankasının devri işile meşgul olan komisyon faaliyetine devam etmektedir. Ko misyon bankanm bütün mevcutla- rmı kıymetlerile tespit etmekte, te şekkül edecek olan sanayi ofisi ve sanayi kerdi bankası için projeler hazırlamaktadır. Komisyon birkaç güne kadar işini bitirecektir. Av - rupaya gidecek olan ticaret umum müdürü Naki Bey seyyahatini bu iş için tehir etmiştir. $ Sanayi ve Maadin idare mec- Wisi dün toplanmış ve bankanın his i sedar bulunduğu Eskişehir fabri - | kasımda mümessilliğe Sadettin ve Hüseyin Cahit Beyler seçilmişler- dir. gereresenssnar Haraiserense sanı wi AKIT | 5 Şubat 1917 — Babı meşihat ve kadılar maaşa- tının tezyidi dünkü meclist meb'usan içtimaında kabul edilmiştir. — Almanya sefiri cedidi cenapları | | darafından dün sefarethanede bir res- mi kabul icra edilmiştir. Medivin; teşrifat müdür muavini Fuat Beyefendi vasılasile sefir ce - i naplarına takdim ve irae olünmuş - tur. — Rusya belediye memurları ta | lepleri kabul edilmediği tekdirde u- mum terki işgale karar ver - mişlerdir. fa 3 SOHBETLER Vatanperverlik Ve Williyet Ne Adam Smith'in iktisadiyatı, ne Dekart'ın felsefesi, ne Makyavel'in diplomasisi arlık hüküm süremiyor. Bugünün diplomasi intrikaları yanın- | da, Makyavelin zekâs: paslı softa di « mağına; Dekartın felsefesi, lâfı gü- zafa, hele Adam Smith'in iktisat naza riyeleri bakkal defteri hesaplarına döndü. Eskiden piyade hücumların « dan korunma çareleri aranırken, şim- di zehirli gazlardan nasi kurtulmalı diye düşünülüyor. Harp evveli dünyası ile, harp sonu dünyası arasında, hemen hemen mü- nasebet kalmadı. Cihanşümul ihtilâl, her şeyde öyle bir inkılâp yaptı, kt Greko - Romen medeniyetinin temel » lerj sarsıldı, Askeri, iktisadi, fenni ve edebi nizamla beraber, içtimai nizam da veçhesini değiştirdi. Müliyet ve valanperverlik mef « humları da, eski tariflerini kaybet « mişlerdir. i Eski devirlerin milliyet ve vatan perverlik duygularına, bugün, iptidai insanların kan davası gütmeleri ne « vinden barbarlık, vahşilik deniliyor. Böyle denmesi de çok doğrudur. Ah- medin oğlü, Mehmedin büyük babası» nı katletti diye, Mehmedin torunu - nun, Ahmedin oğlunu öldürmesi, bu « günlin ileri zihniyetine ne kadar ay- kırı ise; filânca devlet, falânca tarik- te benim şu toprağımı işgal etmişti binaenaleyh, ben ona varlığım müd » detince düşmanım diye kin beslemek, taarruza vesile aramak, ayn; derece abestir. Bugünkü dünyanın, eski milliyet ve vatanperverlik zihniyetile hareke! edeceğini bir an tasavvur etsek, kür. rel arz muhakak, ki bir maklele dü - nerdi, Bugünün valanperveri, herhangi bir taarruza karşı, vatanı için seve se- ve ölen, vatanını taarruza maruz bi- rakmamak için evvelden çalışan, her türlü taarruzun önüne geçecek ha - zırlıkları yapan demektir. Milliyetperver demek, milletinin yükselmesi için, terakki etmesi için, medenileşmesi için alın teri o döken ve milletinin menfaati için, her uza - nan dost ele, dostça el uzatan demek- tir. Bugünkü vatanperverin kan davası yoktur, Bugünkü milliyelperver kin bes - lemez. Almanya Ue Fransa arasında, ar- fik Alsas - Loren davası değil, para davası güdülüyor. Girit bizim canımız, Feda olsun kanımız... Unutulan bir masaldır. Bugün bir çalglı voduile nakarat bile olamaz. Milleti için çalışmış olan ve bugün hâlâ yalnız milletinin refahı için ça lışan büyük milliyetperver Mösyö Ve nizelos, bugünün milliyet ve vatan * perverlik düslürunu şu sözlerile ne güzel ve ne vazıh çizmiştir; “Mağlâplar, mağlübiyetlerini ka * bul etmedikçe dünyada devamlı bir sulh olamar.,, Bu söz eski vatan ve milliyet mef” | humlarına nazaran bir ihanetti, bu" gün valanpercer ve milliyetperofi hislere tercüman olan bir vecizedir. Selâmi Izzet Yazı makinesi hırsı Sabıkalılardan Haydar, Mürsel Paşa caddesinde bir kâğıt deposu” dan kıymetli bir yazı makinesi çl mış, dün yzzi camie getirerek mıya kalkmıştır. Sabıkalı zabıt? memurları tarafından yakalan tır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: