31 Mart 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 14

31 Mart 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© canı sıkılmıştı. Yarım saat ne ya- 'bir şekilde bitebileceğini hesapla- Yeni aldığı otomobilini tecrübe için Hamdi, erkenden kalkmış o- nu garajdan alarak Lâtifenin eyi- hin önüne gelmişti. Hamdi, Sıraselvilerdeki apartı- manınm önünde durunca koma çaldı. Üçüncü kattan bir pencere açıldı, Lâtifenin başı göründü ve seslendi: — Affedersin Hamdi, hazır değilim, yarım saat gelemez misin?. — Peki! Pencere kapandı. o Hamdinin daha sonra pacaktı. Şöyle bir Bebeğe kadar gidip gelse? tamam. İyi olur. Bu aralık bir ses, bir kadın se si duyuldu: — Şöför, çabuk Tepebaşma! Hamdi döndü, baktı. Genç ve temiz giyinmiş bir kadın, otome - bilin kapısını açmıya uğraşıyordu. | Halinden pek sinirli ve şaşkın ol- duğu görünüyordu. Yoksa, bu oto- mobilin talrsi saati olmadığını gö: | rür, bu yanlışlığı yapmazdı. Ham: di bunları bir an içinde düşündü. Kadın güzel olduğü için kendi kendine, bu hadisenin (eğlenceli dı, hemen kapıyı açarak: — Büyurunuz hanımefendi, dedi. Tepebaşına gelince, kadın o “| tomobili durdurttu ve içinde bek-| ledi. | Hamdi, önündeki aynadan! kadının Londra otelinin kapısma baktığını (görüyordu. o Hemen aklıdan bir roman kurdu. Mu- hakkak kadının âşıkı... Filhakika, şimdi otelden genç bir adami çıkıyordu. Bir otomo İ bil çağırdı. Otelin hademesi içer- den birkaç bavul çıkardı, otomo- bile yerleştirdi, kalktılar. Kadın, Hamdiye bu otomobili takip etmesini söylemişti. Böyle ce rıhtıma geldiler. Öndeki oto - mobilde bulunan delikanlı, eşyala- İ rile büyük bir vapura bindi. Ka - dın, otomobilde o oturuyor, onun hareketlerini parmaklıkların a - rasından takip ediyordu. Yarım saat kadar böylece durdular. Son- ra vapur kalktı, yavaş yavaş rıh - pan) Bir Şetür TE | Fakat şimdi hatırlıyordu.. Terke - İ kın bakıyordu. Daha fazla bekle- Hamdi aldırmıyor, tekrar gaza basıyor, otomobil bir yılan şekli- ni almış gibi iki tramvayın ara - smdan sıyrılığor, bu sefer önüne yavaş çıkan bir otomobil geliyor, onun da yanından çılgın bir hızla geçiyor, altmcı daireden Tepeba şma gidecek yola sapacağı yerde, Tünelin yanındaki dar tarafa! döndü, tam bir zaviyei kaime ha- İlindeki dönemeçten yüzde yüz devrilmek tehlikesine rağmen ay - ni süratle geçti, Tünel meydanma çıkarken de hizını Okesmedi, bir Şişli Tünel tramyayının römork arabasını hafifçe sıyırttı, caddei kebirden, polislerin dur! işaretine aldırmadan ilerledi, Galatasaray önünde, tramvayla çarpışmamak için mektebin £ kaldırımına çıktı, halk ezilmemek için duvarlara ya- pıştılar, düdük sesleri içinde Tak sim meydanına geldi, birdenbire durdu. Bu çılgınca hareket, kadını şaşırtmıştı. Zaman zaman “Şoför | dur!..,, diye haykırıyor, fakat! Hamdi aldırmıyordu. Bu yeni tehlike ona intiharını unutturmuş: tu. Onun için, Taksim meydanın da otomobil durunca, kadın, bü * yük bir nefes almış ve elindeki ta- bancaya, hayretle (o bakmıştı. Bu neydi? Onu çoktan unutmuştu? dilmişti, ve az kalsın hayatıma kı- yacaktı.. Bu deli şoför, o çılgınca hareketile ona mâni olmuştu. Kadın tabancayı hemen çanta- sina yerleştirdi, kapıyı açıp indi ve: — Delirdin mi ayol!.. Diyerek çantasını açtı, gözleri- le taksi saatini aradı. Taksi saati yoktu. Belki öte taraftadır diye o- raya baktı orada da yoktu. Kadım, elinde bir beş liralık, şaşskm şaş meden Hamdiye beş lirayı uzattı. fakat Hamdi: — Hayır, dedi, para istemem hanımefendi, yalnız çantanızdaki 0... Genç kadın yanlışlıkla o taksi diye hususi bir otomobile bindiği» ni, şoför dediği gencin kendini ö- lümden kurtarmak için bu delili- tadan ayrıldı. O zaman, Hamdi, aynadan, genç kadının gözlerinden yaşlar aktığını gördü. Tam arkasına dö- nüp bir şeyler söyliyeceği sırada kadın: — Dönünüz, tekrar Taksime, dedi. Hamdi otomobili çevirdi, Karaköye doğru ilerledi. Burada» ki yollar dar olduğu için, Hamdi, kadının ne yaptığına bakamıyor, ancak yola dikkat (o edebiliyordu. Fakat Karaköyden dörtyol ağzın- dan kurtulup da aynaya bakınca. titredi. Genç kadın o çantasında. küçük bir tabanca çıkarmış, şaka | ğma doğru götürüyordu.. Eyvab.. ' intihar edecek. Hamdi sapsarı kesilmişti. Ne yapsın?. Nasıl mâni olsun? Oto mobili durdursa, yahut başını ge- riye çevirse, kadınm tetiği çekme: sine mâni olamıyacak, İşte kadın. kararını vermiş gibi görünüyor.. Facia olacak.. Birdenbire, Hamdinin aklına bir fikir geldi. Gaza bastı. Şimdi etomobil, yeni otomobil büyük bir süratle Şişhane yokuşuna tır- manmıya başlamıştı. Önünde bu- hınam bir tramvayın yanından geçmek isterken karşısına başka bir tramvay çıktı. İkisinin arasın da makaslama ezilecek.. Lâkin ği yaptığını anlamıştı. Tabancası» nı çıkardı, Hamdiye uzattı, sade ce: — Teşekkür ederim, dedi, ve gitti, Hmadi, arkasından bakıyordu. | EA PEY Selânik Tesis tari İdare merkezı Türkiyedeki > — 2 ları küşadı. o Esbam Eti ii UN Sermayesi : 30. 000. 000 Frank Istanbnli ( Galata ve Istanbul ) Izmir Samsun. Mersin. Adana Yunanistandaki Şubeleri : Selânik. Kavala. Bilümum Banka muameleleri, Kredi mektupları. Cari hesap- ve “Tabvilât Ka EKA Yeni Tarih Her sınıf tarih kilâbının hulâsası Tarih imtihanını vermek isteyenlere iüzumlu bir rehberdir. 100 kurum fistin Istanbulda Kanaat Kütüphanesinde satılır. Bir cinayet Akçaabatta bir şoförü öldürdüler AKÇAABAT, 30 (Hususi) — Dün öğle üzeri kasaba içerisinde herkesi heyecana düşüren feci bir cinayet olmuştur. Şoför Muharrem Efendi oto - mabiline yolcularını almış, Trab- zona hareket etmek üzere iken o- tomobil acentesi Ahmet Efendile aralarında ehemmiyetsiz bir me - seleden dolayı kavga çıkmış bir a- ralık Ahmet Efendi tabancasile Muharreme ikiel ateş etmiştir. Muharremin kardeşi Reşit Ahme- din elinden tabancasını almak is- temiş, bu sırada hafif surette ya” ralanmıştır. Araya girmek istiyen balıkçı Sabri de Ahmedin amca » sının oğlu 16 yaşlarında Mustafa tarafından tehlikeli surette yara - lanmıştır. Soför Muharrem derhal ölmüş, katil Ahmet derhal tevkif edilmiştir. Şoför Muharrem 27 yaşlarmda, dört çocuk sahibi iyi tanıma bir seneti, Izmir nakil vasıtaları ANKARA, 30 (Hususi) — Buraya gelmiş olan Eskişehir vali- sile İzmir belediye reisi bugün yer- lerine döndüler. İzmir nakil vasıtalarmın bele - diye idaresine verilerek bir idare- de toplanması teşebbüsü üzerine İzmir körfezi vapur ücretleri dü - şecektir. Karşıyakaya iyi su getir- me işindeki takas meselesi de hal- ledilmiştir. Bir kooperatif İZMİR, 30 (Hususi) — İzmir gazetecileri aralarında bir istihlâk kooperatifi açmağa karar vermişlerdir. Giresunda bir konferans GİRESUN, 30 (Hususi) — Ye- İ ni maarif müdürümüz Necdet Bey tarafndan bugün Halkevinde “İnkılâp edebiyatı,, hakkında bir konferans verildi. e Müteakiben gençler şiir okudular. Giresun va- lisi her perşembe günü Halkevin de yaplıan toplantılara gelmekte dir. Izmirde eski eserler IZMIR, 30 (Hususi) — Kadife kalesinde yapılmakta olan araştırmalar devam ediyor. Bu- gün, kalenin altma kadar giden bir yol meydana çıkarıldı. Bu yo! geçenlerde bulunan su mecrasın - dan daha geniş ve derindir. Bu yolun içerisinde yarm araştırma yanılaacktır. Bankası hi: 1888 ISTANBUL Şubeleri : Atina. Pire asalar icar. ÇEKLER YERI 3 Münakaşalı dil konferansı —3! Mart 1983. Milk Dilimizin varlığı çıkınca bugünkü işin © kudretini anlıyacağız | Dünkü münakaşalı konferansta bulunanlar Halkevi dil, edebiyat ve tarik | te çalışmak için bazı yollar göste şubesi tarafımdan hazırlanan mü- nakaşalı bir konferans" dün Köp - rölüzade Fuat Bey tarafından ve - rilmiştir. Köprülüzade Fuat Bey evvelâ dil inkılâbı hakkında omalümat vermiş, ve bütün dünyadaki dil faaliyetinden bahsederek demiş - tir ki: — Avrupada da böyle dil işi için çalışmalar olmuştur. Fakat bunların hepsi münferit kalmıştır. Halbuki bizdeki gibi büyük bir is olarak kabul edilmiş şekil tarihte ilk vak'adır., Fuat Bey Büyük Gaziden ve yapılan inkılâplardan bahsederek demiştir ki: “— Harfler değişmekle, o za - mana kadar içinde bulunduğu - muz kıymetleri azalmış, ehem - miyetleri Okalmamış daireden, Şark medeniyeti dairesinden çı * kârak yeni bir medeniyete, ci - ban medeniyeti içine girmiş olu * yoruz. Tarih karşısında yarımki tarih- cinin anlatışı bu olaacktır. Yeni harfler ile yabancı kelimeler $ı - rıttı ve Türk dili için ilk istiklâl adımı atılmış oldu. İkinci büyük inkılâp tarih inkılâbıydı. Milli ta - rihi anlama ve inkılâp... Bunun- la millet altı yedi asırlık Omazi çenberini kırdı. Yedi bin sene ev- veline kadar gitti. Ne olduğunu anladı. Dil inkılâbına gelince, bu ink - lâpla yabancı dillerden almış ol - ecnebi istilâsından kurtulduk. Ya- bancı kaideleri atarak mânevi is- tiklâle karşı fikir, mantık ve san'at sahasında yeni bir inkılâp yap- tık. Eskiden kitap sözü ile konu- şuyorduk. Bu mantıklarımızın ü - zerine de tesir ediyordu. Dil bir mantrk ve düşünüş mekanizma» Sİ sının harici tezahürüdür. İnkılâp tamamile meydana gel- dikten sonra, millet malzemesini tamamile taşıdıktan sonra, yarın- ki milli dilimizin varlığı (o ortaya çıkınca bugünkü işin (kudretini anlıyacağız.,, Fuat Bey bundan sonra dil sa- vaşında Halkevinin aldığı vazife- lerden bahsetmiş ve © gençlerin, halkın yardımını istemiştir. Fuat Beyden sonra İsmail Müş- tak Bey söz alarak gençlere bu iş- İM 'na var,, , “Bana bir miştir. Müştak Beyden sonra (o “Tüf teceddüt edebiyatı tarihi,, müell fi İsmail Habip Bey söz almış * demiştir ki: — Meseleye umumi cephede bakınca şimdilik iki esas manza ra görüyoruz: 1 — Yabancı kelimelere kar menfi cephe. 2 — Türkçe kelimeler lehind ittifaka yakın bir cephe. Eskiden bir çok yabancı keli meler kullanılıyordu. Fakat bun lar kitapta başkaydı. e Lisand kullanılmazdı, Hiç kimse; 7— asır içinde “Bu gece bahirde fırt bardak a ver,, demedi. Bu gibi kelimeli terkip tılısımı içinde yaşadı. “Ab hayat,, olarak kullanıldığı zama gülünmedi, takdir edildi. Fakat bunlar bizatihi hayatiyi ti haiz değildi. Onun için hiç bi zaman Türkün malı olmadı. İsmail Habip Beyin alkışla bi ten sözlerinden sonra: — Öz Türkçe söylenen sözleri öz Türkçe olarak söylenmesini is! tiyoruz. Sesleri sonra da: — Türkçe için ders verenlel Türkce söylesinler, * diye bir kaç ses daha yükselmit tir. Reişlik yerinde bulunan Köp rülü zade Fuat Bey bu seslere ce yükselmiştir: Bunda : i vap vermek mecburiyetinde kal4 duğumuz kelimeleri geri vererek | rak demiştir ki: — Biz eski zaman adamlarıyı Dilimiz böyle alışmış, galat söy lüyoruz. Kusura bakmayınız. Bur dan sonra yetişenler bu işi çok iş yapacaklardır.,, Münakaşaya iştirak için söz # lan kimse olmadığından Büyüt Gazinin büyük adı hatılatılara toplantıya nihayet verilmiştir. İ i Ford fabrikalarında amelenin grevi | | LONDRA, 30 (A. A.) — For kumpanyası işçileri ücretlerin as gari haddinin yükseltilmesi hak' kmdaki teklifi kabule karar ver miştir. Bu karar neticesi olard başlıyacakları zan ve tahmin © lunmaktadır. ii a

Bu sayıdan diğer sayfalar: