31 Mart 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

31 Mart 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a Büyüklere Masai: 4 opçat Aklı fikri öyle altüst olmuştu, ki tılısımlı deyneğini bile kullan - mağı düşünemiyordu. Peri oldu - Şunu unutmuştu. Dedi ki: — Âdem, görüyorsun, ki sinir içindeyim; bir şey söyle; beni tes-| kin et; — Hiç sinirlenmeyin, biraz #on- ra her şey düzelir. Tenay hakikati görür, anlar. İ — Hayır Adem, bu sözler kâfi değil; başka bir şey söyle... Kal - bimin nasıl atlığını tasavvur ede - mezsin... Elini koy da bak.. Âdem, avucunu Perinin kalbi - | ne bastı. Perinin korkusu geçti... Tenay > homurdanarak, dişlerini gıcırdatarak onlara doğru geli» yordu. Çatik kaşlarından ne O kadar| hiddetli olduğu belliydi. — Güzel çiftli. Çifte kumru - lar!.. Biribirlerine de pek yaraş - mişlar!.. Âdem gülümsedi: -— Tenay, dedi, ikimiz de bil miyor muşuz. Ne Mesüt, nede Messutmuş, sadece Mesutmuş, ha- nimefendi öğretti, Âdem, söylememesi lâzım olan | Meğer sen ne komedyacı imişsin... an Peri Anlatan : Selâmi Izzet | dırttı, çileden çıkardı. Hiddetinden kekeliyordu: — Yalancı! İki yüzlü! Terbiye - siz!.. Utanmaz, | gözlerimin önünde onun kulağına lâf söylüyorsun ha!.. Benden giz- li konuşmak cesaretini gösteriyor- sun ha!.. Buraya, evimin önüne, pence * relerimin - altma okadar gelmek küstahlığında bulunuşunuz kâfi değil mi?.. Bu terbiyesizlik yetiş- medi mi? Teyzemin hakkı varmış. Âdem fısıldadı: —— Teyzenin neden hakkı olu - yor? — Sus!.. Teyzemin hakkı var... Erkeklerde utanma, hâya, vicdan, namus yoktur, dedi. Doğruymuş, bu sözün doğru olduğunu bugün anladım... Halbuki ben, senin ha tırın için, benimle evlenmek isti yen ne iyi bir adamı reddettim... İçini nasıl da gizledin.. Yalancı!.. Terbiyesiz! Vicdansız!.. Bu feveran, bu hiddet karşısın: da Peri şaşalamıştı. Ne yapacağı- nı, ne söyliyeceğini bilemiyordu, benim yanımda, i şeyi söyledi, halbuki “asıl : bunu | (o Bu iki gencin arasma girmek, söylemiyecekti, o Fakat âşıklar, | arasını bulmak lâzım mıydı? Lâ- muhakkak pot kırarlar. | zımdı. Tenay öyle bir gülüş güldü, ki |. Gündöner ürperdi. — Yalı. Demek Mesutmuş ha!.. Ne zamandanberi bu güzel hanım sana Türkçe dersi veriyor?... Çok oldu mu? Her halde sen maşal Vah çalışkan bir talebeye benzi yorsun... Demek Mesül ha”. Ha <İ nımefendiyi gören, bu derece o - kumuş, yazmış demez... Maama - fih acemiye de benzemiyor... Ne - ye benzediğini de * söylemiyece - Zim... Her Kalde tuhaf bir mual lim. (Devamı var) Birinci ve ikinci küme mubtelitleri karşılaşıyor İstanbul Futbol Heyetinden; Bayramda şehrimize gelecek olan Macar Profesyönel Boçkay Tenây, Periyi tepesinden tır - | takımı ile İstanbul birinci küme nağma kadar süzdü. a bskiderdei e bağıra, bağıra kendilerinden göçerler: | ! sonra yoz gelecek o da biz kendisine i İ i Yeni on beş kelimenin 1 — VAHŞET: Ürkünçlük, in- , sana alışmamazlık, canavarlık, 13- ; sızlık j o İnsana ürkünül veren dağlar. i (Aslan, kaplan insana alışamıyan İ hayvanlardandır. Alışamamaları yır - | ıcılıklarından değildir. Çünkü “nice yirlici hayvanlar vardır ki terbiye edi. lerek insana alışırlar, Issız ormanlarda insan bir kere yo- Junu şaşırdı mı bir daha yolunu bula» maz, | Adamcağızı öyle canavarcasına pa- ram parça etmiş ki, yirm; yerinden bt- çakla vurmuş! 2 — VAHAMET: Kötüleşmek Dünya işleri günden yüne kötüle- iyor. 3 — VAKİ: Olan, olmuş Oolan bitenlerden haberin var me? Bu isi iyi biliyorum ki olmuştur. 4— VASITA: Ara bulan, a- dam, avadanlık, yardımcı Bu alış verişte aramızı bulan senin kardeşindir . Sen o İstidayı bana ver. Devlet ka- pısında benim adamım var, işi cabuk çıkarırız. Marangoz avadanlıksız çalışamaz. amma ne yapayım ki bunu bu işe koy- puya yardun eden büyük bir adam. 5 — VEBAL: Suç, Babal (Er- menakta söylenir) İşin böyle bitmesinde benim suçum yok. Babalı boynuna o böyle söyledi. 6 — VECİT: Kendinden geç- mek, coşmak O güzel sesi dinledikçe çoşuyorunu. di. 7 — VEDA: Ayrılmak, bhırak- mak En çok canunı sıkan dostlardan ay- rlıştır. İki ay sonra bahar bizi bırakacak muhteliti de karşılaşacaktır. o Bu maça hazırlık olmak üzere Tak -| sim stadında birinci ve ikinci kü - me muhtelitleri bir talim maçı ya - i pacaklardır. o Aşağıda isimleri yazılı arkadaşların 2 Nisan 933 pazar günü saat 16 da futbol eş - klübünde ehemmiyetle Sonra ona hırçın sözlerle çattı. Çünkü onu kıskanıyordu. Dedi ki: — Bu uzun saçlar da nedir? Bu uzun tül elbise de nedir? Evvelâ öğreniniz, elbisenin bel (kesimi daha aşağıdan olacak, plisenin| yalarile Galatasaray modası geçeli de on beş gün ol : | hazır bulunmaları du... Anladım, siz bir gazinoda | teblig olunur: hanende olacaksınız... Bu aptal Avni, Nihat (o (Galatasaray) | da sizi orada görüp abayı yaktı Sadri, Hüsnü, Feyzi, Hakkı, Eş-| değil mi?.. iref, Şeref (Beşiktaş) Sabih, Sa-| Gündöner şaşaladı: lâhaddin, Reşat (İstanbulspor) | — Hanende mi?.. Bu da ne de- | Zeki, Yaşar, Fikret, Cevat, Mu-| mek? zaffer, Niyazi (Fenerbahçe) Ji- daha alışmadan bırakıp gidecek, 8 — VELHASIL: Böylece Gezdik dolaştık, eğlendik böylece bir gün geçirdik. 9 — VESİKA: Kâğıt, ıspat (Er. | menak köylerinde) Askerlik kâğıtlarını iyice sakla. Türk tarihinin eskiliğine bir çok 18- patlar var. 10 — YADİGAR: Armağan, takşuğ, baş belâsı Çam sakızı Çoban armağanı . < Halk sözü - Eski divanlar Türk edebiyatının ar. mağanlarıdır. Fakat o çetrefil dilleri yok mu baş belâsıdır. Adem, Periden en güzelinin | ray, Salim, Neşet (Eyüp). Şadan bakaret görmesine tahammül ede (Altınordu) Musa, Osman (Top- medi: kapı) Bahri (Kasımpaşa) Bekâm, Vecihi, Rıza, (Hilâl) Mes'ut, Yaşar (Anadolu) Seyfi (Beyler- - beyi). iz Cümhuriyet Gençler Mahfeli — Canım kendinizi gösterseni - Spor Şubesinden: 76, Onu susturmak için bana yar - Mahfelde i i > parasız iskrm ders -; dım etsenize... Olur $6y değil... |feri açılmıştır. Dersler her hafta | İşte deyneğiniz elinizde... Kendi - cumartesi günleri saat 18 den! eli KN (20 ye kadardır. Orhan ve İlhami ündöner kendini toplamak iş istedi, #öyle bir doğruldu, fakat Beyler tarafından verilecek, bu deyneği elinde titriyordu... Ağzı - Feee herkes iştirak edebilecek- nı açtı, ancak derin bir nefes ala - | Dü a — Susunuz!.. Sizi böyle şeyler| söylemekten menederim!.. Sonra Gündönere eğildi, kula ğına fısıldadı: bildi. Kayda cumartesi, çarşamba Sonra yalvarır gibi Ademö de - | sünleri saat 17 den 20 ye kadar,! di kiz mahfelin Beyoğlu o Cümhuriyet — Adem... Adem.. .Bu. küçük hanım benden ne istiyor? ben ona ne yaptım ?.. Ben ve sen, ona one fenalık ettik! Kabahatimiz nedir? Halk fırkası binasmdaki mahfel spor şubesinde devam edilecek ve derslere 15 Nisan cumartesi günü başlanacaktır. ginlik çöktü. 11 — YAKİN: İnanç veren bil gi, adamakıllı bilmek, açmazlarını bilmek, hısım, in, iç (Diyarıbekir) Mazhar Osman Bey deli hastalıkla- | rını adamakıllı bilir. Ben bu oyunun bülün açmazlarını 1 GÜNES nazli ürek Çağ /karşılıkları ve kullanılışları 0 kartipiz bu kapıya yanaşamazdı | DİLİMİZ KR Mehmet Nurettin Beyin bulduğu karşılıklar Özür — Bağış ” (Bağışlamak mastarı bu kelime» den yapılmıştır. O mastar mazur görmek manasma geldiğine göre bu kelime tam ÖZÜR karşılığı dır.) Ufuk — Tan (dan), tanyeri (danyeri) Uhde — Üzer Bu iş onun üzerindedir Ükde — Düğüm Ulvi — Yüce Umde — Temel, destek; dayak Umum -- Kamu, bütün, hep Unsur — Öz nesne Unvan — San, öğünç Örfi — Uzuv — Budak Ücret — Gündek, der, karşılık, el emeği Ülfet — Alışma, kanıksama, yarenlik, geçinme Üstat — Usta, bilge, ız (D.L'T.) Üzlet — Teklik, çekilim. İ Kadıköy lisesi hocalarının buldukları karşılıklar Özür — Taktı, engel, bağışla» | ma dileği | götürecektir. yaklarından en İleri geleni tam re mokrasidir. borçludur. dim. rüşme ler , bei Bü işi senin üstüne bıraka; Sen yapmazsan ben üstüme alırı Ukde — Düğüm Senin hâlin içimde düğüm: Ulvi — Yüce Bu yüce duygular seni Umde — Dayak, temel Yurtseverliğin temeli işsev Cümhuriyet Halk Fıri Umum — Bütün Bütün halk dil işinde Unsur — Öz i Havanın özleri azot ile hidro; en Unvan — Başlık, san, at Yazdığın kitaba ne başlığı koyd Örfi — Türeli Uzuv — Parça Adı sanı ortadan kalkmış. EL, ayak birer gövde pan Ücret — Akca Çocuğun mektep akçasını Gündelikçinin akçasını v » Ülfet — Alışma, geçinme, Siz Ahmet Beyle görüşmez m Kedi, köpek biribirlerile ler vardı. Tekkelerde | Bu iş, onun üzerindedir. Engelim vardı gelemedim. Bağışlama dileği olarak ortaya sür- düğün işin temeli çok çürük. Ufuk — Kıram (Kastamonu ta: | Ben bu işe alışmış değilim, | Üstat — Öğreten, b İ Becerikli geçinir amma hiç bildiği yok. raflarında) Güneş kırandan yükseldi. Uzlet — Issızlık Uhde — Üst Issızlığa çekilmiş keyfine kmde daya m Yep e Içki düşmanlarının dünkü çayında : Dahiliye vekili mühi ri vaitlerde bulundu . İçki düşmanları ve Yeşil Hilâl | lacağını, çalgıl kahvelerde cemiyetleri tarafmdan dün To - içilmesinin önüne geçi n katlıyan otelinde bir çay ziyafeti | dirmiştir. Vekil Bey b verilmiştir. ka içki aleyhinde propağı Alkol kullanılmadan dahi te -| a Pir air e miz bir şekilde eğlenilebileceğini | /Zerne içinin göstermek için tertip edilen bu | teren cümleler yazdı çay ziyafeti çok güzel olmuş, dün | içi p line li şehrimize gelen Dahiliye « Vekili | Pçağar ceren Mi Şükrü Kaya Beyin Tokatlıyan o - pa ai arada telinde bulunduğunu öğrenen iç - re ei ? & aze Omü ki düşmanı gençler, cemiyetin re -| “* z ee Ml Dala KOİ MU ER) gg | reina İlm lerinden £ seçtikleri (o arkadaşları | “0s! *a* MN e vasıtasile Vekil (Beyi çaylarına cepsiyakin EZA davet etmişlerdir. matiz, Bu görüşmelerde Şükrü Kaya Bey kendisini 2i - | gençliğin içki aleyi yaret eden heyete, içki aleyhtar «| ve çalışmalarından larınm mesaisini chemmiyetle ta - | bahsetmiş, spor inkişafı kip ettiğini, hükümetin, içkimin | leybindeki tesirini izah nesil üzerindeki müthiş tahriba - köylerde opropağanda tından dolayı bununla mücadele - ve filmler gösterilmesi, ye karar verdiğini ve esaslı ted - | lar varilmesi, Halkevleri birler almacağını söylemiş, bu a - | liahmerle (beraber rada küçük şişeler içersinde rakı | saat 5 çayları tertibile nüdd ağ bilirim düdüğün. Sen daha koyduğum yerde otla. Hısımları kendisine yardım ediyor- lar böyle geçiniyor, Ben olursam inim, içim ağlar. 12 — YANİ: Şöyle ki, demek ki 13 — VİCDAN: İyilik Vicdanlı adam “ İyilik eden adam. İ 14 — YEGANE: Biricik İ Biricik oğlu dü Sakarya savaşında Ş öldü. | 15 — YEİS: Umutsuzluk, iç sı- kıntısı, bezginlik Sakın umulsuzluğa düşme, Bu akşam içim sıkılıyor. Kara haberi alınca üslüne bir bez- 4 ye salılmasının menedileceğini, içki - | cılığın önüne geçilmesi lerdeki alkol derecesinin azaltı -| işarel etmiştir. i | ayyy yy By yy ; Kurban Bayramı ve i Tayyare cemiyeti Geçen sene kurban baytamada Çumta kazası hal xe barsak lerinin pek düşük olduğunu nazan dikkate almak ke leri Kurban! canlı olaraç Tavyarc cemiyetine tebemu ve bu öwretle dokuz vüz kür teslim etmişlerdir. Istanbulda da bir çox zevar ketecekleri kurbanların Mini Vilâvet şubesine teberru etmekte ve bu meyanda “inlândiyadaki) lerden Zinetulleh Ahsen EK; de her sene kurban bedeli olarak 20 Tira dermektedir. Keşilecek kurbanın canlı ularak veyahut bedeli olan: On Jitama cemiyete teherru edilmesi düpkesiz daha büyük bir vardı ;

Bu sayıdan diğer sayfalar: