8 Mart 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9

8 Mart 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— Yazı odamdaki böcek Ben her ne kadar kırmızızemin üzerine Yazın çayırların arasında, ağaç ların gövdesinde yürüyen ve uçan kırmızı zemin üzerine siyah o be- İnekli küçücük bir böcek vardır. O- İna gelincik mi, mayış böceği mi derler, ne derler, pek iyi hatırlıya- 'miyorum., Her nasılsa bu böcekler- İden bir tanesi yazı odamda o kal- mış, Şimdi odanın sicak issızlığı içinde her akşım yazı masamın ö- | siyah benekli bir elbiseile sokağa | çıkmak istemesem bile ... | Mısırda Fakat son günlerde bu küçük zi- yaret yüzünden müşkül bir mevki- de kalmağa başladım, bu böcek, ne kadar güzel, ne kadar minimini Kahire (Hususi) — Mısır zabı- de olsa, çalışmama mâni oluyor. | tası ve adliyesi çok garip bir hâdi- Evvelâ onunla meşgul olduğum | seye vaziyet etmiştir. Tahkikatı i- için vaktimi boş geçiriyorum. Son- | lerledikten sonra garabeti büsbü- ra yazı yazmağı başladığım 78“ | tün meydana çıkan bu dolandırıcı- man da kâğıdın üzerinden kaleme Irk hâdisesi, bütün Mısır efkârını tırmanıyor, daima pıt diye kâğıda meşgul ediyor. ŞUNDAN düşerek bana yazı yazdırmıyor du. Bir aralık onu masanın bir köşesi- ne koyarak yazıma devam ediyo- rum, fakat bir iki dakika sonra gene kâğıdın üzerine çıkıyor. Bö- ceği daha uzaklara atamıyorum, çünkü üzerine bir kitap veyahut sigara tablası korum da öldürü- rüm diye korkuyorum. Kaç akşamdan beri bana hayat arkadaşlığı yapan bu böceğin ca- nma kıymak istemiyorum. Bu hal böyle devam edemiyece- ii için bir çaresini bularak ondan kurtulmak lâzımdı. Matbanda neş- riyat müdürü “haniya bugünkü de dikodu? Haniya teşkilâtı mahsusa yazısı? Haniya.. Haniya!..,, dedi- ği zaman ne cevap verecektim? Ertesi gününe yazı yetiştirmek lâ- zımdı. Onun için bir müddet dü- şündükten sonra böceği bir kâğıt iğ üzerine koydum, kalktım onu kü- â kanatlarmı temizliyor. Sonra | e gla İd: Onları gene benekli gövdesinin ara | taplırın arasına bıraktım. Böcek o ia saklıyor. md akşam bir daha meydana çıkmadı. terinde koşmağa başlıyor. Onu geri ig linke > halinde görürseniz, son dakika. | > “esi M1 vızı > eağteskep svinden çılın ve vapıra yüke onun pit diye gene önüme “ea ek içini İle lana beze ğünü gördüm. Dolaşması, ziya i irdiniz. Herhâlde böcek çok müs- hatareten istifade etmesi için ona işleri olam ir inna gili ha - | ber det mene elen von et ediyor. Kara ve ince ayakla- Gi götürüp ve Din ras İtnr öne doğru atıyor, yürüyor, yü- eni i i Artık böcekle aramızda derin İüyor, nihayet kâğıdın kenarına “kadar geliyor. Fakat oraya vâsıl | bir muhabbet hâsıl olmuştu.O beni ziyarete geliyor, ben de onu uyku- > Münci yanlış yola sapmış bir in - in gibi düşündükten sonra hemen | ya götürüyordum. Benimle o bö- cek arasında ne fark yaydı? Ken- “Reri dönerek kâğıdın öbür kenarı» | çağ dimi ona faik görmem kendi ko- İ Bu hal bir müddet bu tarzda | lumdaın <a şey olamazdı. n ettikten sonra uçmağı da Ben her ne ar kırmızı zemin ü- 1 olduğu aklına geliyor, Vü- | zerine siyah benekli bir 3Mise ile odunu şişiriyor ve kanatlarını a- | sokağa çıkmak istemesem bile, o Tarak hemen havaya kalkıyor. Ma böceğin benden çok güzel olduğu- 2 lâmbasının etrafında bir kaç | na şüphe Yoktu, Ben hergün bir aniye devam eden bir uçuştan son | dedikodu yazdığım halde böceğin a ba sefer pıt diye lâmba ayağı - | bunu yapamaması benim için de - in dibine düşüyor ve gene koşu- | gil, belki böcek için bir rüçhan teş- ünde oturarak çalışmağa başlar- İken bu böcek masamın üzerinde ni ziyarete geliyor. Evvelâ ku! laklarımın etrafında hafif bir vr zıltı işitiyorum, sonra önümdeki ğıtların üzerine pıt diye bir şe“ yin konduğunu görüyorum. “Bi. 2im böcek teşrif etti!,, diyerek ka- emi, kâğıdı birakıp onu seyretme- ğe dalıyorum. | Böceğin beş beneği var. Acaba bu benekler onun beş yaşında ol » | duğuna mı delâlet eder? Tabiiyat ik lim; değilim ki bunu bileyim. İn- K nların yaşları elbiselerinin üze- indeki düğme adedine veyahut rmdaki saç adedine göre ta » in edilemiyeceği sibi herhlde bu ğin üzerindeki benekler de o- un yaşına delâlet etmiyordu. © Böcek masa lâmbasının ziyasile gibi aydınlık olan kâğıtla- mın üzerine konduktan sonra ev , koşuyor, koşuyor, kil edebilirdi. Ben önümdeki böce Kaç akşamlar beri böceğin bu | in harekâtını garip ve gülünç ku- rekâtını tetkik ediyorum. (Bu | JuYordum. Benim (harekâtimeda 4 ncık için bende büyük (bir | Sarip ve gülünç bulacak bir mev - il uyandı. Çünkü evvelâ ken- si güzel ve temiz bir hayvan, ia) miydi? yen böceğin ruhunu ve hislerini | © Fakaş her ne ise: Böcek bir ak oBikik ederek anlamak için bende | şam görünmedi ve bir daha da merak uyandı ve salisen, mey- | meydana çıkmadı. Acaba hizmet- pm başlıca sebebi budur: Bu gi- İ çi toz alırken onun canına mı kıy- “fi böcekler insana saadet Getirir | mıştı?. Yoksa güzel vücuduna bir oförler. Bir de bu güzel benekli bö- | kitap düşerek onu ezmiz miydi? “ie baktıkça yazı hatırlıyorum. | Bunları bilemiyorum, Herhalde © üzel bahçeler, kokulu (çiçekler, | böceği şimdi muhabbet vesamimi- verici ağaçlıklar gözü-| yeti, yâd ediyorum. Kimbilir ona n önünde tecesüm eder gibi © | nerede, ne zaman ve ne şekilde tek or, Tar tesadüf im? ü i , bir havada tatlı tatlı esen ağ cudiyet tasavur etmek müşkül bir Mü dh di lâki olduğumuz ilk ü her —gâra karşı yüksek bir PE A dayar sam fazı seyretmekte olduğumu ta- | birimize karşı daha kuvvetli bir yü ediyorum. cazibe duyacağımıza ve anlaşmak (|, Bütün bu şeyler o mir | hususunda bir hatve daha ilerle- vi medyunu şükran o miş olacağımıza şüphe yoktur. ON değil mi? a üye K Dedikoducu w e YE a Hâdise şudur: Ötedenberi Mısırda yerleşen bir | Italyan ailesi var, Servet ve re- fah içinde yüzen bu aile 1925 se- i nesine kadar gayst tabii şerait için | de yaşıyordu. Aile reisi olan M. Calyoti, Kahirenin en kibar yer- lerinden birinde eczacılık ediyor- du. Kendisi Mısırın en tanınmış İ eczacılarından biri idi. 1925 te, M. Calyotinin eczahane binası sa- hibi, kiracısını çıkarmak ister ve çıkmadığı için aleyhinde dava a- çar., Eczacı Calyoti, yerinden son de- rece memnun olduğu, bütün müş- terileri de oraya alıştığı için çık- mak istemiyordu. Aile bu yüzden derin bir sıkın- tı içindeydi. Madem Calyoti, kocasını bu s1- kıntıdan kurtarmak için falcılara, müneccimlere, üfürükçülere baş vurur. Onun bu şekilde hareket et- tiğini farkeden ermeni hizmetçisi, bir gün ona, cinlerin -padişahı- im (0 kullanan Zeynep namında i bir kadından bahseder ve bu kadr nin her işi yaparak herkesi mem- nun ettiğini anlatır. Madam Calyoti ,durup dinlen- meden bu kadına müracaat ederek kocasmnın aleyhinde ikame olu- nan tahliye davası yüzünden derin sıkıntılar içinde olduğunu, bu ar- kmtıdan kurtulmak için çare ara- dığını söyler. 9—VAKIT $ MART 1934 m yotiye İtalyayaı gitmemeyi tavsiye etmiştir. Bu sefer M. Calyoti cinler pa- dişahının bu tavsiyesile alay ede- rek İtalyaya gitmiş, fakat seyahı- tinden memnun olup döneceğine gözleri kazaya uğramış ve cinler padişahmı dinlemediğine pişman olmuştur, Artık İtalyan ailesinin cinler padişahınm sözlerine itimadı azâ- Tibet : Manastırlarında yetiştirilen köpekler sergide e) Köpeklerin cenneti diye tavsif edilen İngilterede her sene hiç ol- mazsa 1200 köpek sergisi (o açılır. | Bunların en meşhuru (Cruft) ser- | gisidir ve Şubatta açılır. Parisin / elbise modaları gibi (Cruft) sergi- "side senenin köpek modalarını ci- ! hana tanıtmıya yardım eder. Bu i sene orada on bin kadar köpek mi dereceyi bulmuştur. O kadar; d İ garip bir hadise: Cinler Padişahı bir kadınla evlendi! Fakat bu mevhum izdivaç, bir Italyan kadınına tam altı bin Mısır lirasına mal olmuş bulunuyor | ki, M. Calyoti ne kadar yaşıyaca- ğını merk ederek karısını büyü- cüye tekrar göndörmiştir." Fakat bu sefer büyücü kadın, ! hizmet edemiyor. Neden mi? Çünkü cinler padi- şahı büyücü kadmla bozuşmuş, Nazlı namında başka bir kadma tu tulmuştur!, Madam Calyoti bu Nazli hanı- mın adresini alarak hemen ona gi- der. Cinler padişahı ile sabık as lâkasmı anlatır ve kocasının ne ka- dar yaşıyacığını sormıya geldiği- ni söyler. Büyücü Nazli cinler padişahmı çağırarak istenen suali sorar ve ce- i vap alır: M. Calyoti senelerce yar şıyacak! Fakat cinler padişahının bu i müjdesi tahakkuk etmez. Çünkü İM. Calyoti bir kaç ay sonra ölür, Madam Calyoti de büyücülerle a- | Jâkasını keser. | - Aradan bir kaç sene geçtikten İ sonra bir gün büyücü Nazli, Ma- i dam Calyotinin kapısını o çalarak i kabul edilir ve cinler padişahı na- İ mına taziyete geldiğini söyler. İki kadın karşı karşıya gelerek | konuşurlar.. Konuşurlerken Ma “dam Calyoti bayılır, ayılır ve bü- yücü kadın ona yardım eder, Ma- dam kendine geldikten sonra bü- yücünün artık kendi evinde ika- met etmesini ister. Fakat büyücü razı olmaz ve kalkıp gider. Onun gitmesi üzerine Madam. Calyotinin hali değişir. Saçını ba şını yolar, dizlerini döver. Ve er- tesi gün büyücüye haber gönderir, Büyücü bu sefer onu, cinler padi- şahı Şemhuriş ile görüşmiye das vet eder, Madam Calyoti bu davete ica- İ | Cinler padişahmı kullanacak | teşhir edilmiştir. Bunların iki bin bet ederek büyücünün erine ; derecede nüfuz ve kudret sahibi o- cağını anlatarak mukabilinde Yal-| kadar hiç tanılmamış olan bir kö- | larıma kraliçe tayin ettiğini söy- nız yirmi beş kuruş ister, Madam pek cinsi mutlaka teşhir (edilir. | ler Calyoti bu parayı hemen verir. Büyücü kadının faaliyete başla- masmndan bir kaç dakika sonra ©- danın zemini altındın bir kuş öt- miye başladığı için büyücü kadın kulağını yere vermiş, bu kuşun cin ler padişahı olduğunu söyliyerek onun sözlerini şöyle tercüme eder: — “Kocan aleyhinde bir dava var. Bu davayı kaybedecek. Ye- i ve cinsleri seksen kadardır. Bu sergide her sene o zamana Bu sene gösterilen köpek cinsleri arasmda en ziyade yukarıya res-- mini gördüğünüz (Tibet) köpek- leri nazarı dikkati o celbetmiştir. (Apso) denilen bu köpekler Av- rupada ilk defa olarak görülmüş- tür. (Apso) köpekleri | (Tibet) manastırlarında rahipler tarıfm- ! dan yetiştirilmektedir. Bu köpek- Perde arkasından uzanan bir el, Madama uzanır, ve onu cin kadın- İşte bu kraliçelik, Madam Cal yotinin başma büyük bir iş açmış- ur. Çünkü cinler içinde ne kadar ! mazlum olanlar, canı Oyananlar . varsa onun başma üşüşerek onun ' şefaatini istemiye, parasmı elin- İ den almıya başlarlar, . Anlaşılan cinler kraliçeliği ün- vanı da Madamın hoşuna gitmiş 0- lacak ki kesesinin ağzmı adama- rinden çıkacak. Fakat tam bu sr (ler yalnız Çin imparatorlarma mah yalı, üçer vö sönini çikeriine! i rada tüccarın biri iflâs ederek 0- lan büyücü kadın bu hizmeti yapa: | İ sus olduğundan (Tibet)'havalisin- Macera devam eder: Çok geç- nun karşısındaki mağazayı tahliye İ de ve Çinde o köpeklere sahip ol- İ meden Madaha Galyoti ii edecek, kocan da bu mağazayı ki-| mak memnudur. Fakat Çin impa- merasim içinde cinler padisahma Madam Calyoti bu sözleri din- sarayricsli de öyle birköpeğe sahip lemekle teselli duyar ve bu sözle- ri kocasına nakleder, O da mem- nun olur. Şayanı hayret nokta, büyücü " kadın tarafındın söylenen bu söz- İlerin tahakkuk etmesidir. | Bu sayede büyücü Italyan aile- sinin itimadını kazanmıştı. 1926 senesinde M. Calyoti Ital- | ralıyacak.,, | İ ratorunun hususi müsaadesi olursa olabilirler. & İmpıratorun müsaa- * desi olmadan bir (Apso) (köpeği " satın alan idam cezasına mahküm i edilir. Titien'in bir tablosu bulundu Lucerd, 6 (A.A.) — Bir evde , nikâhlanır! i Nikâh kapkaranlık bir odada yapılmış, suratları örtülü bir kala- balık bulunmuş, nikâh vesika; ' bunların hepsi öpüp başlarına koy muşlar, Madam bu sıralarda ayda doksan Mısır lirasr' getiren evinin kirasını cinler padişahıma bıraka» rak bışka apartmanı rehine k. yarak bin Mısır lirası ödünç , onu, ona vermiş, daha sonra yaya gitmek istemiş, ve karısını! on altıncı asırda yapılmış bir tab- bir akrabasından 900 Mısır Tirası tekrar büyücü kadma göndererek bu seyahat hakkındaki reyini sor- I muştur. « Büyücü kadın, gene cinler pı- dişahı ile görüşmüş odaM. Cal le bulunmuştur. . Güzel san'atlar memurları çok güezl olan ve İsa İsi sini tasvir eden bu tablonun Titien tarafımdan yapılmış oldu. | umu mütaleasmdadırlr. istikraz ederek gene ona vermişs tir, İ Şimdi Mısır zabıtası, bu dolan- dırıcılar çetesinin bütün izini yar kalamış bulunmaktadır. . url, Be'â 5 A

Bu sayıdan diğer sayfalar: