18 Ağustos 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10

18 Ağustos 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

19 — VAKİT18 AĞUSTOS 1934 Japon saraylarında neler gürülür? “Japon imparatorunun nezdinde hususi bir kabul resmi (Japon imparatorluğu fasıla ve inki- 82 uğramaksızın bir Hanedan sülülesi rafından idare edilecek ve böylece &- bedileşecektir.) Bu ibare, Japon kanunu esasi- sinin birinci maddesidir & ve bu yüksek şah - smda temerküz ettirilmiştir. Na - | sıl ki, insan vücüdünün dimağı bütün fikri hareketlerin ve faali- | yetlerin menbar ise, İmparatorun yüksek şahsiyeti de memleketin * umumi siyasi merkezidir. İmpa - ratora itaat, mukaddes bir vazi - fedir.” Bütün kudretlerin mukaddes halesi ile muhat olan yalnız İm - parator değil, ayni zamanda im - parator ailesinin bütün azaları da'halkın iman ve vicdanındaki akideye göre insanların fevkinde kudsi mevcudiyetlerdir, ilâhi bir menşeden sayılır. Bütün mekteplerde Milâdı İsadan 660 sene evvel tahta çıkan İmparator İmmu Tenno'nun ahlâfının silsi - lesi talim edilir. 1901 de doğan simdiki imparator Hiro Hito 124 üncü İmparatordur. Bütün bunları; İmparator ta - rafından yüksek bir lâtuf ve ina- yet olarak huzura kabul buyuru - lacağım bugünün sabahında sa - raya giderken düşünüyorum. İm- paratorun sarayı Tokyoda hükü - met merkezinin o lam ortasında bütün ihtişamı ile yükselmiş ve muazzam duvarlarla ihata edil - miştir. Burası bir saray olmayıp, gölgeli bir park içinde müteferrik bir tarzda serpiştirilmiş mütead - | dit saraylardan mürekkep bir he- | veti mecmua teşkil etmektedir. Saray duvarla nın iç tarafında vadiler, tepeler, nehirler ve göl - | ler vardır. Akan sularda bodur çamlar ve küçük ahşap pavyonlarla mü- zeyyen civardaki setlerin akisleri oynamakta ve rengârenk yeşillik» ler altuni bir renk almaktadır. Bu saray vaktile Japon ordu ku- mandanlarının dâiresi olan diki Shogun sarayıdır. İmparator Me- ji silâh kuvvetiyle 1888 de müt- lak bir hâkimiyet tarzında eline aldığı vakit (Yeddo sarayı) nın ismi (Tokyo sarayı) olmuştur. Sarayı teşkil eden bazı binalar muhtelif asırlardan intikal etmiş, fakat bunların ekserisi (— 1873 te yanmış ve sonra tamir edilmiştir, Büyük sarayın kapısı denize ba - kıyor, Önünde büyük bir meyda vardır. Sabahın saat onundan iti- baren hürmetkârane bir sükün ve sert bir nizam ve intizam İ- çinde ziyaretçi kafileleri saray duvarları önüne geliyorlar. Her nevi halktan, muallimleri ile bir - likte yüzlerce mektep talebelerin den, mavi elbiseler giyinmiş genç kızlar gruplardan mürekkep olan bu kafileleri © görmek için dur. dum. Cümlesi saray kapısma va - vmea birdenbire hareketsiz du» dular ve nazırlarını — aynen Müslümanların Kâbeye teveccüh ettikleri gibi — gayri mer'i hü - bunlar | kümdarın olduğu yere çev Bir hatip ortaya çıkarak ziya- reiçilere - İmparatorun azamet, küdsiyet ve ehemmiyetinden ba - hisle onun şahsının 'Japonyanın hakiki dinini teşkil ettiğini iza! »*diyor. Budism yalnız bir Moroe- #aktrin ve onun müessisi uzak Hindistanda kaybolmuştur. Shin- toisme yalnız tabif kuvvetlerin Impara . takdisi demektir. Japon milleti - nin mahrum olmıyacağı Mistik'i © mahfuz tutmak için dini mera- #imde millet ulühiyetine makrun ve mensup sayılmıştır Faşizm ya- hut Nosyonal Sosyalizm ile bir mukayese yapmak istenilirse al - danılır. Japonyada milli hareket tamamiyle sabit bir tezahürdür. Jeneral Araki buna Kodo diyor ki, manası: “Mikado'nun yolu,, demektir. Japonyanın Cenevre deki sabık (o delekesi Matsuoka buna Nip Ponisme diyor ve bun- da esas memleketin mistik Mika- do'nun şahsında tebarüz ettiği- ponyanın ruhudur. Maamafih bu hal evvelce Shogunun Tokyoda ve Mikadonun (Kitoda hüküm sürdükleri vakit böyle değildi. Ziyaret kafileleri, © hükümdara karşı tazim, hürmet ve itaat e - dilmesini kendilerine telkin eden vaizi dinledikten sonra bu yüzler- ce halkın hep birden ayni zaman- da diz çöktükleri ve üç defa yere kapandıkları görüldü. Bu rasimei ihtiramın yalnız Japonyalılar ta- rafından değil, yabancılar tara“ fından da yapılması mutattır. Ce- nevredeki beynelmilel iş bürosun- dan M. Maurette geçenlerde Tok- yoya muvasalâtını müteakip der- hal saray kapısına gidip yüksek memurlar ve askerlerle muhat o - larak Mikadonun sarayı önünde üç defa eğilmiştir. Sarayın büyük holü önünde sa- ray müstahdemini huzura kabul i edilmek üzere (o gelecek O zevatı bekliyorlardı. Uzun mavi setreler giyinmiş Lakailer Ove kanatlarla süslenmiş iki tepeli şapkalarını koltukları altında taşıyan saray müstahdemlerinin ortasında şi- yah Avrupa kıyafetinde giyinmiş ve eldivenlerini sol ellerinde tu - tan teşrifatçılar bizi karşılıyarak büyük salona götürdüler Salonda saray Teşrifat müdürü Baron Ha- yashi bizi karşıladı Rus - Japon barbinin zuhurunda (oLondrada bulunmuş olan ihtiyar diplomat yaşının ilerlemiş olmasına rağ - men çevik hareketlidir. Mumai- leyh duvarlarda asılı kıymetli eş- yaya nazarı (dikkatimi celbetti. Bu eşya, Çin tekniği ile keten be- zi üzerine gümüşle işlenmiş renk- li ipek Motivleri ihtiva ediyordu. Uzun müddet Pariste bulunmuş olan ve çok iyi Fransızça konuşan teşrifat o memurlarından Hakita bize tercümanlık yapacaktı. Mu - maileyh, beni evvelâ saray dahi - linde biraz gezdirdi. Uzun gale - riler yarı şark ve yarı garp zevki- ni ifade ediyordu ve eski sarayı tamir eden mimarlar için şeref verecek bir mahiyet arzetmiyor - du. Nihayet beni Mikadonun ka- bul edeceği salona götürdüler ve Mikadonun önünde üç defa reve- rTans yapacağım anı bana bildir- diler. Bu reveranslardan sonuncusu dir, Bu akideye göre Mikado Ja- | İ cümeden evvel Mikadonun bana elini uzatacağı zaman yapılacaktı. Büyük salona Phönix salonu tesmiye ediliyor. Sebebi de bu salonun duvatların- da açılmış kanatlariyle büyük bir Bhönix kuşunun © bulunuşudur. Tahtın sağında ve solunda 16 - İ cı asra ait iki tane dev âsa ve az bulunur ve içlerinde Japon usu- i lüne göre tertip ve tanzim edil - i miş çiçekler ve taze dallar vardır. | Bir galeriden bahçe görünüyor ve bu bahçe gölğeli, ağaçlı bir va- diye benziyor. Çiçek saksıları a - rasında koyu renkli taht sandal- | yası önünde (Mikado dimdik a- yakta duruyor. Her iki tarafında saray müstahdemin ve mabeyin - sileri ihtiramkâr bir sükün ve hu- şu içinde bulunuyorlar. Sefirlerin ihtarı üzerine yavaşça ve icap e - den reveransları oOtam vaktinde yapmak gayreti ile Phönix salonu içinde ilerliyorum. Mikado - Hiro ! Hito haiz olduğu ve muhitin ken- | i disine ilham ettiği ilâhi vasıf ve şerefine rağmen lütuf ve inayetle elini bana uzatıyor. Haki bir ü - İ niforma giymiş ve göğsünde bir- kaç nişan taşıyor. ok doÇstça bir tebessümü var ve ziyaretçilerini sıkmamağa ça - İışıyor. Bana Japonca hitap etti ve sözleri tercüme edildi. Ben Fransızça cevap verdim. Halbuki İngilizce ile her ikimiz de çok iyi anlaşabilirdik. Fakat bu, resmi kabul âdabına mugayirdir. Mikado benim nereden geldi- ğimi, nereye gittiğimi, ne zaman- İ dan beri Japonyada bulunduğu - mu, Japonya hakkındaki ihtisas - larrımın ne olduğunu Oöğrenmeği arzu etti. Cevaplarım kendisine tercüme edilirken dostane bir #u- rette bana (teveccüh ediyordu. Ben öyle hissediyordum ki, o ter» söylediklerimin hepsini anlamıştır. Sonra yavaşça çekildim, İmparatorun o gözü ö- nünde ve ona karşı hürmet ve ta- zim içinde donup kalmış bir sa- ray âleminin huzurunda geri geri giderek salonu terketmek çok zor oldu. Fakat (o düşmeden kapıya vardım ve salona son bir nazar attım, Haki üniforması içinde genç İmparator iki vazonun ara - sında bir Allah gibi duruyordu. Fakat bakışları şen ve serbest, çehresi dostane idi. Mikadoya böyle ilâhi bir kud- ret ve nüfuz izafe edilerek takdi- si Japonya için büyük bir saadet menbaıdır. Bu kudret o ve nüfuz sayesinde (o bu memleket eşsiz bir inkişaf ile fikren ve iktisaden yüz seneden az bir zamanda dünya » nın en büyük milletlerinin seviye- sine erişti. Bu bapta sarfedilen mesai ve gayret o kadar muaz - zam idi ki, o vakitler memleketin bütün bünyesinde bir nevi sarhoş- luk ve müvazenesizlik hissedil - mişti. Japonyanın siyaseti ve ge- nişleme gayretleri biraz hummalı ve fazla hararetlidir. e Fakat bu memleket; çalışması, metotları, nizam ve intizamı sayesinde As - ya âleminin (büyük bir kısmını kontrol ve idare etmek (hakkını kazandığını müdriktir, İmperya - list memleketlerin kendileri bir çok memleketleri istilâ ve ilhak ettikleri halde Japonyayı ittiham etmelerine Japonlar o hayret et - mektedirler, Japonların kendile - “Balkanlarda neler oluyor? Adi utlük. Yunanisti Arnavutluğa yabancı devletlerin göslüri diki ise bu, Yunanistan tarafından yapılmış değ “Proia;, yazıyor: Londradan gelen telgrafa göre, * “Times,, gâzetesi muhabirinin bir meğretmiştir.. İngiliz muhabiri, Arnavutlüğun Mançes- teri dediği Göriceyi, ayni zaman- da bir Yunan kasabası olarak tav- sif ettikten sonra, Yunanistan ve Yugoslavyanın yarı Arnavutluğu | vi altında Bi ardikları | maada Yugoslavyatım iikodi Yunanistanın şimali / Epirde siyasi emelleri bulundu * İ ğunu ilâve etmektedir. Balkan mesaili hakkında tetki- katta bulunmak üzere yarım âda- i mızda senelerce dolaşan Balkan | tuhirriri maruf Baâuçerin yaptığı hizmet, “Büyük Britanya hüküme- tinin Balkan payitahtlarında res - mi daha yüksek ve esaslı olmuştu. Balkan i harbinden evvel bir taraftan A - ! vusturya ve Rusya imparatorluk - larının istilâcı gözleri yarm ada- mıza dikildiği, diğer taraftan saltanatının artık sonbaharında i bulunan Abdülhamit Avrupadaki memlekette kendi menfaati için herkesi birbirine düşürdüğü za - manlarda Bauçerin makale ve mektupları hakikaten siyasi “ve - sika,, telâkki edilen ve hakiki va- ziyeti meydana çıkaran canlı tab- lolar olmuştu. Harp sonunda dünyada pek İ çok şeyler değiştiği gibi kim bilir belki Times gazetesinin de bazı Balkan muhabirlerinin cinsi”de - Zişmiş olabilir. Bu gazetenin bü- tün dünyada milyonlarla okuyu - cuları vardır. Bu gazetede yazı * | lanların doğru olduğu zehabr mevcut olduğundan şu bahsettiği- miz Arnavutluk mektubunu sükü- netle geçiremezdik. Bugün Yu - nanistan ve Yugoslavyanın Arna- yut memleketlerinin yarısını elle- rinde bulundurdukları lâkırdısı, cürmü meşhut belinde yakalan » mış büyük bir yalandır. goslavyanın İpek ve Yakova ve Prevezesine kadar uzanmasını is- | tiyen o Arnavut milliyetçilerinin —————— rine yüksek inkişaflar temin eden manevi akideleri, haiz oldukları büyük kudret ve kuvvetleri, kom» | ! şularının hasmane vaziyetleri a - rasında istikametlerini kaybet - meleri tehlikesi de vardır. Her halde Japonyada büyük niza ve ihtilâf âmilleri gizliydi ve ' ber bir ahvalde Japonyada İmpa- ratorun nüfuzu hâkimdir, Japon Faşizminden bahsedilince unut - mamalıdır ki, o sağa mütemayil diktatörlük taraftarları ve Parla - mentarizmin aleyhtarları haneda- nın kudsiyetini şimdiye kadar ih- raz edilmemiş olan yüksek bir se- viyeye çıkaranlardır. Bu sebeple- dir ki, muhafazakârlar, sosyalisi- ler ve nasyonalistler yekdiğeriy - leanlaşmış olup sola müteveccik her nevi diktatörlüğe aleyhtardır- lar. Bu vahdet, Japonyaya bütür milli meselelerde manevi bir kuv- vet temin etmektedir ki, bu kuv- vet Garp devletlerinin diplomat - larını düşündürmekte ve şimdiye kadar tatbik ettikleri metotlarır yanlışlığını anlamıya icbar et mektedir. (Neue Feie Presse) Jules Sauervein Arnavutluk hudutlarmın, Yu - İK Tbulunduğunu biliyoruz. i İavya için yazılanlara muf etmek tabii bize düşmez. Yunanistanda milliyet itib Arnavutluğa ait olması lâ len yerlerin bulunduğu i ki iddialara karşı protestof | lunmak hakkmızdır, Yunaf içinde bir adacık sayılar | purya,, da Arnavut akalliş lunması, bu yanlış telâkki? verdiremiyeceği gibi Tep€ Arnavut müstevlisi Ali P. tilâşmı bir vakitler Tu Livadyaya kadar götürmesi mahallerde Arnavutluk içi” gün tarihi bir hak güdüln bunlardan her hangi bir bahsedilmesine imkân yo Yunanistan, Times muh nin de Yunanlı kasabasıns zettiği Gürice ve havalisii hayli zaman idaresinde W sonra şimali Epiri tefrik ic Arnavutluğa karşı olan , dostane siyasetinin fili göstermiştir. Yunanistanıf li Epirde gözü yoktur. Anf tün dünya akalliyetleri için nelmilel tanınmış olan hak” oralarda bulunan Yunan tinin istifade etmesini, ki) mekteplerin serbestisine pal malarını istemektedir. Eğer Arnavutluk üzeri bancı devletlerin gözleri © ise bu harcket muha Yunanistan tarafından değildir. Hükümetimiz, Yi ik ile pek eski bağlarla bulunan komşumuza karşı * ne bir itilâfa varacak olan | lu ve dürüst bir siyaset gül dir. Timesin gezginci muhs' ğer mektuplarına devam ©“ saydı, hakiki vaziyeti ks' i rak, gazetesine gönderdiği anlayışlı mektupları taah mek fırsatını bulurdu. Türk Anonim Istanbul Acenta” Liman ban, İelefon: Trabzon YE İİDumlupınar ,sl Pazar sönü wt 9 İsta rıhtimından kalkacak te: Zonguldak, İnebolu, Samsun, Ünye, Ordu, rebolu, Görele, Trebzon v€ ” Dönüşte bunlara ilâveten Sürmeneye uğrayacaktır. Karabiga Yol Cumar', seki Çarşamba * nbumırdan bir. vapur balat ve dönüşte mutat işkelelef€ İzmit a Cuma, * zar, Salı, Çar$" ba günleri bir vapor Tophane rıhemından kalk” Her Haltamıtı

Bu sayıdan diğer sayfalar: