17 Eylül 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

17 Eylül 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 — VARIT 17 EYLÜL 1934 YARDIM Kadının sesi sert ve kat'i çıktı: — Eğer en yakın garajda du- “sp bu klaksonu düzeltmezsen ben »somobilden inerim. Erkek omuz silkti: — Biraz sonra ortalık karara- cak, Fenerler klakson yerini tutar, Genç kadm ısrar etti: —Bak şu yaftaya: “Üç yüz met re ötede benzin bulabilirsiniz, muhakkak bir makinist de vardır. Erkek, arkadaşının inadıyla ba- şa çıkamıyacağını anladı: — Peki, dedi, dururuz... nun oldun mu? Camir bir kulübenin önünde, iki benzin pompası göründü. Mavi gömlekli bir adam çıktı: — Ne istiyorsunuz? — Şu klaksona bir bakar mısı- nız?... Düğmeye basıyorum ötmü- yor... Adam kafasını kaşıdı; — Ameleler gittiler... — Siz bir kere baksanız... Adam yaklaştı, aleti muayene etti: — Dinamoyu sökmek lâzım ge- lecek, Kadın cordu: — Çok uzun sürer mi? — Oldukça. Ve garaj patronu ilâve etti: — Ben size bir şey söyliyeyim mi? Mem- — Söyleyin. . — Size bir el borusu vereyim... Sesi kuvvetli bir borum var. Klak “384 yarın tamir ettirirsiniz. Erkek sordu: — Boru size lâzım değil mi? — Hayır. Dönüşte Tade edersi- Adam dükdâna girdi. Elinde e. nikel bir boruyla çıktı, ver- x > — İndeye de Hacet yok, dedi. Bana adresinizi bırakınız, Ben gel diğim zaman alırım, ... Kadın Kanapeye oturmuş dan- tel işliyordu. Kocası girdi: — Bizim ahbap telefon etti, dedi, bize bir kaç gün kalmak ü - zere köske davet ediyor. — Kabul ettin mi? — Tabit... Hem giderken, yol- daki garaja el borusunu inde ede- riz. Garajın sahibi, dükkânm eşi- ğinde bir müşteri ile konuşuyor. 'du. Otomobil durunca tanıdı: — Neye zahmet ettiniz, acele- si yoktu. Ben geçip alırım 'deme- mişmiydim Buradan nasıl olsa geçiyor duk... Boru elindeydi. Garaj | sahibi ile konuşanın kendine ( baktığını görünce izah etti: — Geçenlerde klaksonum bo - zuldu. Karım yola devam etmek islemedi.. Bereke versin burada bu boruyu bulduk. Yabancı adam gülümsedi: — Dünyada hemcinsine yar- dim eden insanlar var demek? — Tabit.. Adam elini uzattı: — Boruyu görebilir miyim? Garaj sahibi: — Görülecek bir şey değil, de- #. — Olsun; benim de böyle bir © boruya ihtiyacım var. Satm alıyo - rum Nakleden : İzzetoğlu | Patron kaşlarını çattı: — Satılık değil. Bunun üzerine müşteri yumru- ğunu sıktı, garaj sahibinin karnı - na vurdu. Garaj sahibi yere yuvarlandı. Erkek otomobildeh indi: — Siz deli misiniz? -— Siz karışmayınız. Eğildi, garaj sahibinin kolları- na kelepçe vurdu. Sonra : doğrul- du, otomobil sahibine emretti: — Şu boruyu bana veriniz. Boruyu aldı, ucunu söktü, çek- ti. — Bakınız! dedi. Borunun içinde kırmızı bir taş vardr. — Bu Mehmet Paşanm meşhur yakutudur. Zağrepte, otellerden birinde çaldılar... Bu garaj sahibi hırsızlara yataklık eder, Kurnaz » dır. Polisin kendisinden şüphelen- diğini hissedince, taşı bu boruya szkladı... Boruyu ihmal edeceği - nizi ve geri getirmiyeceğinizi zan- nediyordu... Tehlikeyi atlattıktan sonra gelip sizderi alacaktı... Dü- rüst hareketiniz onun O plânlarmı altüst etti... Ben taharri memuru- yum.. Farkında olmadan bana yardımınız dokundu.. Gini teşek - kür ederim. Doktor - Operatör w Ahmet Âsım Doğum ve kadın hastalıkları mütehassısı Doktor - Operatör Iffet Naim H. Cerrahi hastalıkları mütebassısı Muayene saatları: 10-12 Ortaköy Şifa yurdu. 15-18 Beyoğlu İstiklil cad. 19 Telefon : 42221 ve 41960 MEM, İstanbul asliye mahkemesi ü- çüncü hukuk dairesinden; Saide hanımın ikametgâhı meç- hul Hüseyin efendi aleyhine açtı- ğı 34/642 No. ya mukayyet boşan- ma davasmın tahkikatı ikmal edi- lerek evrak müçtemi heyete tevdi olunmuş ve mahkeme günü olarak 15/10/934 pazartesi saat 13,30 a tayin edilmiştir. Gelmediği takdir- de gıyaben mahkemeye devam o- lunacağr ilân olunur. (2268) TTAKViM-— ş Pazartesi SAL! w Eyi | isEyin 8 G Ahirj)9 C Abir Güz doğuşu Gis batış s4 5 1816 1814 Sabah zamazı . 4 Öğle samazı 1208 1108 İkindi gamazı 1587 1508 Akşam Bamâz 1816 144 İ| Yatsı sama 1048 İl İmsak #0 Yılın geçez günler Si Yılın kalan günleri 17? İ RADYO | amaaa — Bugün İSTANBUL, — 1830 Fransızca ders 10 konferans (Hakkı Hayri Bey tarafından) 1930 Türk musiki neşriyatı. (Ekerme, Rügen, Cevdet, Keman» Cevdet Şeref, İbrahim Beyler ve Vecihe ve Belma Hanımlarm) 71,20 Ajans ve börsa haberleri. 21,30 Bedriye Rasim Ha- Bim iştirakiyle caz ve tango orkestrner, 275 Khz. VARŞOVA, 1345 m. 20 Askeri nagriyat. 20.25 Müsababe, 21 Hafif orkesira swuiikisi, (2125 Haberler. 21,55 Müsahabe, 22 Akşam konseri. (o 2280 Müsahaba. 23 Komserli (o reklâmler. 23J5 Danş musikisi, müsahabe, 74,05 Dans müs kisi, #23 Kr. BÜKREŞ, 394 m. 13 - 18 Gümdüz neşriyatı. 18 Radyo or kestraar. 19 Haberler. 19,20 Radyo orkestrası. 20 Üniversite. 20,15 Plâk. 20,45 Mme Bar - terin « Piatinleamı tarafmdan — tağanal, 32,15 Keman konseri. 2245 Haberler. 2815 Kahvehane konseri. H5 Khz. BUDAPEŞTE, 550 m. 10,10 Cazband, 20 Miisahabe. 21:10 Neğ- Isi sözler, 2145 Friedlin idaresinde © opera orkestrası, 23 Haberler, 23,20 Kurina Sıyan İnkımı. 24 Pransızea konferans. 24,20 Bach» man salon orkesisnar. KOMA - NAPOLİ » BARİ: 046 Plak, müsahabe. 7110 Piik, 2145 Campariden Bakll. 22,45 Münahabe, 28 Var- yete. #41 Khz. BERLİN, 357 m. 20,20 Müsahabe. 20,40 Haberler, 21 Ha, berler. 21,15 (Die Vartburg) tsimli milli neş- riyat. 22 Karışık neşriyat. 2245 Pik (Şi . vebys, halk müslkisi). 23 (Der. "Tedesvogel Ruft) isimli radyo tematit, haberler. o 2350 Karışık havalar. 502 Khz. VİYANA, 507 m. 20,23 Bando muzika. 21,15 Sonrada ti - dirilecek. 2150 Wirmerick Kalman'ın eser - lerinden konser. 72,50 List'in şarkılarından. 23,35 Dans müsikiei. 1,15 Pthie. Bedava defs Cumhuriyet gençler mahfilin- den: Mahfilde her sene olduğu gibi bu sene de dil ve hayat bilğisine ait meccani dersler açılmıştır. Dersler her gün beşten sonra mah- filin Beyoğlunda Tokatlıyan arka- smdaki Cumhuriyet Halk Firkası Beyoğlu kaza merkezi binasında- ki dairesinde verilir, Kayrt her gün saat 14 ten 16 ya kadar mah- fil idare müdürlüğünde yapılmak- tadır. Üç adet vesika fotoğrafı ve hüviyet varakalarile müracaat olunur. Dersler; Türkçe, Almam ca, Fransızca, İngilizce, İtalyan- ca, Rusça, ve muhasebe kısımla” rma ayrılmıştır. 1 teşrinievvele Kadar kayıt devam edecek ve | teşrinievvelden itibaren derslere başlanacaktır. İstanbul üçüncü icra memur'lu - fundan: Halil efendiye ( borçlu İzmitte | mukim iken vefat eden Kavalalı tütün tüccarı Ali Osman efendinin ezgayri masraf ve resmi (tahsil | 3610 Tira borcundan dolayı gay- ri mübadiller takdiri Okıymet komisyonundaki matlübatına ha- ciz konmuş ve varislerinin icra if- lâs kamınunun 103 üncü maddesi mucibince gelip zabıtnameyi tas- dik etmeleri için adresleri tahrir e- dilmiş ve adresleri meçhul olanla- ra ilânen tebligat ifasma karar ve- rilmiş olduğundan varisleri işbu ilân tarihinden © itibarenon gün zarfında daireye müracaatla icra zaptı tetkik etmeleri ve bir diye- cekleri varsa bildirmeleri | tebliğ makamına kaim olmak üzere ilân olunur. - .(Kaamıy... İ birine salıverdi: Arsen Lüpen'in Sergüzeştleri Arsen Lüpen, oğlunun düşmanı mı? Yazan: Maurice Leblanc — Sana namuslu olmak imkân: | nı verebilecek bir para değil mi? Bununla vilâyetlerden © birin- de veyahut bir yabancr memleket | te mükemmel bir sucukçu dükkâ- nı açarsın. Bundan mââda Lüpen” in bir taahhüdünün Fransa Milli Bankasının imzası kadar kıymet li olduğunu bilirsin. — Buna eminim. Yalnız bazı karışıklıklar çıkması da kabildir. — Nasıl karışıklıklar? — Meselâ, mazime dair bazı hakikatlerin ortaya < çıkarılması ve benim de küreğe mahküm e - dilmem gibi. — Bu takdirde seni kaçırırım. — Kabil değil. — Aptal!.. Baban başvekâlet- te kapıcı iken küreğe mahiküm e - dildiği zaman onü, alenen vadet - tiğim günde Paris ortasmda kaçır madım mı? —Doğru amma, böyle bir işiçin kâfi derecede paran var mı? — Hay zavallı çocuk... Bak dü- şündüğü şeye! — Böyle bir kaçırma pahalıya mal olur. — Sen onu düşünme. — Kaçmayı temin için sarfede- ceğin ve bana vereceğin paralar | büyük bir yekün yapar... Yüz bin- | lerce frank, — Tekrar arkaya dön've elini | masanın gözüne sok... Şurada dos- yanın bulunduğ uyere... Tamam. Tomas kül renginde küçük bir Tomas büyük bir hayretle: — Kül rengi bezden torba, de- | di. — Torbada yaptığım yarığa | bak... Binlikleri görüyor musun? Bunlar amca Gaverel'in paraları- dır. Bartelmi'nin “Oranjeri,,, den aşırdığı paralar., Tomas payansız bir hayretle sallandı ve kendini kanapelerden —Sen ne herifsin sen'. Yarab- bi! Yarabbi?... Raul müstehziyane: — Ne yaparsın?... ve sıkıntıya düşen yardım etmek lâzım. — Fakat bu torbayı nasıl çarpa” bildin? İ — Gayet basit ve kolay!... Vesi- | ne'ye geldiğin sabah Simon Lor- yan'ın çantayı bahçede ve, yahut başka bir yerde bulmuş olamsını ve almak için de boş yere uğraştı- ğını düşündüm. Derhal Simonun yaralandığı yere koştum. Aldan- mamışım, çünkü torba otlar ara- sında bulunuyordu. Oldukça uza- ğa düşmüş ve kimsenin gözüne İ- Tişmemişti. Tabit kaybolmasına ra- zı olamazdım. Tomas aptallaşmıştır. Artık sen- Ti benli konuşmaktan vazgeçmişti. — Ah, dedi,siz hakikaten bir şefsiniz? Sonra derhal iki bileğini uzata- rak: — Polisleri gelmesi gecilkmiye | cektir, dedi. Şef! kollarımı uzatı- yorum. Buyurunuz < bağlaymız. Hakkınız var, ben sizin -aradığır niz adamım. Bahanm aaetiği wl. Yaşamak arkadaşlara İ dermiş... dan oğlunun da geçmesi mukad- Birbirimize tecavüz et- mekliğimiz çok hayvanlıkmış.. — Haklısın... Halbuki baban mert bir adamdı. Namuslu bir a- dam olabilmek için vaktiyle her İ çareye baş vurduğunu öğrendim. — Evet, fakat şu Felisiyen me- selesi onun aklını sarsmıştı. Onu bu işi alevlendirmeğe ve “Oranje- ri,, soygunculuğuna sevkeden Si- mondu. Simona: “Bir hırsızlık, bir şantaj ne ise.. Fakat cinayete ge- lemem!,, diyordu. — Öyle olmakla beraber gene elinden cinayet çıktı... Elizabeti öldren odur. —Şet! Bu baptaki fikrimi arzet meme müsaade eder misiniz? İh- tiyar, istemeden Elizabeti öldür- müştür. Hattâ, genç kız suya düş- | tüğünden onu kurtarmak istediği» ne şüpbe etmeyiniz. Evet . kurtar- mak için... Çünkü ihtiyar böyle hislerden uzak bir adam değildi. Fakat &ızı sudan çıkarınca boy- nundak; gerdanlığı görünce kendi ni kaybetti ve... — Ben de Wu fiki:deyim... Yal- nız babanın hakiki ismini kat'iy- yen meydana vermemelisin. Artık İ tarihe karışmış olan o eski başve- kâlet hâdisesi gene nazarları Ar- sen Lüpeh üzerine çeker.Şu “Oran jeri,, meselesinde vaziyetim olduk ça naziktir, bunun için yeni bir müşkül ile karşılaşmak istemem. Tespit etmiş olduğumuz ifadeden Başka bir şey söyleme.. Gayet ih- tiyatlı ve akıllı hareket et. Bu 8öz- lerden başka bir tek harf ağzm dan kaçmasın. Şüpheni mucip ©- lan noktalarda yapacağın en iyi şey susmaktır. Anlıyorsun değil mi?... Ötesini de bana bırak ve İ bana itimat et eski dostum!.. Raul Tomasa yaklaşarak dosta- ne bir dille: ş — Öldürdüğün Centilmen dola- yısıyle kendini üzmel.. — Ah... Üzülmemek kabil mi? — Evet üzülme. Çünkü Centil- men bendim! ... Tomas, istiğrak derecesine va» ran bir tevekkülle kendini başmü- İ fettiş Guso'ya teslim etti. Kül ren- si torbanın bulunma tarzı, Lüpe- nin centilmen rolünü oynamakta gösterdiği cesaret ve incelik, cen- | tilmeni öldürmemiş olduğunu öğ“ renmek onu derin bir saadet için- de bırakmıştı... Lüpen gibi bir hâ- misi olduktan sonra insan neden korkar?.. Her şeyi yıkmak ve al tüst etmek niyetile gelmiş olan To mas en büyük muvaffakıyeti ka“ zanmış bir adam tavrile polise tes Tim oluyor ve hapishane yolunu tu tuyordu. Şefine Karşı kalbinde sarsılmaz bir iman uyanmıştı. Baş müfettiş Guso kıskıvrak yerde yatan Toması görünce bü yük bir neşe ve saadetle: — Tebrik ederim M, d. Averni dedi. Demek ki bu da meselede methaldar bulunuyor? — Evet... Başlıca faillerden bi” ril.. Bundan maada Simon Lor - yan'n ad Si leri lk az Rİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: