18 Eylül 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

18 Eylül 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“ İŞARETLER mal imtihanları ve azalan randman Bu sene Haziran ayından beri gü“ nün en aktöel (meselesi biselerin ve orta mekteplerin imtihanleri ol - du. Yufka yürekli bir adam imtihan © manzarasını büzünü ve bu seneki imtihanları ge - çen senelerdekine nazaran farklı gö mek istiyenlerin arzuları bir araya ge- lince imtihanlar meselesi İstanbul $0- kaklarının sulanm-- kahvelerin saat on birde kapanması, sinamalrın açıl - ma saatleri gibi herkesin diline düş - tü, hal çaresini arıyan herkes aklına geleni söyledi. Ve boyuna da söyli - yor. Maarif meselesi, mektep işinin hal- li her şeyden evvel bir salâhiyet 1-238 ir. Meselâ memleketin filân ye - rinde bir üssübabri yapılmalı mı, yapılmamalı mi, o memlekette, salgın hastalıklarla nasıl döğüşmelidir? . Me- seleleri ortay: Idığı zaman bunlara su veya bu adamın değil, bu işte sar İhiyeti olan adamların söz söylemesi Züyet tabii görülür. Bunun için her - kes bir makam ve bir salâhiyetin kud- Tetine inanır. Fakat maarif ve mektep meselesi ulu orta tedbirlerle, akla ge- len sözlerle, hattâ kocakarı ilâcı ne » gözüyle vinden düşüncelerle halledilecek bir iş | tanılar. Bu psikolojiyi yaşıyan zümre- ler arasında Türkiyede maarif ve mek- tep işleri, ve çok mühim olan imti - hanlar bahsi bugün sadece bir dedi - kodu mevzuundan daha ileri geçmiş bir hal almıyor. İnanmıyorsanız gazetelere bir göz atın. Zabıta vukuatı gibi, imtihanlar. da dönenlerden bahsediyorlar. Zi Fanaf Barikası hikâyesi yazar gibi, İmtihanlerın iç yüzlerini anlatıyorlar. Bunun sebebi hâdiseleri salâhiyet- öz bir görüşle tesbit © ve ükalâlıktan başkın Bir şey değildir. #4 İmtihanlarda fazla sayıda çocu » ğun döndüğünden şikâyel ediliyor . Geçen senenin mezuniyet imtiham- ları rakamları ile bu senekiler kargı 'aştırılacak olursx rikamlar arasnda pek büyük bir nisbetsizlik göze çarp” maz, Arada zannolunduğu kadar bü * yük bir fark yoktur. Geçen sene İstanbulda — Eylül ve Haziran devresinde müvâffak olanlar imtihana girenlerin ancak yüzde 36 sı idi, Yani imtikir* ön İişelilerden yüzde 67 si mev” 'amamıştı. Bu rakamlar gecen sene bu güze - tede gra'ikler halinde: basılmıştı. Olan şey nedir? Geçen sene sessiz, #uursuz bir halde olan hâdise kabar - tılmış bir haldedir. Bu senenin imtihanlar bakımından fevkalâde netice vörmesi için bir sebep yoktur. İmtihan tarz: belki (o bir ürkeklik vermiş olabilir, Fakat bunu bu sene - nin meselesi sayanlar hata ederler. Bu mesele: 1 — Personel. meselesi. 2 — Miteryal meselesi. 3 — Bir sistem meselesidir. 4 — Mektep işindeki hayatla mek- i tep arasındaki tezat meselesidir. Personel meselesi; Mekteplerdeki hocaların kemiyet ve keyfiyet itiba - Sadri Etem fani $ üncü sü: Nİ seyredenlerin İ cak, şirket işleri üzerinde birçok Şirketlerde tetkikler Şark demiryollarında yapılan tenzilât azdır Önümüzdeki ay, şirketler için gayel dikkate değer bir ay ola- neticeler elde edilmiş bulunacak - tır, Telefon şirketinin hesap ve mu» amelelerini tetkik eden komisyo- nun, bu ay içinde yahut gelecek ayın ilk günlerinde çalışmasını bi- tireceği umuluyor. Gayet ince bir sahada yapılan bu tetkikin mühim raporu, çok geçmeden Nafıa ve - | kâletine verilecektir. Elektrik şirketinin sermaye va- ziyeti, önümüzdeki ay, Ankarada kati surette tesbit edilecektir. | Bundan başka, henüz kati karar haline gelmemiş birçok ye- | ni tasavvurlar da, gene, önümüz» deki ay içinde faal sahasına geçe- cektir, Şimdiki halde'şark demiryolla» | rı banliyö ücretlerinin ucuzlaması üzerinde bir kımıldanış — vardır. | Şirketin Paristeki merkezi — Na- fıa vekâletinin — buradaki şirket müdürüne tebliği üzerine — bir tenzilât cetveli tanzim etmiş ve şu- besine bildirmiştir. Fakat, gayet ! Fırkanın sporcu- lara hediyesi Cumhuriyet Halk Fırkası umu- mi idare heyeti bu sene yapılacak bütün Türkiye spor şampiyonları birincilerini saat, kalem gibi he- diyelerle sevindirmeğe karar ver- miştir, ş Ötedenberi yalnız idman ce - miyetleri ittifakı madalyası alan gençler bu sene bir de | fırkanm hediyesini alacaklardır. Spor teş- vik noktasmdan pek yerinde olan bu karar gençleri şimdiden hız » landırmıştır, e İNE Dİ Kadıköyünden Bostancıya kadar su Kadıköyünden Bostancıya ka » dar olan sahaya (| su verilmesi işi Kadıköy su şirketi ile belediye a- rasmda görüşmeler (olmaktadır. Muayyen nisbette abone temin €- dilebilirse su işi daha çabuk hal- lolunacaktır. alaya Dokuza kadar âçık bulunacak dükkânlar Yalnız gıda maddeleri o satan dükkânlara dokuza kadar müsaa- de ediliyor; gıda maddesi ile bir- likte süpürke, sabun ve saire gibi mevat satanlar ise saat yedide ka- patılıyordu. Belediye daimi en» az miktarda olan'bu tenzilâtın maksada uygun gelmiyeceği zan- nolunuyor. Vaziyet, henüz Na ira vekâletine bildirilmemiştir. 1 uldan Çekmeceye olan mesafede yüzde(20), Edirne, Uzunköprü gibi büyük istasyonla- ra yolculuk üzerinde yüzde (30) ve ancak'gidip gelme biletlerde yüzde 50 tenzilâtın pek a2 olduğu basit bir hesap ve mukayese ; ile anlaşılmaktadır. Şark demiryolları emtera nakli- ye ücretlerinde bir değişiklik yok- | tur. Sirket başmüfettişi Faik Bey, İ kişelerde son yaptığı tetkikat es - İ nasında her şeyi dürüst ve yanlış- sız bulduğunu söylemiştir. Kişe - lerdeki biletler sayılmış, numara - İ ları tetkik edilmiş, levazım anbarı gözden geçirilmiş, bir uygunsuz « | luk görülmemiştir. Şirket başmüfettişi, Şark de - miryollarihcâ yeni hazırlanan ten- zilât cetveli hakkındaki mütalea- sını Nafıa vekâletine bildirecektir. Başvekâlet müsteşarı Başvekâlet müsteşarı Kemal Bey dün akşamki trenle Ankara- ya gitmiştir. cümeni gıda maddeleri ile birlik - | te bakkaliye eşyası satan dükkân ların da akşamları saat dokuza ka- miş ve şube müdürlerine bu husus- ta emir vermiştir. Dünkü toplantıda bulunan Kadınlar birliğinde yüzü geçen ha- nimin iştirakiyle bir toplantı yapılmış- tır. Toplantıda Kadınlar birliği idare heyeti azalariyle Şehir o meelisindeki azalar, doktor, avukat hanımlar bu - Tinmuşlar ve önümüzdeki Nisanda Şe- hir Meclisinde yapılacak olan beynel- milel Kadnlar birliği kongresi etra « fında görüşmüşlerdi tetkik edilmektedir. Bu husustaki | ! | | masında bonolarını alamıyan kü- | çük istihkak sahiplerine yüzde 3 — VARIT kıymeti Mübadil olmıyanların yap- tıkları teşebbüslerin neticesi Gayri mübadil bonolarının kıy- metlendirilmesi için Maliye Ve - kâleti nezdinde teşebbüste bulün- mak üzere Ankaraya gitmiş olan gayri mübadiller cemiyeti umumi kâtibi Şahap Bey İstanbula gel - miştir. Maliye Vekâletince müzayede- lere biraz daha itina edilmesi ve mümkün olduğu kadar fazla ma- | lın müzayedeye çıkarması karar laşmıştır. Ziraat Bankası elinde bulunan emlâk varidatının, bankaca tahsi- line dikkat edilmesi ve birikecek paranın gayri mübadillere dağı - tılması temin edilmiştir. Birinci ve ikinci bono dağıtıl- | kırk beş nisbetinde bono dağttıl - ması için takdiri kıymet komisyo- nuna emir verilmiştir. Bundan başka, satılacak mallarm yalnız satıldıktan sonraki zamana ait o- lan vergileri müşteriye ait olacak» | tır. 18 EYLUL 1934 SOHBETLER Eve düşen Yıldırım!. Bir gün geçti, iki gün geçti, üç gün geçti. Nuhit Sırrı Bey oğlumuz de « nefes almış: Oh! dem, tir. “Vakit” in sohbetler muharriri; susturdum. “Eve düşen her türlü hukuku mahfuz, telif bir e - ser olduğunu isbat ettim. Bu eserimin çalma olduğunu söyliyen zatın iftira #mı yüzüne vurdum. Bunları söylediğine, önüne gelene rin, rahat yıldırım” n İ benim müfteri olduğumu yaydığına e minim. Beni, kendi sütunumda iftira etmek ve yalan söylemekle itham ç - den Nahit Sırrı Beyin, şifahen ağzına geleni söyliyeceğine elbette inanırım. İşte ben de bunun için üç günlük zah- Mete katlandım. Evimin yangınmda bütün kitamlarım yandığı için, “Akşam' ın kütüphanesine baş vurdum. Kol « leksiyanları karıştırdım. “Eve düşen yıldırımın" m aslını bulamadımsa da, benim yazdığım “Bağ bözumunu bul- dum. Nahit Sırrı Beye: Her türlü hü» kulu mahfuzdur buyurduğunuz “Eve düşen yıldırım” eseriniz. telif değil, intihaldir derken yalan söylemediği - mi, iftira etmediğimi kısuca isbat e - deceğim. Şöyle ki: vvel 2 içinde, kalbur saman içinde bir zat varmış, Bü zatın iki oğ- hi ile'bir gelini varmış. Bu'Zatın se < nelerden beri yüzünü görmediği ' bir kardeşi varmış. Bu kardeş” ölürken kızımı o zata vasiyet eylemiş. Kız eve gelmiş. Kardeşler kıza âşık şlar., Kardeşin biri ötekini öldürm İşte vaka, “Bağ bozumu” ile “Eve düşen yıldirim” ın mevzuu bundan i « baret. Ben şöyle anlatıyorum, yani anlatmıştım: 1929 senesi “Akşam” kolleksiyo « nundan: “Kurtuluş bayramı | 6 teşrinievel İstanbulun kurtu - | Tuş bayramıdır. O gün büyük bir | geçit resmi yapılacaktır. Önümüz- | deki hafta zarfmda bir komisyon toplanarak programı hazırlamıya başiıyacaktır, oplantı i ad Lr hanımlardan bir kısı için evvelce*seçilen komisyonların ilk olarak hazırladıkları raporlar okun - muş, üzerlerinde görüşülmüştür. Dünkü toplantıda bulunan hanım- lardan bazıları da yeniden komisyon. lara azm seçilmişlerdir. Komisyonlar haftanım muayyen günlerinde topla - narak çalışmalarıma devam edöcekler. | dir. | Kongrenin muhtelif işlerini takip | a Ege WU) karışanı görüşeni | olmıyan, biraz da akça pakça... / namusiyle yaşaması BAĞ BOZUNU i Şunu da sen oku bakayım, Bu mektüp, iğri büğrü, karışık ya zi ile yazılmıştı: “Ağabey, * Hayatta semtinize o uğramadım. Ölürken sizi rahatsız etmeğe hakkım İ yök. Mestahakımı buluyorum. Hasta- | hane köşesinde geberip gidiyorum, Yalnız bir deft beni rahât öldürmü « yor... Bir İrem var... Aile hariminde istiyorum. Onu sana emanet etmeği düşündüm... Bi - çare masumu sefil birakmazsm Ümit ederim. İşte bu kadar ağabey. Üst ya- nm: sen bilirsin. Hakkını helâl et.” Her türlü hukuku mahfuz olan tes ül eserinde, Nâhit Sırrı Bey şöyle ans latıyor: — Bunu hızlı oku. Şayeste ile Saj€ te duysunlar, dedi. #., Kâğıtta şöyle deniyordu: “ Muhterem ağabeyim Şükrü Bey; * Bu mektubu size İstanbulda bir hastahane köşesinden, Cerrahpaşanın bir koğuşunda gönderiyorum... Za - valiı kızımı bir komşu evinde, tama « men bir sığmtı vaziyetinde bırakarak geberiyorum... İstanbula gel: Hemşire Müzeyyen Hanım çocuğun bulundu « “ ğu yeri sana s5 ektir... Hepiniz hakkınızı helâl edin.” İşte her iki romanda da mevzua böyle girilir. O zat gider; kızı alıp ge- lir. Gençler karşılaşırlar. 1929 “Akşam” kolleksiyonundanı Selâmi izzet | (Devam: 7 inci sayfanın 3 üncü sütenunday Dehri Efendi — Dur dur dos- tum, iyi anlıyamadım galiba, Kaç kişi birden evleniryorsunuz?!, mak

Bu sayıdan diğer sayfalar: