18 Eylül 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

18 Eylül 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Torbalıda mühim bir soygunculuk oldu Kasa hırsızlarından biri kaçarken atılan bir kurşunla vuruldu istemişlerdir. e Sabıkalılardan $0- för Kâmül adını taşıyan bu şahsın üzerinde bir Golt tabanca ile Es- naf ve Ahali bankasının hisse se- netleri ve saire çıkmıştır. © Geceki kasa hırsızlığından Oğ- lananası jandarma karakolu da telefonla haberdar edilmişti. Ora- daki jandarmalar, geceki kasa soyguncusunun bu adam olduğu- nu anlayınca otomobilde arkadaş- ları olması ihtimalini nazarı dik- kate alarak diğer yolcuların üzer- lerini de aramağa başlamışlardır. ! Tam o sırada şoför Kâmil is - mindeki sabıkalr, kendine ait olan ve koltuğu altında saklı bulundu- ğu anlaşılan Mavzer markalı bir tabancayı çıkararak jandarmala- rın üzerine hücum etmiş ve son- ra tabana kuvvet yolun sağ tara- fındân yakındaki ormana doğru İzmirde Torbalıda Tepeköyde bir kasa soygunu vakası olmuş, | vaka faillerinden birisi Oğlanana- sı mevkiinde kaçarken jandarma- lar tarafından öldürülmüştür. Vaka hakkındaki malümat şu- | dur: Gece Tepeköyde tüccardan Konyalı Mehmet Ağanın evi ya - nındaki ticarethanesine hırsizlar girmiş ve eğe ile kasasını zorliyâ- rak açmışlardır. Kasada bulunan 35 lira evrakı nakdiye ile 500 Jira kıymetinde Esnaf ve Ahali ban - | kası hisse senedi, Golt markalı bir tabanca, hususi bazı senetler askeri, nüfus, ve silâh vesikaları çalınmıştır. Hırsızlık vakası saat 2.30 da olmuştur. Hırsızlar ka-| sayı İyrdıklan ve içindeki şeyleri | aldıktan sonra ortadan kaybol - muzlasıdır. kaçmaya başlamıştır. Sabahleyin saat 6.30 da Üç pr | Bunun hırsızlık arkadaşı oldu- har mevkiindeki kahvenin önün - | gu anlaşılan ve Manisanın Demir- de iki Kişi telâşlı telâşlr dolaşıyor ! çi köyü halkından Hüseyin oğlu ve İzmire © gitmek için kamyon ! Kâmil de kamyonun üstünden at- bekliyorlardı. Nihayet Ödemiş 75 Jıyarak kaçmıya başlamıştır. Jan- | “ümaralı kamyonet yolcularla do- | darmalar; bunların durmalarını lu olarak Ödemiş tarafından Sel | ihtar etmişlerse de ikisi de durma- miş ve bu iki kişi, içeride yer ak İ mış ve atılan kurşunlardan sabı- madığından > kamyonun. üstüne | kalı şöför Kâmil aldığı yaralarn çıkmışlardır. Kamyonet oradan | tesirile ölmüştür. Diğer Kâmil ka- bareke* cim i, fakat Oğlananası | çarak ormana dalmıştır. Jandar- mevkiinden gvzorken jahdarma 4d gaüzmüi i Kemyorieti durdurmuşlardır. İ maktadır. V Bunun sebebi; kamyonetin üstü-” o Geçende gene Torbali'da bir ”e binmiş olan İki yolcuyu indir- | kaşa hırsızlığı olmuştu. Bir tücca- mekti, rın kasası © mağazasından aşırıl- Karakol kümandanı Âhmet on- | mıştı: O hırsızlığın da bu kasa hir- başr ile jsndarma Recep Efendi, | sızları tarafindan yapılmış olması bunların vaziyetlerinden de şüp - | kuvvetle muhtemeldir. Tahkikata he ettikleri icin üzerlerini aramak | devam edi!—-*tedir. Trabzon elektrik şirketi vaziyetini düzeltecekmi? Umumi heyet' içtimamda borçların ödenmesi için çare bulunamadı ederek kolaylık göstermesini icap etmektedir. Sümer Bank böyle bir tesviye tarzına mütemayil gö rünmüş ise de diğer alacaklılar muyafakat göstermemişlerdir. Ba- zıları şirketi alacaklılardan kur » tarmak için bütün borçlarını ban- kanım kendi üzerine alması fikri» ni müdafaa etmektedir. Fakat Sü- mer Bank ta bu fikri kabul ede- cek gibi görünmüyor. Olsa olsa banka kendi alacağını tecil etmek suretiyle şirkete kolaylık göstere - bilecektir. Herhalde yakın bir za" manda Trabzon elektrik şirketine ait borçlar meselesinin bir tesviye luna konacağı ümit olunuyor. Trabzon, 12 eylül (Hususi) — Trabzon elektrik şirketi heyeti u - mumiye içtimamda bulunmak ü- Zere buraya o gelmişolan Sumer Bank idare meclisi azasından Esat Bey bugün Istanbula | hareket et- miştir. Heyeti umumiye içtima- mda şirketin gerek bankaya, gerek diğer müestesata ve eşhasa olan larının tediyesi ile umumi va- ziyetinin tanzimi meselesi mevzuu bahsolmuş ise de kati bir tesviye , Son seneler zarfında elekrtik şirketi tesisatı ile sermaye- sinin yekünu yedi yüz bin lirayı bulan bir müessesedir. Borçları - nin yekünu dört yüz otuz bin lira kadardır. Şirket ilk zamanlarda | 9 sarsıntı geçirmekle beraber hali - e hazırda idaresini oldukça yoluna | —-<———————— koymuştur. Son (sene zarfında ZAYI seksen bin lira kadar varidatı ol -| © 926 senesinde Istanbul Beşinci muştur. Bunun (yarısına yakın | ilk mektebinden aldığım şahadet- Rİktarr rensraftır. Gerisi şirketin | namemi zayi ettim. Yenisini çı- târmı teşkil etmektedir. * Ancak | karacağımdan eskisinin hükmü #irketin befini doğrultabilmesi için | olmadığı ilân olunur. alacaklarmın faiz miktarını tenzil | (2310) 48 No. Kemal « » s Şamcı uçu de DIrmermaen sp» kileyorlardı. o Macitle İrfan, bu genç kızın yanında, kendilerini kılıksız bu- Tuyorlardr... İrfan, pazularının kuvve- tini göstermek için valizi bir tüy gibi kaldırdı, yürüdüler... Her hukuku mahfuz olan telif e - serinde, Nahit Sırrı Bey şöyle anlatı- yor: Namıkla Sait, kızın karşısında şa - şırmış ve Şaşırdıklarının farkında ol - mâdan bakıyorlardı... Önlerinde iki ağır bavulla bir küçük çantayr güş - | likle tâşryan bir ihtiyar hamal, kala- | balık arasında İstasyondan çıktılar. Kıza âşik © olan genç, (o karisiyle kavğaya başlıyor. Sebep, daha doğru- su bahane © ne olursa olsun, kavga “Bağ bozumu” nda şöyle anlatıyor: Suratına inen bir tokat sözünü ya- rıda bıraktı... En azgın sarhoşluk an - larında bile dayak yemeyen Hürmüz, bu sefer tokatı yemişti. Her türlü hukuku mahfuz olan te - Nif eserinde, Nahit Sırrı Bey şöyle an» Yatıyor: 5 . . . Lâkin erkeğin sağ eli birden “Şirrakk!” diye yansima indi, Ve bu tokattan Şayestenin yüzü ateş gibi yandr, gözlerinden yaşlar boşandı. Peder kızı evlendirmek istiyor. “Bağ bozumu” şöyle naklediyor: ss. Kız için hayırlr bir talip. Efendiden bir adam... Her halde siz de memnun olacaksınız. . . . Macit kendinden geçmiş gür- ledi; — Ne halteder ağanin beygiri. — Sen sus, gene mesele çıkarma... Kızm kısmetine mani olmak hakkını haiz değilsin. Her türlü hukuku mahfuz olan te- Hi eserinde Nahit Sırrı Bey şöyle am latıyor: ... İş bugün kati bir şekil aldı gibi. Namık, © dili ağzında birden bire kuruyarak, boğukça bir sesle ve anla- mamış gibi sordu: — Ne işi? — ganum gu, Mahi Mey meselesi... . — Ha, 6 Kart herif mi? ... — Namık, Niçin kart herif di- yorsun? Her iki roman da cinayetle biter. Bir kardeş, öteki kardeşi öldürür. 1929 “Aksam” kolleksiyonundan: — Defol diyorum sana... Üstüne vazife olmıyan şeylere karışma, yok - sa» — Yoksa?.. — Utanmıyor musun? — Sen susar ve baradan cehennem olup gider misin? 5. . İrfanın eğilip yerden bıçağinı aldığını, sonra Macidin kafasına sap- ladığını ve Macidin okan içinde yere cansız yuvanlandığın: gördü, Her türlü hukuku mahfuz olan te- lif eserinde Nahit Sırrı Bey şöyle an- latıyor: — Rezilsin... Çabuk git, defol. — Bunu bana mı söyliyorsun? — Sana hem de son defa... . . . Fakat birden Saidin elindeki bıçak... Gırklağına girdi. Ve Namık sallandı, kollar: bir kere ileriye doğru gitti, sonra (ocansız bir cisim gibi “bpat!..” diye yere düştü... Bu kadardır ol hikâyet, temmet... Başka dert ve keder görmeyiniz Beni yâlanct çıkarmak istediğiniz yazıda, cserinizdeki kahramanlar Ce « becide bir evde oturduklarını söyle - miştiniz. Onlara hürmetlerimi suna - Selâmi izzet — a — —ğ—ğş—ğ- mn ZAYI ŞAHADETNAME — f/;. tanbul mektebi hukukundan 1328 se- nesinde ahzeylediğim rumi 10 Eylâl 32 ve arabi 11 Şevval 330 tarihli ve 180 No.lı aliyyülalâ derece bir kıt'a mezuniyet şahadetnamemi zayi eyle - miştim. Bu kere ziyamdan bir sureti: nin ahzı muamelesine tevessül etmiş olduğumdan kaybolan aslınm bir hük- mü olmıyacağını ilân eylerim . Samsün © İnhisarlar o Başmüdürlüğü Muhakemat müdürü müteveffa Ragıp Bey oğlu Türabi Kemalettin. (Baş tarafı 8 üncü sayıfada) riyle vaziyeti memleketin diğer içti - mai müesseseleriyle (omütevazin bir haldedir. Ne kadar iyi hekim, ne ka - dar iyi diplomat, ne kadar iyi muhar- ririmiz varta o kalitede de (hocamız vardır. — Bu personeli daha iyi hale lığı meslekleştirmek gibi, Avrupadan mütehassıs bir hoca getirmek gibi, bir çok Avrupada tahsil görmüş gençleri hoca saflarına sokmak gibi. tedbirler Fakat maarif işinde alınan tedbir - lerin bir günde, tesir göstermesi im - künsizdir. Materyal meselesi: Terbiye sadece söz söylemekten ve çocuğun bir eli - ne bir kitap, bir sarı defter, bir kur - şunkalemi sıkıştırmaktan ibaret de - ğildir. Mektepteki nüfus kesafetine uy - ğun sınıf sayısı bulmak, O meselâ bir hocünm 40 talebeden fazlasiyle meş- ğul olamıyacağını daima gözde tut - mak gerektir. Bugün tedris ve talim vasıta de - Terbiye, lâbotaruvar, sinema, yar- dmc kitap, kütüphane, şahsi mesai işidir. Bunlar top yekün bütçe mese- lesidir. Mekteplerin materyal itiyatlariyle üstün bir hal alması için de alınan tedbirler meydandadır. Sistem meselesi: Maarif işi evve- lâ verilecek terbiyenin tarzı, yani ne biçim adam yetiştirmek istendiğinin #a- rahatle bilmesiyle başlar. Ne için adam yetiştireceğiz. Gaye nedir? ya atılması, ondan sonra bu prensiple- rin sıkı bir süzgeç gibi tutulması lâ - zimdır. Mektep işi ile mektep içindeki te- zatı Bu tezadı kabul etmeliyiz. İnkâr etmekte mana yoktur. Orta mektep ve hselerde okuyan gençler mektebin Analfebet bir cereyanın tazyiki altın- dadırlar. A) Şahadetnamesine rağmen mu - vaffak olamıyan baba çocuğuna kuru şahadetnamenin değil, tahsilin mana - sızlığıni telkin ediyor. B) Muvaffak olmuş, refaha ermiş aileler çocuklariyle aslâ meşgul olma- maktadırlar. Evlerinde ( ancak pöker istılahları ile sinema artistlerinin ak - raba ve taallükatının adını işitmekte- dirler . C) Dışarda her nasılsa bir yer tut- muş cahillerin gençlere yaptığı telkin her şeyin üstündedir. Bunun için gün- de altı saat mektepte telkin alan ço - cuk günün geri kalan 18 saatinde mü- temadiyen anti olfabet cereyanın tel- kinine tabidir. Sinema, radyo, tiyatro, o mecmua, ; gazete, (sile sohbetleri bu cereyanı kuvvetlendiriyor. Bu vaziyet o içinde bir randman düşüklüğü vardır. Fakat bu bir dedi- kodu mevzuu olmaktan uzaktır. Bu, bir müdürün bir imtihan sualini yan- lış not ettirmesinden ibaret basit bir mesele değildir. Kökünden halli lâzım bir iştir. Türkiyenin bu sene az veya çok şa- hadetnameli gence malik olmasından örel iisinleketin bünyesini kurtar' » ma davasıdır. Sadri Etem Beyoğlu dördüncü sulh hukuk mahkemesinden: Kasımpaşada Uzun yolda Tah» ta gazi mahallesinde cami karşı » sında 16 No.lu hanede mukim Ibrahim Etem oğlu tesviyeci Ah - met usta akıl hastalığına müpte- | lâ olduğundan haerile syni hane de oturan karısı Cemile Hanımm' vasi tayin edildiği ilân olunur. (2311) | Devlet Demir yolları ilânlar! | 1578 adet lokomotif ve vagon bandajının kaj münakasası 31/10/34 Çarşamba günü saat 16 da binasında yapılacaktır. Fazla tafsilât Aokara ve veznelerinde beşer liraya satılan şartoamelerde vardır. (Bag Laraf: 1 inci sayıfadap X ra da Fatih kazasında toplanılmış- tır. Fırkanın vilâyet idare heyeti reisi Antalya mebusu doktor Ce mal Bey içtimalara reislik etmiş - tir. Fırkanın vilâyet idare heyeti azaları da bu toplantılarda bulun» muşlar, fakat reye iştirak etme- mişlerdir. İçtimalarda fırka teş» kilâtı idare heyetlerinin kazaları namına belediye meclisinde kim - leri aza görmek istedikleri sorul - muş, herkes fikrini söylemiş; şa - hıslar hakkında müzakere cereyan etmiş, neticede Eminönü ve Fa- tih kazaları namına C. H. F. tara- fından belediye © intnhabatında namzet gösterilecek olan zevatın isimleri kararlaştırılmıştır. Bugün öğleden evel (o Beyoğlu, öğleden sonra Beşiktaş kazaların- da âyni suretle fırkanın ocak, na- hiye, kaza idare heyetleri doktor Cemal Beyin reisliği altında top» lanarak Beyoğlu ve Beşiktaş kaza- larının aza namzetlerini tesbit e- deceklerdir. Kazalardaki içtimalar önümüz“ deki cumartesi günü (bitecektir. Bu suretle belediye meclisinin ye ni aza namzetlerinin hepsi cumar- tesi günü akşamı tesbit edilmiş © - lacaktır. Bu suretle vücude gele» cek olan listenin pazar günü ilân olunabileceği tahmin ediliyor. Şimdiki şehir meclisi azasının mühim bir kısmının yeni meclis a» zalığına namzet gösterilmiyeceği söylenilmektedir. Yeni şehir mec- lisinin eski azadan bir kısmıda bulunacaksa da meclisin çoğu ka- * dın erkek yeni zevattan mürekkep olmak üzere teşekkül edeceği an- laşılıyor, Dün Eminönü ve Fatih kazalarında yapılan o içtimalarda tesbit edilen namzertler arasında da ayni suretle eski meclis azasin- dan bazılariyle beraber ve daha ziyade (yeni zevatın bulunduğu söylenilmektedir. C. H.F. vilâyet idare heyeti re- isi Antalya mebusu doktor Cemal Bey, bir beyanatında şehir meclisi azalığı namzetleri hakkında şun» ları söylemiştir: 7 — Şehir meclisine aza olmak için namzetliğini koymak üzere fırkaya müracaat edenler çoktur. Bu mürâcaat; kendilerinde inti - hap kudreti gören her © yurttaşın hakkıdır. Bu hakka hürmet etmek vazifemizdir. Binaenaleyh hiç bir vatandaşın bu yoldaki müracaati reddedilmiş değildir. Yoklama ta» limatnamesi mucibince mamzetli - ğini koyan bu zevat fıra teşkilâtı mızm seçimine arzedilecektir. Bu zevat meyanından 136 zat seçile- rek fırka namzedi olarak ilân edi- lecektir. İntihapta bu 136 zatm kazanacakları rey adedine göre | altmış sekizi asil ve altmış sekizi yedek olarak ayrılacaktır. DİŞ DOKTORU Übeyt Sâit Fatih Karagümrük Tramvay durağı No. 4 Göz Hekimi Dr. Süleyman Şükrü Ankara caddesi No. 60 Telelcn. 92566 Babi$li, zarfla idare (8750) ii g

Bu sayıdan diğer sayfalar: