3 Ekim 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

3 Ekim 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Şikâyetten evvel.. Oldumu ya bu!.. Öyle rahattık ki, © lkbal hanım, çimetlerin üstüne beyaz örtüyü yaymış, yiyecekleri hazırlamıştı. Aşağıda, küçücük koya bira şi- şelerini salmışlardı. Buz gibi bira içip, bu tenha gölgede yemekleri- ni yiyeceklerdi.. Dünyada rahat var mıdır? Kalabalık bir aile daha geldi. Hem de gürültücü, üç çocuklu bir aile.. Yirmi yaşımda bir kız, on altı yaşında bir kız, on yaşında bir kız.. Daha yerleşmeden, kızlardan i- ki küçüğü denize girmek istedi - ler. Paçaları sivadılar, koya girdi- ler. İkbal hanımın büyük oğlu kaş- larını çattı: — Şişelerimizi Kıracaklar, — Bir şey olmaz. — Biraz daha ötede denize gir- teler olamz mıydı? İkbal hanım aç gözlüdür. Karnı acıkmıştı. Dövüşe saldırdı. Fakat siz aksiliğe bakın. Tuz unutmuş - lardı. — Gelenlerle kavga edeceğimi- e, Yuz istesek, dedi. Kocası Cemil bey de bu fikirde idi. Büyük oğlu İhsan yerinden! Kalktı: — Sen rahatsız olma baba, ben isterim, “ Biraz evvel hırçın olan İhsan ne den bu kadar, yumuşamıştır?.. Çünkü gelen ailenin ime kızma gözü ilişmişti. Yürüdü, kıza yaklaştı: “— Affedersiniz hörtmefendi, biraz tuz istiyebilir miyim?. — Hay hay efendim. — Eğer sizin bir eksiğiniz var« sa hiç çekinmeden isteyinz. — Teşekkür ederim efendim. Bu tuz işteyiş, iki aileyi birleş- “ tirdi. Hemen ahbap oldular. Hele Refika ile Ihsan biribirlerinden ayrılmıyorlardı. Bira getirmek behanesiyle aşağı koya beraber i- niyorlar. Rüzgâr behanesiyle, uca doğru beraber gidiyorlar. Aksi se- da nerede var, diye beraber uzak- laşıyorlar. © Akıllara gelen şeyden bahsedi- yorlardı, Ve mütekabilen biribiri - «mim fikirlerini tastik ediyorlardı: — Hakkınız var, Babalarla anneler de anlaş - mışlardı. Bu zamana kadar biri - birlerini tanrmadıklarına mütees - — siftiler, Ihsanla: Şefika (sohbetlerine germi verdiler. de de saf kimsele m çıldırtan büyü < Yazân : İzzetoğlu Genç kız sordu; — Ne iş yaparsmız?. — Mühendisim. — Piyano sever misiniz? — Neden sordunuz?. — Ben çok severim de,. Sabah- tan akşama kadar piyano çala- | rım. — Ya! — İyi değil mi!, — Belki. Fakat bizim apartı- manın yanındaki apartımanda bi- ri var, sabahtan akşama kadar pi- yano çalıyor, kafamızı şişiriyor.. Malüm ya, duvarlar ince, gürültü- den rahatsız oluyoruz. O çaldık - ça biz de küfrediyoruz. Fakat si- zin çalmanız enfes olacaktır. Genç kız sararmıştı: — Nerede otüruyorsunuz?. — Şişhanede Pervin yilinin nmda. — Biz de onun yanındaki apar- trmanda oturuyoruz. — Demek sizsiniz!.. — Evet, -— Ne fena!,. Biribirini tanımıyan iki komşu- nun biribirlerine olan hınçları, kinleri birdenbire kabardı. Artık konuşmuyorlardı. Ailenin yanına döndüler, — Neniz var sizin?. — İstanbulda komşu imişiz. | İşte sabahtan akşama kadar piya no çalan kız. — Ya.. Demek başımizi ağrıtan ! bu kızmış ha. — Affedersiniz ama, mütema - diyen de siz küfrediyorsunuz. E- ğer bilseydim size tuz vermez - dim.. Ayrıldılar. İhsan, Refikanın baktı: — Ne yazık ide diye mırıl - dandı. 4 Piyanodan şikâyet etmeden ev « vel, çaların kim olduğunu öğren - mek lâzımdır. a İzmir mekteplerinde İzmir — Lise, muallim ve or- ta mektepler kadroları gelmiştir. Gelen kadrolarda esaslı tebed- dülât yoktur. Erkek lisesi tarih muallimi Hayri Bey Haydarpaşa lisesine, erkek muallim mektebi tabiiye muallimi Celâlettin Bey İstanbul Vefa lisesi mua)llimliğine Karataş orta mektep Türkçe mu- allimi Fadıl Bey erkek lisesi Türk» çe muallimliğine, Ankara mual - limlerinden ali Rıza Bey erkek li- sesi tabiiye stajiyerliğine tayin e- arkasından “un Büyücüler ... ..u KARAGOZ Güzetesi, sösessee Yakında BA ŞL IYOR ss gülünç taraflarını olduğu gibi gösterecek olan bu: (Çok meraklı, çok heyecanlı, çok gülünç ve ayni zamanda çok acı romanı “Karagöz,, de O AY YU Nel Eli ipe dilmişlerdir. - : inin Yeni Romanı büyü ile aldatan ve sinirleri laverelerle, entrikalarla, hok- büyücülüğün en acı ve en YARAR DF haz -TAKViM-— 5 Carsamba | Perşembe 3 Tel Teşrinİ 4 ii Teşrini s5 C. Ahir (266 Ahir | Gün doğuşu 44 600 Gün barisi rs 1749 Sabah namaz 500 so Öğle namazı 1208 1208 İkindi namaz 1480 15.18 Akşam namazı 7.0 1. Yatsı gatmağı 19 19.49 İmsak 420 421 Yılın geçen gösleri 160 No Yılın kalan günleri s6 85 İ.Rapyo, | &ugün 823 Khz. BÜKREŞ, 364 m. 13.15 Gündüz neşriyatı. 18: Radyo orkestrası. (Hafif musiki.) 19: Haber. ler, 19.15: Solo keman iştirakile parça lar. 20: Üniversite. 20.20: Plâk. 20.45 Konferans, 21: Piyano keman konseri, 2145: Sophie Muntenau tarafından sarkılar, 22.15: Salon orkestrası. 23: Haberler. 23.05: Konserin devamı, 223 Khz. VARŞOVA, 1345 m, 18.35: Taganni (piyano refakatile) 18.60; Spor. 19: Zrai musahabe. 19.18: Oda musikisi. 19.45: Konferans. 20: Mandolin konseri. — Musahabe, 20.30: Mandolin konserinin devamı, — musa habe, 22: Chopinin eserlerinden mü » 23,20: Hamburgtan nakil, (Dans musi- kisi,) 841, Khz, Tegel 357 m. 19.30; Tagannili konser, 20.40: Ak - tünlite, ebeler. 21.10: Akşam şar kaları, 8 yiye 2145: Gm Dil musikisi. 592 Khz. VİYANA, 507 m. 20 Haberler, 20,20: Klâsik Viyana o- gele Klan 2 21.30: Şiirler. 23.20: Esperantoca, 2330: Haberler. eri Der Stern der Magns isimli piyes. Yaylı sazlar konseri, Haydn, 1 Gece konseri, BORSA Hizalarında yıldız işareti olanlar üzer | lerinde 2 - 10 da muamele görenler: dir.) Rakamlar kapanış flatlarını gösterir. Nukut (Satış) » Lovdta GiŞ, sef Viyana YA 2 İl # Nevyork 135, —| # Martı çağ » Paris va —İ « Berlin düğüm # Mile 116 —| « Varşova 2m | » Brükre 118, —| « Budapeyte S6, — & Atina 25, —| * Bükreş 19,86 * Cenevre & Belgrat © 57, — | « Yokohama 3, — « Amsterdam 8: sala ses, — * Prg » Meğidiya 28, İ # Stokholm i s Benkyö 209 Çekler (kap, sa. 16) «Londra o Giğ-- (e Stokbim kil e « Viyana 4793 # Paris 1206 (e Made S.M » Milâze 9.3 » Berlin 19774 # Brüksel * Varşova , “ Atm » Hadapeşte # Cenevre « Bükreş 798 # Sofya Lu Belgrat gra » Amsterdam 1. # Yokohama 273 Mokora 109975 İl 0 Hi Teras # Çimesto #s. 1294 Unyon Dek —— Şark Dez Balya Sark m. ecza Telelon # İs Bankası Anadolu 6 Reh Şir, Hayriye Mâğ0) İs Merkez Rankası 59/9 U. Sigorta -m Bomoa, 1225 w1933Türt Bor.l 29,45) o Elektrik v . Marenİ Tramvay —. te aa ia Rahim .- İtikrâzmanıl 1 5 Anadolu! 4413 # Ergani İstikrarı Mz —| Amdolei 455 İl ves ar A, Bazdar, -.m —00 Avağol M0 — * Mümessil A 4050 Hurda incirler İzmir — İnhisarlar idaresince incir mıntakasında muhtelif yer « a lerde tesis edilen hurda incir mü- büyan merkezleri tarafından ya - pılan mübayeatın yekünu yarım milyon kiloyu bulmuştur. Alman incirler her gün vagon vagon İzmire getirilerek idarenin Aydın Demiryollarından kiraladı» ğı büyük depoda paçal edilmekte. dir, İlk parti hurda İstanbula gön- derilecektir. Peyderpey diğer kı» sımlar da yollanacak ve orada İn- hisarlar idaresi fabrikasında su» maya tahvil edilecektir. N ilan Ma ilim İl içinde devam etti. Bu geçimsizlik, Arsen Lüpen'in Sergüzeşteri Kanlı İntikam! Arsen Lüpen, oğunun düşmanı mı ?| — Halbuki sizin de gidiyorum. — Hem fena halde hoşuma gi- diyorsunuz. Belki kendimi biraz kaybetmemi mucip olan sebep de budur. Raul de yatışmıştı. O da tatlı tatlı gülümsüyordu. O akşam ve ertesi sabah Raul uzun bir tahkikat icrasına başla - dı. Bu tahkikat onu Gars civarm- da bulunan “İhtiyarlar yurdu,, na sevketmişti, Misafirler (odasına Baba Stanislas'ı getirmelerini ri - ca etti. Baba Stanislav ihtiyarlık - tan tir tir titriyen bir adamcağız - dı. Raul ihtiyara ziyaretinin se - bebini anlattı: — Siz, dedi, Vesine'lisiniz. O - | tuz sene Gaverk ailesinin hizme - tinde bulunduğunuzu haber al - dım. Aldanmıyorum. Değil mi?. Vesine belediyesi beni size yar- dım etmeğe memur etti, Şu yüz frangı alımız. Bir saat süren bir mükâleme- den sonra Raul ihtiyardan istedi- ği malümatın hepsini almıştı. Bu hoşunuza betin babasr Aleksandr Gavere - lin zevcesi ile iyi geçinmediği, Fi- lipin bir serseri ve bu yüzden zev- | cesini daima betbaht eden bir he- rif olduğu ve fakat, ayni zaman - da, sebepsiz olmamak üzere çok kıskançlık ettiği, bu kıskançlığın âmili ise Madam Gavelein ouzak akrabasından olup köşke devam- da ileri varan biri olduğu meyda- na çıkıyordu. Stanislas izahatıma devam ede- rek: — Bunların aralarında, dedi! “Oranjeri,, bahçelerinden işitilen münakaşalar oluyordu. Matma - zel Elizabetin üç Yaşına girdiği zaman bir gün M. Aleksandr Ga - yerel bu uzak akrabayı kapı dışa" rt elti, hatta arkadaşım hizmetçi Edvard herifi pataklıyan efendi - sine yardım mecburiyetinde bile kalmıştı. Matmazel Elizabetin ha- Kiki babasının bu uzak (akraba, Jorj Dürjival olduğu söyleniyor - du. Maamafih buna rağmen Gave- rel ailesi bozulmadı. — Evet bozulmadı ama, zırıltı birkaç sene Matmazel Rolandın doğmasına rağmen devam etti. Fakat bana sarhoşluğa ve eğlen ceye daldı ve günün birinde kan beynine hücum ederek öldü. — Uzak akrabadan olan Jorj Düjival bir daha görünmedi mi?. — Kat'iyyen. Yalnız madam Gaverel ta ölümüne kadar her se- ne çocuklarla birlikte Kaburga gi- derek yazı orada geçiriyordu. Bu- yası Düjvalin oturduğu Kandan yirmi kilometre uzaktadır. Bunla- rin sık sık plâjda baş başa görül - dükleri rivayet - ediliyordu. Bir gün köşk ahçısı olan kadmın: “Göreceksiniz,, Düjival bütün ser vetini matmazel Elizabete bıra - kacaktır.,, dediğini hatırlıyorum. Raul aldığı malümattan çok memnundu. Bu aile ihtilâfları ay- dınlanmıya başlamıştı. Öğleden sonra “Klematit, Yazan: Maurice .Lebli köşküne giden Raul kendisine K şı gösterilen bütün samimi hüşmü kabule rağmen ona karşı çekinge hareket edildiğini pek âlâ duy! Gençlerin derdi de orada idi. J rom arasıra Rolanda meftunart nazarlar atiyor, Felisiyenin göz” leri de bazan Fostinden ( ayrili Rolanda dönüyordu. Roland nişanlısına dedi ki: — Kâğıtlarınız hazır mı, J8* rom?. — Tabii hazırdır. — Benimkiler de hazırdır. B# gün salı ve eylülün yedisi. Dü nümüzü ayın on sekizinde yapâ! İm olmaz mı?. Raul kendi kendine; “— On güne kadar evleniy lar, dedi, o güne kadar ne kadi uzak ve karanlık olursa olsun kikatin teçelli etmesi lâzım, Eylülün 11 nci günü Rol Raulü köşke davet etti. Bugün, b8 zı mühim tebligatta bulunmak ü' zere polis müfettişi Guso gelec ti. Roland bu mülâkatta Ravl * Felisiyenin de hazır bulunmü ni istemişti. Müfettiş Guso gelir gelmez İ zahatına başladı: — Son gürlerde makine ile ye zılmış briçok imzasız me! aldrk. Bunlar Vesine'de kutuy& * tılmışlardır. Burada yaptığım 18” kikata neticesinde üç kilometi uzakta eskice ve tahrip edilmiş bif yazı makinesi buldum. Bu da © mektupları yazanın acemi bir â dam olduğunu, göstermektedir Bu mektuplardan birinde, vak” gecesi Felisiyenin dolaştığı yer lerde metruk bir bahçe olduğun" dan ve bu bahçe ağaçlarından b! rinde kanlı bir mendil görüldü günden behsediliyor. Bu mendil de “F,, harfi işlenmiş bulumuyo Madam ki burada bulunuyorsu. wuz, M. Felisiyen kullandığınız mendili gösterir misiniz? Felisiyen mendili gösterdi vi Guso sözüne devamla dedi ki: — Bu miendilde harf filân yo! Fakat her ikisi de ayni büyüklük” te ve ayni kumaştan yapılmış şey” lerdir, Bakalım kan lekelerini! tahlilinden hâsıl olacak netice olacaktır. Guso gittikten sonra Ravl ger delikanlıya dönerek: — Görüyorsunuz ya, dedi, i leyhinizde itbam delüili günde güne fazlalaşıyor. Bir iki güne ka dar burada tevkif olunmanız b muhtemeldir. Felisiyen, bu sözler kendisi! *-ci değilmiş gibi cevap vermedik Başka şeyler düşünüyordu. Rav gencin bu haline şaştı ve kalbind8 nefret hisleri yuandığını histetti- Akşam olunca Raul göl kena * rında iki siyah hayalin dolaştığı nı görmüştü. Bu hal merakını u ” yandırdığından gizlice (o takibst# başladı. Bunlar göl kenarmda bif kanapeye gelip oturdular. j Felisiyen ile Fostinin yanına otur” duklarını ve genç kızın başını de likanlının omuzuna (o dayadığın gördü il (Devamı yarım) hili zu a,

Bu sayıdan diğer sayfalar: