5 Ekim 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

5 Ekim 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Firdevsinin bininci yıl dönümü kutlulandı Üniversitede merasim yapıldı; Mükremin Halil | Bey büyük iran şairinin hayatını anlattı Dünkü kutlulama devsinin hayatını e (Şâdap)ta doğmuştur. Firdevsi pek u- zun süren şehname içinde bazı bazı istitratlar yaparak hayatı hakkında bize malümat verir. Muhtelif yazma merasiminde hâzır müshalarda yapılan bu tetkiklere na. | zaran sair 320 ile 323 arasında doğ - muştur. Firdevsi eserine 975 senelerine doğ- vu başlamıştı. O zaman 45 yaşlarında vardı. 975 tarihinde Mahmudu Gaz « nevi benüz çocuktu. Bu büyük İran Dâsrtanı sünni bir hükümdar ©oolan Sultan Mahmudu pek alâkadar etme mişti. Firdevsi eğer Gazne sarayında mevki sahibi oldu ise ki, bu şüpheli — | dir. Başka eserleri sayesinde olsa ge- rektir. Tosdan çok bahseden müver - rih “Utbi” Firdevsiyi ve onun şirle- rini hiç zikretmez. Buna rağmen şeh- name kendisinden evvel yazılan bü - tün dasitani eserleri © söndürmüş ve Müslüman muhitinde pek çok oku - nan kitaplar arasma girmiştir. Firdev eseri Şehname adıla a- nilan (İran Milk destanı) dr. Büyük bir maziye malik olan İran, bir çok istillar altında kaldığı halde milli ben- zaman kaybe Bu derece kuvveti: milliyet duygusu uzun bir mâziden süzüle süzüle hiha- yet arap istilâsımdan sonra destanını yaratmıştır. Fertler cemiyetin mahsu. lü olduğu gibi, cemiyet üzerine kuv- vetli tesirler yaparlar. Kendine mah - sus varlığını bu derece derinden du » yan İran milliyeti olmasaydı Firdevsi vücuda gelmezdi. Fakat gene meli ki, din ve kültürü ile bu rm en €zicisi olan den sonra Fir, mal İran bu, betmiş olurdu. İran tarihi bize lir. Biri (Mazdeizm tabı (Zend « Aveşt, sında yayılan i Fi ü evvel bir çok year, miş olan anane ve yi ir ki bunları Şehname Gele e (Zend - Avesta) da müphem kol bir çok noktaları #arp mütetebbi, 5 Şehnüme ile izah ederler. bu go, eri münferit hâdiseler olmayıp sistem lini almış ve eskiler tarafından tari . hileştirilmiş bir vaziyettedir. Bunlar. dan bir kısmı Ariyani Hint üstürele. ai İrana Zeçmiş olanlarıdır. Diğer .r sisemi da yerlidir. Üstüreleri ta rih halinde göstermek istiyen ala da Kronoloji mevcut olduğuna İranın mitolojik tarihi Avestadan ev. vel yazılmış bir halde idi, denebilir, Rühban smıfında ve kısa ve sintemi tik olan bu tarihin kökleri daha İn devsi yetişmeseydi ihti. iki menbadan ge - ) in mukaddes ki. A) dan halk ara - ından yazı). » ha- göre fassal, fakat dağınık bir halde halk a. | rasında yaşıyordu. Yunan K menbal, bu hurafaları Ahamenitler e Fers veya Medicrden işitmiş olacak lardır. İli 8) ın milâttan evvel dördüncü asrın başında yazılmış olan | eserinde Herodet, Diyodor gibi Yu . nantarihçilerinden İran tarihini kış. men bulabiliriz, Fars dilinde Yazılmış en eski kah. yaman hikâyeleri (Zerir ve Erdişir) e ait iki eserdir. Bunlardan başka bazı eserler yazılmış olması ihtimal dahi - linde ise de zayi olmuştur. Firdevsi İran bütün milli anane. lerini malzeme halinde kullanıp bü « yük bir eser meydana koymuştu. Va. | | | narjar: Mükrimin Halil Bey Fir- anlatıyor... kalar arasındaki bağlantılar pek gev - şek olmakla beraber buna gene umu - mi bir tarih denebilir. Şehname kütle- den ziyade ferde ehemmiyet vermiş» tr. Eserin ilk plânında muayyen kah- | ramanlar gelir. Firdevsinin bize gös- i devirleri « | | | terdiği İran ordusu nin teçhizatı mükemmel ideal bir or. dusudur. Elindeki ananeyi Firdevsi sür haline koymuştur. Şahıslarla hi « tabet kudreti harikulâdedir. Anane « deki sade vakaları mübalâğalı tasvir- lerle yaşatır. İskender devrine kadar harp sahneleriyle dölü olan Şehname İskenderden sonra ince duygulara te- mas etmeye başlar. (Zâl) ile (Rüda - be) nin daha cinsi, (Bijen) ile (Meni- je) nin daha garami ve temiz aşkla - | rt görülür. Bu parçalardaki sade tahkiye üslü- | bu çok güzeldir. Bunlardan başka Şehname ana ev lât sevgisi, kan davaları gibi (o bazan masum, bazan facial: sahnelere de şa- hit oluruz. Eserde en normal kahra - man (Göders) dir. Mühim bir kısmı (Rüstem) ile (İs- fendiyar) arasında geçen harpleri hi kâye eden bu destanda kadınlar. an - cak aşk mevzuu teşkil ederler, K ramanlar ideal İran kahramanlarıdır. Hepsi cesur, şen, mağrur, hatip me - rasimperver ve dindardırlar. Lisanı umumiyetle sadedir. Fakat epope yazan şair gözlerine hâdiseleri bazan namütenahi büyüten — âdeseler takmak mecburiyetindedir. Firdevsi bunu yapmış: Hakikat onun nazarm- da iltifata değer bir şey değildir. Me- | selâ denizde bin fersahlık bir yeri ge- Arap hâkimiyetin. | günkü milli simasını kay. | miler ve kayıklarla geçerler. Bir se - ne süren deniz seferinde bir defa fır. tma çıkar. Ve nihayet (Efrasiyap) de- niz üstünde yürür. Yüz bin kişilik or- duların hazırlanması için pek az za - man kâfidir. £ Velhasıl görülüyor ki, şair zaman © ve mekâna istediği gibi tasarruf ediyor. Firdevsi esasen âlim değildir. Ara sıra dört unsurdan ve dört keyfiyetten bahseder. o Bazı hâkimane cümleler söyler. Fakat hiç bir zaman âlimlik | tarlamaz. Mısraları sade ve kısa kısa” | dır. Büyük periotlar nadirdir. Cümle- | ler ekseriya bir veya yarım mısra i- çindedir. & Fakat bu yarım mısralar bazan kuvvetli olur. Bir çok destan - larda olduğu gibi Şehnamede de ka- hp beyitlere rastgelinir. Firdevsiden evvelki lirik ve epik *serler pek mahdut olduğu için bu © dob'yat âlemi içinde Firdevsi'nin ne | dereceye kadar eskiye sadık kaldığı ve ne derecede yenilik gösterdiği ta- yin edilemez, Şehname elli bin beyit kadardır. Kuvvetli bir selâsetle'akan bu eserden harikulâde metin mısrala- ra rastgelinir, o Destani ahengi çok yüksektir. Bu kadar muazzam bir eserin her tarafımda büyük muvaffakiyetler ara- mak haksızlıktır. Evvel böyle bir &se- ri bişlayıp başaran ruhi kudreti dü- şünmek lâzımdır. Döstanmı derin bir | —liyet sevrisivie © doldurrrak milli | İ yonluğu maçlarına | için müsabakalara dört | lardr. Takımlar şu suretle kurul” | cher, ağır Nagy: İ takım kaptanları bayrakları yan - : Dediği zaman kendi namının eseriyle gururu. ebedileştiren, sami dehaya karşı ari dehanın yüküekliğini müda- | faa eden ve nihayet arap istilâsr al - tında kaybolmağa mahküm milli ana- neleri canlandıran bu büyük şair İran milletinin yüksek bir şerefidir. Çünkü Firdevsi yaptığı işin şuuruna malik - tir. (Otuz senede çok zahmet çek - tim; fakat bu dil ile İranı dirilttim.)İ Balkan Üçüncü Balkan güreş şampi- | dün akşam Fransız tiyatrosunda başlandı ka- | labalık fevkalâde idi. Bütün ti- yatro hıncahınç dolmuştu. Perde İ tam yirmi biri çeyrek geçe açıldı. | Perde açılırken bando çalıyor, sa- | lon alkıştan inliyordu. Sahnedeki minderin etrafına Yunan, Türk, Yugoslav, Bulgar takımları dizil- mişlerdi, gelmediği millet işitrak ediyordu. Perde açılmca | C.H. Fırkası idare heyetinden Cevdet Kerim Bey kısa bir hitabe söyledi. Ve Fırka Kâtibi Umumi» si Recep Beyin son dakikada çı - kan bir mazereti üzerine geleme - diğini ve Recep Bey namına Bal kan şampiyonasını açtığını işaret etti. Sonra güzel kelimelerle gü- reşçilere muvaffakıyet temenni €- | derek alkışlandı. Bundan sonra evvelâ Balkan marşı sonra diğer milletlerin marşları çalındı ve hür- metle dinlendi. Sıra takımların takdimine gelmişti. Her (takım reisleriyle beraber ayrı ayrı tak - dim edilerek alkışlandı. Takdim edilen takımlar takdimden sonra kendi dilleriyle halkı selâmlıyor - Rumenler muşlardı: Yunan takımı 56 kilo Biris, 61 Salis, 66 Pan- gofulos, 72 Zaharya, 79 Zanut, 87 | Stratudakis, ağır Salas. Yugoslav takımı 66 Sleberger, 61 Tath, 66 Re - luca, 72 Sarinie, 79 Janes, 87 Pir- | Bulgar takımı 56 Sleberger, 61 Toth, 66 Re- ! fim Maschaloff, 66 Velisor Spa- soff, 72 İtscha, 79 Petor Konstam tinoff, 87 Evlogi (Georief, ağır Sladsche Dimitroff. Türk takımı 56 Hüseyin, 61 Yaşar, 66 Saim, 72 Hüseyin, 79 Nuri, 87 Mustafa, ağır Çoban Mehmet. Takdim merasiminden sonra yana getirerek (oandiçtiler sonra hep bir arada resim ( çıkartıldı. Artık sıra müsabakalara gelmişti. Birinci maç 56 kilo Boris (Bulgar) ile Sneberger (Yugoslav) ( karşılaştılar. Orta hakemi Sadullah Beydi. - Bulgar daha atak oynuyordu 6 dakikada Yugoslav bir kafa kolla galip gel- di. Ikinci maç 56 kilo Hüseyin (Türk) ile Biris (Yu- nan) karşılaştılar. Orta (hakemi! Yugoslavdı Yunan atak gorünü- yordu.. Fakat Hüseyin biraz son- İ ra faikiyeti ele aldı. Yunanlı yere düşmüştü, Bir iki müşkül vaziyet ————— — İ tu İ tehlike atlattı. İ Tekrar ayakta başlandı. berabe eburüileşeceğine — inanıyordu. İran “Teşkirei şuura” ları onun şiirde ustalığını müteffikan teslim ederler. Nizami Sadi, Enveti, gibi en büyük İran şairleri üç şiir peygamberinden addedilen Firdevsi çok takdir etmişlerdir. Hattâ Enveri, (O üstat biz şakirt değiliz; 9 efendi biz kuluz) der. Yalnız dost ve kardeş milletin des- tanını yazdığı için değil cihan edebi: yatında mühim bir mevki sahibi olma st dolayışiyle de burada namını tepçit | ettiğimiz Firdevsi İran milletinin ar- tık temel taşıdır. Sanatin ve onun iç- | mai rolünün yüksek suurunu duyup | Firdevsiyi kutlulayan İran milliyeti | İ böyle büyük Bir saire malik olmasın- dan dolayı tebrike lâyiktm. İ goslav) tutuştular. ampiyonası atlattıktan sonra ayağa kalkmıya | niye sonrâ yara tekrar açıldığı i muvaffak oldu. seyin düştü. Kuvetler biribirine denk olduğu için mücadele zevk- | İlk on dakika bitti. Tekrar ayakta güreşme (başladı. Hüseyin hakemlerin ( ittifakiyle hükmen galip ilân edildi Üçüncü maç 61 kilo Yaşar (Türk) Toth (Yugos - li oluyordu. Yaşar sert ve ataktı. Minder kenarı hamleler sıklaştığı için halk heyecana Yaşar bir tehlike atlatarak Müyüyorüu,| lar) karşılaştılar, yere | Türktü. Güreşçilerin ikisi de çe- Sonra yere Hü- | çin maç durdu. Hüseyinin başı bu sefer daha sıkı sarıldı. rar başlandı Yugoslav bir aralık minder dı. Birinci devre bit- ti. İkinci devre gene ayakta baş- adr. fnikiyeki ele aldı ve 11,20 saniyede çift kur rakibini yendi, çok alkış » Maça tek» şında tuş oldu. Hüseyin bu sefer le ile İ lav) karşılaştılar. Orta hakemi | landı. | Türktü. Dokuzuncu maç 79 kilo Nuri (Türk) ile Janes (Yugos- Orta hakemi düştü, fakat kalktı. İlk on dakika | tindi. Çarpışma çok hararetli ve bitti, Kur'a çekildi Yaşar yere yat- | Üç dakika böyle geçecekti, Yugoslav üstte bir (o fevkalâdelik gösteremiyordu. Devre bitti ve yaşar üstte güreşmiye başladı. Bu sefer daha (o bareketli bir güreş gördük, Fakat hesapsız görünüyordu. Bu da bit- ti. Son dört dakika, ayakta bas ladı ve maç bitti. Yaşar ittifakla galip sayıldı. Dördüncü maç 61 kilo Salit Serafim (Bulgar) karşılaştılar. Orta hake- mi Türktü. Yunanlı daha 43 ün- cü saniyede bir kafa kolla Bulgarı yendi. Beşinci maç 66 kilo Pangofulos (Yunan) ile De Lw- ca (Yugoslav) karşılaştılar. Orta hakemi Türktü. Yugoslav güreşçi çok atak başladı. Yunan büyük Yunanlıya naza - dehşetli çevikti. Bo yuna oyun (yapıyordu. Yunanlı bir tehlike daha (atlattı. bir tuş bile oluyordu. Devre bitti. Yaşar acul ve (Yunan) ile ran rakibi iki güreşçi de sık sık minder dış» na çıkıyorlardı, Yugoslav bir hay- li gevşemişti. Nihayet maç bitti, Yugoslav ittifakla ve haklı olarak | hükmen galip geldi. On dakika istirahat verildi. Altıncı maç 66 kilo (Türk) Gayfanof Saim ile (Bulgar) karşılaştılar. Orta ha - | kemi Yunanlıydı. Bulgar deli gibi güreşiyordu. Herkes şaşırdı. Ve gülmiye başladı. Fakat daha ilk saniyede takibinden bir tokat yiyen Saim bir kafa kolla Bulgarı 1 dadika, 4 saniyede yendi ve çok alkışlan- dı. Yedinci maç 72 kilo Kaef (Bulgar) ile Laharya (Yunan) karşılaştılar. Bulgar ilk | saniyelerde bir tüş tehlikesini güç atlattı. Fakat Yıman 2 dakika, 45 saniyede bu tüşu yapmakta fazla gecikmedi. Burada garip bir va- ziyet oldu. kızmıştı. Elini sıkmak istiyen Yu- nanlıyı iki kere itti. pek uvgun olmıyan bir hal... bayet kafile reisinin 'htarr ne Yunanlının elini sıktı gene kızgındı ve kendi söyleniyordu. Sekizinci maç 72 kilo Hüsyin (Türk) ile Sarini (Yu- Orta hakemi Iki genc te kavi ve birbi- Bulgar güreşçi ocok Sporculuğa Ni> üzeri» Fakat kendine Türktü, rine denk görünürerlarde. Yağda kafasiyle karsıladığı icin Hüsevi- nin kaşı varılmıştı. Maç ruldu. Ve Hüseyin tedavi edildi | Hatta | Şimdi | durdu- | dakika sıkıydı. Devre bitti. Hakemler beraberlik verdiler. İkinci devre de kur'a ile Yugoslav yere yattı. Yugoslav çok kuvvetli idi. İyi mu- kavemet ediyordu. Üç dakika bit» ti ve Nuri yerde güreşmiye bap ladı, Nuri tam beş defa kalkmıya muvaffak oldu. Son dört dakika ayakta başladı ve Nurlota hazal Nu ifakla hük - men galip sayıldı. ONUNCU MAÇ 79 KİLO Zamos (Yunan) ile Konstanti notf (Bülgat) Karşılaştır." Ona hakemi türktü. kuvvet» Hiydi.' Fakat bilmiyordu. i Bir tuş tehlikesi geçirdi. e Fakat şimdiye kadar leriyle bitit. Bulgar oyun Yunanlı güreşçi gördüğümüz Yunan güreşçileri - Güzel ve hesap- li güreşiyordu. Birinci devre bit- ti. Tekrar ayakta başlandı. Yu » nanlı hakimdi. Fakat Bulgar da bar ve temkinli idi, Es kül vaziyette bile, halk kendisini alkışlayınca eliyle bu selâma te- şekkür ediyordu. Yunanlı güreşçi hükmen ve ittifakla galip sayıldı. Fakat çok sempatik Bulgar mağ- halk tara» nin en ustasıydı. müş lüp olmasına rağmen fından çok alkışlandı. ON BİRİNCİ MAÇ Yorgiyef (Bulgar) ile Pircher (Yugoslav) karşılaştılar. Orta ha- kemi Türktü. Birinci devre mü- savi bitti. Güreşme ahenksizdi. İkinci devreye Bülgâr yere yatır larak başlandı. Üç dakika bitti, Bu sefer yere Yugoslav yattı. Bu üç dakika da bitti. Güreşme zevk- sizdi. İki taraf da oyun bilmiyor» du. det düşünüyorlardı. Güreş bitti, İ Doğrusu bu maçta galip çıkarmak bir hayli zordu. Bulgar ekseri- yetle hükmen galip ilân edildi. ON İKİNCİ MAÇ 87 Mustafa (Türk) ile Stratuda- kis (Yunan) karşılaştılar, Orta hâ kemi Bulgardı. Mustafa 27 sani- yede bir kafa kolla rakibini yeni- verdi, Mustafa çok alkışlandı. | ONÜCÜNCÜ MAC (Ağır) Nagy (Yugoslav) ile Slavtscho (Bulgar) karşılaştılar. Orta ha- kemi Türktü. Bulgar pek oyun bilmiyordu. Rakibi de iyi değildi, Güreşme zevksizdi.. Fakat halk gülüyordu. Yugoslav dört dakika- da virmi sekiz saniyede rakibini Ne yapacaklarını uzun müd | yendi, ON DÖRDÜNCÜ MAÇ (Ağir) Mehmet (Türk) ile Lalas (Yu- nan) karsılaştılar. Orta hakemi Yugoslavdı. Yunanlı minder dr | lav Hüseyinin ataklarını daha çok | sma kecıyor. Mehmet kendisin! Koca Mehmet 3 sanivede Yunanlının çeri cekiyordu 53 sırtını yere getirdi ve çok alkışlan- İ Güreş tekrar başladı. Bir kaç sa- | dr. SM ii ME ye EE Za A e İİİ aş

Bu sayıdan diğer sayfalar: