1 Nisan 1935 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 23

1 Nisan 1935 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 23
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

duğu 7 itün ta kl, yalniz ıcı bir n atlama ayakka- rekoru oleulari im bilir »yununa meşhur ılırlardı. sal bir miz bü iymetini ılar 928 yüksek 'utbolcu yetiş ir NE. an bir o z Osmanlı İmparatorluğunun Yemendeki Yazan : NACİ SADULLAH Geçen nüshadan mabat ve son. Ve biraz düşündükten sonra söze başladı : — Yine valinin ve diğer erkânın esir ai e Ben, Ve Hz az vali anlattığım derme ei) silâh tutmamış redif efr adile, gayet kötü bir vaziyete düşmüştü Ben; mevkiimiz daha fazla bozul- madan, İmamla sulhan anlaşmayı düşün- düm. Ve Manahadan üç gün süren uzun bir yol vardı. Ve ben, bu yolu aşıncaya kadar yolun iki tarafı; Oo çarpışmalarda şehit düşmüş askerlerimizin, açlıktan, sefaletten öl- müş halkımızın cesetlerile oluydu. Bu feci yolculuğun dehşeti bende, İmamın tekliflerine baş diremek cesa- retini tüketmişti; ve onunla, oldukça aleyhimize şartlarla anlaşmak mecbu- pi kalmıştım mud Nedim Akdilek, kısa bir süküttar sonra — Aradan ender . Ve pu geçen senelerin hadiseleri, yi İm “m ya ile iyi dost haline getirdi. susi bir sohbet nasib ar li; yıldız yıldız parlayan gözle- rin ni, gözlerimin içine dikti, baktı baktı ve Nedim, dedi, karşılaşmamızda, hoşuna gitmeyen şart- larımı kabule mecbur kalışinın sebebini biliyor musun Ve cevab verniemi ilâve etti : seninle ilk beklemeden r ben, Manahayla San'a ara- Mindaki yolun iki in şehit redif adı ve perişan Türk ölüsü kılığına girmiş adamlarımla ile na seni karşımda, olur olmaz tekliflere kavuk sallamayan, çok kuvvetli bir mümessil olarak bula ei ve itiraf et m sana o çok İehimdeki mua- hedeyi imzalatmaya; bu badıızatınde çok basit imei ve sayesinde mu- vaffak en md şi imdi kil in sapla; ve zoraki bir tebes- sümle karşılaşdığım bu sözler, içimi Bihayret ve takdirle doldurmuştu. Zira, Yemende yılan : oynatılışı İ.. Manahayla San'a arasındaki yolun etrafını dolduran cesetlerin (!) beni tethiş kasdile istiflenmiş maki yyajlı diriler olabileceğini, bütün ömrümce onra, İmamın yaman kurnazlığına parmak ısırmaktan kendimi alamadım Epi yorduğum değerli muhatabıma teşekkür ve veda etmeğe hazırlanı- yordum ki ; — Size, “dedi, sirasi düşmüşken ve hazır aklıma gel elmişken, epi güleceğiniz bir hatıramı daha anlatıyereyim : Mütarekeyi müteakip, Türk ordusu, Harbiye nezaretinden, ve sadırazam Da- mat Ferit paşadan aldığı emir üzerine Yemeni tahliye etmişti. N eşimi ben de memleketime av uri- yetindeydim. Fakat abalinin "siddetli ısrarını, ve İmamın ricalarını çiğne- yemedim. Bazı memurlar, zabitler, ve bir tabur da askerle kaldım orada. emen ahalisinin üçte ikisi Tahame de, yani düzlük arazide barınır. Ve Şafii mezhebine mensubtur. Bu itibarla, Yemenin dağlık bilal Zeydi mez- hebinin arablarına hükmeden İmamla epice açıktır. Fakat gile beni; en büyük aşiretlerinin reisler den bile fazla sayarlardı. İşte anlatacağım garip vak'ada, Şafii ve Zeydi mezhebler ei Ee bu açıklığın büyük r Biliyorsunuz Mi sarkan İmam, İngilizlerle, Hileleri ve İtiiyanlarld istiklâl ER girişmiş bu lunuyordu aralık, İngilterenin Musul fev kalâde barak Arabltamdaki bütün İngilizlerin gayri resmi omümessili Ellenbi, İmamla muhabereye girişmiş, ve bir itilâf un yapmak üzere de şmış. Bunun için de bugünkü Aden valisi Reley'nın yade üç kişilik bir heyet göndermiş. Hüdeydeye gelen heyetin emrinde, yüz elli kadar da müslüman Hind suvarisi vardı. Şafiiler; e anlamadıkları bu adamları ,birer birer muayene etmişler, ve müslüman likdiklağini anlamışlar. Hele İmamla konuşmak”, kani Güre pie yin çıkmışlar ve: İm gâvur'lmam, inerleketi kâfirlere ai l diye ortalığı ayağa kaldırmışlar. Ve herifleri ei i a n i, Safer DR hedi ide karşısında etekleri tutuşan İmam v "nın ricası üzerine gen ai, tım. ve a eyde yolun m. Net ak herifleri, e bal kur- tarıp e lerine gönderebildim. İşte, şafii reislerini buna razı eneie uğraştığım sıralardaydı. Birgün koc Hüdeyde birden bire ayaklandı, ve orlliği silâh yak isyan feryadları: doldurdu. ii yerin | pencere- sinden dış a a ecnebilerin hapaoldukları dairenin kurşuna tutuldu kurnaz Stalin bazıları, bu airenin ae minarenin şerifesine çıkmışlar, ora ateş ediyorlardı. Az sonra asolazin ahiyetini, sebebini, iç yüzünü öğre- nince YE n dona kaldım. Meğer bazı gürültü aşıkı muzibler, cahil rabia ger, demişler, bir iki saat daha durursanız, mahbus kâfirler kara zira bulundukları yere bir tayyare en an arablara, bu haberin Ee İnk söyledim. Bir türlü inanmı- yorlar kâfirlerle beraberlikle ie deni ı. Onları, dilimin üylerini tüketerek iknaa çalıştım. "Kaka tam endişelerinin yersizliğine kanacakları sırada, bulunduğumuz yere telaş, ve hiddetle bir bedevi ei üzerime doğru yürüyerek bağırd — Ya seyyidi; seni “ii baba gibi severiz ama, bizi kâfirlere Sean yeceğin zamana kadar; yani bu ana iie zira şu anda, bize ihanet etti- ğine kaniiz | Ve iki adım daha atarak bana Sonu 3i inci sahifededir. 21

Bu sayıdan diğer sayfalar: