15 Ekim 1935 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 30

15 Ekim 1935 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 30
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ikinci kız, havada taklağımı atarak sandal- yedeki Miçi'nin kucağına düşecekt ül Bu iki narin kızı omuzlarında taşımak, benim idm ve kuvvetimde bir adam için, güç bip iş değildi, yalnız kızın biri otururken (o ötekinin havadan düş erek yapacağı o sarsıntıya dimnbilerek mi idim ? Bu düşüncemi canbaz arkadaşlarıma anlahrken güzel (Miçi), dile; ağzımı kapa- tıyor, bayağı boynuma sarılarak: — Susunuz, Ssusunuz! Diyordu, siz her işi yaparsınız; bakınız beni, hasta arkadaşımızdan yarım metro daha çok havaya fırlattınız; eğer biraz daha gay- ret ederseniz havada bir yerine iki taklak atarak (görenleri o şaşırlacağım... Hem korkmayınız, ikinci kız da başınızın üze- rindeki sandalyeye ve benim kucağıma düşer düşmez, seyircilerden alkışlar kopar ve perdeyi hemen indiririz. Onun için bu yükün altında ancak bir saniye kala- caksınız... . Kahraman dostumuz, bana inanınız diyorum size... Birkaç prova daha yaptıklan sonra çok yorulmamak için işi bıraktık. Ben şaşkın bir halde idim, rüya mı görüyor- dum, yoksa bilmediğim bir memlekette bir canbaz takımile, yarı çıplak, binlerce kişinin karşısına mi çıkacaktım ? Bu gün yataktan kalktığım vakit biri gelip te bu gece böyle bir iş yapacağımı bana söyleseydi, herifi elbet te deli o olmuş sanacaktım... * Şehrin sokaklarında biraz dolaşıp hava aldıktan sonra tiyatroya geldim. Akşam olmuş, canbazlığa çıkacağım vakit gel- mişti. “Tiyatroda dar canbaz pantalonunu giyerken manyatizma olmuş gibi idim. E- lerimin titrediğini pek iyi hatırlıyorum. Şeytan Miçi, yine yanıma sokuldu : — Nasılız, benim Türk kahramanım... Sakın korkmayınız. yapamıyacağım diye düşünmeyiniz, ben sizi kullanacağım. Bir kelime söylemeksizin başımı iğdim. En sonra perde açıldı, bütün canbaz- lar ve ben, büyük bir kalabalığın keskin, meraklı gözleri önünde kaldık. Patronu- muz şişman adam sahnenin: kenarına doğ- ru ilerliyerek seyircilere, dün geceki can- bazın ayağı'incinidiğini, onun rolünü benim yapacağımı söyledi. Herif lehçe söylü- yordu. Yanımdaki (Miçi) ye ne söyle- mekte olduğunu sordum, kesik kesik bana Fransızca fısıldamağa başladı; hınzır herif şöyle diyordu: — Bereket versin ki; ayağı incinen canbâzin o yerine birini bulduk. Bugün şehrimize gelen bir Mısırh,. Mısırın en büyük beylerinden biri... Dişlerimin arasından öfke ile: — Sus... Dedim. — Mısirin en asil ailelerinden birinin oğlu... — Sus diyorum, be herif... — Hay Allah ler versin.. Kendisi saklayorsa çi Mei iie nin siki öosilarnda biri Herif sözünü vü gürültül , kurumlu ede sözle bitirdi; or izi pt rdılı bir hav ağa v Li gözün bana dikilmiş m görüyor 08 larımın dibinden e fişi krmakla oldu- gitti; ancak üçün ncü atla yışda ayağım ka lay dığından herşeyi altüst ettim. Böyle talarda yapacak iki iş vardır, ya amir bile bile muziplik olsun diye yapmış gö- seyircilere dönere; ve elimle göğsüme vurarak kendi Kedim beğendiğimi işmar ettim. Hrkes gülüyordu, perde arkesına ve gözle bakınca şişman patronumuzun da sevinçle güldüğünü gör- düm, (Final)e kadar işler pek iyi gitti. Ar- tık iki kızın tepeme sıçraması rolü gel- um iki perende atarak hafifce başımın üstün- deki koltuğa düşüp rciler üş zaman boynum kırılıyor sandım, ütün gövdem sarsıldı... Bereket versin o anda büyük alkışlar arasında per -önce bana söylenmiş olduğu gibi - indi- rilmişti.. Sevinçle soluk va ea kalmadı... Perde birdenbire yine mı! Artık son e 7 ayakla- rim bükülüyordu, şakak damarlarım atma- arla likleri ik ben de, ağır siklet pehlivanların pek hoşuna gidecek biçimde sırt üstü sahneye serildim Serilmiş olduğum yerden, AL alkışlarla tiyatroyu inletmekte, kahkahalar vi haykırışmakta bulunduklarını işitiyor- gözlerim tiyatronun ince, kirli Gri e sayarken: «Acaba Miçi- nin bir yeri sil incindi mi?» diye dü- neki idim Perde ikinei defa indi... Ve o anda güzel (Miçi) de üstüme atılarak soluk so- luğa sordu : — Birşey olmadınız ya, oh, çek iyi, iyi.. şimdi perde bir daha kalkacak, sıçra- yınız, seyircilere sırıtınız ! Yerimden fırladım, perde de kalktı; seyircilere çok bilmiş bir yüzle sırıttım ve avcumla kafamın arkasını kaşıdım. Seyirci- lerin kahkahaları, ari tiyatroyu bir daha doldurup taşır Perde iner inmez nn patron üstü- me atıldı ve haykırdı: çok rol yaptını. RI a büyük Tİ Adeta ilhan a me pi bir canbazlığın SONUN o derece komik bir gösteriş!., Olmaz şe Şişman patron da benim a alay için y varlığın sanıyordu, ve deği si lemek de bana Ge düşmezdi Patron de — Bu ha fta A kadar oynarsan size 100 ziloi vereceğim |. o Di. o gürledi : , — İki yüz zilotil.. Beğenmiyor met nuz? Elimi ağzına koyarak sözünü kesdiz Susunuz diyorum, en büyük Mi bir TE e, Misir kralının samimi «dos böyle bir paranın ne yüzle sözünü & yorsunuz ? N erif bu sözü duyup bir de Yüz halic yutkunarak sustu. anbaz arkadaşlarımın yani ze ikinci bir para meselesi önünde kaldı namuslu insanlar bana teşekkül yıp vermak istiy rlardı. Ki EA içi kadar zorladılar ki, ai rayı bii başka birşey “yapamadı anca e bu geçici lara öyleki ziyafet “erdim ki, © paranın iki katıç bimden çı Giibaz e kadaşlarımıdan çok yürek yalla içinde ayrıldım. Biz idil (Miçi) en sona kalmıştı. Güzel kız birde bire iki "kolla yam m ve pi naklarımı eği dudaklarile uzun we öptü... Yine o dudakların ii s. bir solukla? İ Beni unutma emi güzel Türk?.. Galiçya ki dediğini duydum Yine oTanda, !birtakım gençlerin, © güzel kız'için herşeyden geçerek, i canbaz kumpanyalarıYpeşine düştük! dair Kn romanlar aklıma geldi. Elbiseyi j şik gösteren, endamın tenasübüdür... van iri da tanasü inceltme, güzülşürme ve ve genç- ala rlla tanınmış ie gJ. SSEL Al rini sinss) Dm elbiseniz yl güzellik ve şiki klik nacaktır. moda karsedir. Mağazalarımız. siyer rat ediniz veya g dine kataloğu beta: Fa 188; B* Hausimana İSTANBUL Bayoğlu Tünel Meydanı Mo.12

Bu sayıdan diğer sayfalar: