15 Mart 1936 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 18

15 Mart 1936 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ME m Bir Nişan Merasiminde Gördüklerim NACİ SADULLAH » Muharrirlerin, gazete, mecmua okuma" yan kadınlarla evlenmeleri; sesleri, bi zim radyo işpigerinkiler kadar kötü olan- ların, sağır kadınlarla evlenmeleri dere- cesinde hayırlıdır. (Çünkü, meselâ eğer eşim bir mecmua ve gazete abonesi olsaydı; ben, nişanımda gördüklerimi anlatamıyacaklım; ve içimi dökememenin azabı beni, gözüme kaçmış bir kıymık gibi kıvrandıracaktı, , size Doktor olmak, avukat olmak, mühendis olmak için mektep mektep dolaşmak lâzım. Ticarette, muvaffak olakil- mek de hayli hüner sahibi olmaya bağ- lidir. siyasette, u hakir görülen yazıcılıkta bile siv,- rilebilmek için, küfüre, hakarete, ve bil. hassa açlığı bir belediye taksi şoförü kadar idmanlı olmak icabeder. 'akat nişanlanmak.. daha doğrusu bir memürü, bir nişa wicabatın nı, kaidelerini öğrenebilmek doktor olmaktan da, avukat, mühendis, tüccar, saylav, maktan g şan merasiminin ve muharrir ol- en ler bekârliğin bu pıhalılığında evlenenlerin azlığını şaşardım. “akat, be lin bitip tükenmeyen kül- fetler altında büki evinin anlıyor: işinden sonra, dünya lm. laki hikmeti gâyet iyi Bana İ hak vermeniz için, sade bu iş zım- nında tedariki zaruri olan levazımın bir lis- neşretmekliğim kâli, Ancak mecmuayı birkaç halta sade bu işe tahsis etmemek, hem koca bekleyen kızcağızların daha geciktirmemek, hem de bekârları evlenme niyetinden ta- mamen soğulup caydırlmamak dan vazgeçiyorum. tesini hem kısmetlerini Fazla için bun- Herşey hazırlandı. Fakat, yukarıki sa- tırları okuduktan sonra, herşeyin hazırla- nişına kadar bizim ne hale geldiğimizi tahımin edersiniz sanırım Ben, YE başlayacak olan neşeli bir âlem hazırlandım! öl. Hep «yakın ahbablar» encelerile gidermeye gelecekler. Tatlı konuşulacak, tatlı yeni- lecek, tatlı içilecek!,, Plâklar çalınacak; Oyunlar oynanacak. Kadın ve çiçek ko- ği içinde keyfine doyulmaz bir curcu- nadır gidecek | a hep «yakın ahbablar» geldiler! Fakat, kendi aralarındaki gerginliği gör- dükten sonra ben, bizim «yakın ahbablar»ı, biribirlerile uyuşamıyan kimya maddele- rine benzeltim. İçlerinde kızlarını «telile duvağile top- rağa verenler» varmış. Bizim saadetimiz, onların felâketlerini tazeledi: Ve bir «kah, kah» «ah, vah» dır gitti. yerine, bir Ben tatlı yemekten, hele tatlı içmek ten hiç hoşlanmam. Fakat bu «ab, valı arasında yediğim ve içtiğim tatlılar büş bütün tatsız geldi. Az öncel «Plâklar çalınacak, oyunlar oynanacak! » demiştim İşin bu tarafina diyeceğim yok: Plâk lar ei çalındı, ve oyunlar hakika ten oyna Fakat, ln kapının açık birakilişinı fırsat açıkgöz çaldı. Ve ben, ogün muzip dostlarımın bana oynadıkları oyunların acısını, hâlâ unulamadım. * bilen bir £* Bizim yakın ahbaplardan bazıları gaze teci olduğumu duyunca, beni, bir müvezziden sormuşlar. Biçare müvezgi bildikleri İğ liz. Bu vaziyet karşısında bizim yakın ah baplar, mesleğimdeki silikliğime kanaat getirmiş olacaklar ki, banağpek mültelii davranmadılar. unü duyunca, dünyanin bütün nük telerini birden dinlemiş kadar güldüğümü tahmin edersiniz. “akat işin kötü tarafı, uyakın m » nl bu satırları okuyacaklar da var an e Ri bizim «Gülü seven, dike” In sözünce, beni affediv nine inler e İlk davetli, davetiyede yazılan zaman dan yarım saat sonra gelmek, ekâbirliğini gösterdi. an sonra, m yakın ve ie orulan bu meslekdaşı (1) bir türl j ii Ve ond birer ikişer üçer beşer wteşrifev ba dılar ea ği ları: nuştı

Bu sayıdan diğer sayfalar: