1 Ekim 1938 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 25

1 Ekim 1938 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Peki. çaresini buluruz. Fakat za" i kızcağızın yaşını söyleyiniz. Sahiden beş yaşında mıydı? Hayır... Bunun doğru e ha iyi olur Benim için... dedi ve sözünü bitir- menin eline bir çek sıkıştırdı. Bu parayı Jana veriniz. Çocu ir. Bilâhare tekrar bana Dn ço- un hiçbir şeyden mahrum olmamasını mesut olmasını istiyorum. Bilâhare.. bilir P... Dünyada kimsem yok. Karmen bu sözleri tekrarladı : — Evet, kimbilir? Ve e rinden keskin ve kurnaz i yor Madaz Hin cırarak yatağım - Belki san onu kabul edersiniz. arını tutarak wi “onu seversiniz bir gün... Bir ana ,. Kimbilir ? siz meşgul ol Xl EELEZ pe Giladin, Madride giderek harbin sonuna itiyorsun “far orada kaldı, sonra da seyahate çi- erezi diri ela 1975 senesinde Parise le etti. rum... Beni brişgon senesinin son gecesi Monmarter- YOFURL. le 0 sene pek moda olan kırmızı duvarlı anımıyor gece - kahweharesinde dansediyordu. dünyada olda doğuyor, danseden nu gölürünüz. leri yorgunluktan buruşıyordu. alıp evden dışarı. vahşi hiddeti y Yillar dansetmiyor,. biribirlerinin kolları nda, isteksiz, maksalsız ve düşüncesiz orlardı, Sladis bunların arasında anem jin yaptın Mari izm ölümünden sonra bir sene ge e, yapyalnız kallişe, artık matem si olarak siyah ştü.. sen de gitti il, beyaz elbise giymeğe başlamış ve seven bir fert rengin kendisine çok yakıştığını gör- h esvaplar gelineli için bir daha da çıkarmamıştı. Hiç dım etti. Gledifişmemişti. Saçları yine eskisi gibi sa- izel, fakat sessiri ve bazan ellerile erkeklerin Artık görünüyor ve gözlerinin altı çu- em, bu kadar ad yard. Cildi mucize ksbilinden, ter ve taze idi ve vücudu halâ bir genç yaş gözlerinden ai unun yumuşaklığını ve inceliğini it kuru bir hıçkhafaza ediyordu. ilüyordu. erdelerin arasından sızan ilk sabah in gözlerini isti iri altında, sarı saçları, alnının üzerini bir ik gibi hâleliyordu. İhtiyar: çecek.. merak #iM yegâne alâmeti, yanaklarının çukuru uu hatırlamanız, #ki bunu da hiçbir kuvvetin doldurma- bi ıstırap çekse imkân yoktu. Açık elbisesinden gö- beyaz. çıplak arkası... Dansederken bir sesle: çe eydiği başı, erkeklere çok sevimli dedi. orgun bir mana ile gülümsiyen du- azırlıklarını yap İle; çok genç bir kadına benziyordu. SR alnız, bazı dakikalar, dansinglerde çbir kâğıdım yiği ağır bir sarhoşluğa benziyordu. Bazı genç bir yüz, genç bir vücut gördüğü zaman birdenbire Mari Teresin hayali gözünün karşısında canlanıyor ve kendisini göğsü üstünde sıkan erkeğin, âşığının kolları arasında dansederken ümitsiz bir acı ve şefkatle kızını düşünüyor Fakat kızı ölm Bazı dakikalar : : « o benden mesuttur » diye düşündüğü de oluyordu. Yalnız, kadınların yapabileceği şekilde, kat'i ve masum bir nisyanla, onun ölümünün #ebeplerini tamamile unutmuştu. Kızını hatırladığı zaman, daima onu, çok sevdiği çocukluk halile tasavvur ediyordu. Etrafındaki dansörlere,. dumana, boş içki şişelerine bakınca, bu dekoru, haya- tının her zaman içinde geçtiği dekor ola- rak gördüğü için, kızını buralarda düşün- mekten utanmıyor ve burasını kendi oda- sile müsavi tutuyordu amafih bazan Mari Terezin hayalini kovuyordu da... Maziye yanmak neye iyi ? Yaşamak için o kadar az vakti kalmıştıki... Sıkıntısını avutmak lâzımdı, Bunun içinde kedisini kolları arasında tutan adama ba İhtirası şedit ve ümitsiz bir hal almıştı: Aşıkları, artık bir günlük hattâ bir saatlik âşıklardı. Kuvvet ve kudretinden emin olmağa, bir erkeği, eskiden yaptığı gibi, çıldırt- mağa ve ona ıstırap çektirmeğe halâ kadir olduğuna inanmağa ihtiyacı vardı, onlar ıstırap çektikleri vakit, kalbi, bir saniye için sükünet buluyordu, fakat bu kolay değildi... Harpten sonra, bir kadın yü- zünden ıstırap çekmeğe razı olacak adam- lar çok nadirdi ve artık kendiside, en çok tercih edilen, etralındaki kadınlar arasında en çok gözü çeken ve güzelliği, rakiplerini ezen Kadın değildi, Artık er- keklerin gözleri derhal onun üstünde durmıyordu. Henüz aşk ve iştiha uyandır- maktan kalmamıştı ama, artık ondan bıkı- yorlar.. seneler geçtikçe ondan daha çabuk bıkıyorlardı. Erkeklerin tekliflerine çok çabuk rıza gösteriyordu; çünkü bugün, erkeklerin aşk hususunda aceleci olduklarını biliyordu. Fakat kendisine perestiş edilmesine o ka- dar alışmıştı ki, bir türlü bu sessiz ve kaba arzu karşısında baş eğemiyordu. Onun, sevildiğine emin olmak için, aşk sözleri işitmeğe, uzun bir zaman sevilmeğe ve erkekler tarafından kıskanılmağa ihti- yacı vardı ve bazı zamanlar ondaki ümit- sizlik ve hassasiyet buhranı, âşığını hay- rete düşürmekte idi. — Güzel ve şayanı arzu bir kadın, fakat çok yapışkan... Şimdi kadın okadar bol ki... Bazan karşısına, ötekilerinden daha genç ve tecrübesiz bir çocuk çıkıyor ve onu, istediği gibi seviyordu, fakat Gladis bundan çabuk bıkıyordu : — Hayır, bu çok kolay... Asıl arkada- şını elde etmeli,. o, bir defa olsun yüzüme bile bakmadı... Aman yarabbi bir defs, bir tek defa daha delice, tamamile ve rakipsiz olarak sevileyim, ondan sonra artık ihtiyar bir kadın olacağım, kalbim ölecek... Fakat bu korkunç heyecanı, tutuşturan bu ateşi ve harpten sonraki bu çılgın eğlence ve patırdı hayatını seviyor ve kendi kendisine — Ah.. asıl şimdi genç olmalıymışım... kanını diyordi U, Gençlik hatırası ona kıskanç bir 1s- rap veriyordu. Yanında oturan erkek elini tutuyor, onun bakışlarını aramıyor, heyecanlı ve muztarip yüzünü ona doğru kaldırıyordu. Erkekler nekadar değişmişti! Onu deli gibi seven Rişar, Mark, Jorj, Klod.. ve şimdi bu sıkıntılı yüzler.. soğuk gözler.. yorgun sesler, çabuk ve kaba arzular... Sabaha karşı eve dönerdi. Otomobilin etrafında şehir uyanmağa başlar, Sen neh- rinden rüzgâr eser ve kalbi bir demirel altında gibi sıkılırdı. Gençlik saatlerini. atlı arabaları.. uzun e eldivenleri ve mültefit aşkları hatırlar — Onlar mı değişti? Zavallı budala... Değişen benim.. ben... Herşey geçiyor mu ? Hayır geçen biziz. Teessürle içini öecken aynasına ba- fanelerile buğulanan bu mucize gibi genç bir kar ve podra küçük ayna içinde, resim görürdü. — Bu bir rüyadır... Halâ güzel, halâ eskisi gibi gencim... Benim halâ otuz ya: şında olmadığıma kim inanır ? Filhakika, 1925 senesinde bir kadının yaşına bakılmazdı. Kırk yaş halâ genç sayılırdı. —Kırk yaşında olmaktan niçin korkmuş- tum? Keşke şimdi kırk yaşında olsaydım? ırk yaş tamam kuvvet ve olgunluk yaşı- dır. Fakat elli?... Elli yaş daha acıdır. İçinde gizli bir ümitsizlikle, yanındaki erkeğin ellerini göğsünde, vücudunda gezdirmesine müsaade ederdi. — Dokun bakl.. Bundan daha güzel bir vücut bulabilir misin ? Fakat onlar Gladisin elli yaşında oldu- ğunu bilseler acaba ne düşünürlerdi ? Bir kavga esnasında, erkeklerden biri ona: « Sizin yaşınızda.,...» diyecek olsa, öle- ceğini zannediyordu. — Beni sevmiş olsalar başka olurdu; fakıt dünyada beni seven kimse yoktur. Eskiden olduğu gibi bir aşk kelimesi işitmeği ne kadar istiyordu? Artık bu kelimeler yok muydu? Yeksa bunu başka- ları için mi saklıyorlardı? Kendini teskin için kabahati zamanda bulmağa çalışıyordu. Bu lâkayt ve havai kabalık, bu alelâcele ve vahşi sevgi ve nihayet bu soğuk hayvanlık... Randevüye gelirken yüzdeki bu sıkıntılı ve yorgun mana.. yaptığı iltifatlara bir kadın gibi ehemmiyet veriş., « Beni seviyor musun?»

Bu sayıdan diğer sayfalar: