1 Ekim 1938 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 6

1 Ekim 1938 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hayatımdan Bir Hikâye : BAYKUŞ KAHKAHALI ADAM Yazan : ÖMER RIZA DOĞRUL o derece muzip bir hymen bu adam görmemiştim, Zevki, sevgi ve saygı maskesi altında herkesle için için alay etmekti Paralıydı. Siz para- sız mısınız? Fırsati ganimet bilirdi. Size aklınızdan bile geçmiyen en cömertçe yardımları yapacağını söyler. Derdinize derman bulmuş olmaktan en derin hazzı duyduğunuz sırada zeki gözleri, tam fırsatı yakaladığını anlatan bir ışıkla parlar ve sizi tesellilerin şahika- larından inkisarların en koyu bataklı- ğına yuvarlıyan sözler söylerdi: — Binlerce lira alacağım var, sizi ne kadar sevdigimi bilirsiniz, ne çare ki tahsil edemiyorum ! Ve nihayet siz, onun karşısında te- selliyle inkisar arasında çırpınırken, kulağınıza baykuş haykırışları gibi ak- seden bir kahkaha salardı. Dedim a, hayatta en büyük zevki buydu. # Li Onun bu halini anlıyan bir arkada- şı varsa, bendim. Ona bu yolda hiçbir firsat vermemeğe dikkat ettiğim için aramızda âdeta bir mücadele başla- mıştı. Ö, her dakika emrime müheyya bir yardımcıydı. Fakat ben, bu yardım- dan istifade gafletini göstermemeğe azmetmiştim. Paraya en fazla muhtaç olduğum anlarda bile milyonlara sahip” miş gibi hareket eder, binlerce lira- nın neredeyse kucağıma döküleceğini hissettiren bir vaziyet alır, o da, bana baykuş sesli kahkahasını dinletemediği a ini çekilirdi. kat bu arkadaş, bir gün az kaldı vi ei Beraber çalıştığımız matbaada işle- rimizi bitirdiğimiz sıra idi: — Ömer! dedi, buradan kalkar, vapura atlar, Haydarpaşadan trene gi- rer, Bostacıya varırız. Derhal deiniz kenarına koşar, ve benim nefis motö- rüme bineriz. Motörde herşey hazır. Yiyecek içecek, herşey. Birkaç saat dolaşırız. Bilirsin a ben insan güzeline hayran bir adamım. Bu hayranlığımı, temaşa ile tatmin ederim. Bu temaşa- yı da yaptıktan sonra yine Bostancıya döner, seni trene bindiririm. Sen de Göztepede iner, evine gidersin! Teklif çok hoşuma gitti. Çünkü yorgundum ve böyle temiz bir havaya ihtiyacım vardı. O gün, arkadaşımın sesinde beni bile aldatan bir samimi- yet sezmiştim. Sonra hâdisede, o ma- hut kahkahayı icabettirecek O birşey yoktu. Birlikte giderdik. Şayet motör yalansa, ben ona gülerdim. Ve biraz gezip dolaşdıktan sonra trene atlıyarak geri dönerdim. * Bostancı istasyonundan sahile doğ- ru yürüdük. Motör hakikaten hazırdı. Derhal motöre atladık ve hareket et- tik. Motörün takımları hiçde fena değildi. Yemeye, içmeye başladık ve neş'elendik, Suadiye plâjının civarın- dan geçerek Caddebostanına vardığımız zaman arkadaşımız, hayran olduğu in: sari vücutlarını temaşa ede ede zevki- ni tatmin etmişti. Bir daha ileri, bir daha geri gittik. Keyfimiz gittikçe şaşaalanıyor, mehtap bize vaktin gecik- tiğini unutturuyordu. Marmara, gümüş ten dökülmüş bir tül gibi yayılmıştı. Adalar, zümrütten yaratılmış birer az Yarı serin rüzgâr göğüslerimi. ze & ve yemyeşil canlar ERA Gali kaplıyan şiir havası biz olgu adamlara, tam bir gençlik çağı yaşa- tiyordu: *# Sahile döndüğümüz zaman, vakit gece yarısını geçmişti. m doğ- ruya İren istasyonuna koş — Son tren çoktan vi E dediler. Caddeye indik. Belki otobüs yaka- larız, dedik. Çünkü o zaman tri henüz işlemiyordu. Fakat otobüslerin sonuncusu da çoktan hareket etmişti. — Elbet bir otomobil buluruz | Dedik, fakat ne gezer. Son vapurla gelen yolcuların en hallicelerini tıra: kan otomobiller de geri dönmüşlerdi. Arkadaşımın baykuş sesli kahkaha- sının gölgesini yüzünde sezmeğe baş- ladım. — Hayır! dedim, buna imkân ver: miyeceğim Ve kendisine dönerek: — Bana bak! dedim, sen güle gü- le evine git. Ben nasıl olsa bir araba bulur, evime dönerim! — Ya bulamazsan! dedi. — Muhakkak bulurum. sız olma! Arkadaşım baykuş sesli kahkahası: Sen rahat- İ N nı ertesi güne brrakmaktış. geri döndü. Ve ben yola e Fakat yol hakikaten LL len var, ne giden! aman y zun yolu nasıl yürüyebilirdi zaman önce bir kaza neti bacağım alçıdan yeni ıl halâ bastona dayana dayan biliyordum. Fakat ne yapan > duyarak ve mesafe uzadıkçığ, ma kandığıma küfür ederdi; rum. Bir otomobil görünse, nis Fakat ne gezer, mükellef mobillerle evlerine dönen vşiwi hatsızlığımla, yorgunluğumlı | yormuş gibi gözüme kimselerden yim, Mi | uzatıyor, ve gözüme ilişen a sümleri birer hakaret telâö başımı yere eğiyordum. Bir: halâ yürüyorum. İki saat gli yürüyorum. Galiba üçüncü nunda kendimi evin içi yatağıma bir leş gibi serildi si gün çok geç uyanarak ğ gidebildim. irl #. Bizim arkadaş baykuş & hasının izlerini ve gölgelerit suratiyle beni karşıladı: — Aziz kardaşım, dedi ayrldıktan sonra iki üç dali, gibi yol üzerinde yürüdüm, güzel esiyor, ağaçlar ne tal sıldaşıyorlardı. Derken, bir öründü. Durdurdum. Bir j ötede müşterisini bırakark şeceğini bildirdi. Bir iki da ilerledim. Otomobil de yetişi, evime bıraktı. O kadar neşeija; rahat, ve o kadar iyidimki İde mem.,. bu güzel geceyi ni tamıyacağım.. a

Bu sayıdan diğer sayfalar: