October 1, 1938 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 8

October 1, 1938 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İHTİRAS KASIRGALAJ| 1584 yılı, İstanbulun sefahet devirlerin- de sz rastlanır bir zevk bolluğiyle geçi: yor u. ü Murat, devlet işlerini Venedikli (Baffa) kadının yumuk ve pamuk ellerine bırakmış, saray, sayısı akıllar durduran beşiklerin gıcırtısı, inceli kalınlı çocuk sğ- lamalariyle dolmuştu. Memleket, fetret devrinin genişlettiği uçsuz hudutlarla çevrili bulunuyor, Rumeli serhat beyleri herân yeni akınlarla Ma- car toprakların'lan bir kısmını Osmanlı ülkesine ilhak ediyorlar, Kaptanderya Kı- liç Ali paşa Akdenizde yaptığı cevelânlarla etrafa dehşet salıyor. Karada, denizde Os. marlı isminin dehşeti komşu devletleri korkutan bir azametle hükümran bulunu- yordu. Trablusgarp valisi Ramazan Bey, yılar- dır satvetle hüküm sürdüğü vilâyetınde mayıs ayı içinde gözlerini yummuş, arka- sında bir erkek çocukla dul karısı Kamer- şah hatunu, birde muazzam miras bırakmış- tı. Genç yaşında dul kalan Kamerşah ha- tun, hayatının en taze çağlarını geçirdiği, kocası Ramazan Beyin kollarında ömrü- nün baharını yaşıd gı bu topraklarda, Ra- mazan Beyin ölümünden sonra oturmağı istemedi. Yedi yaşındaki oğlunu beraber alıp İstanbula gelmek için hünkârdan fer- man ricasında bulundu. üncü Murada bu haberi getirenler, Kamerşah hatunu en güzel vasıflarla an- lattılar. Topuklarına kadar inen altın saç- larından, fildişini andıran beyaz ve fev- kalâde vücüudünden, duruşundan, oturu- şundaki şahane jesilerden uzun uzun bah- settiler. Kadın adı verilen ince, iç gicıklayıcı cinse fevka'âde düşkün o- lan haris hünkârı, Kamerşah hatuna ilgi- lendirecek binbir m thle övdü'er.. Murat, dayanamadı, bu harikulârle insan örneğini görmek için iradeyi bastırdı. « Tiz, Ramazanın halilesi İstanbula hassas, ve. . gelel...» we Kamerşah hatunun İstanbula hareket edişi Trablusgarpta muazzam merasime yol açtı Ramazan Beyin Baştardalarından en büyüğüne 250 azıp/il neferi bindirildi. Valinin mirası 800,000 altın Duka sayıl- dı, sandıklara konuldu, mühürlendi. Baş- tardanın anbarına indirildi. 400 hristiyan Azap, « o zamanki bahriye neferlerine verilen isimdi. kö'e hünkâra hediye edilmek üzere seçil- di. Anbarlara konuldu. Kamerşah hatunun hizmetine ayrılan biribirinden güzel 40 ca- riye, süt gibi bembeyaz ipek esvaplarının içinde birer ay parçasını andıran parlak bir alayla Baştardanın gövertesine yerleş- tiler Sahilde vali mehterlerinin çaldığı: «Hey gaziler yol göründü, yine ge rip serime.» Havası göklere ayrılık hüznü yayarken ağır ağır demir alan gemi, kaleden atılan toplarla selâm gürültüleri arasında yelken- lerini şişirdi. Kamerşah hatun gözlerinde incileşen iki damla yaşı ince, ipek mendi- line içirirken ossadet yn yaşadığı Trablus sahillerine veda e Baştarda çöle atılan bie giri vekarile engine sarıldı * . Yol neş'eli geçiyordu. Azapların ya- nik gazelleri geminin arka tarafındaki mü- kemmel kamara salonunda masal söyliye söyliye hanımlarını eğlendirmeğe uğraşan genç ve güzel cariyelerin gönüllerini gı- cıklıyor; güvertede biribirlerine korsan hi- kâyeleri anlatan korku bilmez Türk de- nizcilerinin armada yelkenlerle boğuşma- ları ayrıca seyredilecek bir sahne meydana getiriyordu. Gemi dört gün dört gece yol aldıktan sonra Akdenizi ortaladı, Zanta adasına geldi. Limana demirledi. Burada bir gün kalınacak, yaş sebze alınacak, taze et komanyası yenilenecekti. Bunlar sür'atle yapıldı. Zantalılar, Ka- merşah hatunla 40 cariyesinin göz kamaş- tvs güzelliği karşısında bedii heyecan- larının son & çıktığını görüyorlar, kendilerini güç zaptediyorlardı. Geminin gelişinden daha birkaç saat geçmeden 4l güzelle yüklü Baştardanın mevcudiyeti civar İımanlara yayılmış, Ve- nedik gemicilrrinden adanın selih ve pa- ra göz valisi Piyer Emmoya kadar herke- sin ibtirasını körüklemeğe kâfi gelmişti. Akşam grupla beraber Baştarda Zan- tadan ayrıldı. İstanbula doğru yoluna de- vam etti. Vali Piyer Emmo'nun gözleri engine dalmış, vali sarayının geniş pen- ceresinin önünde, kararan sularda bir hs- yalin; Trablus valısi Ramazan Beyin İs- tanbula giden dul zevcesi Kamerşah hatu- nun kaybolan im seyrediyor, koyu koyu düşünüyor — Bu güzel Türk kadınını kendi ka- dar değerli hazinesile birlikte ele geçir- meliyim,.. Yazan: Rahmi YAğ, Vali, kirpileşen saçlarını, ihtin ' riyen parmaklariyle karıştırırken yi — Heyl.. Kim var orada iz Kardeşi Dalya Emmo içeri Bi, — Ben varım. — Dalya, çabuk liman muhafıza 6 parçadan ibaret bir fılo hazırl. men denize açılsın biraz evvel hareket eden (Osmanlı gemisini iy senin emrinde Biribirinden güzel kırk seçme kia yaliyle gözleri kamaşan Dalya, key, bu emrini çabucak yerine getirdi. sonra Zantadan ayrılan 6 sehıneliki, donanması yıldız rüzgârının Şiiri, kenlerile suları yara yara Os mari i sinin peşine düşmüş, onu kıstı şuyordu. Osmanlı Baştardası, Vek larında yol alıyor, her saniye İ.. bir parça daha yaklaşarak ilerliye * amerşah hatunun içinde tuhly kıntı vardı. Ne cariyelerin mali mükemmel ince saz, ne de... burs| ları kulaklarına varan koç yiğik, szsp subsylarının İevend vücutleş; kekce tavırları, genç ve gütel ij türlü ai v dul, birkaç gün evvel gi leri konan Ramazan Beyin hayalijie mağa uğraşırken gemide bir i& gösterdi. Güvertede koşuşmalar, kerlekli küçük topların sürüklens çıkan gürültüler arasında yüraklır tan korkunç bir nara duyuldu: — Korsanlar geliyor... Veni ganlarıl.. .Çok geçmeden toplar gümbür Baştardanın etrafında volta vuru dik kadırgalarının leş üzerinde di babalara benzer hareketleri görü 7 İsmanlı gemicisi etrafını | kadırgadaki 1500 den fazla Venedi şörile ümitsiz bir muharebeye £ Kılıçlarda çakan şimşekler ölün( riyle etrafı aydınlatıyor, düşeni güverteyi kıpkırmızı bir kan hav düren bu ö.üm cenginin dekorun! lıyordu. Bir saallik vuruşma, Veni lebesile neticelenmişti. Kamerjii beygın yatıyor, h yecandan yil” ha'e gelen kırk güzel kız, kırk # riye, 400 hıristiyan kölenin ie çırpınıyor, Zanta valisi Piyer E kardeşi sarhoş Dalya, imei barına kaçan kırk cariyenin en # körpesi ve en güzeli, Teranedll”

Bu sayıdan diğer sayfalar: