22 Haziran 1930 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3

22 Haziran 1930 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bugünden varına Eeece ??? Bu işin; sonu ne olacak? ?? ->imomğ4- — Bazı Polis karakollarında, polis dairelerinde işkence ediyorlar, kafa göz patlatıyorlar, dayak atıyorlar. daniliyor. Gazeteler bile hali, düşünün artık. Polis kara- kolları eski devirleri getiriyor | yâda.. yazıyor bu * Adanada bir vatandaşımızın | kafasını gözünü parçaladıktan sonra, bu faciayı oynıyan polis- | ler birde zavallı adamcağazı ölümle tehdit etmişler.. Dünkü nüshamızda bu, kuı- | tuluş kavgasına İştirak etmiş | gazi vatandaşımızın söylediklerini | okuyanlar korkularından - titre | mişlerdir herhalde.. Olurya, in- san hali bu, herhangi bir sebeple | herhangi bir vatandaş karakola celbedilirse orada) işkencelere Mmaruz kalabilir demektir. Poliste dayak bir istisna de- ğil bir kalde haline gelmiş gibi gözüküyor.. * Yangın yerinde: haydutlar, yankesiciler, külhanbeyleri bir vatandaşımızın karşısına çıkarak ona işkence tehdit etseler haydutların tecziyesini ister.. Karakollarda, giydikleri üni- formayı, devlet noktayı nazarın- dan suj istimal eden, kanunları Çiğniyen bu polislerin yaptıkları iş, yangın yerlerindeki haydut- ların yaptıkları işe nazaran yüz bin kat daha fazla cezayı müs- telzim olmalıdır.. Çünkü kanu- Hu tatbike vasıta olsun diye ku- rulan polis müesseseleri, kanunu en feci bir surette çiğnerlerse bu bir vazifeyi sul istimal, bir hi- yanettir.. İhtilâs eden memurları ağır cezalara çarpıyoruz. İyi ediyo- ruz. Fakat Teşkilâtı esasiye ka- nununda ihtilâs yapan polislere karşı cezri, kuvvetli cezalar ve tedbirler tatbik etmiyoruz.Devle- tin, cemiyetin parasını ihtilâs eden TMemurun şiddetle tecziyesi lâzım- dır, amma.. Lükin teşkilâtı esasi- ye kanununun vatandaşlara ver- diği en sarih haklarda ihtilâs, sahtekârlık — ve — dolandırıcılık yapanları, dayak atan polis amir- lerini ve memurlarınıda en şedit cezalara çarpmak - için müddel umumiliğin şiddetle harekete geç- mesini bekliyoruz. etseler, ölümle müddelumumi bu * Cümhuriyet müddelumumiligi polisteki dayak faslının önüne | geçmek için açtığı cihatta bütün 'l'ı;frikzı No: 57 | mış | itirazlarını İstihlâk nler çok değil ! Yeni istihlâk kanununa tev- fikan esnaftan alınmakta olan verğiye bir çok müecssise sahibi itiraz etmişti. Defterdarlıkta şube müdirle- rinden bir. kısmının iştirakile teşkil edilen tetkikı itiraz komis | Boenosayrese giden bir | yonu bu mes'ele ile meşğul ol- | makta idi. Aldığımız malumata nazaran laşmamıştır Komisyon dün tekrar toplan- muterizlerin bir. kısmının kabul ederek verği mıktarlarını tenzil etmiş diğer bir kısmının itirazlarınıda kabul | etmiyerek aynen ipka etmiştir. Komisyona Defterdar şefik bey riyaset etmiştir. Tekaut kanunu vi- ilâyete tebliğ edildi Epey bir müddettenberi ha- zırlanmakta olan tekaüt kanunu Ikmal edilmiş ve vilâyete tebliğ edilmiştir. Maznun memurlar Müddeiumumlilikçe takip edilecek İrtişa, irtikâp ve ihtilâs cü- rümlerile maznün olan memur- ların işleri yeni kanun mucibin- ce müddeiumumilik tarafından takip edilecektir. Nümerotaj Renlca v Evlerin yeni numaraları parasız tevzi edilecek Akşam gazetelerinden biri nümerotaj için yeni yapılan lev- haların 50 şer kuruş mukabilinde tevzi edileceğini yazmıştı Bu haber doğru değildir, zira Cemiyeti belediye bu levhaların parasını emanet bütçesinden ka- bul etmişti. Binaenaleyh lavha- lar parasız verilecektir. Bir tem- muzdan itibaren de takma âme. liyatı başlıyaçaktır. SS L milleti kendisiyle beraber bula- caktır.. ** 22 Haziran 1930 : a Ankarada bir macera benimle Suzandan maada bir ü- | Şüncü kardeşimizin sıhhat habe- | Tini almış gibi sevindik. | Genç kadının kırmızı kıvrık dudaklarından bir mirilti gibi | dökülüyordu : — Sizi temin ederim ki bir | üçüncü kardeşimiz .. Feridun ;dizlerinin büsbütün | kesildiğini his ediyordu. Handan | ona belki de bilmiyerek vaziyet- lerindeki ciddiyeti anlatmış olu- Yyordu. Feridun sadece mırılda- narak : Teşekkür ettiğini söy- ledi, Bir kolayını bulup karşısın- da çok mes'ut tebessümlerle şu- radan buradan bahsedip bir Yakitler bütün gönlünü verdiği — Yazan : AY HAN genç veşik kadının tesirinden kurtulmak istiyordu. Birden mü: saade alarak ayrılamazdı tabil. Onunla aralarındaki l'llühll.be; lti sene evvel ilk tanıştıkları günkünden başka bir mahiyette olamazdı. Halâ Ayakta duruyor- lardı. Handanın - birzz evvel : Nermin diye kovaladığı güzel çocuk annesinin beyaz etekliği arasından başını Çıkarmış utan- gan — bakışlarla — Feriduna ba kıyordu. — O, — tipkı annesine benziyordu: — Gözleri onun- kiler gibiydi. uzun kirpikleri ve saçlarında cam kırıkları benek lenen gözleri Feriduna cazip bir tatlılıkla bakıyorlardı. Yanakları | olduğundan derhal D; O. S! î Ufürükçü (Verğiye itiraz ede-| Limanımıza dün S.O. S işaretleri geldi ! Ynnan vapuru Gelibolu açıklarında ... Evvelki gün, Karadeniz eden gelen — ( Dapkoviç ) kumpan- | yasının kereste yüklü( Dimitrios itiraz edenlerin miktarı pek fazla | y G Batakis ) vapuru Gelibolu önün- de karaya oturmuştur. vaziyeti — tehlikeli (8. O. s.) Timanımıza Vapurun işareti ve — telsizle malümat vermiştir. Liman dairesi ve kumpanya kazazede vapurun imdadına tah- | liye göndermiştir. : İ İ Poliste dayak, işkence adâletin | tezahürü için enbüyük manialar. | *”mak ! verilecektir. Mahalli şilebe vapurdaki keresteler bo- kazaya — giden bir şalttırılmaya başlanılmıştır. (Dimitriyos Batakis) vakuru- nun karaya düştüğü yer tehlikeli olduğundan vapurun kurtarılma- sı güç olacaktır. Kazazede Yunan vapuru 9800 ton hacminde ve 507 vagon Ro- manyadan yüklediği bulunmaktadır. Dimitriyos Batakis Köstenceden limanımıza gelmiş ve Amerikayı cenubide ayrese gitmekte idi. Vapur içindeki kerette ile beraber 1,000,000 franga sigor talıdır. kereste vapuru Buenos .. Rüşvet anlaşıldı! —a Urla cinayetinde rüşvet tahkikatı tenevvür etti Urla hâkimi İhsan Ziya beyi öldürmekle maznun olan Zeynel zade Hüseyin ve dört arkadaşı- nın mühakemesi devam ederken şahitlerin ıfadelerini tebdil için bin lira rüşvet dağıtmağa teşeb- büs edenler hakkında İzmir müs- tantikliğince yapılmakta olan tahkikat son safhaya girmiştir. Rüşvet hadisesi eyice tenevvür etmiştir. Yalnız bir şabidin da- ha ifadesinin alınmasına lüzum görülmüştür. Urla'da bulunan bu şahit te dinlendikten sonra tahkikat evrakı esas mütalâa için müddeicmumiliğe Urla'da İhsan Ziya beyin annesininkiler gibi çukurdu, du- dakları öyle kıvrık ve büküktü. Feridun onu kucaklamak ve öpüp sevmek arzusunun benliği- ni tırmaladığını duyuyordu. Be- bek etli beyaz yanaklarını anne- sinin eline sürerek yavaşça fısıl- dadı: — Bu kim anne?. — Amca Neriman... Amca.. Ya... — Ama ben bu amcajı gör- memiştim hiç... Bize gelmedi ki O — Hani cici baban söylemiş- U ya.. İşte o amca bu... — BSenin hastalığında besliyen amca mı bu?, seni kırıklar körüklenmişti, Altın saçlı Nermini kucaklı- yarak onun küçük ellerini öpüp göz yaşlarına boğmak ihtiyaciyle yandı. Herşeyi onutmuştu. Cilız aa. Selim Sırrı B. ve kızları hakkında doktorlar böyle söyliyor ı Doktorların dünkü içtimaında doktorlardan Osman Şefik B. bir takrir vermiştir. Doktor bu l takririnde Selim Sırrı beyin ve | kızlarının 1930 güzellik kıralıçe- | sini zatflettiklerini bunun ancak k doktorların yapacağını söylemiş ve bu hareketi üfürükçülükle tarif etmiştir. Etibba odası bu mes'ele için dava edilmesine karar vermiştir. Selim Sırrı B. buna gülmekte ve neticeyi beklediğini söylemek- tedir. Sıhhbıye müdürü de buna dair henüz bir evrak almadığını söy- lemiştir. Barut sui tahkikatı bitti. Barut sui istimali hakkında maliye müfettişleri tarafından İstanbal — defterdarlığı — varidat müdürü Kâmil ve baş memur Edip beyler hakkındaki evrakı tahkikiye ikmal edilmiştir. Ev- rak barayi tetkik Şurayı devlete istenilmiştir. AĞA - Eytam matlubatı İstanbul vilâyetinden : Mütekaidin ve eytam ve eramili mülkiye ve askeriyeden 1928 senesinden olan matlübla- rının tesviyesi takarrör eylemiş- tir, Tekaüt veyahut yetim maaşı almakta bulunan maaşatı zatiye eshabından mezkür seneden mat- lübu olanların bulundukları ma- hal Mal sandığıle İstanbul Zat maaşla.ı muhasebeciliğine müra- caat eylemeleri ilân olunur. İstanbul albumi geldi Muhasebel hususiye İstanbu- lan inşaatına dair bir albüm hazırlatmakta idi. Bu albüm nihayet ikmal edi- lerek vilâyete tebliğ edilmiştir. Vilâyet bu albümü dün Da- hiliye vekâletine göndermiştir. KDA AA AAA katli hadisesi hakkındaki tahki- katı ikmal etmiş olan Kuşadası müddelumumisi Halit bey Urla- dan Kuşadasına gitmiştir. ağacın altındaki sandalya çöktü. Nermini dizleri üzerine aldı: — Ben.. Demek istedi. Ve arkasını — getiremedi. Handan ayakta kalmıştı. Asabi parmak- | lariyle çantasının gümüş saçakla- rını didikliyordu. Feridun keke- ledi: — Oturmaz mısınız biraz lutfen. Ve genç kadının yüzüne baktı. Saz susmuştu. Beyaz jaketli garsonların sür'atle gelip geçme- lerinden kumlar hışırdıyordu. güneş karşıki sırtlarda kaybolu- yordu. Handanın kumral saçla- rına gurübün kızıllıkları vurmuş- tur. Handan teklifsiz ve ciddi 6- turdu. Zaten Suzanı bekliyordu, Suzanın beş dakikaya kadar geleceğini söyledi. Feridun şaşır- mıştı; — Ne Suzan hanım mı dedi- niz? Acaba hüküm vermek te yanılıyormuyum? (Devamı var) istimali Sahife 3 Gene o mesele Dün şu mektubu aldık: Gazetenizin 17 Haziran 1980 tarihli ve 178 sayılı nüshasının birinci sahifesinin sonunda “Mes- ele halledildi, başlığı altında neşrettiğiniz fıkranın bazı kısım- ları noksan kalmıştır: 1 — İşte karar ittihaz eden heyet etibba odası haysiyet di- vanı idi. İsmail Kâzim beyin, hakkında etüt neşrettiği, vakanın bana ait olduğuna, buna binaen otopsinin yapılması veya yaptı- rılması (ve neşir hakkının bana ait bulunduğuna ve otopsi neti- celerinin ancak benim müsar- demle neşredilebileceğine karar verildikten sonra vakanın Kâzım İsmail bey tarafından neşri bir yanlışlık olmakla beraber bunun sul niyete makrun olmayıp mem- leketimizde henüz bu bapta müs- takir biranane gayri mevcut ve şahsi içtihat meticesi olduğu ci- hetle Kâzım İsmall beyin ademi tahtiesi cihetine gidilmiştir. 2 Ben Köğzım İsmail bey hak- kında harfiyyen “Çaldı. diye bir şey söylemedim. Etibba oda- sına gönderilen tezkerede hadi- seyi tafsil ettikten sonra bu“çal- ma, hakkında lâzımgelen mua- melenin ifasını istedim. Fakülte mecmuasına yazdığım mektuba da Kâzım İsmail Beyin hareke- tinin tıbbi bir çalmadan farkı olmadığını söyledim. | 38 Haysiyet divanı tabirinin mahâl ve sureti sarfı delâletine nazaren bir kasdı harekete makrun olmayıp tetki- ki ilmi mevzuuna habersizce te- sahup manasında kullanılmış ol- duğundan benim de bu cihetten ademi tahtieme karar vermiştir. 4 Kâzım İsmail Beyin dava- sını kazandığı hakkındaki kana- at ve neşriyatınız doğru olmasa gerektir, ve mahkeme kararın- dan bahsederken, Kâzım İsmail Beyin haksız hareketi bu işe se- bebiyet verdiğinden dolayı ce- zanın iskat edildiğini yazmağı | unutmuşsunuz. Mahkeme (vaka- niın bana ait olduğu yolündaki haysiyet divanı kara- rını kabul ederek ona istinaden cezanın iskatı cihetine gitmiştir. Zaten atıl mes'ele Kâzım İsmail Beyin bu tarzda etüdü neşret- meğe hakkı olup olmadığında idi ki bu cihet gerek divan ge- rek mahkeme kararı ile iki defa lehimde halledilmiş bulunuyor. 5 Kâzım İsmall bey otopsiyi, yapmak ve yaptırmak Bana ait iken, icar etmiş isede neşredilen neticeler asistanım Fahrettin bey tarafından alınarak bana veril- miştir. Bilâhere Fahrettin bey- den Kâzım İsmail beyin mezkür neticeleri ve klişeyi isteyerek aldığı mahkemede sabit olmuştur. 86 Mahkemeye celbedilen hay- siyet divanı âzaları ve diğer meslekdaşlar benim Kâzım İsmail bey hakkında (sizin b iğiniz tarzda) çaldı dedığı:gi;: ğ:ıliı bahsetmemişlerdir. Şahitlerin ifa- desi meydandadır. 7 bir genç hekimin Yaptığı etüde eski bir hekimin tesshup etti- ği yolundaki tavsifiniz galattır ve belki, meselenin teferruatını tema- mile bilmemekten ileri geliyar. Dr. İhsan Filmü Tıp fakültesinde muallim AAA , Ticaret odası fakirleşmış! Ticaret odatının varidatı azal- mıştır. Oda muhasebesi ticaret sarayı için tahsis edilen 4000 liranın sarfını istemiştir. Oda meclisi buna karar ver- mekle beraber - keyfiyeti bir kere de İktisat vekâletinden sor- mağa karar vermiştir, *Çalma, iğün *i öi lli ali ».

Bu sayıdan diğer sayfalar: