25 Haziran 1930 Tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 1

25 Haziran 1930 tarihli Yarın Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

y BKi B . Y , N TeREN H ee | ' ABONE - b Ankara caddesi Dahil için seneliği 1400 K TELGRAF ; İstanbul Yarın Hariç » a 2700 İ TELEFON ; .» 4243 İLÂN : Tarifeye tabidir. | POSTA KUTUSU : — 395 ı Fiati 5 kuruş 25 Haziran — Çarşamba — 1930 Darülfünunda vâhâmetza_ Bııınuhı;rî;ı t A;lr ö;ç İ eüe aa . H;:sap sdiıilmiğa;âkm UNDK YERONLMAN T AD TU BENRONLRLLENY VETRN DA N NK 2| lemleketi milyonlarca zarara so- kanlardan ne zaman hesap l il olmadı! Tıp fakültesindeki kararların ikincisi Uzun zamanlardanberi Tür- ı kiyede yapmış olduğu dikkati calip muamelelerinden bahset- tmiş — olduğumuz — bir şirket vardır. Bu şirket memleketi- mizde Tütün işleri yapmakta doğrudan doğruya bu mes'ele- lerle meşgul olmaktadır. Dört senedenberi veraset verğisi etrafında milli |hazneyi atlatmaga çalışan Herman Spi- rer şirketinin, İstanbul Defter- darlığının uzun boylu tetkikatı heticesinde, verği matrahına esas teşkil eden bir kaç yüz bin Tiralık emvali daha bulunduğu tahakkük etmiş idi. Dört sene- lik karışık bir muameleyi hal- Tettikleri —için — alâkadarlara teşekkür olunur. Fakat, bizim Herman gir- keti hakkındaki neşri ve iddialarımız yalnız “veraset verğisi , meselesi değildir. Şir- ketin bazı karışık işleri daha vardırki, asıl onlar milli mena- fil tarümar etmiş, Türk tütün- lerinin Ecnebi memleketler nezdindeki şerefini, itibarını kırmıştır. Senelerdenberi Türk tötünleri yüzünden milyonlar kazanmış olan Herman Spirer tirketinin Tiryestede yapmaya Cür'et etmiş olduğu, hatta res- men yaptığı muamele, mençe şehadetnameleri alarak, Tiryes- tede İtalyan ve saire ecnebi Tü- tünlerini Türk Tütünlerile karış- tırmak, bu karışık Tülünleri « halis Türk mali » diye “ Mısır , gibi zenğin Piyasalarda gümrük - tarifesi noksanından istifade ederek, bahalıya satmaktır. Şirket, nasılsa “Tiryeste, deki — Türk — konsolosundan | *Türk menşe, şehadetname- leri de almağa muvaffak ol- E müş, — mesele “ İskenceriye Türk konsolosunun, dikkatini | celbedinceye kadar devam et- Mıştir. Şu menşe şehadetna- meleri keyfiyeti “ Tiryeste , konsolosunun Hariciye vekâ- | letine yazmış olduğu resmi rapor ile de sabit bulunuyor- du. Ortada bir cürüm olup olmadığı, milli ve umumi hu- kuk namına cumhuriyet müd- detumumiliğinin takdirine terk- edilir. — Şu kadar — var, ki: evelki gün ikinci ceza mahkemesin- de görülen bir davada, mev- Zuubahis menşe şehadetname- leri de tasrih edi Kral &y;al Yayyare seyyahate çıktı Bağdat, 23 (A-A) — Kral Faysal, hava tarikile İskenderiye'- ye gitmiştir. Kral, oradan Avru- Pa'ya geçerek doktorlarının tav- siyelerine tevfikan bir kaç ây av* rupa kaplıcalarında kalacaktır. İngiltere'yi ziyaret etmesi muh- temeldir, | zurunda kendisinin menşe şe- “Vize, salâhiyeti olmadığını, ol> sorulacaktır. Herman şirketinin mümes- sili, yahut müdürü olduğu an- laşılan “Kohen, efendi adlı bir adam, heyeti hakime hu- hadetnameleri > almadıklarını sadece bir “Vize, muamelesi yaptırmış olduklarını söyliyecek kadar hakikatten ayrılmıştır. Bu iddia üzerine, muhterem ikinci ceza hakimleri İstanbul meb'usu Hüseyin beyi dinle- mişler, meb'us beyde, “Tir- yeste, konsolosunun böyle bir miyacağını te'yideylemiştir. Halbuki, Tiryeste Tütün şe- hadetnamel-ri meselesinde Hü- seyib beyden malümat almağa lözüum y ktu. Sabık Tiryeste konsolosu “Nözhet — Haşim, imzalı uzun bir rapor, verilmiş olan menşe şehadetnamelerinin kendisi tarafından İta edildi- ğini resmen Hariciye vekâleti- ne bildiriyordu. Artık şu itiraf ve resmi — vesika karşısında *“salâhiyet, meselesi — ikinci, hatta, üçüncü derecede kal- mak tabii idi. İkincl ceza mahkemesinde rüyet edilen davanın mevzuu başkadır. Fakat, mahkeme hu- zuruna çok mühim bir mes'ele de arzedilmiştir. Ortada: “Türk tütünlerini karıştır- mak, bunlara Türk menşe şe- hadetnamesi almak, ecnebi piyasalarda Türk tütünü diye yabancı tütünler satmak, milli mabsulümüzün itibarını kırmak. ,, Filleri vardır. Şu muamele- lerin ber biri, bu memleket zararına ve Herman şirketi faydasına milyonlara oturmuş bulunuyor. Tütün İnhisar idaresinin ge- çenlerde aynı meseleden bi- zim hakkımızda dava ikame ettiğini hatırlıyoruz. Netekim, dava) beraatimizle neticelen- mişti. Ne kador yazık ki, mahke- me huzuruna giderek hesap vermeğe davet olunan e bizler — olmuştuk. H.klkııîaı mücrim ve maznun olması lâ- m;:ole:l:' başkaları idi. 'e meselelerinde hassas olduğu musirren le:ıî: edilen — İstanbul cumhuriyet müddelumumisi “Kenan, be yin, İkinci cezadaki —muha- kemenin ne gibi safhalara gir- digini gördüklerini zannetmek vatandaşların haklarıdır. ö Arif' Oruç Sıcaktq:ı“__ölenler Hararet gölgede 36 | Şikago 24 (A . A) — Middiv- vest'te bir sıcak dalgası hüküm sürmektedir. Hararet — derecesi dün Şikago şehrinde Gölgede 98 yı bulmuştur. 6 kişi sıcağın tesirile ölmüştür. yoktur. Dr. Behçel Sabil B. Biz darülfünun meselesinin balledilmemiş elduğunu ve ört- bas edilmesimin de doğru olma- yacağını dün yazdık.Bütün mesu- liyetin omuzlarında kaldığı Da- rülfünun emini Neşet Ömer B. in tıp fakültesi içtimamda söyledi- ği sözleri de kayit ettik. Meselenin asla halledilmemiş olduğuna “namütenahi deliller vardır. Vaziyetin esaslı olarak halle- dilmesi, bukadar elim hakikat- ler efkârı umumiyeye döküldük- ten sonra daha büyük bir cid- diyet ve mesuliyet hissi ile ha- reket edilmesi lâzımdır. Darülfünundaki meselenin he- nüz zail olmadığını daha canlı göstermek için dün bazı müder- rislerimizle de görüştük. Behçet Sabit B. dün gazetemize şu beya natta bulunmuştur . — Biliyorsunuz ki ben bu son kararda müstenkif kaldım. İçti- Borsa - İş buhranı! Bir çoic acenteler kapaniyor Borsa Acentelerindeti bazı- ları devam eden buhran ve işsiz- lik dolayisile son zamanlarda fa- liyetlerini tatil etmek mecburi- yetinde kalmışlardır. Ezcümle bunlardan iki üçü Parisc gitmek üzre burada Acentelekini kapa- mağa hazırlanmaktadırlar. Dün bir Muharririmiz bu Ace-, ntelerden bazılarile görüşmüştür. Bunlar buhran — ve işsizlik Kar- şusunda zaten pek az kalan bütün Acentelerin heman hepsininde aynı vaziyette kalacaklarını ve Acentelerin hapsini kapanmak tehlikesine maruz bulundularinı söylemişlerdir. —.00 mal da yarıda bırakarak karara iştirak etmedim. Bu yolsuz ve | Mmüderrisleri hieç sayan bir vazi- yette vekâletle Emanet arasında yapılan muamelenin hiç te'vil götürecek bir tarafı olabileceğine kani değilim. Bilmem, vekâletin bu işte kabahatı yokmuş diyor- lar, ben buna kani olmadım . Verilen ikinci karar zannıma kalırsa yan- liş veya tahrif edilmiş bir tarzda teblig edilmiştir. Bunu müteakip müsteşar be- yin vürudu ve bazı sözler söyle- mesi üzerine bütün müderrislerin aynı suretle sükütu ihtiyar etmiş oldukları - kendisine — söylenmesi üzerine mumaileyh tekrar de- miştirki : — Benim üzerimde kimse a- mil olamadı ve zannederimki ©- olamaz. Ben bir hak ve kanun biliyorum, Cümhuriyette adalet ve kanun mefhumudur. Keyfi işler Cümhüriyet evlâdının dü- şüncesinde dahil değildir. Son söz olarak söyliyeyim ki biz darülfünun hocaları bu mem “Gtahtif edilerek tebliğ olunmuştur Doktor Behçet Sabit B. diyorki: f_'—V;kâletle Emanet ara- 'sında yapılan yolsuz muamelenin hiç tevil götürecek çarafı | Şekâletin kabahatı yokmuş, buna kani değilim !,, D A Dr. Kadri Raşit Pş. lekette millet ve vatanın sihhat ve afiyeti için bir aralık şerefli bir mazi içinde çalışan ve her an mütekâmil bir şekilde eserleriyle mesaisile gendini yalnız memle- kette değil bütün dünyada, ta Amerika muhitlerinde tanıttıran Darülfünunun sırf ilmi işleri için uğraşmaya azm etmiş adamlarız. ( Devamı 2 nci sabifede ) öi Kesik başkatili öldü! Ömerin ayağı ateşte kızdırılmış demirle 'dağlanmış, kangran.ol. muş ve facıa ölümle bitmiştir! Katil Ömer ve öldüğü hapisane Dün feci bir hadisenin tüyler ürpertici tafsilâtına muttali ok duk. İşittiğimiz zaman inanmadık, * eden Ömer Haydar saatlerce, tahkik ettik. Vardığımız şayanı hayret neticeyi işte naklediyoruz. “Bir hafta evvel Bakırköyünde | bahçivan Ömerin kafası balta ile VW kesilmiş ve evvelâ kesik başı sonra | vücudu bir tarla içinde toprağa gömülü bulunmuştu. Yapılan tahkikat üzerine bir alacak gnes'elesinden bağçıvana kini olan Ömer Haydarı ve iki arkadaşının bu cinayeti yaptık- larını meydana çıkarmıştır. ı kat Bakırköyü jandarması, tahkı- esnatında cürmünü inkâr akla gelmeyecek tarzda döv- MüÜştür, Taş üzerine yatırılan ve da- yak izlerini kaybettirmek için başından ayağına kadar bir şil- te altına alınan Ömer Haydar ; bütün vücudu — siyahlanıncaya kadar dövülmüştür. Bununla da Iktifa edilmeyerek ateşte kızdı- | rılmış tüfek harbisile ayak par- maklarının arası dağlanmıştır. (Devamı 2 nci sahifede ) )

Bu sayıdan diğer sayfalar: