July 10, 1954 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 29

July 10, 1954 tarihli Akis Dergisi Sayfa 29
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SANAT DÜNYASINDA kulağı fersah fersah geçmişti. İkinci sergi bir sene sonra gene Dil . Tarih'te acıldı. Hasan sekiz yasında idi. Büyük bir takdırle karşılandı ve devlet bü- yüklerinin ilgisini çekti, vaadler aldı. (Hâlâ o vaadlerin tahakkukunu bekle'- mektedir). Bu sırada, Hasanın eserle- riyle alâkadar olan Amerikalı bir ka- dın; Mrs. Lawson, Paristen bir mek- tup yazarak, Galerie Buffa'da bir sergi açmalarının mümkün olduğunu ve Pa- ris sanat çevrelerinin Hasan Kaptanla yakından alakalandıgını anne ve ba- basına bil Bu sure l Ha san Kaptanın şöhre- tiyle beraber eserleri de milli hudut- larımızın dışına çıkmış oldu. Bu sergi dolayısiyle Paris sanat çevreleri haki- katen küçük Kaptanla alâkadar oldu: La Fonta ne tiyatrosunda hususi bir toplantı tertip edilerek Hasan'ın eser- lerinin kritiği yapıldı. Konuşanlar, bu günün modern sanat öncüleri idi. Hemen bu sırada 19 Kasım 1952 tari hınde Amerikanın Ses: Radyosu ikinci Turkçe neşrıyatında şu haberi verıy ordu Sayın dinleyiciler: Sekiz yaşlarındakı Türk Ressamı Hasan Kaptan'ın İstanbul, Ankara ve Parıs teki sergılerınden sonra, yeni ve haftalık dergileri celbeden makaleler Sergi yüzlerce meraklı kimse tarafından ziyaret edilmiştir. Amerikada yaşlı başlı az çok ta- nınmış ressamlar dahi sergide an- cak dört, beş resim satabılmeye mu- vaffak olurlarken Hasan Kaptan'ın iki hafta içinde on taneden fazla tablo sat- mış olması şayanı dikkattir. Fakat bundan daha mühimi, Hasan Kaptan ın, resim dünyasına getırdıgı mahsus yenilik ve ilerisi için ecnebi yüzlerce kişinin kalbinde yarat- tığı ümittir. Hasan Kaptan'ın henüz bir kaç se- nelik olan ressamlık kariyerini, New York'ta teşhir etmekte olduğu 33 tab- loya bakarak Paris empresiyonları ve Anadolu empresiyonları olarak iki kıs- ayırmak caizdir. 5 ya şında 1ken ai- lesı tarafından Parise götürü Ha- san, müzeleri dolaşmış, Pıeasso, Bon- nard ve Matisse'in tabloları karşısında uzun uzun durmuş, ve bir aralık he- yecana gelerek Rodin tarafından pılmış olan bir büstü kucaklamış ve öpmüştür. Hasan Parıs te geçirdiği günlerin hâtırasını, irkler, cambazhaneler, hokkabazlar, Noel ağaçları, gazino ve müzisyenler olarak gayet kuvvetli kır- mMızı, yeşıl ve mavi yağlı boyalarla kâ- ğit bez üzerine geç mişti T k iy dönüşünde, Parıs inti- baları solmaya başlayan Hasan mev- 30 zularını Anadoludan seçerek, köy dü- günleri, sepet satan köylüler, merkebi- ne binmiş yolda giden köylü kadınlar resmetmeğe başlamış ve kullandığı bo- yaların renkleri ton ve adet itibariyle daha da zengınleşmıştır esme karşı - küçük yaşta buyuk bir kabılıyet göstermiş olan kimsele rin adedi, müzik sahasındakilere nis- beten çok azdır Mozart ve Haydn gibi bir çok 18 inci asır bestekarları genç yaşlarında kendilerini tanıtmaya uvaffak olmuşlardır. Fakat ressam- lar arasında harika çocuklara tek tük rastlanılmış ve bunların gençliklerinde yaptıkları eserler ancak kendileri yaş- landıktan ve tanındıktan sonra galeri- lere yol bulabilmiştir. hetten büyük bir avantaj ile sanat hayatına atılmış olan Hasan Kap tan'ın, istikbalin kendisine vadetmekte oldugu muvaffak yet yolunda, azimle çalışmasını ve ilerlemesini temenni e- eri Sonra, daha mühim bır şey oldu, meşhur Life mecmuası küçük r bir yazısında renkli sayfalar etti. Hasan Kaptanın önüne, istikbalin ufukları açılmıştı. yazık ki, sadece ufukları lesef henuz kapı an Hasan ılk mektebı bıtırmış bulu- nuyor merkezine gıtmesı ve kabılıyetlerını orada geliş- tirmesi lâzım Eğer kanunlar çıkarsa... Musiki Harika çocuklar Geçenlerde gazeteler yeni bir hari- çocuğumuzdan bahsettiler. . Maa- —T D. Henüz beş yaşında bulunan küçük ril Meto müzik sahasında vasından u- İdil Biret Harika Çocuk No: I mulmıyacak olgunluk göstererek bir Çok besteler yapıyormuş. Beril Meto le bizim "Wunderkind"lerimizin sayısının kaça çıktığım saymıyacağım. Bunlar- dan İdil Biret ile Suna Kam tanıyoruz. ve her ikisi de şimdi Pariste tahsiller- ini tamamlamaktadırlar Inşallah m- arada şu mevzua, üzerinde bir Jlahzacık duruverelim. Mozart'dan beri "Harika çocuk" sıfatı o kadar harcıâlem olmuştur ki' zaman zaman bunun enflâsyonu ile de karş- ılaşılmıştır. Beethovenin babasının d- aha çok küçük ' yaşta buyuk bir muzık dehası gösteren vurmuştur. ve ancak Beethovenin karakterindeki bir insan bu eziyetlere göğüs gererek dehasını inkişaf ettir- ebilmiştir, başka biri olsaydı bu eziy- etler karşısında müzikten nefret eder- di. Diğer taraftan muzık karakteri sağ- lam olmayan bir çok "Harika çocuk- lar"ın da bir müddet sonra sıra müz- isyenleri haline geldiğini müzik tarihi ve hadıseler bize bol bol göstermekt- ed alalım, Mesela Yehudi — Menuhin'i ve vermiş olduğu konserlerle müzik k- abiliyetini bütün dünyaya tastik ettiren Yehudi Menuhin yaşlandıkça — kendi ahsında bir "banalite"ye gitmiş ve bugün eski şöhretinden çok şeyler kay- betmiştir.. Onu —evvelki senelerde vrupada yaptığı bir konser turnesin- de Viyana philharmoniesi ile verdiği bir konserde dinlemiştik. - Konserde Paganini'nin konçertosunu ye Lalonun ımızda müthiş bir teknikten bir şey görmemiştik. Evet, şayanı hay ret bir teknik ve hepsi o kadar; müz- ikalite namına hiç bir şey yoktu ve beş altı yaşındaki küçük Yehudi Menuh- in'i mumla aramıştık Bizim "harika çocuklarım da lerıde ışte bu hale duşmelerınden korkuyı aldı ki artık müzik sanatında daha geniş bir tabir kullanalım, muzık ilminde bu neviden "Harika çocuk" | yerine küçük yaştan sağlam ve normal bir müzik tahsili görerek yetişenlere daha fazla kıymet verılıyor Bunları soylemekle bizim küçük müzisyenler- imizi hor gördüğümüz enlasılmasın. Bilakis bunların yetiştirilmesi için eld- en gelen gayretin sarfedilmesini diler- iz; ancak kulağı hassas olan ve bir enstrümanı — çalabilecek — kabiliyette bulunan kendısıne göre besteler yap- bunlara derhal bir "Harika" sıfatını vermek de pek yakışık almıyor Her şeyimizde olduğu gibi bu sıfatı kullan- AKİS, 10 TEMMUZ 1954

Bu sayıdan diğer sayfalar: