30 Ekim 1954 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

30 Ekim 1954 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Çelebi, böyle olur... asın mütehassısı üstad Velibeşe, BZafer gazetesinde İngilteredeki basın hürriyeti ile Türkiyedeki basın hürriyetini mukayese edip, iki hürri- yetin eş olduğu neticesine vardı. Yazılara koyduğu başlık şu : misin dostane endişesi Çok yaşa üstad... Koca Times ne kadar Taymis ise, bizim basın hurrıyetı de o kadar İngiliz basın hürriyeti Koluyım buldun ya, dayan... sene evvel 300 lira olan bir eve 700 lira kira istemek hiç bir ölçüye sığmaz. Bu, düpedüz fırsatçılıktır, soygunculuk- tur, hastalıktır. Tedavisi fart haline gel- miştir. Aksi halde binlerle aile sokak kalacaktır. Devlet «herkes kendi başı nın çaresine baksın, bir refah, bır kalkınma alâmetidir» dıyemez. Vazıfesı dememektir. , Zira dununun refah ile, kalkınma ile bu kelimelerin sık sık tek- eydana getırılen edebıyat ile halledılecek yeri, tarafı — kalmamıştır Bu devre, çoktan atlanmıştır. Şımdı ya— pılması gerek şey, evvelâ «fiyat yük- selme krizi» ne bir set çekmek ve ev sahiplerini iz' ana ölçüye davet etmek, bunun tedbirini kanun yoluyla almak- tır. Yapılacak iş nedir? arıptır öyle bir halimiz var ki san- ünyada ilk defa bizim ba- elmektedır resini bulmuştur «AKİS, bundan hafta- larca evvel yazmış, daha doğrusu hatır- latmıştı: Evlere bir kira baremi tayin edilmelidir. Avrupada yapılan budur. Bir binanın maliyeti nedir, kaç senede amorti edilmesi gerekir? " Umumiyetle kabul edilen sene adedi 20 dir. Kıralar ona göre tesbit edilir ve hiç senede amorti etmek gayesıyle apart— man diktirmek yoluna sapamaz, spı lâsyon önlenir. İnşaatın azalacagı kor— kusu da yersizdir: daha doği inşaa- tın durmadığı görülmüştür. Zaten Dev- let her zaman müdahale edebilir, ken- disi kredi acar veya biz. Ama, baş s ir ev, yenecek şe- kerden daha mı muh mdir? Fabrıka— ları nasıl olsa kredı ile yaptırı krediyi — gerekirse mçm başka yerleı'e daha hayırlı — yerleri sarfetmiyelim? Böyle bir tedbir ahndıgı takdırde iyi neticeler derhal görülecektir. lar tam bir kontrol altına pirince, fırsatçı- lar şartlarını dikte — edemiyeceklerdir. Ey sahiplerini himaye, onlara mülkle- rinin, değeri msbetınde gelir sağlamak elbette ki şarttır. Ama bu zevatın etra- fı saf 1Izca sömürmesine de — göz yu- Zıra bu memleketle kaç ailenin ge- ayda bin liradır? Ayda bin lira ka- zanan bile 300 liradan fazla kira vere- 10 mez. O halde, 500, 600, 700 lira kirayı kimler veriyor, nasıl Verıyorlar" Gayet basit: Bunların bir smi daire- lerdir, hiç bir hesaba, kitaba baş vur- madan parayı dökmektedirler; bir kıs- mı Amerikalılardır, hukumetlerı kendi- lerine prim ödemektedir. Halbuki Al- manyada Amerıkalılar kendı oturacak— ları evleri bizzat inşaya mecbur tutul- muşlar, şehirlerde boylece mahalleler kurmuşlardır. Geri kalan kısma gelince, bu serbest meslek erbabıdır. Sattığı ma- suretiyle yüksek kira ödeyebilmektedir. Bunun neticesi hayatın bir kat daha pahalılaşması oldugu gıbı paramızın da iç satın alma gücünü kaybetmesinden başka şey değildir. Mebusların hazırlığı imdi bütün ümit, Meclisin açılışın- 5 da mebusların harekete gelmelerı— dir. Gerçi mebuslarımızın sahibi durumundadırlar fakat kendileri- ni değil, âmmeyi düşünmek zorunda bu. lundukları da bir hakikattir. Bir çok kanun teklifi hazırdır, hattâ bunların bir kısmı Meclise de verılmı Teklif- ler kiraların nizam altına almması için muhtelif yollar gostermektedı Gerçi bir teklif daha hazırlanmak- tadır. Bu teklif, mebus tahsisatlarının arttırılmasıdır. Teklif kabul olunursa delegelerimiz kendi başlarının çaresine bakmış olacaklardır, hayat pahalılığının karşısına daha kuvvetli olarak çıkacak- lardır. Ama bize öyle geliyor ki, asıl vazifeleri bu pahalılığa karşı zırh giy- mek değil, onu yenmektir. Hem, dogrusu 1stenılırse böyle bir zammın zemine ve zamana uygun ol- mıyacağı aşıkardı Hukumet hayatın pahalılığını kabul etmezken tahsısatlara zam yapmak, bunu resmen k; mekten başka ne mânaya gelır" Fakat «refah, kalkınma» teraneleri başlar Ve kiralar için bir tedbir alın- mal mebus tahsisatlarında «ayar- lama» yapıhrsa bu milletin sukutu ha- yale uğrayacağı hiç kimsenin hatırından çıkmasın. Bir adam Menderesin oğlu olduğunu iddia etti (Gazeteler) AKİS, 30 EKİM 1954

Bu sayıdan diğer sayfalar: