13 Kasım 1954 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 17

13 Kasım 1954 tarihli Akis Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

muhafiz kıtasından altı kişi kaçmış ve Cezayire gelmişti. Fransız — kuvvetleri- nin boş buldukları köy ve — kasabalar halkı, çoluk ve çocuklarile asilere ilti- hak etmışlerdı Eline silâh geçiren pek çok kimse, mücadeleye katılmıştı. Fran Sızların bu kıyamı, bir çetecilik hare- keti gibi gostermeye çalışmalarına hıç kimsenin inanmasın. n yoktu. yır, Kuzey ikayı saran ateşın ilk kı— vılcımları artık Cezayire de düşmüştü Bundan sonra kıt'anın o bölgesinde de müstemlekecilere karşı ayaklanmalar, tâ zafere kadar sürüp gidecekti. Ya Parı emlekette isyan şiddetlenir — ve mütemadiyen askeri birlikler tak- Vıye edilirken Pariste Seine — nehrinin Bourl rayında nanın adıdır - orta yaşlı, orta orta zZayıflıkta, — kabiliyetleri adam kürsüden şöyle haykırıyordu : «— Şu husus bilinmelidir ki, Ceza- yirin Fransadan ayrılmasını derpiş eden her hangi bir hareket ancak bir netice verebilir: Harp!» Mebusların bir kısmı alkışladı, fakat bir kısmı da gülmekten kendini alamadı. Bu, kaba bir bloftu Fransa» nın Cezayir için kiminle asıl har- bedecegı meçhuldu. Evet minle harbedecekti? Zira harp aşagı iki kişi olmak lâzımdır. Fransa, Cezayir! devlet olarak tanımıyordu ki... Sualin cevabı, ki nutkun ortalarında belli Bourbon sarayında- oldu. Konu- şan orta ad. Dahiliye Vekili Mitte- rand ıdı İfadesine göre çetecilere silâh ve mühimmat gönderilmişti. Dahılıye n ken- Vekili Cezayirdeki umumi valin disine daha ilk günden yüz tecavuz va- kasını ve çetelerin bilhassa Ores min- takasında teşekkül halinde bulunduğ nu bildirdiğini, derhal tedbir almdıgı— nı söyledi. Çetelere silâhları kim — veriyordu? Belli değil. Daha doğrusu isimden ba- is geçmedi. Ama bi mebus ortaya «Arapların sesi»> radyosunun adını attı. Bu, bir ra d değil, Kahıre radyosunun Kuze bır neşriyatı idi. Çok şiddetli lısan kullanılıyor çok şiddetli tahrikat yapılıyordu. Fransa hükümeti bir çok defa Kahire hükümetini bu neş- riyat yüzünden protesto etmişti. Mısır- lılar ise aldırış etmemışlerdı Mitterand bu mevzuda izzat — başvekilin ılerde daha geniş ızahatta bulunacağım bildir- di. Dahiliye vekılının soyleyebılecegı şu idi. Kıyam emri yabancı islâm şekküllerden gelmıştı Bu nevıde ermr— ler, yakalanan bazı lerın uzerınden çıkmış . Komünistle re ge nların parti olarak bir dahilleri yoktu Ancak arka plânda yer almaları tabii çok kuv- vetle muhtemeldi. Bourbon sarayında ifade edilmek istenilen husus bu hareket, ya- bancı tahrikler netıcesı çıkarılan mahal- li bir isyandan başka şey değildir. Mısırdaki akisler u sırada gene Seine nehrı kıyısın- dakı Ouai d'Orsay'de, yani Fransa Hariciye Vekâletinde Mısınn Patisteki AKİS, 13 KASIM 1954 büyük elçisine Fransanın yeni bir no- tası tevdi ediliyordu. Notada, Kahire radyosunun <«Arapların — Sesi» neşriya- tı bir defa daha protesto edilmekteydi. Bu neşriyat 2 Kasımdan itibaren daha da şiddetlenmişti ve Cezayirlileri kı- mda devama alenen teşvik ediyordu. Radyo şoyle dem Ey Cez yi' Senin de saatin geldı Bogazım sıkan müstevliye, artık kudretini göster!» Büyük elçi notayı hukumetıne bil- dırecegını soyledı nota, ne de daha a çıkan bazı şayıalar hakkın— da M 1sIr basını bu bir güdümlü basın- dır - bir tefsirde bulundu. Sadece Ce- zayirde çıkan karşısında arap isyan Dr. Adenauer İçte de başı dertte âleminin memnuniyeti ifade — ediliyor- du. Halbuki çıkan şayialar Fransanın Mısır ile siyasi ve iktisadi münasebetle- rini keseceği merkezindeydi. Öyle an- laşılıyordu ki, Mısır her hangi açık bir harekette bulurımayacak fakat Cezayir- lileri destekleyecektir. Nitekim bizzat Başvekil Abdülnasır üç — aydan beri Fransa'nın Cezayiri elınde tutmasının aleyhınde konuş Hattâ kuzey Afrika hak!i neşredılen (yarı resmi bir kıtaba, çok şiddetli bir Önsöz yaz- mıştı. Evet, Bourbon sarayında her hangi bir devletin isminden bahsedilmemişti akla ilk önce Mısır geliyordu. Meselenın hakiki veçhesi Hısler ve menfaatler bu kadar kızış- DÜNYADA OLUP BİTENLER ğırmak elbette ki güçtür. Ama bu lük Fransızlara, artık ustemlekecılık nyanın de vam edemiyeceği — hakikatini unuttur- mamalıdır. Cezayir, Fransadan asla ayrılmıya- cakmış! Lâf... söyliyenler, acı bir hakıkatı en sonda kabul etmek için se- neler senesi Hındıçınıde hem kendi kanlarını, m de başkalarının kanını Cezayır de, saati gelince lerine kavuşacaklardır. Bir Arap, Fran- sa tebası olmakla asla Fransız olmaz. Fransızların yapacakları en akıllı- a iş, b rılığı kendileri için en fa dalı şekılde hazırlamaktır Menfaaîlerını muhafaza ederek bir ayrılık! Yoksa kı- vılcım düşmüştür. Batı Avrupa Yeni kara kediler F ransanın az zamanda çok şohret ya— Başvekili Mendes - Franc onurıdekı kâğıda bir defa daha baktı Matignon köşkündeki — Başvekillik ma- kamındaydı. Yorgundu. — Aylar var ki gece gündüz çalışıyor, o başkentten bu başkente koşuyor. Fransaya daha par- lak, daha emin ve da h ş erefli bır is- tıkbal temınıne çalışıyordu. Kısa boylu şişmanca bir adamdı. Son derece ener- jikti ve ıfadesıne göre bu eneı]ısının bir lışmalarında kendisine destek oluyordu. Kendisi elli yaşını aşmıştı. İlk defa baş- vekillik yapıyordu, daha evvel General de Gaulle'ün kabinesinde vekillikte bu- lunmuştu İşte b adam önündeki nota bir defa daha baktı ve başını esefle salladı. Tamamlamış olduğu bir iş a doğ- rusu tamamlamış olduğunu zannettiği bir iş kendisini yenıden meşgul edecek ihtimal ki üzecekti. Not, Al Başve- kili Dr. Konrad Adenauer'in bır mesa- jına dairdi. Fransa Başvekılınden hu- susi kalem müdürü M. Jea Marie Soutou'yu Bonn'a gondermesını istiyor- du. Evet, yeniden sarpa saran bir iş ol- malıydı. M. Jean arie Soutou Al- man Başkentinde Saar meselesini görü- şecekti. Saar, garip kaderli bir toprak par- çasıdır. Avrupanın ortasında, ıkı büyük devletin, Fransanın ve Almanyanın tam arasında bulu nduğu için daimı surette ihtilâf mevzuu o Ooprağın ta- mah edilen tarafı agaçlarının guzellıgı nehirlerinin şırılt veya göğünün ma- viliği değildir. Saar, ço zengın bir en- düstriye sahıptır 116 bin hektarlık bir ömür sahasına maliktir. vet, bütün mesahası 2567 kilometre karedir ve nü- fusu 1 milyondan azdır. Fakat maden cevheri, görüldüğü gibi zengindir. Saar bir Alman eyaleti midir, yok- sa bir Fransız eyaleti mi? Doğrusu is- tenılırse halkı bakımından Alman oldu- pek az itiraz götürür. Bu toprak Bi- Ş mışken tarafları akıl ve iz'ana ça- rıncı Cihan Harbinde Almanya yenilin- 17

Bu sayıdan diğer sayfalar: