2 Nisan 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

2 Nisan 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SOSYAL Çocuk Bir şüra lâzım Çocuk Dostları Derneğinin umumi toplantısında söz alan hatipler, şi- kâyetlerini en fazla bir rinde topluyorlardı: ü lgili makamlar çocuk mese- lesi ile meşgul değiller!" Çocuk dostları derneği gayrı res- mi bir teşekküldü, fakat çocuk dava- sının memleket ölçüsünde halli için, hiç değilse, bir dernek olarak faali- yet göstermekte, yardım etmekte, kimsesiz çocukların dertlerini hallet- mekte idi. nokta üze- çocuklardı; bunların ok hayatı- nı tanzim ediyordu, büyüdükten son— ra da peşlerini bırakmıyordu. İş hasına — intikallerinde gosıerdıklerı kabiliyete göre, bi ışma tem ediyor, buradaki durumları uzerınde uyordu. Ha tla bu faalıyetımn se- n hizmetine halde, dernek ıle ilgilerini kesmemiş- ler, dernege mektup göndererek du- rumlannı anlatmışlardı. Bu dernek imsesiz çocuklar için bir nevi aile müessesesi idi. Dernek bir yurt kurmuştu. Bu yurtta himayeye muhtaç çocuklar e- le almıyordu. Geçen sene içinde otuz çocuk himaye edilmiş, bu yurda yer- leştirilip, iaşeleri ve işe yerleştirilme- leri temin olunmuştu. Bütün bunlar güzeldi, bütün bun- oldu- ruret bulunan çocuk davasının hallin- de iyi birer adım idi. Fakat, kimse- SİZ meselesi bir derneğin, husu- si bir leşekkulun halledebılecegı - tek aşına - bir mesele değildi. Çünkü, imkânları ne olursa olsun, bir kendi başına daha geniş bir teş- kilâta gitmek imkânlarından daima mahrumdu. Bilhassa devletın bu me- selede umumi bir pl ir programı lmalı idi. Bu pro şekküller de yer almalı, unsur olarak faalıyeı gös- termeli idi. Halbuki, bugün Türkiye- de İstanbul şehrının bır yerinde ço- ukları korumak ir derneğin faalıyette bulunduğundan, hareketlere gırıştıgınden pek z kim- senin, hattâ üyeleri harıç, hemen hiç kımsenın haberi dahi y ebep ise gayet açıktır Çocuk ekli ile ele almış degılız ve davaya milleti inandırmak için de hiç bir müsbet adıma rastlanmamak- Çocuk davasını, kimsesiz, — aylâk ve sokakları dolduran çocuk mesele- sini Hükümetçe ele almadıktan baş- , bu türlü teşekküllere karşı da ga- yet lâkayd bir durum takınmışızdır. Çünkü, bu dernek istediği kadar bü- ve müspet işlerin arefesinde ol- AKİS, 2 NİSAN 1955 HAYAT sun, istediği kadar iyi inkişaflar gös- tersin, elindeki maddi imkânların çer- çevesi içinde boğulup kalmaktan kur- tulamayacaktır. Nitekim, bu derneğin umumi toplantısında ok unan rapor üyelerin verdikleri izahat bütün bu hakikatleri olduğu gibi açı- ğa vurmaktadır. Gülünç teberrular ç ocuk dostları derneği bu hayırlı fa- aliyetini başarabılmek için muhte- lif yerlerden te r istemiştir. Bu teberrulara verilen cevaplar, ele ge- len miktarlarla kendini göstermiştir; İstanbul belediyesi 2 bin lira, Baş- bakanlık bin lira, ticaret dası in lira.. Bir sene içinde 17 bin lira temin edilebilmiştir; bu da hamiyetli vatan- daşların yardımı ile olmuştur. Ç. E. K. — 0.Ş.Ç. imdi, bir bütçe müzakeresini ha- tırınıza getırınız li Bakanlığı bütçesinin müzakeresi sırasında, bir çok derneklere - hayır derneği adı altında toplananlara - hamiyetli mil- letvekillerimizin takrirleri ile yüz bi- ner liralık yârdım ödenekleri ayrıl- Bunların başında cami inşa- atı ıçın faaliyette bulunan dernekler, bunların başında Türk ocağının An- kara binasının tamiri için fasıllar gelmektedir. Fakat, hiç bir milletve- kilinin aklına, bir çocuk davasının bulundugu bir dernek mevcut oldu- ğu gelmemış hıç bir milletvekili bu derneğe be z lira verilmesi için bir takrir ımzalamamıştır Bu suret- le, böyle bir dernek, kendi başına ha- reket ederek, ancak senede 17 bin li- ra gibi t cüz'i bir miktar temin ederek faalıyetını ettirmek, bir pansiyon, bir yurt kurmak, bu yurtta çocukları barındırıp iaşe ve okumalarım temin etmek cihetine gitmiştir. Halbukı bu memlekeıe ca- cuk, bazı binaların bazı duvarların çatlaklarının izalesinden çok, gene çocuk lazımdır. mleketin temel direği addedilen bir meselede, bir duvar için gösterdiğimiz hassasi- yeti bir seçim arefesinde camilere verilen para için ortaya doktugumuz gayreti kullanamamışız. Sebep ise gayet basittir: milletvekillerinin he- n hepsi camiin lehinde, çogalması- nın lehınd dirler. Tür caklarının başkanı milletvekilidir, istediği mik- tarı koparmak için gerekli hitabete sahıptır Halbuki, memleket mesele- leri ile meşgul olmak zorunda olan milletvekillerinden — biç bir derneğin Üüyesi değildir, çınmışlardır. Bu bir haksızlıktır, alâ- kasızlıktır. Diğer tarafta parası olmıyan, hattâ hemen hiç bir geliri bulunmı- yan ve böyle mühim bir meselenin Üzerine eğilen bir teşekkül, bazı kim- selerin hediye ettikleri koyun vesaır mahlükatı dahi büyük minnet i karşılamak zorundadır. Böyle bir teşekkül ne yapar, ne- ler yapmıştır? Hiç değilse böyle bir teşekkül, şu dar imkânları 1çınde o- tuz çocuğu elinden tutmuş, ur- da yerleştirmiş, hattâ bunlara kaabı— liyet ölçüleri içinde bir iş bulmuş, sanat temin etmeleri için çalışmıştır Madalyanın ters tarafı Halbuki, — Ankara'nın bir büyük bul- varı üzerine yerleşmiş olan bir bü- yük bina vardır, kapısının hemen sa- ğında da kocaman levha taşır: Çocuk Esırgeme Kurumu urumun ısmını bir 23 Nisan- larda bir de u öongre sırasında işitmek mumk ndı.'ı Epey miktar memuru, epey miktar parası vardır Yaptığı iş nedir? Bazılarına sorarsa- nız, Çocuk Esirgeme Kurumu yuk ışler yapmaktadır; meselâ buyuk n medârı iftiharı Bazı sis etmiştir. Esase da bundan ılerıye gitmez. ettiği söylenir, yet halinde olduğu da ifade A bütün bunlar acaba kaç senenin mahsulü işlerdir, kaç sene- dir bu faaliyet ayni minval üzerinde devam edıp gitmektedir? — Bilhassa bunun üzerinde durup, neticeye var- mak yerinde bir hareket olacaktır. Ç urumu, bilindi bilmeli bu işlerin uzerındedır bu fa- âliyetine yeni bir şekil vermiş değil- ir. Ibuki, memleket içinde bu ka- dar şubesi olan ve halk tarafından bi- linen bir kurumun faaliyeti bir nok- tada durmak değil, her sene genişle- mek zorunda idi. Kimsesiz çocuk vasının bu memlekette benimsenme- si ve halledilmesi için Çocuk Esirge- me Kurumu öncü bir hamleye sahip olmalı idi. Bu meselenin halli için bünyesinde toplandığı milletvekilleri aS

Bu sayıdan diğer sayfalar: