10 Aralık 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 32

10 Aralık 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 32
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SPOR ketini çıkartıp bir anda sakatlanan iki futbolcunun sırtına koydu. Hadi- se Mithatpaşa stadında Vefa - Gala- tasaray maçında cereyan edıyordu Bun üzerine kapalı tribünün sağ tarafında toplanan Galatasaraylılar hep bir a ızdan "Baba Gündüz" çok yaşa diyı mpoyla bagırmaya baş- ladılar. Seslerı kısıktı. Çünkü Sar Kırmızlılar o gün tahminler hılafına Vefaya tam altı adet gol atmışlardı. Doğrusunu söylemek icap ederse ta- raftarlar gol adedinin bu kadar çok olacağını bilselerdi seslerini idare e- derler başta yapılan birinci, İkinci göollerde mevcut sermayeyi harca- mazlardı. Fakat takımları onlara bü- yük bir sürpriz yapmıştı. Sona doğru bağırmak istemelerine rağmen ses- leri çıkmıyordu. Gündüz'ün hu guzel Jestını de teşçi etmek için k i bir hayli zorladılar. Yedıncı hafta Iıg maçları baştan sona kadar surp- rizli neticelerle nihayettendi. Hafta i- çinde pek çok spor otoritesi Adaletin Beykozu yeneceğini söylemişti. Fa- kat yağmurlu bir havada kısa paslı Orta Avrupa sistemini - oynamakta müşkülât çeken rakibini Beykoz, at- tığı iki gole mukabil bir gol yiyerek mağlüp etmeye muvaffak oldu. Bey- koz bu vaziyette alta-maçta dokuz puvana sahip olarak lig liderliğini tehdit etmektedir. Emniyetin İstan - bulsporla 1-1 berabere kalması. Keza Kasımpaşanın Beyoğlusporu 1-0 m lüp etmesi pek çok kimseyi yanıltan neticeler arasında gösterilebilir. Bü- tün bunlar puvan cetvelini yeni bir şekle sokmaya kâfi gelmiştir. Haftianın — büyük maçı : B eşiktaş Umumi Kaptanı Sadri U- soğlu bir akşam gazetesine verdi- ği beyanatta: "— Herkes bizim takı- mı nasıl buluyor bilmem. Biz Beşik- taşlılar kendimizi maçın favorisi ola- rak görmekteyiz. Çocuklarımızın sa- hadan başları yukarda çıkacağına i- nanıyorum." diyordu. Nitekim bu söz- ler oyunun mühim bir kısmında tas- vip gördü. Beşiktaş cidden rakibinden daha iyi oynuyordu. Hücum insiyati- fi daha başlangıçta onlara geçmişti. Fakat netice almakta başarı gostere- mediler. İkinci devrenin sonuna doğ- ru' yedikleri bir gol onları lıderlıkten uzaklaş rmaya kâfi geldi. Bir mev- sim içerisinde kuvvetli bir rakıbı bu derece kötü bir durumda yakalamak elbette ki pek kolay bir iş değildi. Bu bakımdan Beşiktaş'ın kaçırdığı ga- libiyet hiç bir zaman af edilecek ne- viden değildi. Fenerbahçenın hava- dan ynamas , rakibinin daha b: langıçta oyununu ve üstünlüğünü ka- bul etmesı demektı Bu taktiği takı- a kimin verdiği belli olmadı. Evvel- ce olsaydı hücumlar antrenör Mar- koş'a yönelirdi. Halbuki şimdi o sa- dece takımı çalıştırıyordu Galibiyet- te ortaya pek çok idareci çıkıyordu. Hattâ bu arada kerametı kendinde bulanlar da varı Ama mağlübiyete sahip çıkan yoktu Herkes bir koşe- ye büzülmeyi tercih ediyordu. 32 Güreş Milk takım döndü Gerıde bıraktıgımız hafta içersinde Japonya'dan yurda dönen güreş kafilesi doğrusu arzulanan bir alâ- ka ile karşılanmadı. Sessiz sedasız dağılan kafilenin başkanı Vehbi Em- re kısaca gazetecilere : "Hemen şu- nu açıklamalıyım ki Japonya'ya gö- türdüğümüz takım üçüncü sınıftır. Ekserisi genç ve tecrübesizdir. Bun- ları yabancı bir atmosferde ve gene yabancı bir seyirci önünde güreştir- mekten maksadımız tecrübe sahibi olmalarını temindir. Buna rağmen güreşçilerimiz 44 müsabakadan 22 Bi- ni kazanmış bulunuyorlar" — Vehbi Emrenin bu şekildeki konuşması spor muhitinde umumiyetle tasvip gördü. Fakat diğer işlerde olduğu gil şahısların politik bir mulahaza ile federasyon başkanını hırpalar bir şe- kilde yazılar kaleme aldıkları da göz- den kaçmadı. Bu şahıslar için mak- satlı neşriyat kelimesi pekâla kulla- nılabilirdi. Tenkitler, yapmaktan zi- yade yıkıcılığa yaramakta idi. Bu şekildeki hareketlerle elbetteki ida- reci sıkıntısı çekilecekti. İran Güreş takımı Gunlerden 3 Aralık Cumartesi idi. Spor ve Sergi Sarayı gene heye- canlı sahnelere şahitti. Tribünleri ol- dukça büyük sayılacak bir meraklı kütlesi doldurmuştu. Hafta içersin- de İstanbul Güreş kulübünün davet- lisi olarak yurda gelen İran'ın Pulat takımı ile o gece serbest güreş kar- şılaşmaları yapılıyordu İstanbul Gü- reş kulübü zayıf olduğu için Japon- ya dan gelecek takımdan bir iki ele- man maçlara sokmak istendi. Fakat İranlılar bunu hissetmiş olmalılar ki tartıların öğleden sonra 1 de yapılma sını ısrar ettiler. Halbuki o saatte Gü- reş takımımız henüz tayyarede idi. Berbat bir organizasyon neticesinde yapılan karşılaşmalar adeta insana heyecandan ziyade azap verici oldu. Neticede takımımız ilk geceki karşı- laşmadan 7 - 1 mağlüp çıktı. Gece- nin en mühim hadisesi 67 kiloda Tah- sin Kotla ile Dünya şampiyonu İran- h Tevfik Cihani arasında cereyan et- ti. Tahsin kendisinden umulmayacak kadar güzel bir güreş çıkardı. Ve neticede ekseriyetle galip ilan edildiy- se de İranlıların vaki itirazları ve güreşi terk edecekleri tehdidi karşı- sında Tahsin Kotin hatır için mağlüp edildi. Ertesi akşam ise daha kala- balık bir gurup gureşlere alâka gös- termişti. Gene ayni kiloda Mehmet Çelebi ile Tevfik Cihaninin yaptığı karşılaşma bir takım hadiselere se- bebıyet verdi. Mehmet, dunya şam- piyonu İranlıyı iki defa tuşa getir- mişti. Buna rağmen İranlı hakemler kendi güreşçilerini galip ilân etmeye kalktılar, bu hal bir takım itirazlara sebebiyet verdi. İranlılar halkın sert protestoları karşısında minderi terk ettiler. Haber s#aldığımıza göre Gü Federasyonu, Pulat nezdinde şikâyete karar vermiştir. Atletizm Kış transferi G alatasaray kulübünün sessiz seda- sız faaliyete geçmesi ve bir takım genç atletleri kadrosuna alması eze- li rakibi Fenerbahçeyi kara kara dü- şündürdü. Bu atletlerle önümüzdeki sezonda Galatasaray, Fenerbahçeye çok çetin bir rakip olacaktı. ler senesi rakıpsız ilerleyen Fener- bahçe, şimdi işi ciddiye almak ve da- ha fazla çalışmak mecburiyetinde idi. Bu ise, bu branşın mesuliyetini üze- rinde taşıyanların uykusunu kaçır- maya kâfi bir sebepti. Bunun üze- rine alelacele transfer faaliyetine gi- rişen Sarı-Lâcivertli idareciler Be- şiktaşlı Aydın Tunalıyı kendi kad- rolarına aktarma etmeye muvaffak oldular. Fakat bu transfer, zaten a- rası "'Bulgurlu" davası ile açılan Be- şiktaş kulübü ile yeni bir ihtilâf m oğmasına sebep oldu. Her fırsatta kuvvet gösterisi yapan Sadri Usoğ- lunun sesi bir anda yükseldi. Şöyle diyordu: "Fenerbahçe ile aramızda Türk - İran karşılaşmaları Bir yığın ıslık AKİS, 10 ARALIK, 1955

Bu sayıdan diğer sayfalar: