10 Aralık 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 6

10 Aralık 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTEKLER Ön kapaktaki politikacı... Adnan Menderes B undan on iki sene kadar evvel, Türkiye Büyük Mıllet Meclısınde Kütahya milletvekili A- lâeddin Tiridoğlu'nun yanına genç bir Aydın milletvekili geldi. Şükrü Saracoğlu başbakandı ve o sıralar: da kabineye yeni bakanlar giriyor- lardı. Aydın mılletvekılı, temiz gi- yinmesi ve ağzının iyi lâf yapma- sıyla tanınmıştı, ama partinin sı- ra mılletvekıllerınden biriydi. Alâeddin, dedi, 911 bu bakan oluyor. Bizim nemiz eksik Allah- aşkına? Niçin Saracoğlu bizi de kabinesine almaz? Okumak yaz- maksa, okumamız yazmamız var.. Kabineye girenlerden bir çoğun- dan iyiyiz. Saraçoğlu senin ahba— bındır. Gidip söylesene, şunu. Teklife Alâeddin Tırıdoglunun da aklı yattı. Hakikaten devrin başbakanının kendisine karşı sem- patisi vardı. Gitti, Saracoğlunu gördü ve müşterek arzularını bil- dirdi. Başbakan güldü. Alâeddin Tiridoğlunu bakan yapmak niyetin- de değildi. Aydın — milletvekiline gelince, bakan olmak için hurbaşkanına şirin görünmeliydi. Alâeddin Tiridoğlu bunu arkadaşı- na anlattı. Madem ki Cumhurbaş- kanına şirin görü rin görüneceklerdi. Tesadüf, o gün İsmet İnönü Meclise geldi. İki ar- kadaş, dudaklarında en tatlı te- bessümleri, Milli Şefe şirin görün- mek için ellerinden geleni yaptılar. Eee, o devirde bakan olmanın çare- si buydu. Fakat İsmet İnönü, Mec- lisin — merdivenlerinde, — kendisini hürmetle ve tebessümler içinde se- lâmlayan ahbaplara başıyla muka- bele edip geçti. C aşkanı, kapıdan çıkarken Adnan Menderes, üzgün bir tavırla Alâeddin Tirid- oğluna döndü ve : — Ya pamadık galıba, dedi. Şi- rin gorune edik. manki genç Aydm millet- vekılının bakan olmak İçin goster- yoman kalkındırılabileceğine inanıyordu - onun on iki yıl sonra Genel Baş- kanı bulunduğu partinin Meclis uru kürsüsünde başbakan kalabilmek için bütün kabine arka- daşlarını feda etmesine ve şahsı- na itimat isterken kullandığı lisana hiç, ama hiç şaşmadılar. Her halde Adnan Menderes, bu sefer de mem- leketin ancak kendisinin başbakan kalabilmesiyle — kalkınabileceğine kendisini inandırmıştı. dnan Menderes 1899 da doğmuş- A arken bir asır bitiyor ve yenı bır asır başlıyordu. Aydınlı zengin bir çiftlik sahibinin oğluy- du. Tahsilini İzmir'deki Amerikan kolejinde yaptı, orada gene zengin bir ailenin kızıyla evlendi, politi- kaya atıldı, ilk şansım Serbest Fır- kada denedi, o tecrübe muvaffak olmayınca karşısına geçip müca- dele ettiği Halk Partisi sailarına katıldı ve milletvekili tayin edile- rek - zira o sırada, bizzat kendi- sinin ifadelerinden — anlaşıldığına gire mılletvekıllerı seçilmez, M ec- lise tayinle gelirleri ray: yerleşti, Hukuk tahsilini başkent- te yeni açılan Hukuk Fakültesinde mılletvekıllıgı payesiyle tamamla- dı. in sıra milletvekillerin- den biriydi. Parti mufettışlıgı yap- tı. Beden Terbiyesi Teşkilâtında vazife aldı. Fakat daha yüksek mevkilere kendisini lâyık buluyor ve memleketin hizmet bekledıgıne inanıyordu. Hükümete girmek i- çin teşebbüsleri muvaffak olma- yınca, şirin görünmeğe çalıştığı kimseye rağmen ıktıdara geçmenin vaffak da oldu. 1945 de açtığı bay- rağın altında memleketin bir çok münevveri ve kalabalık halk kit- lesi toplandı. Zira hakikaten haklı bir davanın şampiyonluğunu yapı- yordu. Evvelâ Halk Partisi içinde mucadele etti, meşhur Dörtlü tak- rirden sonra partıden ihraç edi- lince, savaşa dışard ş oklu. a, siyasi ahlak telakkılerı bu- günkü telâkkilerinden —farklı bu- lunmalıydı ki, — milletvekilliğinden ayrılmadı. urulan Demokrat Partinin en muktedır elemanı olduğunda zer- rece şüphe yoktu. Partinin iktida- ra gelmesinde de onun birinci plân- daki rolünü inkar düşünülebilecek haksızlıkların en büyüğü olur. Baş- bakanlık makamına oturduğu gün de, elinde tuttuğu kudret bakımın- dan Cumhuriyetimizin en mukte- dir. - başbakanıydı. Bu bakımdan, beş senenin sonunda memleketin ve partinin içinde bulunduğu duru- mun şeref ve günahı da herkesten çok onun omuzlarındadır. Beş se- ne içindeki icraatı, — artık tarihin malı olmuştur. Ama herkes müt- tefiktir ki gerek memleket» gerek- se Demokrat Parti beş sene evvel, Adnan Menderes mesuliyeti üzeri- ne alırken bulundugu durumdan i- leriye değil, geriye doğru gitmiş- tir. Sabık Aydın milletvekilini al- kışlayanlar en çok onun memleke- tin kalkınmasına olan imanından dolayı mazur görmektedirler. Ama bu ıman vatanım seven her Tür- kün imamdır. Devlet adamlarının çapları ıse imanlarıyla değil, icra- atıyla olçulur Memleketin ve D. P. nin hali yeni başbakanımızın beş yıllık icraatının neticesidir. bir teşebbüs yapmadığı ve hiç kim- seye bakanlık teklif etmediği bildiri- lıyor, dolayısiyle bir güçlüğün bahis olamıyacağı belirtiliyordu. Teblıg bir yandan sert tenkidlere yol bir yandan da hayret uyandır- açtı, Yeni kabineyi kurmak vazifesi Adnan Menderese verileli bir kaç gün olmuştu. det zarfında neyle meşguldü? Vazifesi teşebbüslerde bulunmak . P. Genel Başkanı bu müd- değil miy- di? Pek çok kimse de tebliğe inan- madı. Hakikati gene gizliyorlardı. Halbuki, hakikat buydu. Adnan Menderes fırtınalı gurup toplantısın- dan ve onun takip eden istifasından beri hiç kimseye bakanlık teklif et- memıştı Bazı milletvekilleriyle go— rüşmemiş değildi,, mevzular içinde kalmıştı. yeni bir kabine kurmak için biç bir teşebbüsün —yapılmadığı — mânasına Nihad Erim Mutemet müşavir gelmiyordu. Teşebbüsler, temaslar, nabız yoklamaları yapılıyordu. Ama bunları yapan Adnan Menderes de- ğil, bizzat Cumhurbaşkanı Celâl Ba- yardı. Sabahleyin ve öğleden sonra Türkiye Büyük Millet Meclisine ge- liyor, geç vakitlere kadar çalışıyor, bir çok milletvekilini alıp Çankayaya yemeğe götürüyordu. En çok ehem- mıyet verdiği, Meclis Gurubunun te- yülüydü. Gurubun şk. başkan vekıllerıyle uzun istişareler- de bulundu. Meclis başkan vekilleriy- le görüştü. Eski bakanların bazıları- nı kabul etti. Herkesten fikir alıyor- du. Adeta Cumhurbaşkanı Celâl Bayar hükümeti kurmaya İstanbul Milletvekili Celâl Bayarı memur et- mişti. Bunlar olup biterken Adnan Menderes köşesinden etrafı seyredi- yordu. Hiç bir şeye karışmak iste- mediği seziliyordu. Vaktinin büyük kısmı Başbakanlıkta geçiyordu. Hat- AKİS, 10 ARALIK, 1955

Bu sayıdan diğer sayfalar: