21 Nisan 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

21 Nisan 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER sarfetmeye müsait — görünmüyordu. Bağdat paktının kabuk değiştirmek- te olduğunu anlamamak hataydı. merikada Amerikan yardımının Bağ dat Paktı nevinden paktlar çerçeve- si içinde yapılması lüzumunu ha- tırlatanlar arasına Senatör White gibi nüfuslu şahsiyetler — katılmıştı. Amerika, Yardım meselesini yeniden gözden geçireceğini ve bir şekle bağ- layacağım bizzat Dulles'in ağzından ifade etmişti. Delegasyonumuzun a- caba bundan haberi yok muydu? Ve Adnan Menderesin — Kalkınma Şen- Tiklerindeki nutuklarının havasım ta- şıyan hitabesini, irad edilmeden önce Dış işleri bakanlığının selahıyetlı ma, kamları görmemişler miydi? Başba- kanı ikaz etmemişler mıydı"' Yoksa bu zevat kendi vazifesini Adnan Menderesin yazdığı nutukları tercü- me ettirmekten ibaret mi sayıyordu? Her halde Tahran Konferansı dış polıtıkamız için ıyı bir imtihan olma dı ve görüldü ki iç politika metodla- rı dış politikaya bile maalesef akset- tirilmek istenmektedir. B.M.M. Tahkikat işleri Bu haftanın başında bir gün İstan- buld. ıymetlı siyasile- rinden Osman Kapanı nin kırmızı ve toplu yüzünden ter taneleri boncuk gibi süzülürken, Ankarada gene D. P. nin bir başka kıymetli siyasisi Fa- tin Rüştü Zorlu grup toplantısında kendisini müdafaa için terliyordu. İstanbulda D.P. nin parti müfettiş- leri muhalefetin mitinglerine muka- bele olsun diye Beyoğlu ilçesinde bir siyasi toplantı tertiplemişler, gazete- cileri de davet etmişlerdi. Fakat ge- len delegeler bütün İstanbullular gi- bi ağızlarına kadar dertte dolu va- tandaşlardı. Konuşmak fırsatını bu- lan, iktidara yüklendi. O kadarki tenkidlerin bazıları muhalefet top- lantılarından — tenkidleri bile şiddet balonundan bastırıyordu. Hayat pa- halılıgı, fena idarı suistimal alıp yürümüştü. Bunlarla mucadele edil- mediği takdirde ıktıdaı' mutlaka kay Dolacaktı' Şım k bu sebep- terden dola sırt çevirmişti. Toplantıde Partı mufettışı olarak bu kınan Osman Kapa enkten renge giriyor, ne yapac agını bılemıyordu Propaganda olsun dıye tertiplenen toplantı ne hale g elmiş, ne netice vermişti! DP, kymetli sıyasısı hadisenin sankı büsbütün göz çekic hale gelmesini istiyormuş gibi çare- yi gazetecileri dışarı çıkarmakta bul- du. Genel İdare Kurulu' hakikaten İstanbula parti müfettişi diye bulun- maz polıtıkacılar gondermıştı gü .P. nin Meclis grubu teşkılatta halinin ne olduğunu gayet iyi bildiğinden onu tatmin edi- ci bir karar alıyor, çelik siloların iha- lesinde yolsuzlukların bulunduğu mu- cip sebebiyle Fatin Rüştü Zorlu ve Sıtkı Yırcalı hakkında Meclis tahki- 10 katı açılması için C.H.P. milletvekili Hasan dogan tarafından verilen takririn umumi heyette karara bağ- lanmasını kabul ediyordu. Bu mev- zuda Konya milletvekillerinden Mu- ammer Obuz ve Rüştü Özal konuş- muşlar, iki genç ve samimi demok- ratın sözleri alâkayla karşılanmıştı Mılletvekıllerı meselenin esasına gir- miyorlardı. - Meclis umumi heyetin- de konuşacak ardı -. Hadise şuydu: bir yolsuzluk iddiası vardı, bunu ale- ni celsede görüşmek, karara bağla- mak lâzımdı. D.P. iktidarının nasıl ıthamlar altında bulunduğu biliniyor- du. Yapılacak iş D.P. grubunu bu it- hamlardan korumak, her hangi bir suistimal mevzuunda hassasiyette du- rulduğunu göstermekti. Bir yandan halkı, diğer taraftan teşkilâtı ancak böyle davranmak, müsamaha etme- mekle tatmin mümkündü. Müteaki- ben Fatin Rüştü Zorlu ve Sıtkı Yır- konuşmuştu. calı Zorlunun iddiası Hasan Erdoğan Kutuyu açtı şuydu: Amerikalılar böyle istemişti, boyle yapılmıştı. İddia kimseyi tat- min etmedi. O Zorlu ki Amerikalıla- rın ilme aykırı buldukları için aleyh- tar oldukları iktisadi politikasını sa- vunurken milletvekillerine "ben küm, Amerikalılar da kim oluyor- muş, ben evveaâ kendi memleketimin menfaatini düşüneceğim" — tarzında nutuklar irad ediyordu. Şimdi, hem de asılsız olarak, Amerikalıların iha- lenin mutlak filan firmaya verilme- AKİS Bu hafta 33. 200 adet basılmıştı sini istedikleri için Ttirkiyeyi zarara soktuğunu nasıl söyliyebilirdi? Nite- kim grup, tatmin olmadı. Mesele u- mumi heyette müzakere edilecek ve Hasan Erdoğanın elindeki deliller kuvvetli görülürse yeniden bir Mec- lis tahkikatı açılacaktı. Yanlış karar D. P. Meclis grubu bu şekilde has- sasiyet gösterirken hemen aynı saatlerde C.H.P. grubu yanlış bir ka- rarı tasvip ediyordu. Meclis Tahkikat Komisyonundaki tek muhalif delege Mehmet Zeki Tolunay çekilmişti. To- lunay çekilmesinin mucip sebepleri- ni grubuna anlattı. Merkez Bankası vasıtasiyle yapılan transferlerin hep- sinin tahkikini istemiş, fakat komis- yon maddi imkânsızlığı ileri sürerek bu teklifi ekseriyette reddetmiş, sa- dece hakkında ihbar bulunan trans- ferleri incelemeği uygun görmüştü. Bu, başka ihtilâflara katılınca — ve Başbakanın sanık bazı bakanlara il- tifat etmesinin komisyon çalışmala- rına tesır ettiği zehabı da uyanınca C.H i delege vazifesinden ayrıl- mıştı. Halbukı ayrılmaması lâzımdı, ayrılması daha ziyade politik bir ha- reket hissi uyandırıyordu. Komısyou çalışmalarının samimiyeti üzerine gölge duşurmek hem —komisyona, hem de D.P. grubuna karşı haksızlık- tı. Muhalif delegenin her kararı tas- vip etmesini isteyen yoktu. Nihayet rapor yazılırken altına muhalefet şerhi vermek tamamiyle hakkıydı. Komisyonun çalışma tarzını beğen- mese bile içerde kalması ve muame- leleri sonuna kadar takip etmesi, iş Meclise gelince de hem milletvekille- rini, hem de umumi efkarı tanı olarak aydınlatması lâzımdı. Mahkemelerde ekalliyette kalan hakimlerin heyeti terkettikleri sık görülmüş bir hadise idir? Üstelik, doğrusu istenilirse, suis- tımaller ve nüfuz ticareti mevzuların- da D.P, unun hassasiyet gös- termediğini iddia etmek şu anda doğru değildi. Menderes III. kabine- bu yüzden düşürülmemiş miydi, ıdeal arkadaşlarından Dr. Mükerrem Sarol hakkında tahkikat talebi ka- bul edilmemiş miydi? Hasan Erdo- ğanın elındekı deliller kuvvetliyse o- nun tale e kabul edilecekti, başka suıstımaller varsa onlar da tahkik o- lunacaktı. Zira mille t vekili erı anla- mışlardı ki millet nezdindekl itibar- larım ancak hırsızlık yapanlar mev- cutsa 0nları gerektiği gibi ve bizzat cezalandırmak suretıyle koruyabilir- lerdi. Ancak bıınun akabil düşünen- lerin de D.P. nin en yüksek kademe- lerinde bulun uğu hakıkattı Hadisenin ehemmiy, Halbuki Meclis tahkikatı D.P. ik- tidarı için son derece mühimdi ve politikayı uzağı görmekle telif eden- ler komisyonun faaliyetini bundan dolayı alâkayla — takip edıyorlardı Menderesin bir hafta, on gün evvelki nutuklarında şikayet ettiği gibi bazı bakanlara suç isnad edilmişti; suçu AKİS, 21 NİSAN 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: