21 Nisan 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

21 Nisan 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

F. R. ZORLU HADISESİNDE ARTIK Okuyucularımız açığıda bir mek- tup bulacaklardır. Mektup, sabık bakan Fatin Rüştü Zorlunun duru- mu hakkında AKİS'in muhtelif sa- yılarında çıkan yazıların, bizzat alâ- kalı tarafından tavzıhıdır Gerçı ka- u tavzihin neş ne bizi mecbur tutmaktadır bu bakımdan — mektu- bunu koymakla sabık bakana bir lü- tufta bulunmuyoruz. Ama kanun mecbur dahi etmeseydi, iki sebepten dolayı Fatin Rüştü Zorlunun mektu- bunu bir tek virgülüne dahi dokun- madan sütunlarımıza geçirirdik. Se- beplerden biri, yazılanların hiç bir hususi maksada dayanmamasıdır Bi lakis sabık bakanın şahsen hoş ve Celebı bir insan olduğunu bilenlerde- Bahis mevzuu ettiğimiz hâdise- lerde Fatin Rüştü Zorlunun değil, ki- min alâkası bulunsaydı aynı yazıla- rın bu mecmuada çıkacağından her- kes emin olmalıdır. Böyle olunca sa- bık bakanın mektubunu — neşretmek kanun borcu değil, bir şeref ve dü- rüstlük borcudur. İkinci sebebe gelince.. Mektup bugün çektiğimiz bütün ıstırapların asıl kaynağı olan bir zihniyetin tipik misalidir. Fatin Rüştü Zorlu memle- ete bir hizmet yaptığını sanıyor; - hizmetinin neticesi de ortadadır ya... - ifadesine göre NATO nezdin- deki daimi delegeliğimiz memlekete 1 milyar liradan fazla yardım temin etmiştir. Madem ki daimi delege de kendisidir, o halde bu işte en büyük pay onundur. Eee, artık böyle bir in- sanın, yok karısı nerede oturuyor- muş, n eyle geçiniyormuş, yok kona- ğının parasını — devlet veriyormuş, yok hususi Cadillac almış gibi kü- çük meseleleriyle uğraşmanın âlemi var mıdır? Fatin Rüştü Zorlunun bu fikrini, mutlaka değiştirmesi lâzım- dır. Mesulıyet mevkiinde bulunanla- rın hizmet etmek vazifeleridir, ama bu onlara başkalarına - tanınmayan bir takım hakların tanınmasını icap ettirmez. Halbuki sadece aşağıdaki mektup, hazin bir itiraf nameden baş ka şey değildir. Küçümsenen rakamlar Eğer şu mecmua bir mızah mecmu- ası olsaydı, Fatin Rüştü Zorlunun kuçumsedıgı rakkamları hatırlatmak yeter de, a 1 bile.. Sabık bakan Parıstekı evi fazla luks ve çok paha- h buldugumuzu tenkid ediyor ve ma- sumane diyor ki: "Evin kirası ayda 2400 lira civarındadır". Ayda 2400 lıra kira!. Sonr. evi tarif ediyor: "Şato, konak, villa diye gözde bü- yütülerek bahsedilen ev 9 odalı bir evdir". Sabık bakana kalırsa, bu a- deta bir gecekondudur. Sadece 9 o0- da!. Zorlu ailesinin - devletin her ay ödediği milyon frangın dışında - ay- hk masrafı çeyrek milyon franktır. Bunu da temin etmek, fazla külfet değildir! Hakikaten bu satırları üzü- lerek okumamak imkânsızdır. Düşü- nünüz ki Fatin Rüştü Zorlu millete kemerini sıkmasını tavsiye eden bir iktidarın mensubu, bir hükümetin bakamdır. 12 Daimi delegelik meseleni Fatin Rüştü Zorlunun iddiası şu- d Ben Çanakkale milletvekil- liğine seçılıp Başbakan muavinliğine getirildikten sonra Daimi delegelik vazifesine devam etmeklıgım hükü- metçe tensip edildi". Hükümet ten- sipleri kararname ile olur. Şimdi Fa- tin Rüştü Zorluya soruyoruz: bu ka- rarname hangisidir? Zira bizim tes- bit ettiğimiz, böyle bir kararname- nin katiyyen mevcut bulunmadığıdır. Sabık bakan bu kararnameyi bize göstersin, zevcesinin Pariste Daimi delegelik binasında oturmasının ka- nuna karşı bir hareket — olmadığım kabul edelim. Fatin Rüştü Zorlu hak- kında Parise her gidişinde "falanca FAT Mecmuanızın muhtelif nüsha- larında hakkında çıkan yazı- larda bahis mevzuu edilen malümat ve iddiaları tavzih etmek üzere si- ze bu mektubu yazmayı İlüzumlu gördüm. Mektubumu aynı sütunlar- da neşretmenizi rica ederim. 1 — 1952 senesinde Nato Daimi Delegeliğinin tahsisatına mütedair olarak çıkan kanunda Delegeliğe ıkametgah olarak tutulacak bir ev için ayda üç bin liralık bir tahsisat kabul edilmişti. 2 — Ben Nato'ya 1952 senesinde Daimi Delege ve Büyük Elçi olarak tâyin olundum ve iki sene de me- mur olarak bu vazifeyi ifa ettim. S — Çanakkale Millet Vekili seçi- lip Başvekil Muavinliğine getirildik- ten sonra Daimi Delegelik vazifesi- devam etmekliğim hükümetçe tensıp edildi. Zaten Yunanistan'ın Daim! Delegelik vazifesini de bir seneden berı bir Devlet Vekili ifa et- 4 — Benim bu vazifeyi ifa edıp edemıyecegım keyfiyeti 1955 senesi bütçesi münasebetiyle bazı mebus- lar tarafından bütçe Encümeninde mevzuubahis edildi. Evvelce mer- hum Necmettin Sadak'ın Sivas Me- busu olarak Cenevre'de Cemiyeti Akvam nezdinde Türk Daimi Dele- gesi olarak vazife görmüş olduğu ve orada ikâmetine tahsis edilmiş bir ev ve otomobili bulunduğu ve memur gıb maaş ve sicille tâbi ol- madıktan sonra Daimi Delegelik ve Mümessıllıgın pek âlâ bir Mebus ve eyleviyetle bir Vekil tarafından ifa edilebileceği Bütçe Encümeninin ek- seriyeti tarafından kabul edıdı ve ben de Encümen huzurunda bütün vecibe ve selahiyetleriyle Daimi Delegelik vazifesini ifa etmekte ol- duğumu ve edeceğimi yazıylan bil- dirdim. Bu şekilde Konseyin lüzum- lu görülen Daimi Delegeler içtima- larına evvelce olduğu gibi Hüküme- timizi temsilen katılmaya devam ettiğim gibi Konsey muvacehesin- deki fiili ve hukuki statüm de tıp- Konsey toplantısında Türkiyeyi tem- sil etmek üzere.." diye ayrı bir ka- rarname çıkarılmış, fakat bunlarda sabık ba ağ kanın bütün men? daimi delegelık vasfı zıkrolıın- mamıştır. Zikrolunmasına da ımkan yoktu, çünkü — Meclisten çıkm tefsir kararına göre mılletvekıllerını memuriyet vazıfelerınde ancak vakkaten kullan mümkündür. Bırakınız ki bu tefsır kararının dahi Anayasa ve Seçim Kanununa uy- gunluğu çok munakaşa götürür, ama nihayet cari ve meri bulunması Fa- tin Rüştü Zorlunun iddialarını kokun den yok eder. Nitekim Necmeddin Sadak Cemiyeti Akvam nezdinde Türkiye Murahhası Daimisi ünvanı- İN RÜŞTÜ kı Yunanlı Devlet Vekili meslek- daşımın olduğu gibi Daim! Delege statüsü idi ve bir devamlılık arze- diyordu. 5 — Daimi Delegeliği muhafaza ettiğime göre bu vazifenin icabatın- dan olarak Devlete ait evde otur- mamdan tabi! bir şey olamazdı. Bu- nun Devlete ayrı bir yük olmadığı bedihidir. Çünkü devlet bütün bü- yükelçi ve Daimi Delegelerine dün- yanın her yerinde bütün devletlerin yandığı gibi bir ev temin etmekte- dir ve ben orada olmasa idim ve be- nim yerime yeni bir Daimi Delege tayin olunsa idi elbetteki ona da bütçe kanunundaki tahsisata göre bir ev tutulacaktı. Evin fazla Jlüks ve çok pahalı kirasından — bahsediyorsunuz. Evin kirası ayda 2400 lira civarındadır. Biitçe kanunu ile tanınan tahsisat ise 3000 liraya kadar aylık kira ver mek imkânını vermişti. Şato, ko- nak, villâ diye gözde büyütülerek bahsedılen ev, 9 odalı bir evdir. Ki- rası da başka yerlerde kira ile tut- tuğumuz elçilik binalarından daha yüksek değildir. Ankaradaki ecnebi elçiliklerin — verdikleri kiraları da gözönünde tutarsanız pahalı değil- dir. Evin umumi seviyesi ve içeri- sindeki eşyaları da diğer Daimi De- legelerin evleri seviyesindedir. Bu evde birçok gazeteci dostlarınım ve sizin arkadaşlarınızın da hazır bulunduğu davetler yapdım bu da- vetler ecnebi sefirler ve Nazırlar şerefine idi. Bunlar da vazife ica- bıdır ve bütün bu yemeklerin tu- tarı da senevi 8000 lirayı hiç bir zaman aşmamıştır, bu da diğer Se- faretlerimize verilen tahsisat ka- dardır, ve ben Vekil olduktan son- ra da bu paralar zaten benim namı- ma değil fakat Vekâletçe nasp ve tayin olunan bir amiri ita namına gönderilmekte ve hesabı onun ta- rafından tutulmakta idi. 6 — Ailemin orada iaşesi mesele sine gelince: Yukarıda da belirtti- ğim gibi benim Paristeki vazifem AKİS, 21 NİSAN 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: