21 Nisan 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 3

21 Nisan 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKIS Haftalık Aktüalite Mecmuası Sene: 2, Cilt: VI, Sayı: 102 Rüzgarlı Sok. Ovehan Kat: 3 Daire: 7 P. K. 582 — Ankara Tel: 15221 (Başyazar) 18992 (Yazı İşleri ve İdare) Fiatı : *60 Kuruş İmtiyaz Sahibi Metin TOKER * Umumi Neşriyat Müdürü : Hamdi AVCIOĞLU * Bu nüshada yazı işlerini fiilen idare eden mes'ul Müdür : Yusuf Ziya ADEMHAN * Teknik Sekreter : M. Nevzat ÜNLÜ * Karikatür TURHAN * Fotoğraf : Hüseyin EZER ASSOCIİTED PRESS TÜRK HABEŞLER AJANSI Klişe : Doğan Klişe ATELYESİ * Müessese Müdürü : Mübin TOKER * Abone Şartları : 3 aylık (12 nüsha) : 6 lira 6 aylık (25 nüsha) : 12 lira 1 senelik 24 lira (ğz nüsha) : İlan Şartları : 4 renkli arka kapak (Tam sayfa) : 50 lira Kapak içi 300 lira metın sayfaları antimi 4 li * Dizildiği ve Basıldığı Yer : Yeni Matbaa — Ankara Kapak resmimiz: Dizzy Gillespie Trompetti kral AKİS, 21 NİSAN 1956 Kendi Sevgili AKİS Okuyucuları S u bir hafta müddetle hava ne kadar güzel, hayat nasıl sa- kındı' Bahar gelmişti; güneş he- men her gün gökte parladı, insa- nı iliklerine kadar ısıttı. Herkes yollara, sokaklara döküldü. Unu- tulan küçük şeyler, musiki, sanat, spor tekrar günün mevzuları hali- ne geldi. Kapaktaki Adam'ımız meşhur Dizzy Giilespie'dir. İşin as- hna bakarsanız Dizzy Gillespie dünyanın en büyük şöhretlerinden birisidir ve onun trompetinin sesi milyonlar ve milyonlarca insanı Türkiyeye gelmesi sadece kendi mahiyetiyle dahi üzerinde ehemmi- yetle durulacak bir hadisedir. Nite- kim Dizzy Gillespie turnesinin A- merikan Milli Tiyatro Akademisi tarafından tertiplenmiş olması, zi- yarete Amerikalılarca verilen kıy- meti gosterır Caz kr erika- nın ü dünyanın diğer memleketlenne tanıtmak için se- yahate çıkarılmış ve bize gelince- ye kadar geçtiği yerlerde ciddi fır- tınalara sebebiyet vermiş, kendisini dinleyen gençler üstlerine oturduk- ları sandalyaları kıracak kadar coşmuşlardır. Ama ustad geçen hafta veya önümüzdeki hafta gel- seydi bizi bambaşka — meselelerle uğraşır bulacağından böylesine a- laka topliıyamıyacaktı. ira bu hafta hakikaten tatlı bir hafta oldu. Geceleri, ertesi gün ne olacağını endişeyle düşünerek yatmadığımızdan deliksiz uykular uyuduk Uyandığımızda da gazete- mizi açınca yakışıksız kelimelerin mühim ağızlardan çıktığım oku- madık, kimse bizi tehdit etmedi, gözlerimizın önüne maksadh ka- ranlık levhalar çizilmedi. Oh, dün- ya varmış ! Gerilen sinirlerimiz şu bir hafta zarfında sükünete kavuş- tu. Çekişmeler, dırıltılar hemen ta- mamiyle dindi. Devam edenler de daha evvelce cereyan etmiş bir ta- kım tadsız hadiselerin akislerin- den, reaksiyonundan ibaretti. Ka- Politikacılar politikalarım yaptılar tabii; ama demircinin — demirini dövmesi, bakkalın malını satması, hattâ şairin şiirini yazması gibi.. Yani politika da kendi çerçevesin- de kaldı, oradan taşmadı, mesuli- yet yuklenmış kimselerin ağzından korkunç laflar, endişe uyandırıcı niyetler halinde milli hayatımıza hakim olmadı. Elbette ki bütün sıkıntılarımız yedi gün içinde kaybolmamıştı. A- ma onları bile elbırlıgıyle yenebı— leceğimiz ümidini kabil Kımse kımseyı yemiyordu, kimse kimseye rımlar, şimşekler yagdırmıyordu, kımse kimseyi bo- Aramızda şuna sindirmeye kalkışmıyor, bu- nu yaparken de isyandan, ihtilal- den, sehpadan, zindandan bahset- miyordu. Hükümet işlerinde, devlet işterinde de bir aksama olmamıştı. Hattâ bilakis işler daha muntazam gidiyor, mühim kararlar alınmasa da alınan kararlar normal yollar- dan alınıyor Bu d huzurdu. Evet bu haftayı Turkıye, pek âlâ huzur i- çinde geçirdi. H artları, hu- esas temeli olan temınat, huzurun lâzımı gayrimufarıkı olan emniyet hukuken pek noksan bu- lunduğu halde sinirlerimizle kim- se oynamadı, tahrik yoluna gidil- medi, kütleler ayaklandırılıp şa- tafatlı dekorlar içinde dehşetli nutuklar çekilmedi. Meeclis hakiki fonksiyonunu ifa görünüyordu. çerden bir ğildi Hattâ gruplar bile daha sa- kindi. Zecri tedbırlerden şiddet u- sullerinden "geçen hafta ıçınde ba- his mevzuu edilmiş lâflar”" diye ko- nuşuluyordu Hiç bir şey bunların lüzumsuzluğunu, kapağımıza Dizzy Giliespie'nin trompetiyle beraber koyduğumuz şu haftadan daha iyi gösteremezdi. Orada bu- rada, geçen haftaların telkinlerine kapılıp aldıkları direktifleri ifa en- dişesiyle harekete geçen gayret- keşler çıkmadı değil. Bunların bir kısmı yıldırma politikasının maşa- ları haline gelmenin kendilerine ni- metler saglayacagına inanıyordu. a, mühim olan havaydı. Türki- yeye huzur havası hal bulun- duğu gün, her balon kendi kendi- ne sönecek, insanlar rahatsız edile- miyecekti. Yarından endişe etmemek! Mü- vazenesiz zihinlerin her türlü kont- roldan azade kalarak bir takım tadsız teşebbuslere geçmiyeceğin- d n emın bulunmak! Hadiselere soğukkanlılıkla baka- bılmek devlet arabasında frenden kuvvetlı gaz tertibatının mevcut olmadığını hıssetmek' İşte, tatlı in ruhları ısıttığı hafta içinde rahat yaşamamızın, kulak zarlarımızın tedirgin olma- masının sebepleri bunlardı.. Bahar günleri karanlık tabloları da san- p gondenuıştı c" okuların çıkarsın ve maksadh felaket tellal- arı bizden ebediyen uzak kalsın. Böyle bir hava İçkide her güçlüğü yenmemiz, dertlerimizi halletme- miz, vatandaş hak ve hukukuna Tİ- yetkar bir rejim kurmamız işten bile değildir. Demokrasi de, işte bu rejimin adıdır. Saygılarımıla AKİS

Bu sayıdan diğer sayfalar: