30 Haziran 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

30 Haziran 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER Sovyet Rusya Yeni bâr blok atı — demokrasilerinde yaşıyanlar umumiyetle komünist blok içinde cereyan eden hâdiseleri anlamakta müşkülât çekerler. Sovyet liderleri- nin eskiden beri yaptıklarına kimse akıl edirememiştir. Tito'nun vayı son ziyareti bunun yeni bir mi- salini teşkil etmiştir. Moskovada yapılan görüşmelerde en arka plânda kalması icab ettiği sanı- lan bir kimse gayet aktif bir rol oy- ışt Bu zat, müstafi Dışişleri Bakanı Molotoftur. Gelen haberlere göre Molotof Tito'yla barıştıktan son- ra Sovyet - Yugoslav görüşmelerinin yıldızı olmuştur. Hiç şüphesiz ki bu, Rus zihniyetinde ufak da olsa bir ğişiklik olduğunun delili sayılabılır ira eskiden gözden düşmüş, mevki- inden atılmış bir şahsın, böyle top- lantılarda ön plânda yer almak şöy- le dursun, hayatta kalıp kalmıyacagı bile bilinemezdi. Ama Tito'nun seya- hati, bize bunu gösterdiği için önemli değildir. Moskova görüşmelerinden el- de edilen neticeler, bu ziyarette son derece büyük ehemmiyet kazandırmış- tır. Filhakika ziyaretin sonunda yayınla- nan resmi tebliğ, verilen nutuklar, ya- pılan basın toplantıları insanı uzun u- zun düşünmeye sevkedecek mahiyet- tedir. Tebliğ, Titonun Komünist Çin'in ta- nınmasını, Formoza'nın Komünist Ci- ne ilhakını, Almanya ve silâhsızlan- ma mevzuundaki Rus görüşünü kabul ettiğini göstermektedir. Diğer taraf- Şepilof ve Nasır Haydi hayırlısı AKİS, 30 HAZİRAN 1956 İki mangal: Kruçef alkışlıyor, Molotof gülüyor tan Titoyla Rus Komünist Partisi ge- nel sekreteri Kruçef arasında bir an- laşma imzalanmıştır. Buna göre Yu- goslav ve Rus komünist partileri bun- dan sonra daha sıkı bir işbirliği yapa- caklarını taahhüt etmişlerdir. Alınan bu kararların Yugoslavyayı tekrar bir Rus peyki hâline getireceğini düşün- mek yersiz olun Zira ,Tito her şeyden istiklâlini duşunmektedır Fa kat Yugoslavya komünist bir devlet olduğuna göre, kendini batı alemin- den zıyade Rusya'ya daha yakın say- maktadır Rusya seyahatı sona ererken Mare- şal Zukov'un verdiği bir beyanatta sarf ettıgı sözler bılhassa ilgi çekicidir. Zukov "Eğer bir gün harp tekrar çı- kacak olursa Rus ve Yugoslav asker leri omuz omuza savaşacaklardır" yordu. Tito bu beyanat üzerinde hiç bır tefsirde bulunmamıştır. Gazeteci- lerle yaptığı görüşmelerde ve verdiği nutuklarda Yugoslav Cumhurbaşkanı bundan sonra Batıya karşı takınacağı tavırda kendisine Batılıların yol gös- tereceğini ihsas etmiş ve Amerikan yardımının kesilmesinden hiç kork- madığını söylemiştir. Tito'ya bu ce- sareti veren hususi durumudur. Hâdi- selerin gelişmesiyle Yugoslav devlet başkanı tarafsız memleketler üzerin- de en fazla tesir eden şahıs olmuştur. Bu yüzden ne Batı bloku, ne de Do- ğu bloku şimdilik Tıtoyu gücendir- meyi arzu etmemektedir. Temmuz ayının ortalarında Yugos- lavyadakı Brioni adası mühim hâdi- selere sahne olacaktır. Zira bu tarih- lerde bir taraftan Hindistan Başba- kanı Nehru, diğer taraftan yeni Mı- sır Cumhurbaşkanı Nasır, Tito'yu zi- yaret edeceklerdir. Zukov ve Tito Bu Üüçlü görüşmelerin sonunda dünyada üçüncü bir blokun resmen teşekkül etmesi beklenmektedir. Rus- lar şimdi bütün gayretleriyle bu rulacak tarafsız bloku kendılerme yaklaştırmaya çalışmaktadırlar. Nite- kim Mısır seyahati esnasında yeni Rus Dışişleri Bakanı Şepilof Mısır'ın bugün için ühim meselesi 0- lan Assuan barajını finanse etme- yi teklif etmiştir. Daha evvel Hin- distanda da bu çeşit yatırımlar yap- mış olan Ruslar, Yugoslavya ile tek- rar barışmanın yolunu da bulmuşlar- 1r. Bütün bu hâdiseler karşısında Batı- lılar hareket tarzlarını henüz tespit et- miş değillerdir. Dış siyaset alanında Batı demokrasilerinin en büyük zaafı- belki de kuvveti- hâdiselere derhal in- tibak edememeleri ve olayları geriden tâkip etmeleridir. Bu husus demokrasi rejiminin icaplarından biridir. Lider- lerin ,şahsi tasarruflarıyla şimdiye ka- dar yapılan işlere bir kalem çekme- leri ancak hürriyetin — var olmadığı yerlerde mümkündür. Fakat böyle bit yetki dış siyasete elastikiyet vermek- tedir. Sovyet Liderleri tenakuza düş- mekten — korkmamaktadırlar. Avru- pada milyonlarca insanı, hürriyetsiz- likten boğarken Asya ve Afrıkalıların karşısına insan haklarının müdaa olarak çıkmaktan çekınmemektedır- ü Kurulacak yeni bloku kazanan ta- raf, yeni bir kisveye bürünmüş olan soguk harpte bir adım İleri atmış ola- caktır. Müstemlekecilik aleyhtarı A- merika Birleşik Devletleri hareketle- rini de hislerine uydurabilirse dünya- ya çok faydah bir yardımda bulun- muş olacaktır 13

Bu sayıdan diğer sayfalar: