2 Mart 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

2 Mart 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ya ve İtalya da, Fransanın Afrika topraklarında hıç bir tahdide maruz kalmadan mallarını satabileceklerdi. Bundan başka, arzu eden memle- ketler - mesela İngiltere - Müşterek Pazara katılabıleceklerdı Ingıtere- nin Müşterek P: memleketlerin- den n tarifesini tatbık etmek — zorundaydı- lar. vrupa hukumetının gosterdığı bel İn- rai maddelerin serbest ticaret bölge- sine ithalini de hoş karşılamıyordu. Ingıltere, Commonwealth memleket- lerinin zirat mahsulleri için imtiyaz- h bir tarıfe tatbik ediyordu. Diğer A mleketlerine de aynı imti- yazların tanınmasına Commonwealth olmıy caktı. Bununla beraber mıyorlardı. Mademki İngiltere Avru- r tesindeki komşularını endişeleriyle başbaşa bırakarak Muşterek Pazarı kuracaklardı Fakat Küçük Avru- üçü a" fikrinin şampiyonları daha heni işin başlangıcındaydılar. Kat edılecek yol çeti zundu. B n ku- lakların dalıa bir müddet muşterek vrupa Pazarı hikayeleriyle pişirile- ceğine muhakkak nazarıyla bakmak icap etmekteydi. M U S İ Kİ Opera A. Gün ve S. Aydan Bu bir aşk sahnesidir Ressam ve bestekâr Nevit — Kodallının "Van Gogh"ü, bü- tün ümit ve tahminlerin otesınde bir başarıya ulaştı. Geçen hafta, Sa- hı gecesi Verem Savaş Derneği yara- rına verilen ilk temsilde, gala gecele- n sahneden çok salon ve fuayey- le alâkalı seyircisi sahnede ve orkest- di ra çuku bitenlerin daha alâka çekici olduğunu — keşfetmişe benziyordu. Her çeşit çağdaş mu- sikiye kulak tıkamış olanlar ve -ne sebebledir. bilinmez- Türk bestekâr- larının opera yazmağa hazır olma- dıgını duşuneııler bile ınançlarını de- M ş zz z B e ve peşil netsiz degıldı dılen eserlerinde bu lıes- tekâr ılerısı için fazla vait vermi mişti. Senfonisi, bır talebe ıçın bıle fazla acemiceydi. nıe ta"sı, u- izlerce eser- O u", böyle bir eserden beklenenin pek azım verebiliyordu. aman- dan beri birkaç yıl g Bu fa- edilebilirdi. Hatta dikkatli dinleyiciler, Kodallı- nın tiyatro için yazdığı bir iki ehem- miyetsiz musikiden bir gelişmeye işa- ret edecek sezgiler çıkarabilirlerdi. Öte yandan, Hollandalı ressaı Vincent Van Gogh un hayatını opera haline getirmek ve böyle bir tasav- vuru Amerikalı yazar Irving Stone'- un "Luat for Life" adlı biyografi ro- manına dayandırmak, başarı ihtimal- lerini daha başlangıçta asgari hadde indirmekti. Bir Tressamın hayatını ele almak, başından birtakım ralar geçen, bir iki defa aşık olan, nihayet çıldıran ve intihar eden her- hangi bir adamın hayatım işlemeğe enzemezdi. H m, hayali bir tip değil de Vincent Van Gogh sa... Bir sanatkâr olarak onun inançlarını, mücadelesini, sanatına getırdıgı yenilikleri, muhi- çevesi iç_ınde bile bunları anlatmalı_ı e ü kelimelerin notalar tarafından örtüldüğü opera- da... İkincisi, Stone'un romanı Van gh at — safhalarını etme gayesini k yerde geçen, muhafaza edilse, birkaç akşamda temsil edilmesi gereken uzunlukta bir opera meydana gelirdi. Bunlardan başka, peşın olarak ak- la gelen bir itiraz da vardı: "Niçin Va ogh?" Bu itirazı ileri sürenle- muhak- a ait bir mevzuu ele sima mecburıyetını yük- lemek istiyenlerdi. Onlara göre Ko- dallı mesela "Yusuf ile Zuleyha diye bir opera yazmalıydı! İlle anlatıla- cak hayat, bir ressamınki olması ge- rekiyorsa V Gogh'dan önce Levni vardı ! Hatta, Kodallı'nın "Bedri 'yüboğlu" adlı bir opera bes- telemesının daha doğru olup olmıya- cağını ciddi ciddi münakaşa edenlere rastlandı. Gerçi "Niçin Van Gogh ?" sualini sormayan belki yoktu; fakat böyle bir sual ancak, biyografi ope- rası yazmanın ve bilhassa Van Gogh gibi bir sanatkarın hayatını ve sana- rin çoğu, Türk bestekârına kak yerli, veya tını opera haline getirmenin güçlükle- riyle alâkalı olabıl rdi. Yoksa bir aratıcısının, cihanşumul bir mevzua el atması şovenlerden başka herkesi memnun etmeli le bir teşebbüs, bütü rağmen, başarılı sayılabılece bir ne ticeye ulaşırsa, o zaman suali kendiliğinden silini ukı "Van Gogh" operası, lıırçok bakım- an, -ve kusurları men- ayak- da durabilen bir eser ı Libretto'da kusur ve vasıflar Van Gogh", ikinci Türk operasıy- 1 ve ilkinden, Adnan Saygun'un "Kerem" ınden dana tesirli bir eserdi. "Kerem" her nekadar renkli,ve ha- reketli bir musiki taşıyorsa da, tü bir libretto üstüne bestelenmek talihsizliğine uğramıştı. İkinci Türk operasının, piyes yazarı Orhan Ase- AKİS, 2 MART 1957

Bu sayıdan diğer sayfalar: