2 Mart 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 31

2 Mart 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 31
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tİ Karaca Tiyatro "Cam Kırıkları" merikanın ve dünyanın en şöhret- li piyes yazarları arasında adı sa- yılan Tennesse Williams, oyunlarmın hepsinde, herşeyden evvel çok sağ- lam bir hikayeci karakterı taşır. Bu sözle piyeslerinin derinlik Ve sosyal realizm yönü kuçumsenmış olmuyor. Şöyle ki Tennesse Williams iyi bir hıkayecı gibi önce sözünü etmiye de- kişiler seçer. kişilerin de çözümlemeleri var- ruh hastası ve- onra, bunları iyi anlatılmış mu- kişiler sözlerinde, hususiyetlerini — açık- Başlangıç veya son- ir netice yoktur. Ten- nesse Williams'ın anlatmakta istediği sadece bu kişiler, kısacası "İnsan"dır. Onun içindir ki oyunlarının hepsın— de karakterler, bakır lâvha kakılmış resimlerin katı, çarpıcı ve sağlam görünüşüne sa hıptırler Çe- kov'un hikâyelerinde olduğu gibi Tennesse Williams eserlerinde, seçtiği insanların üzerine bir an için kuvvetli Ur ışık tutar gibidir. Bu keskin ışıkta gördüğümüz çehreler, davranışlar gayet sarih, kuvvetli ve . Bir an için dışlarını ve seyrettiğimiz bu insanlar, oldukları yerde ıpkı Çekov'daki gi- bi bir daha unutulmayacak bir kuv- vetle hayalimizde yer ederler. Ten- nesse Williams'ın eserlerini seçen bir rejisörün her şeyden evve n ki- şilerinin yapılışları ve saglamlıkla— Tım göz inde tutması gerekir. Bu sebeple Tennesse Williams'ın kahra- manlarının mutlaka kuvvetli oyun- cularla ifade edilmesi kaçınılmaz kir şarttır. Mevzu I ennesse Wıllıams veya ya ısterıkdırler tarif edilmiş, hareketlerinde ça belirttiler. "Cam Kı rıkla— ir a r kederek çıkıp gittiği evin kişileri, anne, oğlu Tom ve sakatlığı yüzün- den çekıngen ruhen hasta kızı Lau- ır. Ana, çocukları için çırpınan, geveze bır 'pudalacıktır.. Gündüz a- yakkabıcılık, gece sinemalarda hok- kabazlık yapmak ve evin kasvetlı havası, mütehakkim anası oğlu Tom'un canına tak demiştir. Ba— bası gibi denizlere açılıp, dönmemeyi hayal eder. Laura'yı bir kocaya vere- bilmek gayreti güden ana, oğlunu bir ra'yı ve evi tün dünyası, sığınağı cam biblo kol- leksiyonu olan sakat kız, aksi gıbı luna gideceklerden biridir. AKİS, 2 MART 1957 Nişanlı- YAT R O dır, yakında evlenecektir. Böylece Laura için aralanan kapı a da CI gerçeklerı gostermekten başka amışdır... 'yunu önüne gelen ve nihayet evini terke- dip gemıcı olan Tom taniı! tır Oyun, gemici Tomun bir zaman t. Luıs dekı evını, hırakıp gıttıgı kız deşin nnesini hatırlaması, dalıp dalıp gıtmesıdır Kim ve 1 ay — kasvetli evde, ayn zavallı hayatı suruklemektedırler ? Temsil Karaca Tiyatrosundaki oyun, Melih ssaf ve Metin Serpen tarafından bırbirlerine "hello do" demeselerdi. Tercüme edilmiş bir oyunda merhabalaşmak, dılın aslına uygun olursa ne elde edilir' Karaca Tıyatrosunun her nevi im- kânı var. Salon güzel, sahne güzel, effect ve bilhassa ışıklar hiç aksamı - yor. Üstelik perde hakıkaten başarı- h bir dekora açılıyo! z Somer ve Y. Zagrafes iyi duşunu]muş, oyuna çok yardım eden, eksiksiz bir dekor yapmışlar Oyun başlarken Tom'un evinin içini şeffaf bir duvardan görü- oruz. om kişileri andıkça, andığı kişi s. o kımıldanıyor, ışık ustlerıne düşüyor. St. Luis'deki ev, bir hatırlamada oldııgu gibi git- tikçe canlanıyor. Bu mizansen Muze- nidis'in en ba: ş rılı taraflarından biri. Tom tanıtmasını bitirince şeffaf du- var yavaşça vükseliyor. Sokağı, gırış kapısını, üst kat ile birlikte evi ve Muammer Karaca Gel bu sevdadan vaz geç!. evin içini görüyoruz. Muzenidis oyu- nun € berlenmesıne, iyi bir sahne di- e azçok süratli bir tempo ile oynanmasına itina göstermiş ve gü- zel gorunuşlu sahne resimleri tertip- lemış ütün bunlara rağmen re_ııso- re "niye helva yapıp yemediğini" olacak. Hele o Türk lîlmlermın tekelınde sandığımız me- nidis'e bancı, hatta yerli 0: alaturka oynatmaya k ola- dı. de rol alan sanatkârlar da, sanki bütün gü çlerını bu yolda harcadıl ar. Tom rolünde Turgut Bo- ralı, senelerdir gemılerde dolaşıp li- man barlarında sürünen gemici gibi değil, afili bir yat kaptanı gibi gel- di sahnaye. Diksiyonunu ise "kötü bir diksion" ölçülerinde bile münaka- şa etmek imkânsız. Geniş ağız mimi lerı, yanlış vurguları, çatallı, tonsuz sesi ıla soyledıgı kelimeleri anlamak bile güç r şeye benzetmek lâzım gelırse, Çerkezce konuşan bir tavus kı bi ses veriyordu. Evin içinde- ki oyunu da en az, "Blucin, kazak, eşarp, fötr şapka" ile sokağa çıkması kadar batıcı ve duzensızdı’ e, Adile Naşit Kesi ram jestleri ile katıksız manzumeler okudu. Misafir. Jim'de Koral St. Luıs'dekı delikanlı değıl Lan veya sımpaşadan yetişmiş vı Ye- şil Çam soka,; ğında şöhret edinmiş bir eninleri ile söylemek itiyadından kur- rsa da çi zgılerı sahneye çok nun sonlarına hası ile olacak Sü üruri de sakat Laurayı yer- dram — zih- üç rolünü zaman zaman yakalayabildi, etrafının yardımı ve uygun oyuncular içinde olsaydı, pek âlâ iyi bir Laura olacak gibiydi. Bü- tün oyuncular hayret veya teessur rim dans sahnesi ada Kara- ca Tıyatrosu, nerdeyse seyırcılerı bıle uşutturece ğ dırdı sahne Heba olan imkânlar hesabına bır kere dalıa üzülmemek değildi Hülâsa, Karaca Tiyatroda, hem de güzel bir dekor içinde Tennesse Wil- lıams alatıırka bır güreşle yerden ye- öylece şışırılen Taki Muzenıdıs lıalonu da acıklı bir şekil- de patlamış oklu. En kötüsü Tennesse thliams'ı ilk defa seyredenlere bu , yazar için "bir yığın can Si- kıntısı sunmaktan başka nesi var" diye düşündürdü ki, bu düpedüz ayıp- lanacak bir iş oldu. E 31

Bu sayıdan diğer sayfalar: